HAK-İŞ Başkanı Arslan'dan Asgari Ücret Komisyonu için 'tiyatro' benzetmesi
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "HAK-İŞ 6. Uluslararası Emek Fotoğrafları Yarışması" ödül töreninde yaptığı konuşmada, asgari ücret tespit sürecindeki Komisyon yapısını eleştirdi. Arslan, mevcut yapıyı "Her yıl tekrar edilen bir tiyatro" olarak nitelendirerek, "Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısıyla sağlıklı bir asgari ücret çıkarmak mümkün değil" dedi.
HAK-İŞ Kültür Sanat Komitesi tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla gerçekleştirilen "HAK-İŞ 6. Uluslararası Emek Fotoğrafları Yarışması"nda dereceye girenlere ödüllerinin verilmesi amacıyla HAK-İŞ Genel Merkezi'nde program düzenlendi.
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, törende yaptığı konuşmada, HAK-İŞ'in sadece bir işçi örgütü olmadığını, 2011'de başlattıkları kısa film yarışmasında 15. yılı, fotoğraf yarışmasında ise 6. yılı geride bıraktıklarını söyledi.
Sendikal mücadelede işçilerin hakları için mücadelenin ötesine geçmek gerektiğini ifade eden Arslan, HAK-İŞ'in sadece sendikal alanda değil kültür, sanat, spor ve müzik alanlarında da faaliyetlerde bulunduğunu bildirdi.
Arslan, kültür ve sanat faaliyetlerinin, sendikal mücadelenin bir parçası olduğunu belirterek "Sendikacılığın asık suratlı, sert üslubunun yerine sanat ve kültürü de işin içine dahil ederek farklı bir sendikacılık modelini uygulama imkanımız var. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz." dedi.
"50 yıldır Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısına itiraz ediyoruz"
Gündemdeki asgari ücretle ilgili tartışmalara da değinen Arslan, konfederasyon olarak, 50 yıldır Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısına itiraz ettiklerini dile getirdi.
Komisyonun yapısının sağlıklı olmadığını dile getiren Arslan, "Her yıl tekrar edilen bir tiyatro var. Bu tiyatroda rol alan bir kısım aktörler var, rollerini oynuyorlar. Yılın sonunda asgari ücret belirleniyor. Aynı tartışmalar devam ediyor. Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısıyla sağlıklı bir asgari ücret çıkarmak mümkün değil. O nedenle tartıştığımız şeyi, önce yapısal olarak bir tartışmamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Komisyonun demokratik, katılımcı ve çoğulcu bir anlayışla yeniden inşa edilmesi çağrısında bulunan Arslan, "TÜRK-İŞ'in geçen yıl 'Bu Asgari Ücret Tespit Komisyonu devam ettiği sürece biz bu toplantılara artık katılmayacağız' demesi bence tarihi bir olaydır. TÜRK-İŞ'in 50 sene sonra bizim noktamıza gelmiş olmasından mutluyuz. TÜRK-İŞ'in dün de Başkanlar Kurulunda almış olduğu kararı çok sağlıklı ve yerinde buluyoruz. Evet, bu Asgari Ücret Tespit Komisyonuyla yola devam edemeyiz." diye konuştu.
Arslan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'a ve ilgili kişilere, komisyonun yapısının yeniden düzenlenmesi için bu yıl gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini ilettiklerini aktardı.
Düzenledikleri Asgari Ücret Sempozyumu'nda asgari ücretin diğer ülkelerde nasıl belirlendiği üzerinden tartışmalar yürüttüklerini aktaran Arslan, komisyonun yapısına itiraz etmelerinin yanında komisyonun nasıl olması gerektiği konusunda önerilerde de bulunduklarını bildirdi.
"Türk endüstri ilişkiler sistemi tarihi bir yara alır"
Bu yıl komisyonun yapısının değişmemesi ve komisyonda işçi kesiminin temsil edilmemesi halinde oluşacak "tehlike"ye işaret eden Arslan, "Eğer hükümet, parlamento, bu konuda yasal bir düzenleme yapamazsa ve aralık ayında Sayın Bakan, sadece TİSK'le oturup asgari ücreti belirlemeye karar verirse ve bu noktada çalışılırsa Türkiye'ye büyük bir haksızlık yapılır. Türk endüstri ilişkiler sistemi tarihi bir yara alır ve bunu telafi etmek gerçekten çok daha zorlaşır." değerlendirmesinde bulundu.
Arslan, işçi temsilcilerinin olmadığı bir komisyonda asgari ücreti belirlemenin kimseye faydası olmayacağının altını çizerek, şöyle konuştu:
"Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi ve işverenler tarafından belirleniyor. Bizim ülkemizde ne yazık ki hükümet, en önemli aktör. Tabii ki Asgari Ücret Tespit Komisyonuna çağrı yapabilir. O komisyonun yapısını düzenleyici rolü olarak hükümet yapabilir, parlamento yapar. Ama asgari ücreti belirleme yetkisi, işçi ve işveren temsilcilerinde olmalı. Örneğin, Almanya'da olduğu gibi. Almanya'nın 45 milyon istihdamı var. Almanya'da asgari ücreti, işçi ve işveren temsilcileri belirliyor. Bir de aralarında hakem seçiyorlar. Tarafların uyuşamadığı durumlarda bu hakem devreye giriyor ve asgari ücret belirleniyor."
Türkiye'de asgari ücrete endeksli bazı ceza ve sosyal yardımlar olduğuna dikkati çeken Arslan, bu bağı kopartarak asgari ücretin, sadece asgari ücret olarak kalması gerektiğini söyledi.
"Komisyonun bir genel sekreterliği olmalı, 12 ay çalışmalı"
Asgari ücretli çalışanların özel sektörde olduğunu belirten Arslan, şu ifadeleri kullandı:
"Özel sektördeki işçileri örgütleyen de sendikalar. Ama hükümet belirleyici oluyor. Bence hem hükümete hem de asgari ücretin gerçek muhataplarına haksızlık. İşçi kesiminin teşkilinde daha katılımcı, çoğulcu ve herkesin üye sayısınca temsil edildiği bir komisyon yapısı olması gerekiyor. Batı'da olduğu gibi komisyonun bir genel sekreterliğinin olması ve 12 ay çalışması gerekiyor."
Asgari ücreti belirleme çalışmalarında, TÜİK'in rakamlarını esas alan kriterlerin "yetersiz" kaldığını belirten Arslan, bu kriterlerin de objektif olması gerektiğini savundu.
Bazı işverenlerin, işçilerini asgari ücretli gösterip ücret farkını elden ödediklerini belirten Arslan, "facia" olarak nitelendirdiği bu vergi kaçırmaya karşı tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.
Türkiye'deki çalışanların yaklaşık yüzde 50'sinin asgari ücretli olmasını "adaletsizlik" olarak değerlendiren Arslan, ülkedeki gelir dağılımı adaletsizliğine de tepki gösterdi.
"Üç konfederasyonun itirazları dikkate alınmalı"
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun bu şekliyle devam etmesinin Türk endüstri ilişkiler sistemine hiçbir şey kazandırmayacağını, hatta yeni sorunlara neden olacağını aktaran Arslan, şunları kaydetti:
"O zaman tarihi bir fırsat, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda 58 yıldır yer alan TÜRK-İŞ Konfederasyonu bile 'Artık yeter' demişse buradan sağlıklı, hayırlı bir sonuç çıkaralım diye bekliyoruz. HAK-İŞ, TÜRK-İŞ, DİSK, bu konuda ortak bir bakış açısına sahip. Ayrıntılarda farklılık düşünebiliriz. Ama üç konfederasyonun da Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısıyla ilgili ortaya koydukları çözümleri, itirazları hükümetimizin, Sayın Bakan'ın dikkate alması gerekiyor."
"Yarışmaya 4 bin 178 fotoğrafla başvuru yapıldı"
HAK-İŞ Kültür Sanat Komitesi Başkanı Birsen Çiçek Odabaşı ise konfederasyon olarak, bu yıl yarım asrı geride bırakmanın onuru ve gururunu yaşadıklarını belirterek bu anlamlı yılda komite olarak emek ve sanatı aynı karede buluşturan faaliyetleri hayata geçirdiklerini söyledi.
Sendikal ve kültürel faaliyetleri başarıyla bir araya getirmenin gururunu yaşadıklarını belirten Odabaşı, bu yıl yarışmaya 3 bin 214 ulusal ve 964 uluslararası olmak üzere toplam 4 bin 178 fotoğrafla başvuru yapıldığını bildirdi.
Bu ilginin ve emeğin evrensel bir dil olduğunu, sınırları aştığını bir kez daha gösterdiğini ifade eden Odabaşı, "HAK-İŞ Kültür Sanat Komitesi olarak, emeği, alın terini ve yaşam mücadelesini sanat yoluyla anlatan birbirinden değerli fotoğraf sanatçılarını HAK-İŞ çatısı altında buluşturmanın ve eşsiz emek hikayelerine tanık olmanın mutluluğunu yaşıyoruz." dedi.
Konuşmaların ardından yarışmada dereceye girenlere ödülleri takdim edildi.
Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Harun Özalp, Tayland'ın başkenti Bangkok'ta çektiği "Sandal üstündeki emek" başlıklı fotoğrafıyla "uluslararası" kategorisinde ikinci oldu.
Törenin ardından yarışma jürisi tarafından seçilen fotoğrafların yer aldığı serginin açılışı gerçekleştirildi.