Ermeni tasarılarına karşı çift aşamalı strateji

Yurt dışında ulusal ve yerel parlamentolarda gündeme gelen Ermeni karar tasarıları konusunda hükümet ve TBMM, iki aşamalı taktik strateji izliyor. İlk etapta, karar tasarılarının kabulünü önlemek amacıyla Dışişleri Bakanlığı ve ilgili dış temsilcilikler aracılığıyla her düzeyde yoğun diplomatik girişimlerde bulunuluyor. Bütün çabalara rağmen sonuç alınamamışsa ilgili ülkelere karşı Cumhurbaşkanı başta olmak üzere her düzeyde tepki ve yaptırımlar masaya yatırılıyor

Haber Giriş : 18 Mayıs 2021 07:50, Son Güncelleme : 18 Mayıs 2021 08:19
Ermeni tasarılarına karşı çift aşamalı strateji

Milliyet'ten ÖNDER YILMAZ'ın haberine göre: TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı, hazırladığı "Çeşitli Ülke Parlamentolarında Kabul Edilen Ermeni Karar Tasarıları" başlıklı çalışmasında, bu konuda Türkiye'nin nasıl bir strateji izlediğini ayrı bir başlıkta ele aldı. Rapora göre, öncelikle karar tasarılarının kabulünü önlemek amacıyla Dışişleri ve ilgili dış temsilcilikler aracılığıyla her düzeyde şu yoğun diplomatik girişimlerde bulunuluyor:

- Tüm Büyükelçilikler ve diğer diplomatik temsilcilikler Ermeni soykırımı iddialarına karşı akredite bulundukları ülkelerdeki faaliyetleri yakından takip etmeleri ve bu yönde bir gelişmeden haberdar olmaları halinde önlemesi için re'sen girişimde bulunmaları hususunda talimatlandırılıyor.

- Böyle bir gelişme yaşandığı zaman ilgili ülkenin Ankara'daki Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na davet edilerek bu girişimin doğuracağı sakıncalar anlatılıyor.

- Kararın gündeme geldiği parlamentonun önemine göre TBMM Başkanı, Bakan veya TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, Dostluk Grupları Başkanları tarafından karşıtlarına mektup gönderiliyor. Konunun aciliyet arz etmesi halinde Cumhurbaşkanı veya Dışişleri Bakanı muhatapları ile telefon görüşmeleri de gerçekleştirebiliyor.


- İlgili ülkelerdeki büyükelçiler, mümkün olduğu kadar çok siyasi şahsiyetle görüşerek, böyle bir kararın kabulünün yaratabileceği sakıncaları anlatıyor.

Bütün bu çabalara karşı parlamentolarında Ermeni iddialarına ilişkin açıklama veya kararların kabul edildiği ülkelere karşı ise şu çerçevede tepki gösteriliyor:

- Dışişleri Bakanlığı'nca bir açıklama yayınlanarak karara karşı tepki ortaya konuluyor ve bu tür girişimlerin ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçlara dikkat çekiliyor.

- Kararın niteliğine göre Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Dışişleri Bakanı veya TBMM Dışişleri Komisyonu Başkan, Dostluk Grupları Başkanları karşıtlarına mektup göndererek duyulan rahatsızlığı iletiyor.

Raporda, Dışişleri Bakanlığı ve dış temsilciliklerce Ermeni meselesi hakkındaki gerçeklerin anlaşılması amacıyla çok yönlü çalışma yürütüldüğü belirtildi. Çalışmalar şöyle aktarıldı: "Ermeni iddialarını çürüten çok sayıda yayın hazırlanarak, dış temsilcilikler aracılığıyla yurt dışındaki siyasi karar mercilerine, parlamento üyelerine, akademisyenlere, gazetecilere, üniversitelere, kütüphanelere, diğer ilgili kişi ve kurumlara iletilmektedir. Uzman ve uluslararası saygınlığa sahip yerli ve yabancı akademisyenler tarafından konuya ilişkin olarak yazılan kitap ve makaleler de ilgili çevrelere dağıtılmaktadır.

Ermenilerin faaliyetlerinin yoğun olduğu ülkelerde Dışişleri Bakanlığınca yerli ve yabancı bilim adamlarının katılımıyla seminer ve konferanslar düzenlenerek gerek bu ülkelerde yaşayan vatandaşlarımıza gerek bu ülkelerin kamuoylarına Türkiye'nin görüşleri anlatılmaya çalışılmaktadır."

Etkin girişimler sonuç vermişti

1984 yılında Ermeni karar tasarısının ABD Senato Adalet Komisyonu'ndan geçirilmesi üzerine Türkiye, "Türk-ABD Savunma Konseyi toplantıları ve askeri ilişkilerin askıya alınması", "İncirlik Üssü'ndeki F-16 uçuşlarının engellenmesi, Amerikan filolarına ziyaret yasağı konulması, Ermeni tasarısının geçmesi halinde 1990'da süresi dolacak SEİA'nın uzatılmayacağı" şeklinde tepkisini muhataplarına bildirdi. ABD yönetimi, Türkiye'nin bu etkin girişimleri sonucu tasarının gündeme alınmasını engelledi. Ayrıca Senato 2019'da 1915 olaylarını oy birliğiyle soykırım olarak kabul ettiğini açıkladı, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devreye girmesi ve Dışişleri'nin etkin girişimleri sonucu Trump yönetimi, 1915 olaylarını "soykırım" olarak gördüklerini ilan etmedi.

'En büyük zararı Türkiye görmüştür'

"Bütün çabalara rağmen, Ermeni karar tasarılarından en büyük zararı Türkiye görmüştür" denilen raporda, Türkiye'nin sarf ettiği eforun ciddi yük oluşturduğu ifade edilerek şunlar kaydedildi:

"Türkiye diplomatik birimlerini aylarca belli bir Ermeni karar tasarısını geçirtmemek için tahsis etmek durumunda kalmıştır. Dünyadaki ülke sayısı göz önüne alındığında, böyle bir yolun başarısı da tartışmalıdır. Çünkü bir ülkede tasarının kabul edilmesi önlense bile, diğerinde kabul edilme riski her zaman vardır. Ermeni tasarısı Türkiye'nin kimi kurumlarını zaman zaman felce uğratan ve ülkenin uluslararası prestijini sarsan bir hal almıştır. Sonuç olarak denilebilir ki, ülkelerin parlamentolarında kabul edilen karar tasarıları yoluyla Türkiye'nin soykırım iddialarını kabul etmesi, Ermenilerin ise bu iddialardan vazgeçmesi mümkün gözükmemektedir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber