Türkçe soruları zorlaşınca ÖSS'de başarı oranı düştü

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 11 Temmuz 2009 10:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Öğrenci Seçme Sınavı'nda (ÖSS) Türkçe sorularının zor olması nedeniyle genel öğrenci başarısının düştüğü ortaya çıktı. Bu yıl geçen senelere göre Türkçe sorularını 'anlama, yorumlama ve analiz yapma' açısından zorlaştıran ÖSYM, öğrencilerin başarılarını da etkiledi.

Okuduğunu anlama ve ana fikrini çıkarma türü uzun sorularla öğrencilerin çok vakit harcadığı, diğer testlere ise az sürenin kaldığı belirtildi. Başarının düşmesi üzerine YÖK'ün ÖSS'deki baraj puanlarını geçmek için gerekli olan net sayısını önemli oranda düşürdüğü öğrenildi. YÖK'ün baraj puanlarını geçişi kolaylaştırması ile 165 puanı geçen öğrenci sayısı 630 binden 713 bine çıktı. Artık öğrenciler 18 net yerine 12 netle 145 puan; 45 net yerine 36 netle 165 puan alabilecek. Öğrenciler, puan katsayıları yüksek olduğu için alanlarıyla ilgili testlerden soru çözerse bu rakamlardan daha az netle de aynı puanı alabilecek. YÖK'ün düzenlemesi, özellikle geçen sene kontenjanlarının yarısı boş kalan KKTC'deki özel üniversitelere yarayacak. Türkiye'deki vakıf üniversiteleri de öğrenci sayısı artacağı için kazançlı çıkacak. 2010'dan itibaren uygulanacak yeni üniversiteye giriş sistemine ilişkin detaylar ise 21 Temmuz'daki YÖK Genel Kurulu'nda karara bağlanacak.

YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. İzzet Özgenç, düzenlediği 'bilgilendirme' toplantısında, bu yıl ÖSS'de soru sorma tekniği ve soruların zorluğu nedeniyle alınan puanlarda geçen seneye göre bir düşüş olduğunu söyledi. Bu nedenle ÖSS barajını geçişi kolaylaştırdıklarını ifade etti. Özgenç, 'cevap vermedeki serilikten kaynaklanan bir sorun olarak Türkçe soruları için fazla zaman kaybedildiğini, diğer testleri çözmek için vakit kalmaması gibi bir sonucun ortaya çıktığını' aktardı. 'Üniversitede kalitenin azalacağı ve başarısız öğrencilerin üniversitede de başarılı olamayacağı' yönündeki değerlendirmelere katılmayan Başkan Vekili, "Bu düzenleme, yükseköğrenimin kalitesini ve başarısını düşürmeye yönelik bir sonuç doğurmayacak." dedi.

RUHBAN OKULU'NA MEVZUAT ENGELİ VAR

Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması ile ilgili bir soru üzerine YÖK'ün gündeminde böyle bir konunun olmadığını belirten Özgenç, şunları kaydetti: "Ruhban Okulu, yükseköğretim faaliyeti yapmak üzere değil, Ortodoks mezhebine bağlı Hıristiyanların din adamı ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuştur. Dolayısıyla ilahiyat fakültesi temelinde üniversite eğitimi verilecek bir kurum değil, ortaöğrenim ile bağlantılı eğitimin verileceği yer olarak düşünülüyor." Ancak Türkiye'nin, ortaöğrenimde din adamı yetiştirmeye müsaade eden bir sisteme sahip olmadığına dikkat çekerek, "İmam, din adamı değil, kamu görevlisidir. Türkiye'de belirli bir dini inanışını günlük hayata geçirebilecek eğitimin verilmesine imkan tanıyan ortaöğretim kurumunun kuruluşuna mevzuatımız müsaade etmiyor. Problem buradan kaynaklanıyor." diye konuştu.

Din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde din eğitimi değil, dinler konusunda genel bir kültür bilgisi verildiğini hatırlatan Özgenç, "Belirli bir dinin günlük hayatta uygulamasına yönelik bir bilgiyi ancak veli istiyorsa öğretme imkanına sahibiz. Ama bunun öğretilebileceği bir kurum öngörülmüş değil. Bunun öğretildiği yerler var. Mesela Diyanet İşleri Başkanlığı'nın yaz Kur'an kursları var. Bu, aslında doğru bir uygulama değil." ifadesini kullandı. Din öğretiminin, kurumsallaştırılması gerektiğini savunan Özgenç, bu eğitimin devlet tarafından değil, devletin gözetimi ve denetimi altında, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalara göre, Milli Eğitim Temel Kanunu'nda belirtilen amaçlar dahilinde, özel hukuk kişileri eliyle yapılmasının doğru olacağını söyledi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber