Atama onayını bir yıl beklettiren memura kötü haber

Danıştay Sekizinci Dairesi, araştırma görevlisi kadrosuna atama onayını bir yıl beklettiren memurun atamasının iptal edilmesi yönündeki işlemi hukuka uygun buldu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 02 Mart 2021 10:03, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Atama onayını bir yıl beklettiren memura kötü haber

Dava konusu olayda Gelir İdaresi Başkanlığı . Vergi Dairesi Başkanlığı İdari ve Mali İşler Müdürlüğü'nde şoför olarak görev yapan davacı . Üniversitesi .. İşletme Fakültesi İşletme Bölümü'ne araştırma görevlisi olarak atanmaya hak kazanmıştır.

Davacının anılan üniversiteye atanmasına dair evrak görev yaptığı kurumun kayıtlarına 7 Nisan 2014 tarihinde giriş yapmıştır. Daha sonra ilgili kurumca davacıya 16 Nisan 2014 tarihinde tebliğ-tebellüğ belgesi düzenlenmiş, ancak ilgilinin görev yaptığı kurumla şifahi görüşmede İstanbul'da doktora eğitimine devam etmesi ve Adana'dan geliş ve gidişlerde hem ekonomik hem de zaman açısından zorluk yaşayacağı gerekçesiyle ayrılışının ertelenmesini talep etmiştir. Bir yılı aşkın süre tebligat işlemi bekletildiğinden dolayı, bu süre zarfında Çukurova Üniversitesi tarafından ilgilinin atama onayı iptal edilmiştir. Ancak, ne kişiye ne de halen görev yaptığı kuruma bildirimde bulunulmamıştır.

Davacı, 29 Haziran 2015 tarihinde atama işlemini tebellüğ ederek 6 Temmuz 2015 tarihinde göreve başlamak için Çukurova Üniversitesine başvuruda bulunmuş ve ilgilinin talebi reddedilmiştir.

İlk derece mahkemesi, 657 sayılı Kanun'un 62 nci maddesi uyarınca onbeş günlük süre içerisinde mevzuata uygun olarak görevine başlama istemiyle davalı idareye başvuran davacının her ne kadar atama onayını gecikerek tebellüğ etmesine rağmen mevzuata uygun hareket etmesi ve atandığı kadronun münhal olduğu dikkate alınarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

Danıştay Sekizinci Dairesi ise, davacının 16.04.2014 tarihinde tebellüğ etmesi için düzenlenen belgeyi ispatı mümkün mücbir sebepler haricinde makul bir süre içerisinde tebliğ alması gerektiğinin açık olduğu, herhangi bir mücbir sebep bulunmaksızın anılan atama onayını bir yıldan uzun bir süre sonra 29.06.2015 tarihinde tebliğ alması ve görevine başlamak üzere 06.07.2015 tarihinde davalı idareye başvurduğundan ötürü ilgilinin atanma talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görmemiştir.

T.C.

DANIŞTAY

8. DAİRE

Esas No:2016/11961

Karar No:2021/1190

İstemin Özeti : Adana 3. İdare Mahkemesi'nin 17/06/2016 tarih ve E:2015/260, K:2016/803 Sayılı kararının hukuka aykırı olduğu öne sürülerek, 2577 Sayılı Kanun'un 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulüyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, Gelir İdaresi Başkanlığı, İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı İdari ve Mali İşler Müdürlüğü'nde şoför olarak görev yapan davacı tarafından, Çukurova Üniversitesi Kozan İşletme Fakültesi İşletme Bölümü'ne araştırma görevlisi olarak atanmaya hak kazanması nedeniyle kurumda çalışmak üzere yapılan başvurunun reddine ilişkin 22.07.2015 tarih ve 85835788-903.99 Sayılı davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, Çukurova Üniversitesi Kozan İşletme Fakültesi İşletme Bölümü'ne 13.03.2014 tarihli rektörlük oluru ile araştırma görevlisi olarak atanan davacının, söz konusu atama onayını 29.06.2015 tarihinde tebellüğ ettiği ve 657 Sayılı Kanun'un 62. maddesi uyarınca onbeş günlük süre içerisinde mevzuata uygun olarak görevine başlama istemiyle davalı idareye başvurduğu, davalı idare tarafından davacının atandığı göreve başlamaması nedeniyle görevinin üzerinden alındığına ilişkin 30.05.2014 tarihli işlemin davacıya ya da davacının görev yaptığı kuruma bildirilmemesine rağmen, davacının atandığı göreve başlamadığı ve görevinin üzerinden alındığı gerekçesiyle davacının görevine başlama isteminin reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde, yukarıda açıklandığı üzere atama onayını gecikerek tebellüğ eden ancak mevzuata uygun hareket eden davacının durumuyla beraber halen davacının atandığı kadronun münhal olduğu da göz önüne alındığında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 33.maddesinde; "Araştırma görevlileri, yükseköğretim kurumlarında yapılan araştırma, inceleme ve deneylerde yardımcı olan ve yetkili organlarca verilen ilgili diğer görevleri yapan öğretim yardımcılarıdır. Bunlar ilgili anabilim veya anasanat dalı başkanlarının önerisi, Bölüm Başkanı, Dekan, enstitü, yüksekokul veya konservatuvar müdürünün olumlu görüşü üzerine rektörün onayı ile araştırma görevlisi kadrolarına en çok 3 yıl süre ile atanırlar; atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunlar aynı usulle yeniden atanabilirler." hükmüne yer verilmiştir.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 62. maddesinde; "İlk defa veya yeniden veyahut yer değiştirme suretiyle; a ) Aynı yerdeki görevlere atananlar atama emirlerinin kendilerine tebliğ gününü, b ) Başka yerdeki görevlere atananlar, atama emirlerinin kendilerine tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde o yere hareket ederek belli yol süresini izleyen iş günü içinde işe başlamak zorundadırlar. Savaş ve olağanüstü hallerde bu süre Bakanlar Kurulu Kararı ile kısaltılabilir. Yukarıdaki süreler; 1- Yasal izinlerin kullanılması veya geçici bir görevin yapılması sırasında başka bir göreve atanan memurlar için iznin veya geçici görevin bitimi, 2- Hesaplarını, yerlerine gelenlere devir zorunda bulunan sayman ve sayman mutemetleri için devrin sona ermesi, 3- Eski görevlerine devamları kurumlarınca yazılı olarak tebliğ edilenler için yerlerine atanan memurların gelmesi veya yeni görev yerlerine hareketlerinin kurumlarınca tebliği tarihinde başlar. Yer değiştirme suretiyle yapılan atamalarda memurlara atama emirleri tebliğ edilince yollukları, ödeme emri aranmaksızın, saymanlıklarca derhal ödenir. Memurun izinli ve raporlu olması tebligata engel olmamakla beraber ( a ) ve ( b ) bentlerindeki süreler izin ve rapor müddetinin bitmesinde başlar. Bu maddede geçen "yer" deyiminin kapsamı İçişleri ve Maliye Bakanlıklarınca birlikte belirtilir." hükmüne, 63. maddesinde ise; "Bir göreve ilk defa veya yeniden atananlardan belge ile isbatı mümkün zorlayıcı sebepler olmaksızın 62. maddedeki süre içinde işe başlamayanların atanmaları iptal edilir ve bunlar 1 yıl süreyle Devlet memuru olarak istihdam edilemezler. Bunların belge ile isbatı mümkün zorlayıcı sebepler nedeniyle göreve başlamama hali 2 ayı aştığı takdirde atama işlemi atamaya yetkili makamlarca iptal edilir. Başka yerdeki bir göreve atananlardan 62. maddedeki süre içinde hareket ederek belli yol süresi sonunda yeni görevlerine başlamıyanlara, eski görevlerinden ayrılış ve yeni görevlerine başlayış tarihleri arasında aylık verilmemek şartı ile 10 günlük bir süre daha verilebilir. Belge ile isbatı mümkün zorlayıcı sebepler olmaksızın bu süre sonunda da yeni görevlerinde işe başlamıyanlar memuriyetten çekilmiş sayılırlar." hükmüne yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, Çukurova Üniversitesi Kozan İşletme Fakültesi İşletme Bölümü'ne 13.03.2014 tarihli rektörlük oluru ile araştırma görevlisi olarak atanmasına ilişkin işlemin, görev yaptığı Gelir İdaresi Başkanlığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı İnsan Kaynakları Grup Müdürlüğü'ne 17.03.2014 tarih ve 3343-5767 Sayılı yazı ile bildirildiği ve atama onayının 07.04.2014 tarihinde davacının görev yaptığı kurum kayıtlarına intikal ettiği, atama onayının davacıya tebliği için 16.04.2014 tarihli tebliğ tebellüğ belgesinin düzenlendiği ancak davacının görev yaptığı kurumla yaptığı şifahi görüşmede İstanbul'da doktora eğitimine devam ettiği ve Adana'dan geliş ve gidişlerinde hem ekonomik hem de zaman açısından zorluk yaşayacağından dolayı ayrılışının belirli bir süre ertelenmesini talep ettiği ve görev yaptığı kurum tarafından bu istemi uygun görülerek atama onayının 29.06.2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine aynı gün görevinden ayrılan davacının, 06.07.2015 tarihli dilekçeyle görevine başlamak için davalı idareye yaptığı başvurunun, görevine başlamaması nedeniyle görevinin üzerinden alındığından bahisle reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bakılan uyuşmazlıkta, davacının atama onayının görev yaptığı kurum kayıtlarına 07.04.2014 tarihinde intikal ettiği, anılan atama onayının davacıya tebliği için 16.04.2014 tarihli tebliğ - tebellüğ belgesi düzenlendiği ancak davacının görev yaptığı kurumla yaptığı şifahi görüşmede İstanbul'da doktora eğitimine devam ettiği ve Adana'dan geliş ve gidişlerinde hem ekonomik hem de zaman açısından zorluk yaşayacağından dolayı ayrılışının belirli bir süre ertelenmesini talep etmesi neticesinde, bir yılı aşkın süre yapılmayan tebliğin 29.06.2015 tarihinde yapılması üzerine aynı gün kurumdan ayrılışını yaptığı ve onbeş günlük süre içerisinde de görevine başlamak üzere davalı idareye başvuruda bulunduğu görülmektedir.

Her ne kadar davacı tarafından, yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca atama onayının tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde göreve başlamak için başvuruda bulunduğu ileri sürülmekte ise de; 16.04.2014 tarihinde tebellüğ belgesi düzenlenen atama onayının, belge ile ispatı mümkün mücbir sebepler haricinde makul bir süre içerisinde tebliğ alınması gerektiği açık olup, herhangi bir mücbir sebep bulunmaksızın anılan atama onayını bir yıldan uzun bir süre sonra 29.06.2015 tarihinde tebliğ alan ve görevine başlamak üzere 06.07.2015 tarihinde davalı idareye başvuran davacının talebinin reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, aksi yöndeki Mahkeme kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; Adana 3. İdare Mahkemesi'nin temyize konu kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 ( onbeş ) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 25.02.2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY :

(X)- Temyize konu Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla, aksi yöndeki çoğunluk kararına katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber