5 soru cevap bekliyor
Türkiye ile ABD "barış koridoru" konusunda mutabakata varsa da birçok konuda belirsizlik sürüyor. Türkiye'nin "oyalamalara izin vermeyeceğiz" söylemleri arkasında 5 maddedeki direnç yatıyor. Güvenli bölgenin derinliği konusunda Türkiye'nin taleplerine yaklaşılsa da Pentagon, Başkan Trump'ın 20 mil sözünü tutmuyor. Amerika, Türkiye'ye saldırmamış PYD yandaşları kalsın istiyor, DEAŞ tehdidinin sürdüğü bahanesiyle YPG'ye desteğini sürdürüyor. Münbiç Yol Haritası'nda olduğu gibi çalışmaları "belli bir takvime yayma" söylemleri öne sürülüyor.
Türkiye, Fırat'ın doğusunda güvenli bölge tesisi için çalışmaları hızlandırdı.
Bir yandan Müşterek Harekat Merkezi oluşturulurken bir yandan da Türk Silahlı
Kuvvetleri'nin bölgedeki yığınaklanması devam ediyor. NATO'nun ikinci büyük
ordusu TSK'nın Fırat'ın doğusuna tek başına müdahale kararlılığı karşısında
Amerika, Türkiye ile görüşmelerde mutabakat sağladı. Ancak bu mutabakat da "ön
mutabakat" noktasından öteye geçemedi.
OYALAMA TAKTİĞİ Mİ?
Amerika, diplomasi seçeneğini son ana kadar zorlayan Türkiye'ye karşı oyalama
taktikleriyle masaya gelse de Türkiye'nin kararlı tutumu karşısında hızlı adımlar
attı. "Barış koridoru" mutabakatı, halen "ön mutabakat" formunda ve neredeyse
her konu detaylandırılmayı bekliyor. Türkiye'nin "oyalama taktiği" olarak gördüğü,
5 maddede Amerika ile uyuşmazlık konuları şöyle:
1-DERİNLİK:
Türkiye, güvenlik endişelerinin giderilmesi ve Türkiye'deki Suriye vatandaşlarının
topraklarına döndürülmesi noktasında güvenli bölgenin 30-40 kilometre derinliğinde
olmasını istiyor. Amerika, derinlik konusunda Türkiye'nin taleplerine yaklaşsa
da, YPG angajmanını sürdüren Pentagon, Başkan Trump'ın 20 mil sözünü yerine
getirmiş değil. Türkiye'ye bu doğrultuda getirilen öneriler şu ana kadar kabul
edilmedi. Türkiye için 20 mil (yaklaşık 32 kilometre) asgari derinlik olarak
görülüyor.
2-PYD'NİN TAMAMEN ÇIKARILMASI:
PKK'nın uzantısı PYD-YPG'yi SDG başta olmak üzere başka adlar altında gizlemeye
çalışan Amerika, yine aynı yönteme başvuruyor. Amerika, PKK terör örgütüyle
bağlantısı olan teröristlerin çıkarılması ancak PYD'lilerin kalmasını istiyor.
Türkiye ise tamamen terörist yapı ve yandaşlarının bölgeden çıkarılmasını istiyor.
Türkiye için terörist unsurların ve yandaşlarının bölgeden tamamen çıkarılması,
mutabakatın ana omurgası olarak olmazsa olmaz olarak masada tutuluyor.
3-YPG'YE AĞIR SİLAH DESTEĞİNE DEAŞ'LA MÜCADELE BAHANESİ
Türkiye, bölgenin ağır silahlardan tamamen arındırılmasını istiyor ve terörist
örgüte silah ve mühimmat desteğinin tamamen sonlandırılması gerektiğini belirtiyor.
YPG'yi adeta bir ordu gibi donatan ve Suriye'nin geleceğinde düzenli ordunun
bir parçası olarak görmek isteyen ABD ise DEAŞ'la mücadelenin devam ettiği bahanesiyle
YPG'ye silah ve mühimmat sevkiyatını sürdürüyor.
4-"TAKVİME YAYALIM" OYALAMASI:
Amerika, Münbiç Yol Haritası'nda olduğu gibi güvenli bölge çalışmalarını "belli
bir takvime yayma" hesabı yapıyor. Ancak Türkiye'nin harekat kararlılığı karşısında,
Müşterek Harekat Merkezi'nin kurulması başta olmak üzere bazı adımları hızlandırmak
zorunda kaldı. Münbiç Yol Haritası'nda, planlama süreçlerinin uzatılması, askerlerin
müşterek harekat eğitim sürecinin zamana yayılması gibi pek çok detayla bölgenin
YPG'den arındırılması geciktirilmiş ve nihayetinde yol haritası uygulanmamıştı.
Türkiye, oyalama taktiklerine müsaade edilmeyeceğini en üst düzeyde ve ısrarla
dile getiriyor ve Münbiç'ten farklı olarak Amerika ile Türkiye arasındaki koordinasyon
hayli hızlı bir şekilde devam ediyor. Planlamalar kapsamında ağustos ayı sonuna
kadar Türk ve Amerikan askerlerinin sınır ötesine geçerek belli noktalarda kontrol
sağlaması isteniyor.
5-YEREL YÖNETİMLER DÜĞÜMÜ:
Türkiye, bölgenin güvenli hale getirilmesinden sonra mülteci durumundaki Suriyelilerin
bölgeye geri dönmelerini ve yönetimin de Arap ve Türkmen ağırlıklı olan bu insanlar
tarafından oluşturulmasını istiyor. Ortağı YPG'nin ile demografik yapıyı değiştirdiği
bölgede Amerika, yerel yönetimlerin bölgenin asıl sahibi olan Arap ve Türkmenlerden
belirlendiği modele karşı çıkıyor. Bölgeden Türkmenler ve Araplar çıkarıldıktan
sonra yerel yönetimler de SDG'lilerden oluşturulmuştu. Amerika, mevcut yönetimin
devam etmesini isterken, Türkiye ise bunu asla kabul etmeyeceğini vurguluyor.
Kıymet Sezer