7-4 gösterge mi?

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 01 Nisan 2008 07:50, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa Mahkemesi üyelerinden 4'ünün Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün dosyadaki varlığı nedeniyle iddianamenin iadesini istemeleri ilginç bir oran oluşturdu. Çünkü Anayasa Mahkemesi, siyasi parti kapatma kararını en az 4'e karşı 7 oyla alabiliyor. Yani bir siyasi partinin kapatılabilmesi için 7 üyenin "kapatma" yönünde oy kullanması gerekiyor.

Dünkü oylamada da kararın 7 - 4 çıkması dikkat çekti. Ancak bu oy oranı, davanın bundan sonraki aşamaları ve sonucu için hiçbir anlam ifade etmiyor. Mahkeme'nin, davayı genel olarak oybirliğiyle kabul etmiş olması da yargılama sonunda verilecek karar için hiçbir bir gösterge oluşturmuyor. Dünkü oylama sadece, açılan davada şekil şartları açısından bir eksiklik olmadığını gösteriyor. Dünkü oylamadaki tek ipucu, AK Parti kapatılırsa en az 4 üyenin Abdullah Gül'e siyaset yasağı getirilmesi konusunda temkinli davranacaklarını gösteriyor.

Mahkeme'de Gül çatlağı

Cumhurbaşkanı Gül'ün AK Parti dosyasında bulunması Mahkeme'deki tek tartışma konusu oldu. Gül'ün söz ve eylemlerinin dosyadan çıkarılması gerektiğini savunan üyeler "Gül artık parti üyesi değil" görüşünü işlediler. Haşim Kılıç ve aynı doğrultuda oy kullanan diğer üç üye, üyeliği herhangi bir nedenle sona ermiş kişinin geçmişteki söz ve eylemlerinin o parti tüzel kişiliğini bağlayamayacağını aktardılar. Kullandıkları oylarla Gül'ün söz ve eylemlerinin de kapatma davasının delili olmasını sağlayan 7 üye ise, Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilerek parti üyeliğinin sona erdiğini hatırlatarak, "Bir partinin bir üyesinin söz ve eylemlerinden sorumlu tutulmaması durumu, ancak o kişinin partiden ihracı ile mümkündür. Oysa burada, davalı partinin herhangi bir iradesi yoktur" görüşünü savundular.

TOPLANTI 4 SAAT SÜRDÜ

Raportör Osman Can'ın raporunu hafta sonunda evlerinde okuyan Anayasa Mahkemesi üyeleri, Haşim Kılıç başkanlığında saat 10.00'da toplandı. Heyet, görüşmesini, Raportör Osman Can'ın raporundaki görüşler doğrultusunda yaptı. İlk olarak, "Anayasa Mahkemesi Kuruluş Kanunu'na göre iddianame mahkemeye verildiğinde dava açılmış sayılır mı yoksa Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre iddianamenin kabulü veya iadesinin tartışılması gerekir mi?" sorusunun yanıtı arandı. Yüksek Mahkeme, daha önce DTP davasında aldığı "Heyet, iddianamenin iade veya kabul şartlarını tartışır" şeklindeki usul kararını da dikkate alarak kendi kuruluş kanundaki hükümler yerine sonradan çıkan ve daha genel bir düzenlemeyi içeren Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerini uygulamanın yerinde olduğunu belirleyerek delilleri incelemeye geçti.

GÜL OYÇOKLUĞUYLA

Mahkeme, Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın hazırladığı dosya ve iddianameyi genel olarak dava açılması için usul yönünden yerinde gördü. Bu nedenle davanın genelinin kabulünü oybirliği ile kararlaştırdı. Raportör Osman Can'ın raporundaki sıralama ve gruplandırma gereği Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün söz ve eylemleri nedeniyle iddianamede yer alması ve siyasi yasak istenmesi talebi ayrıca görüşüldü. Başta Başkan Haşim Kılıç olmak üzere üyeler Sacit Adalı, Serdar Özgüldür ve Serruh Kaleli, Gül'ün dosyadan çıkarılması ve bu nedenle iddianamenin iade edilmesi gerektiğini savundular. Bu üyeler, Siyasi Partiler Kanunu ve Anayasa'daki hükümlere göre "odak olma" halinin devam eden ve süreklilik arzeden bir durum olduğunu, oysa Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmekle AK Parti ile zaten bir ilişkisinin kalmadığını bu nedenle de söz ve eylemlerinin devamı durumunun da olmadığını savundular. Ancak bu itirazlar dikkate alınmadı. Mahkeme'nin kararına göre, AK Parti, Gül'ün Dışişleri Bakanlığı dönemindeki söz ve eylemleri için de savunma yapacak. Mahkeme, AKP'nin kapatılmasına karar verirse Gül'e de, cumhurbaşkanlığını etkilememekle birlikte, siyaset yasağı getirebilecek. Mahkeme'nin 4 saat süren müzakereyi saat 14.25'te bitirdi. Karar ise Başkanvekili Osman Paksüt tarafından açıklandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber