YÖK Başkanı: Üniversite para basıyor. Fevzi Hoca eski usul yönetiyordu

Muharrem Sarıkaya

YÖK'ün gerekçesi

TÜRKİYE bir haftadır YÖK'ün rektör ve dekan atamalarındaki tercihlerini tartışıyor.

Önce Anadolu Üniversitesi'ndeki rektör, ardından da Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi'ndeki dekan ataması...

Her ikisinde de en düşük oy alanlar göreve getirildi.

Örneğin, Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ndeki 807 öğretim üyesinden 334'ü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli'ye oy verdi.

YÖK 96 oyla en sonra çıkan Prof. Davut Aydın'ı ilk sıraya koyup Çankaya'ya yolladı ve rektör seçilmesini sağladı.

YÖK, Ege Üniversitesi'nde de 85 oydan 60'ını alan Prof. Dr. Serhat Çınarcık yerine 9 oy alan Prof. Dr. Celal Artunç'u Diş Hekimliği Fakültesi Dekanlığı'na atadı.

Fakülteden toplu istifalara neden oldu.

Üzerine arife günü Danıştay'ın katsayıyı iptali de binince YÖK tekrar gündemin birinci maddesine oturdu.

HATA YAPTIK

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ı dün bayramlaşmak için aradığımda bunları konuştuk.

Salı günü Danıştay Dava Daireleri Kurulu'na katsayı itirazı yapmaya hazırlanıyordu, "Bu konuda haklı oldukları" inanandaydı.

Diğer konularda her zamanki samimi ve açık yürekli tavrıyla konuştu:

"Ege Üniversitesi'ndeki dekanlık seçiminde doğru yapmamışız. Bazen adaylar hakkında bilgi geliyor, onlara itibar ettik. Seçim sonuçlarının böyle olduğunu bilseydim yapmazdık. İstifalar da bizi üzdü..."

Anladığım kadarıyla telafi etmek için formül arıyor.

ESKİ USUL YÖNETİYORDU

Prof. Yusuf Ziya Özcan, Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ndeki rektör seçimi için aynı şeyi düşünmüyor.

Hatta haklı olduklarına inanıyor.

Üniversite seçiminden en çok oyu almasına karşın rektörlüğü kaybeden Prof. Fevzi Sürmeli'nin akademisyenliğine toz kondurmadı; yöneticiliğini eleştirmekten de kaçınmadı.

Üniversitenin bütçesinin bir milyar lirayı aştığını anımsattı.

Prof. Sürmeli'nin bu kadar paraya rağmen üniversiteyi "eski usul" işlettiğini söyledi.

Açık Öğretim'in tek merkezi olan üniversitenin hâlâ ihale usulü kitap bastırdığını, vveb tabanlı işlemi başlatamadığını belirtti.

LONDRA'DA BÜRO

İlginç bir örnek daha verdi:

"Para o kadar çok ki acayip yerlere harcıyorlar. İki öğrenci açık öğretim sınavına girsin diye Londra'da büro tutmuşlar."

Sorum üzerine biraz daha detay aktardı.

Londra'da, Eskişehir Anadolu Üniversitesi'ne bağlı Açık Öğretim Fakültesi'nde okuyan iki öğrenci varmış.

Bu öğrenciler yılda 2-3 kez yapılacak sınava girsinler diye Londra'da büro tutulmuş.

Prof. Özcan, "Fevzi Hoca'ya (Sürmeli) bunu nasıl yapabildiklerini sordum" deyip ekledi:

"Uçak parasını verip Türkiye'ye getirip götürseler daha ucuza mal olacaktı. Almanya'daki merkeze götürseler çok daha ucuza gelirdi. 50-60 öğrencimiz olur da anlarım, ama 2 öğrenci sınava girecek diye Londra'da büro tutulur mu?"

YENİ KISTAS

Ekonomik krizin birçok üniversiteyi etkisi altına aldığı dönemde Anadolu Üniversitesi'nin kasasında 1 milyar 19 milyon lira fazlalılığı olduğunu, Maliye'nin 500 milyonuna el koyduğunu anımsattım.

Konu hakkında bilgi sahibi olduğunu anımsatıp sözlerini neden üçüncüyü tercih ettiklerini belirterek noktaladı:

"Üniversite para basıyor. Fevzi Hoca eski usul yönetiyordu. İkinci gelen arkadaşımızın bilimselliği çok daha öne çıktı. Üçüncü arkadaşı yöneticiliğini de gözetip birinci sıradan aday yaptık. Cumhurbaşkanı da seçti..."

Anlaşılıyor ki üniversitelerde bundan böyle bilimsellik tek başına kıstas olmayacak.

Birçok sektörde olduğu gibi üniversitede de parayı en iyi şekilde yöneten işin başına geçecek...