Bakan Fidan: SDG ile 10 Mart Mutabakatının hayata geçirileceğine inanıyoruz
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM Genel Kurulu'nda yaptığı 2026 yılı bütçesi sunumunda, Türkiye'nin "çok boyutlu, ön alıcı ve gerçekçi" bir dış politika yürüttüğünü vurguladı. Kritik bölgesel konulara değinen Fidan, Rusya-Ukrayna savaşının tüm Karadeniz sathına yayılmasını önlemek için temasların sürdürüldüğünü ve Suriye'de SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin istikrar için hayati olduğunu söyledi. Ayrıca Fidan, Kıbrıs'ın milli dava olduğunu ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası toplumda hak ettiği konuma ulaşmasının öncelikli hedef olduğunu yineledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nda Dışişleri Bakanı Hakan
Fidan, milletvekillerine Bakanlığın 2026 yılı bütçesi sunumunu gerçekleştirdi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, küresel güç dengelerinin yeniden şekillendiği
bir dönemde Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde
çok boyutlu, ön alıcı, sağduyulu ve gerçekçi bir dış politika yürüttüğünü söyledi.
Fidan, Türkiye'nin yalnızca bölgesinde değil, dünyanın çeşitli coğrafyalarında
barış ve istikrarı önceleyen diplomatik girişimlere öncülük ettiğini vurguladı.
Gazze'deki saldırıların sadece bölgeyi değil küresel düzeni de etkilediğini
belirten Bakan Fidan, İsrail yönetiminin saldırganlığını Lübnan, Suriye, Yemen,
İran ve Katar'a yayarak bölgeyi istikrarsızlaştırdığını vurguladı. Bakan Fidan,
"Gazze'de işlenen soykırımda şehit edilen Filistinli kardeşlerimizin sayısı
70 bini aşmıştır. Sahadaki bu vahşet, uluslararası toplumda bir uyanışa da vesile
olmuştur. Ülkemizin de aktif çabaları neticesinde, 7 Ekim sonrasında İsrail'e
koşulsuz destek veren ülkelerin dahi, bu hukuksuzluğun yanında duramadığı bir
noktaya gelinmiştir. 11 ülkenin daha Filistin Devleti'ni tanımasıyla, iki devletli
çözüm iradesi küresel bir mutabakata dönüşmüştür. Bugün gelinen noktada, BM
Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden dördünün Filistin'i tanıdığı tarihi
bir eşikteyiz" dedi.
Bakan Fidan, Türkiye'nin ateşkesin sağlanması ve insani yardımın kesintisiz ulaştırılması için yoğun çaba harcadığını, New York'ta başlayan liderler diplomasisinin 10 Ekim'de yürürlüğe giren mutabakat ve Şarm el-Şeyh Zirvesi ile somut sonuçlar doğurduğunu ifade etti. "Küresel Sumud Filosu"na katılan Türk vatandaşlarının güvenliği için 17 ülkeyle ortak bir duruş sergilendiğini söyleyen Fidan, Türkiye'nin hem insani yardım hem tahliye süreçlerinde tüm imkanlarını seferber ettiğini belirtti. Türkiye'nin nihai hedefinin, 1967 sınırlarında ve başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti'nin tesis edilmesi olduğunu vurguladı.
"Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla
temaslar yürütülmektedir"
Rusya-Ukrayna savaşının dördüncü yılını tamamlamak üzere olduğunu hatırlatan Bakan Fidan, Türkiye'nin en başından beri ihtilafın diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini savunduğunu söyledi. 2025 yılında İstanbul'da üç tur doğrudan görüşmeye ev sahipliği yaptıklarını belirten Fidan, "Son dönemde diplomatik çözüm arayışlarında sağlanan ivmeyle tüm taraflarla yakın temas ve eşgüdüm sürdürülmektedir. Diğer yandan, Karadeniz'de Münhasır Ekonomik Bölgemizde son dönemde meydana gelen hadiseler; bölgede seyir, can, mal ve çevre emniyeti bakımından riskler doğurmuştur. En başından itibaren yaptığımız uyarıların ne kadar yerinde olduğunu ispatlamıştır. Savaşın tüm Karadeniz sathına yayılmasının önlenmesi için tüm taraflarla temaslar yürütülmektedir. Bölgede dengenin ve istikrarın teminatı olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni titizlikle uygulamaya devam edeceğiz" dedi.
"SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin hayata geçirilmesinin
ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz"
Fidan, Suriye'nin 8 Aralık itibarıyla geri dönülemez bir döneme girdiğini belirterek,
Türkiye'nin bölge ülkeleriyle yakın eşgüdüm içinde çalıştığını aktardı. Suriye'nin
13 yıl sonra İslam İşbirliği Teşkilatı üyeliğine dönmesinin Türkiye'nin diplomatik
girişimleriyle gerçekleştiğini söyleyen Fidan, "Suriye'nin uluslararası
topluma yeniden entegrasyonu yolunda kısa zamanda büyük mesafe katedilmiştir.
Farklı dini ve etnik grupların huzur içinde bir arada yaşadığı bir Suriye hedefini
desteklemekteyiz. Arapların, Türkmenlerin, Kürtlerin, Sünni, Dürzi, Hristiyan,
Şii bütün kesimlerin eşit ve huzur içinde yaşadığı Suriye'yi görmek istiyoruz.
Bu açıdan SDG ile başlatılan 10 Mart Mutabakatı sürecinin bir an evvel hayata
geçirilmesinin ülkenin istikrarına büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Rejimin
devrilmesinden bu yana, geçici koruma altındaki yaklaşık 560 bin Suriyeli kardeşimiz
gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde ülkelerine geri dönmüştür. Halihazırda
ülkemizde bulunan Suriyelilerin geri dönüşlerinin sürdürülebilir kılınması amacıyla,
uluslararası toplumun desteğiyle yürütülen yeniden imar ve kalkınma projelerine
hız verilmektedir. Bunun bir kısmı da faaliyete geçti" dedi.
Suriye'deki vizyoner yaklaşımın Irak'la ilişkilere de yansıdığını belirten Fidan,
4. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısıyla yeni bir dönemin başladığını
söyledi. Fidan, iki ülke arasında 38 anlaşmanın imzalandığını, su konusunda
somut ilerlemeler kaydedildiğini ve Su Çerçeve Anlaşması'nın finansman mekanizmasının
tesis edildiğini aktardı. Irak'ın "Terörsüz Türkiye" vizyonuna verdiği
destekten memnuniyet duyduğunu ifade eden Bakan Fidan, Türkmenlerin haklarının
yakın takipçisi olmaya devam edeceklerini vurguladı.
"Kıbrıs milli davamızdır, hakça paylaşım ilkesinden geri adım yok"
Fidan, Türkiye'nin güney sınırlarında yürüttüğü stratejinin ayrılmaz bir parçasının
Kıbrıs meselesi olduğunu belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin uluslararası
toplumda hak ettiği konuma ulaşmasının öncelikli hedef olduğunu söyledi. Kıbrıslı
Türklere yönelik "gayriinsani ambargoların kaldırılması" için girişimlerin
kararlılıkla sürdürüldüğünü ifade eden Fidan, Yunanistan'la olumlu gündemin
geliştirilmesine yönelik irademizi muhafaza etmekteyiz. Batı Trakya Türk Azınlığı'nın
haklarının korunması yönündeki girişimlerimizi, gerektiğinde mütekabil adımlar
atmak suretiyle sürdürüyoruz. Doğu Akdeniz'de hakça paylaşım ilkesini savunmaya
devam ediyor, hak ve çıkarlarımızı korumaya yönelik adımlarımızı kararlılıkla
atıyoruz. Tüm Ege ihtilaflarının bir bütün olarak ele alınmasını ve bunlara
uluslararası hukuk ve iyi komşuluk ilişkileri çerçevesinde anlamlı ve yapıcı
bir diyalogla çözüm bulunmasını savunuyoruz. Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'i bir
istikrar ve refah bölgesi olarak görmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Libya'nın Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki kilit ortaklarından biri olduğunu dile
getiren Fidan, 2025 boyunca ilkeli ve kapsayıcı yaklaşımın sürdürüldüğünü, "Tek
Libya" politikası doğrultusunda istikrarın desteklenmeye devam edileceğini
söyledi. Mısır'la 2025 yılı boyunca artan üst düzey temasların memnuniyet verici
olduğunu belirten Fidan, Türkiye-Mısır II. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği
Konseyi toplantısının 2026'da yapılmasının planlandığını aktardı. Bakan Fidan,
İran'la yürütülen diyalogun hem ikili ilişkiler hem bölgesel güvenlik için özel
önem taşıdığını belirtti. Ticaret, enerji ve ulaştırma dahil birçok alanda işbirliğinin
güçlendirildiğini söyleyen Fidan, Tahran'da yapılması öngörülen 9'uncu Yüksek
Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısına yönelik hazırlıkların sürdüğünü ifade
etti.
Haziran ayında yaşanan 12 günlük İran-İsrail savaşının ciddi riskler doğurduğunu hatırlatan Bakan Fidan, Türkiye'nin saldırganlığı kınadığını ve tüm sorunların diplomasiyle çözülmesi gerektiğini vurguladığını söyledi. Azerbaycan'la ilişkilerin "istisnai düzeyde" sürdüğünü belirten Fidan, Ermenistan'la normalleşme sürecinin Bakü ile yakın eşgüdüm içinde ilerlediğini söyledi. Fidan, Güney Kafkasya'da kalıcı barış için "tarihi bir fırsat doğduğunu", Türkiye'nin bu süreçte yapıcı rolünü sürdüreceğini ifade etti.
"Bölgesel meselelerde, ABD ile diyalog ve eşgüdüm mekanizmalarımızı ortak
çıkarlar temelinde yürütmekteyiz"
Stratejik ortak ABD ile karşılıklı saygı temelinde ilerleyen temasların 2025
yılında yoğunlaştığını kaydeden Bakan Fidan, "Sayın Cumhurbaşkanımızın
25 Eylül'de Washington'da Başkan Trump ile gerçekleştirdikleri görüşme, önemli
bir kilometre taşı olmuştur. Bu üst düzey diyaloğun devamı olarak, Kasım ayında
ABD'ye gerçekleştirdiğimiz ziyarette; başta Suriye dosyası olmak üzere, ulusal
güvenliğimizi ilgilendiren kritik meseleler kapsamlı şekilde ele alınmıştır.
Savunma sanayii alanındaki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasına yönelik girişimlerimizi
de kesintisiz sürdürmekteyiz. Bölgesel meselelerde, ABD ile diyalog ve eşgüdüm
mekanizmalarımızı ortak çıkarlar temelinde yürütmekteyiz" şeklinde konuştu.
Fidan, Türkiye'nin NATO içinde güvenilir ve yüksek kabiliyet sahibi bir müttefik
olarak ön plana çıktığını söyledi. Bakan Fidan, savunma sanayii kısıtlamalarının
kaldırılması yönündeki yaklaşımın, 2023 Vilnius, 2024 Washington ve 2025 Lahey
Zirvelerinde kabul edilen bildirilerle teyit edildiğini hatırlattı. Bakan Fidan,
Türkiye'nin ev sahipliğinde 2026'da düzenlenecek NATO Ankara Zirvesi'nin, İttifak'ın
hazırlık ve dayanıklılığını güçlendirecek sonuçlar üretmesinin hedeflendiğini
belirtti.
AB üyeliği perspektifinin yeniden canlandırılmasının hedeflendiğini belirten
Fidan, Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve Vize Serbestisi sürecinin hızlandırılmasının
temel öncelikler arasında olduğunu söyledi. Fidan, Çin'le ilişkilerin karşılıklı
saygı temelinde ilerlediğini belirterek, Kuşak ve Yol Girişimi'nin Orta Koridor'la
uyumlaştırılmasına önem atfettiklerini söyledi. Uygur Türkleri'nin barış içinde
yaşamasına yönelik beklentilerin muhataplara iletilmeye devam ettiğini ifade
etti.
Bakanlığın 2024 Kesin Hesap verilerini de paylaşan Bakan Fidan, "2024 yılı Kesin Hesabına göre, Bakanlığımıza yıl sonu itibarıyla toplam 29,5 milyar TL ödenek tahsis edilmiştir. Harcamamız 26,6 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2026 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifiyle Bakanlığımıza 46,8 milyar TL ödenek tahsis edilmesi öngörülmektedir. Buna ilaveten, 9,3 milyar TL'si Ulusal Ajans ve AB programlarına ulusal katkı payı olmak üzere, AB Başkanlığı için 10,2 milyar TL, Türk Akreditasyon Kurumu için 478 milyon TL tutarında bütçe teklifi de onayınıza sunulmuştur" dedi.