Cezaevinde yatan ülkücü: 30 yıldır bugünü bekliyorum

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 30 Ağustos 2010 15:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

HİTLER'İN YÖNTEMİNE RAHMET OKUTACAK İŞKENCELER GÖRDÜK

1980 ihtilalinde 11 yıl cezaevinde yatan ve idamla yargılanan Balıkesir eski Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Ulu, ?12 Eylül döneminde Hitler'in yöntemine rahmet okutacak işkenceler gördük, 30 yıldır bugünü bekliyorum? dedi.

Anayasa değişikliğine ilişkin referandumun Türk milleti için fırsat olduğunu ifade eden Ulu, ?1980 mağduru olarak anayasa değişikliğine her şeyimizle evet diyoruz. Sadece 15. madde değil, tüm maddeleri destekliyoruz? diye konuştu.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin evet diyen ülkücülere olan eleştirisi hatırlatıldığında ise Ulu'nun tepkisi ?Devlet Bahçeli ülkücü harekete ihanet ediyor? şeklinde oldu. İşte o çarpıcı söyleşi:

12 Eylül'de yapılacak anayasa değişikliğine ilişkin referandumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Anayasa değişikliğinin Türk milleti için fırsat olduğuna inanıyoruz. 30 yıldır bugünü bekliyorum. 12 Eylül mağduruyuz. 12 Eylül'le birlikte hukuk ortadan kalktı. Darbe hukuku işlemeye başladı. Hakkımızı arama şansı yoktu. Boyun eğmiştik. İşkenceler ardı ardına geldi sonra sorgular başladı. Sorgudan sonra 11 yıllık cezaevi yaşantım oldu. İzmir'de yargılanıyordum. İzmir'de idam edilen Selçuk Duracık ve Halil Esendağ ile aynı koğuştaydık. Şöyle diyorlardı: ?sırayla olacaksa sizi daha önce asarlar? fakat rahmetli Türkeş'in masasında bizim dosyalar çıkınca Ankara'da MHP ve Ülkücü kuruluşlar davasında yargılanmaya başladık. Onlar da İzmir'de yargılandı ve idamla cezalandırıldılar.

İdamlar nasıl yapılıyordu?

İdamlar tombaladan çekme gibi yapılıyordu. Kenan Evren daha sonra bunu açıkladı. Bir sağdan bir soldan asıyorduk diye. İzmir'de yargılansaydım o sıralamaya biz de girecektik.

İşkence gördünüz mü?

Mamak'ta çok ağır işkence metotları uygulanıyordu. Bulgaristan'daki deneme kampı ve Hitler'in yöntemlerine rahmet okutacak ağır uygulamalar gördük.

Ne gibi?

Her şey yasak; sağa sola bakma, öksürme, komutanım tuvalete gitmek istiyorum gidebilir miyim? Komutanım ellerimi yıkamak istiyorum, yıkayabilir miyim? Komutanım yemek alabilir miyim? Yiyebilir miyim? Neredeyse nefes alabilir miyim pozisyonuna getiriyorlardı.

BİZE ZORLA HAYVAN TAKLİTLERİ YAPTIRDILAR

Cezaevine ilk gittiğinizde neler oldu?

İlk gittiğimizde kafes denen bölüme soktular. Hayvanat bahçelerinde görmüşsünüzdür kafesin iki tarafı demir parmaklıktır. Bizi koydukları kafesin dört tarafı demir parmaklıktı. Günlerce orada bekledik. İnsanlık onurumuzu kırmak için hayvan taktikleri yaptırıyorlardı. Aslan gibi kükre, maymun gibi sıçra, yılan gibi sürün. Yapmazsan ellerin, ayakların morarana kadar sopa? Baldırların çürüyor, insanı insanlıktan çıkarıyorlardı. Sonra koğuşlara geçtik. Koğuşlar 60-70 metrekare. 100 kişi var içeride. Biz o zamanlar şöyle bir benzetme yapıyorduk: Hani çamurun içine parmağını sokarsın çukur oluşur, zamanla o çukur kapanır ya. Biz tuvalete kalkıp döndüğümüzde yer kalmazdı, ayakta beklerdik, tuvalete kalkan olsa da yatsak diye?

APO BİZİM KADAR YATMAZSA KAHREDERİM

Solcularla aynı yere mi koydular sizi?

Amerika'da eğitim görmüş bir sosyologun talimatıyla karıştır barıştır yaptılar. Dışarıda kavga ettiğin insanlarla aynı yere koyarak, aynı şeyleri paylaştırarak bizleri rehabilite edeceklerini düşünüyorlardı. Ama bu uygulama bizde ciddi travmalara sebep oldu. Rakip olarak gördüğümüz insanlarla beraber olunca daha da bastırdığımız noktalar oluştu. Çok uzun sürdü. Geç tahliye oldum. Apo bizim kadar yatmazsa kahrederim.

12 EYLÜL ÜZERİMİZDEN SİLİNDİR GİBİ GEÇTİ

Geriye baktığınızda en çok içinizi acıtan olay neydi?

Ben sağ ve sol ayırt etmiyorum. Sadece kendimizi anlatmıyorum. Soldaki arkadaşlarımız da aynı şekilde işkence gördü. Ben en yüksek puanla girmiştim okula. Solculardan da çok başarılı olanlar vardı. Önemsediğimiz okullarda okuyorduk. 12 Eylül üzerimizden silindir gibi geçti. Ben kitabımda da yazdım; Yakın tarihimizde Türk milletinin iki şansı vardı; biri Çanakkale savaşındaki genç aydın kesim, ikincisi de 78 kuşağı dediğimiz, 80 sonrası askeri cuntanın yaptığı baskılarla travma yaşayan, ufka bakamayan, çok başarılı olmasına rağmen problemli gençlik halinde cezaevinden çıkan nesil. Bu iki nesil Türkiye'nin kaybıydı.

Evet oyu mu kullanacaksınız?

Yeniden Türkiye'nin kaybı olmasın diye yapılan anayasa değişikliğini olumlu değerlendiriyoruz. İnsanlarımızın darbelerin karanlığından demokrasinin aydınlığına kavuşmasını istiyoruz. Darbelerle yüzleşilmesini istiyoruz. İngiltere'de ihtilalle başa geçen biri vardı. Yönetimi ele alıyor, insanları baskıyla yönetiyor. Sonra ölüyor. Yerine gelen kişi ülkede bir daha ihtilal yapılmasın, ibret olsun diye bu vatandaşı mezardan çıkarıp kemiklerini asıyor. İngiltere'de demokrasinin yerleşmesi böyle sivri şeylerle olmuştur. Biz eğer 60 ihtilalinden sonra darbe yapanları yüceltmeseydik, ülkemizde 70-80 ihtilalleri olmazdı diye düşüyorum.

80 mağduru kesim olarak anayasa değişikliğine her şeyimizle evet diyoruz. Sadece 15. madde değil, tüm maddeleri destekliyoruz. Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısıyla ilgili değişiklikler de olumlu. Şimdi yapılacak anayasa değişikliği ile Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı verilmesinin ileri bir adım olmadığını bana kim söyleyebilir? Söylerlerse milleti saf yerine koyuyorlar demektir.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin evet diyen ülkücüleri eleştirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Devlet Bahçeli bu fikri sapmayı nasıl yaptı anlayabilmiş değilim. Siyasi çekişmeyi bu hale getirmelerinin bir sebebi var. Statükonun tam orta yerine oturdular. O statükonun değişmesini engellemek için ellerinden gelen çabayı sarf ediyorlar. MHP zaten yapı olarak devlet partisi. Diş sancıyorsa çekmek gerekir. Statükonun problemi diş çekilecek. Geçişler sancılı olur. HSYK ve AYM'deki yapılanma değişmesin diye mücadele ediyorlar. Yeni düzenlemeye hayır diyerek bu milletin gözüne perde indirmişler. Kendileri direnç hattı oluşturmuş, ama milletin direnci bunları delip geçecek. Ahmet Necdet Sezer, Ramazan ayında insanların hassasiyeti olduğunda basın mensuplarını çağırarak büyük bardaklarda su içiyordu, ama şimdi Çankaya'da iftar veriliyor. Halkın iradesi Çankaya'ya kadar uzandıysa sistem içerisinde statükonun bozulması açısından millet gerekeni yapacaktır.

Sizce referandumdan evet mi çıkacak?

Evet oyları çok olacak. Çok çıkmazsa bu milletin hafızası ile ilgili şüphelerim oluşacak. Bu yasa değişikliğine hayır demek insan fıtratı için psikolojik tedavi gerektirecek bir durum orta çıkarır. İnsanın lehine olan bir konuda ters beyan etmesi için o durumda olması gerekir.

Ya hayır çıkarsa?

Hayır çıkarsa milletimize neyi kaybettiğini ev ev dolaşarak anlatacağız. Sizi bu partiler aldattı, bunları kaybettiniz diye madde madde açıklayacağız. Pes etmeyeceğiz.

Geçtiğimiz gün Mamak Cezaevinin önünde evet eylemi yaptınız. Oraya tekrar gitmek nasıl bir duyguydu?

Mamak cezaevinin önünde darbe mağduru ülkücüleri oluşturduğu Yusufiyeli Ülkücüler Derneği olarak protesto yaptık. Mamak'ta 8 sene kaldım, bahçe duvarlarını bilmiyordum. Orada darağacı yaktık. Sonra Alparslan Türkeş'in ve Muhsin Yazıcıoğlu'nun mezarına gittik. Devlet Bahçeli'yi şikayet ettim.

Ne dediniz?

Dedim ki Sayın Başbuğum, bu Devlet Bahçeli sizin emanet ettiğiniz davaya ihanet etmekte. Bütün kitaplarınızda Anayasa Mahkemesi'nin yapısının değişmesini gerektiğini söylüyorsunuz, ama Devlet Bahçeli bunu korumak için çaba sarf ediyor. Başbuğum siz 15. maddenin kaldırılması için uğraşıyordunuz, ama Devlet Bahçeli direnç gösteriyor. Ülkücü harekete ihanet ediyor.

Başak Medya Ajans

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber