Beşir Atalay'a yapılan vefasızlığa bir tepki de eski Rektör'den
Kırıkkale Üniversitesi eski Rektörü Ekrem Yıldız da, üniversitenin kurucu isimlerinden Prof. Dr. Beşir Atalay'ın adının merkez kampüsten gerekçesiz şekilde kaldırılmasına tepki gösterdi. Ekrem Yıldız üniversite senatosunun geçen hafta aldığı karar için "Açıklanması gereken vahim bir karar" dedi.

Kırıkkale Üniversitesi Senatosu'nun geçen hafta, 2017 yılında merkez kampüse verilen "Prof. Dr. Beşir Atalay Kampüsü" adını kaldırarak yerine "Şehitler Kampüsü" ismini vermesi kamuoyunda yankı uyandırdı. Üniversitenin eski rektörü ve kurucu kadrolarından Prof. Dr. Ekrem Yıldız, alınan karara sert tepki gösterdi.
Beşir Atalay'ın adı sessiz sedasız silindi
Üniversitenin kurucu rektörü olan ve Türkiye'nin önemli siyaset ve akademi figürlerinden biri kabul edilen Prof. Dr. Beşir Atalay'ın isminin herhangi bir gerekçe gösterilmeden kaldırılması, hem akademik çevrelerde hem de kamuoyunda şaşkınlık ve eleştiriyle karşılandı. Yerel ve ulusal medyada geniş yankı bulan karara, sosyal medyada da çok sayıda kullanıcı "vefasızlık" tepkisi gösterdi.
Ekrem Yıldız: "İsmin silinmesi açıklanamaz, bu karar vefasızlıktır"
2000'li yıllarda üniversitenin rektörlüğünü yapmış olan Prof. Dr. Ekrem Yıldız, bir açıklama yayımlayarak kampüsten Atalay'ın isminin kaldırılmasının "vahim bir karar" olduğunu belirtti. Yıldız, Beşir Atalay'ın yalnızca kurucu rektörlük değil, sonrasında da üniversiteye yaptığı maddi ve manevi katkılarla büyük bir emeği olduğunu vurguladı.

Ekrem Yıldız açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Kurucu rektörümüz Sayın Beşir Atalay'ın isminin kampüsten kaldırılması 'öyle icap etti' gibi bir ifadeyle geçiştirilemez. Bu karar, vefasızlık kelimesinin bile hafif kalacağı, derin hesapların olduğu bir uygulamadır. Sayın Rektör, Atalay'ın desteğiyle rektör yardımcılığına atanmış bir isimken, bugün onun ismine tahammül edememektedir. Bu durum, yalnızca şahsi bir tercih değil, kamuoyuna açıklanması gereken bir sorumluluktur."

"Kırıkkale Üniversitesi Atalay sayesinde ayağa kalktı"
Yıldız, Atalay'ın DPT'deki görevi sayesinde üniversiteye yüksek ödenekler kazandırdığını, altyapı ve eğitim binalarının büyük kısmının onun döneminde temellendiğini hatırlatarak, kampüse adının verilmesinin yerinde bir karar olduğunu savundu. "Üniversitemizin 12 fakültesinden 7'si onun döneminde kurulmuştur. Bu kadar katkının ardından ismini silmek tarihi bir haksızlıktır," diyen Yıldız, yapılanın sadece Atalay'a değil, kurucu kadrolara da saygısızlık olduğunu ifade etti.
"ODTÜ'de Kemal Kurdaş, Bilkent'te Doğramacı örnektir"
Açıklamada, Türkiye'de üniversite kampüslerine ve binalarına katkı sunanların isimlerinin verilmesinin yaygın bir uygulama olduğu belirtilerek, ODTÜ'de Kemal Kurdaş, Bilkent'te İhsan Doğramacı örnekleri hatırlatıldı. "Beşir Atalay ismi de bu uygulamaya uygun olarak verilmişti. Şimdi kaldırılması ideolojik ya da kişisel bir tercih midir?" sorusu yöneltildi.

Kamuoyunda "gerekçe açıklansın" çağrısı
Kırıkkale Üniversitesi yönetimi, alınan bu kararla ilgili herhangi bir gerekçe açıklamadı. Üniversite çevrelerinde ve sosyal medyada "Bu karar hangi saikle alındı?", "Beşir Atalay ismi neden hedef alındı?", "Bir vefa kültürü neden yok ediliyor?" gibi tepkiler yükseliyor. Öğrenciler, akademisyenler ve Kırıkkale halkının da kararın yeniden gözden geçirilmesini beklediği belirtiliyor.
İşte Ekrem Yıldız'ın açıklamasının tam metni
KAMUOYUNA AÇIKLAMA
Kırıkkale Üniversitesi Senatosu, 2017 yılında Üniversite Merkez kampüsüne Üniversite
Yönetim Kurulu kararı ile verilen Prof. Dr. Beşir ATALAY isminin kaldırılmasına
ve kampüse Şehitler Kampüsü adının verilmesine karar vermiştir. Konu yerel,
ulusal ve sosyal medya mecralarında geniş bir yankı uyandırmış ve çeşitli değerlendirme
ve eleştiriler yapılmıştır.
2017 yılında konuyu gündeme alan ve Üniversite Yönetim Kurulu tarafından alınan
kararda imzası bulunan o zamanın Üniversite Yönetiminin başkanı (Rektör) olarak
kamuoyuna aşağıdaki açıklamaları yapma zarureti doğmuştur.
1989 yılında il olmasından üç yıl sonra 1992 de çıkarılan Kanunla kurulan Kırıkkale
Üniversitesine Kurucu rektör olarak atanıp 1997 yılında irticai kadrolaşma bahanesiyle
haksız yere hukuksuz bir şekilde görevden alınmasına kadar geçen 5 yıl içinde
Sn. Hocamızın üniversitenin kurulup gelişmesi için gösterdiği çabalar ve bunların
olumlu sonuçlarına, ilk eğitim öğretim yılından beri üniversitede bulunmuş ve
8 yılı rektör olarak 25 yıla yakın burada çalışmış bir öğretim üyesi olarak
bizzat tanık olan birisiyim.
Türkiye'nin yüzölçümü en büyük kampüslerinden biri olan Üniversite sahasında
kısa sürede kamulaştırma hizmetleri yapılıp Master Planını hazırlanarak; hızlı
bir şekilde altyapı yatırımları ve eğitim öğretim binalarının inşaatlarına başlanmıştır.
Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Beşir Atalay'ın Devlet Planlama Teşkilatındaki üst
düzey görevlerinden dolayı aldığı yüksek yatırım ödenekleriyle, Kırıkkale'de
hızla yapılaşan ve gelişen bir üniversite doğmuştur. Kuruluş Kanunda yer alan
4 Fakültenin 3 üne ilk öğretim yılında öğrenci alınarak eğitim öğretime başlanmıştır.
Aynı zamanda Türkiye'nin seçkin bilim insanlarının Ankara'ya en yakın ilin üniversitesine
getirilmesi, en iyi üniversitelerden mezun genç akademisyen adayı asistanların
alınması yönünde yoğun çalışmalar yapılmıştır. Bu çabalar sonraki yıllarda meyvelerini
vermiş o yılların Kırıkkale Üniversitesi, Türkiye'de adeta bir ekol olmuştur.
Günümüzde Farklı üniversitelerde akademisyen olarak çalışan, aktif siyaset ve
bürokraside önemli görevlerde bulunan çok sayıda Kırıkkale Üniversitesi mensubu
bulunmaktadır.
Kuruluş Kanunda yer alan Fakültelere ilave olarak Eğitim Fakültesi, Hukuk Fakültesi
ve Tıp Fakültesi hocamızın çalışmalarıyla kurulmuştur. Yani bugünkü 12 Fakültenin
7 si hocamızın rektörlüğü döneminde resmileştirilmiştir.
1997 yılında görevden alınmasından sonra atanan yeni yönetim, o zamanki konjonktürün
tesiriyle, başarılı akademik kadroları hızlı şekilde tasfiye etmeye çalışmıştır.
Sürgünler, soruşturmalar, görevden almalar sonucu üniversite dağıtılmaya çalışılmıştır.
Öyle ki yurt dışında doktora yapmış mecburi hizmet yükümlüsü bazı öğretim üyeleri,
tazminat borcunu ödeyerek üniversiteden ayrılmak zorunda kalmıştır.
2010 yılında Rektör olarak atanmamadan sonra, Sayın Beşir ATALAY hocamızın Bakanlar
Kurulundaki önemli görevleri sırasında Üniversitemize büyük destek ve katkıları
olmuştur. Alınan yüksek yatırım ödenekleriyle eğitim öğretim ve idari binalarımız
hızla tamamlanmıştır. İlave kadro imkanları sağlanmıştır. Ayrıca bütçe dönemi
içinde de ek mali ödenekler (Yatırımları Hızlandırma Ödeneği) sağlanmıştır.
Bu imkanlarla 10 yıldır kaba inşaat halinde bekleyen Rektörlük binası, Tıp Fakültesinin
iki hastanesi ve Morfoloji binası, Diş hekimliği Fakültesi, Fen Edebiyat Fakültesi
ve Veteriner Fakültelerinin 2 şer etap ikmal binaları, teknokent binası, Spor
Kompleksi ve benzeri gibi devasa tesisler tamamlanmış ve hizmete alınmıştır.
Ayrıca 2017 yılında inşaatına başlanan Merkezi Derslikler binası ve Kültür ve
Kongre Merkezi için yeterli miktarda ödenek temin edilmiştir.
Tamamlanan yatırımlarla birlikte üniversitede kapalı alan büyüklüğü 2 kattan
fazla artmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak aynı dönemde 2 Fakülte, 1 Yüksek
Okul, 2 Meslek Yüksek Okulu ve 8 yeni Araştırma Merkezi kurulmuştur. Yeni Akademik
birimlerle beraber mevcut akademik birimler içinde de yeni bölüm ve programlar
açılmıştır. İkinci öğretim ve uzaktan öğretim programlarıyla birlikte 28 ön
lisans, 28 Lisans, 37 Yüksek Lisans ve 24 doktora programı olmak üzere 117 yeni
öğretim programı açılmıştır. Kuruluş döneminde olduğu gibi, sonraki olumlu gelişmelerde
Sn. hocamız Beşir ATALAY maddi ve manevi desteği hep yanımızda olmuştur.
2017 yılında üniversite ana kapsının yeniden inşası sürecinde Kampüse bir isim
verilmesi düşünülmüş; yukarda belirtilen katkı ve desteklerinden dolayı, kampüsümüze
Sn. hocamızın adının verilmesi gündeme alınarak Üniversite Yönetim Kuruluna
getirilmiş yapılan değerlendirme ve görüşmelerden sonra Prof. Dr. Beşir ATALAY
isminin ana kampüse verilmesi kararlaştırılmıştır. Böyle bir karar ve isimlendirme
konusunda Sayın Hocamızın bir ima ve isteği de olmamıştır. Esasen Üniversitelere
maddi ve manevi katkıları olanların isimlerinin tesis bina ve kampüslere verilmesi
ülkemizde ve dünyada var olan bir uygulamadır. ODTÜ kampüsünde Kemal KURDAŞ,
Bilkent Üniversitesinde İhsan DOĞRAMACI, Yozgat Bozok Üniversitesinde Erdoğan
AKDAĞ ve Bilal ŞAHİN, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde Dursun ODABAŞ isimlerinin
kampüs, tesis veya birimlere ad olarak verilmesi akla gelen yakın örneklerdir.
Sn. hocamızın isminin kaldırılmasına Sn. Rektörün öncülük etmesi, Kırıkkale
Üniversitesinin özellikle ilk dönemlerinde görev yapmış mensuplarınca büyük
bir şaşkınlık ve üzüntü ile karşılanmıştır. Sn. Rektör, Üniversitenin ilk yıllarında
kurucu rektörümüzle birlikte çalışmış, profesörlük kadrosu verilmediği için
gittiği Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinden benim dönemimde Kırıkkale Üniversitesine
kadrosuna tekrar alınmış ve Rektör Yardımcısı olarak atanmıştır. Kırıkkale Üniversitesi
Rektörlüğüne atanma sürecinde teşvik ve desteklerini gördüğü Sn. Beşir ATALAY'ın
ismine tahammülsüzlük göstermesi ve Senato kararıyla kampüsten silmesi, ''öyle
icap etti'' ifadesi ile açıklanamayacak; vefasızlık kelimesinin hafif kalacağı
vahim bir olaydır. Hangi saik, hesap ve beklentilerle böyle bir karara imza
atılmış ise bunun Türkiye kamuoyuna açıklanması gerekir.
Prof. Dr. Ekrem YILDIZ
Emekli öğretim Üyesi
Kırıkkale Üniversitesi eski Rektörü