Tecil edilmiş hükümler memuriyete engeldir
Danıştay 12. Dairesi, 30/11/2005 tarihinde işlemiş olduğu "görevi kötüye kullanma" suçundan dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257/1 maddesi uyarınca "1 yıl, 8 ay" hapis cezası ile cezalandırılan ve bu cezası ertelenen, temyiz edilmeksizin mahkumiyeti kesinleşen davacının, memurluğa alınmadaki şartları sonradan kaybettiğinden görevine son verilmesin hukuka uygun buldu.

İlk derece mahkemesi değişiklikten önce verilen kararın kişi lehine yorumlanması
gerektiğine hükmetmişti
2006 yılında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun Devlet memurluğuna alınacaklarda
genel ve özel şartların düzenlendiği maktadır.48. maddesinin birinci fıkrasının
(A) bendinin 5 numaralı alt bendinde, tecil edilen ceza mahkumiyeti kararlarının
memuriyete alınmaya engel teşkil etmeyeceğinin hükme bağlanmış olması karşısında,
lehe olan düzenlemenin uygulanması gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde
yasal isabet bulunmamaktadır.
Danıştay: Engeldir
Getirilen yeni Türk Ceza Kanunu sistemi ile 657 sayılı Kanun'da da bazı değişiklikler
yapılmıştır. Anılan değişiklikler kapsamında 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı
Kanun ile de bir çok yasal düzenlemede değişikliğe gidilmiş; 317. maddesi ile
de Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A-5 maddesinde yer alan ''tecil edilmiş hükümler
hariç olmak üzere'' ibaresi kanun metninden çıkarılmıştır.
Bu yasal düzenlemeye göre, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca tecil edilmiş bir mahkumiyet kararı, esasen vaki olmamış sayılacağından, devlet memurluğuna alınmak için bir engel oluşturmadığı gibi, halen devlet memuru olan kişiler hakkında da 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca göreve son verme işlemi uygulanamayacaktır. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca verilen mahkumiyet kararı ertelenmiş olsa bile, denetim süresinin getirilen yükümlülüklere uygun ve iyi halli olarak geçirilmesi durumunda ceza infaz edilmiş sayılacağından, mahkumiyete bağlanan hak yoksunlukları ortaya çıkacak ve 657 sayılı Kanun'un 48/A-5 maddesi uyarınca kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla hapis cezası alanlar, cezası ertelenmiş olsa dahi devlet memuru olamayacağı gibi, hali hazırda devlet memuru olanların anılan Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevlerine de son verilebilecektir.
657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendindeki ''tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere'' ibaresi, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 317. maddesiyle çıkarılmış ise de; yukarıda belirtildiği gibi; yeni Türk Ceza Kanunu ile ertelenen mahkumiyet kararları neticesinde cezaların infaz edilmiş sayılması karşısında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun ile uygulanma kabiliyeti kalmamıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca ceza alan ve fakat yine aynı Kanun uyarınca cezası ertelenen devlet memurlarının, kasten işlediği bir suçtan dolayı bir yıldan fazla süreyle almış olduğu hapis cezası uyarınca, işlediği fiil tarihine ya da işlem tarihine bakılmaksızın, 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevlerine son verilebilecektir.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2021/315
Karar No: 2023/2928
İSTEMİN KONUSU:
... İdare Mahkemesinin... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek
bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
Kozan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev
yapan davacının, ... Ağır Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş olan kararıyla 1 yıl
8 ay hapis cezası ile cezalandırıldığından bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi
ve 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca memuriyet görevine son
verilmesine ilişkin Adalet Bakanlığınca 22/10/2014 tarihinde onaylanan Kozan
Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonunun ... tarih ve ... sayılı
işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine
ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesince; davacının, ''rüşvet almak ve göreviye kötüye kullanmak''
suçlarından yargılandığı ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:...
sayılı kararı ile; ''rüşvet almak'' suçundan beraatine, "görevi kötüye
kullanmak'' suçundan 1 yıl, 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, verilen
cezanın teciline dair kararı gözönüne alındığında, davacı hakkında ceza mahkumiyeti
kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği 2006 yılında, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nun Devlet memurluğuna alınacaklarda genel ve özel şartların
düzenlendiği 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin 5 numaralı alt bendinde,
tecil edilen ceza mahkumiyeti kararlarının memuriyete alınmaya engel teşkil
etmeyeceğinin hükme bağlanmış olması karşısında, lehe olan düzenlemenin uygulanması
gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle
dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, davacının hapis cezası aldığının Mahkeme
kararı ile sabit olduğu ve cezanın kesinleştiği, Devlet memurluğuna alınma şartlarını
kaybettiği belirtilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
657 sayılı Kanun'un 48. maddesinde 2008 yılında değişiklik yapıldığı, suç tarihinin
2006 yılı olduğu ve dolayısıyla suç tarihindeki mevzuatın uygulanması ve lehine
değerlendirme yapılması gerektiği, Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek,
istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK H KİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca verilen mahkumiyet
kararı ertelenmiş olsa bile, denetim süresinin getirilen yükümlülüklere uygun
ve iyi halli olarak geçirilmesi durumunda ceza infaz edilmiş sayılacağından,
mahkumiyete bağlanan hak yoksunluklarının ortaya çıkacağı ve bu nedenle 657
sayılı Kanun'un 48/A-5 maddesi uyarınca kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl
veya daha fazla hapis cezası alanların cezası ertelense dahi devlet memuru olamayacağı
gibi, hali hazırda devlet memuru olanların anılan Kanun'un 98/b maddesi uyarınca
görevlerine de son verileceği; bu durumda, hakkında yargı kararı ile kesinleşmiş
1 yıl, 8 ay hapis cezasına hükmedilmiş bulunan davacının, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı
alt bendi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka
aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından İdare Mahkemesi kararının bozulmasına
karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020
tarih ve 2020/62 sayılı Danıştay Dava Daireleri Arasındaki İş Bölümü Kararı
uyarınca Dairemize devredilen dosyada, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten
ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin
durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Kozan M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda infaz ve koruma memuru olarak görev
yapan davacının, Karataş Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda görev yaptığı dönemde,
hükümlü ve tutukluları akşamları koğuştan dışarıya çıkartarak telefonla görüştürmek,
kapalı görüşlerde daha uzun süre görüş yaptırmak gibi usulsüz işlemler karşılığı
çeşitli adlar altında devamlı olarak rüşvet aldığı, görevini kötüye kullandığı
yönünde ihbarda bulunulması üzerine hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmış,
... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile "görevi
kötüye kullanmak suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanığın
sabıkasızlığı geçmişteki halleri nazara alınarak cezanın ertelenmesi halinde
ileride suç işlemekten çekineceğine dair müsbet kanaat hasıl olduğundan sanığa
verilen cezanın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesi gereğince teciline"
dair karar verilmiş, anılan kararın temyiz edilmeksizin 13/12/2006 tarihinde
kesinleştiğinden bahisle Kozan Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonunun
... tarih ve ... sayılı kararıyla; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48.
maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi ve 98. maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca davacının memuriyetine sona erdirilmesine
ilişkin işlem tesis edilmesi ve bu kararın Adalet Bakanlığınca 22/10/2014 tarihinde
onaylanması üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 48. maddesinin birinci fıkrasının (A)
bendinin, 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun'un 317. maddesiyle değişik (5)
numaralı alt bendinde, "Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen
süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha
fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine
karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet,
irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma,
hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahküm
olmamak" hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanun'un 98. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde ise, Devlet memurlarının,
memurlukları sırasında memurluğa alınma şartlarından herhangi birini kaybetmeleri
durumunda memurluklarının sona ereceği hükme bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Mülga 765 sayılı Kanun'un 02/06/1941 tarih ve 4055 sayılı Kanun ile değişik
95. maddesinde ''Kabahat ile mahküm olan kimse hüküm tarihinden itibaren bir
sene içinde bir cürümden veya evvelki hükmün verildiği mahaldeki Asliye mahkemesinin
kazası dairesinde diğer bir kabahatten dolayı aynı cinsten veya daha ağır bir
cezaya, cürüm ile mahküm olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde
işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya
yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş olan
mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır. Aksi takdirde her iki ceza ayrı ayrı
tenfiz olunur.'' hükmü yer almakta iken anılan Kanun, 13/11/2005 tarih ve 25642
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 04/11/2004 tarih ve 5252 sayılı Kanun'un 12.
maddesi ile 01/06/2005 tarihi itibarıyla tüm ek değişiklikleriyle birlikte yürürlükten
kaldırılmıştır.
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile tecil müessesi erteleme ismini almış, şartları ve ertelemeye bağlanan hukuki sonuçlarda değişikliğe gidilmiş olup, anılan Kanun'un ''Hapis Cezasının Ertelenmesi'' başlıklı 51. maddesinde; ''İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahküm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır. .... Denetim süresi yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.'' hükmüne yer verilmiştir.
Getirilen yeni Türk Ceza Kanunu sistemi ile 657 sayılı Kanun'da da bazı değişiklikler yapılmıştır. Anılan değişiklikler kapsamında 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanun ile de bir çok yasal düzenlemede değişikliğe gidilmiş; 317. maddesi ile de Devlet Memurları Kanunu'nun 48/A-5 maddesinde yer alan ''tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere'' ibaresi kanun metninden çıkarılmıştır.
Bu yasal düzenlemeye göre, mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca tecil edilmiş bir mahkumiyet kararı, esasen vaki olmamış sayılacağından, devlet memurluğuna alınmak için bir engel oluşturmadığı gibi, halen devlet memuru olan kişiler hakkında da 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca göreve son verme işlemi uygulanamayacaktır. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca verilen mahkumiyet kararı ertelenmiş olsa bile, denetim süresinin getirilen yükümlülüklere uygun ve iyi halli olarak geçirilmesi durumunda ceza infaz edilmiş sayılacağından, mahkumiyete bağlanan hak yoksunlukları ortaya çıkacak ve 657 sayılı Kanun'un 48/A-5 maddesi uyarınca kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıl veya daha fazla hapis cezası alanlar, cezası ertelenmiş olsa dahi devlet memuru olamayacağı gibi, hali hazırda devlet memuru olanların anılan Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevlerine de son verilebilecektir.
657 sayılı Kanun'un 48. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendindeki ''tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere'' ibaresi, 08/02/2008 tarih ve 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 317. maddesiyle çıkarılmış ise de; yukarıda belirtildiği gibi; yeni Türk Ceza Kanunu ile ertelenen mahkumiyet kararları neticesinde cezaların infaz edilmiş sayılması karşısında, 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Kanun ile uygulanma kabiliyeti kalmamıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca ceza alan ve fakat yine aynı Kanun uyarınca cezası ertelenen devlet memurlarının, kasten işlediği bir suçtan dolayı bir yıldan fazla süreyle almış olduğu hapis cezası uyarınca, işlediği fiil tarihine ya da işlem tarihine bakılmaksızın, 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevlerine son verilebilecektir.
Bu duruma göre; 30/11/2005 tarihinde işlemiş olduğu "görevi kötüye kullanma" suçundan dolayı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 257/1 maddesi uyarınca "1 yıl, 8 ay" hapis cezası ile cezalandırılan ve bu cezası ertelenen, temyiz edilmeksizin mahkumiyeti kesinleşen davacının, memurluğa alınmadaki şartları sonradan kaybetmesi karşısında, 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin
kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize
konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen)
54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün
içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 29/05/2023 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi.