Dinçer: Engellilerin bürokratik işlemleri kısalacak

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 02 Aralık 2010 16:01, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının, özürlü kişilerin özürlülük derecelerini belirlemede farklı uygulaması olduğunu anımsatarak, bürokratik uygulamaları kısaltacaklarını söyledi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının, özürlü kişilerin özürlülük derecelerini belirlemede farklı uygulaması olduğunu anımsatarak, ''Sağlık Bakanlığıyla, vatandaşların her iki kurumdan ayrı ayrı rapor almalarına neden olan bu bürokratik süreci kısaltmak mümkün mü, tek raporla bu sorun çözülebilir mi diye bir çalışma yürütüyoruz'' dedi.

TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu başkanlığında toplanan Genel Kurulda, milletvekilleri gündemdışı söz aldı.

CHP İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla yaptığı gündemdışı konuşmada, Türkiye'de 8,5 milyon engelli vatandaşın bulunduğunu anımsattı.

Herkesin, trafik kazası, hastalık gibi nedenlerle engelli olabileceğini belirten Ayhan, milletvekilleri olarak engellilere karşı daha duyarlı olmaları gerektiğini ifade etti.

Ayhan, 38 bin engelli kadrosunun halen boş olduğunu, Özürlüler İdaresi Başkanlığının gelecek yılki bütçesinin yetersiz kaldığını belirterek, bunun, engellilerin istihdam sorununun çözümünün bir başka bahara kalacağı anlamına geldiğini söyledi. Ayhan, kamunun, engellilerin eğitimine yönelik gereken yatırımı yapmadığını, proje üretmediğini ifade ederek, ''Engelliler eğitimi vahiyle mi alacak'' diye sordu.

Sağlık Bakanlığına göre engelli bir vatandaşın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına göre engelli olmadığını dile getiren Ayhan, çalışan engellilerin yüzde 61'inin kayıtdışı çalıştığını söyledi.

Milletvekilleri, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla yerinden söz aldı.

CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, özürlülerin kaderine terk edildiğini, bu işin başındaki bakanların duyarsız olduğunu, 50 bin özürlü kadrosunun bekletildiğini öne sürdü.

AK Parti Konya Milletvekili Orhan Erdem, hükümetleri döneminde bu alanda birçok başarılı hizmetler yapıldığını ifade ederek, bunlar hakkında bilgi verdi. Erdem, ancak daha yapacakları şeylerin de bulunduğunu belirterek, ''Öncelikle kafamızdaki engellerin kalkması gerekir'' diye konuştu.

CHP Adana Milletvekili Hulusi Güvel ise engelli vatandaşların, eğitimden başlayan oldukça kronikleşmiş sorunlarının bulunduğunu, yüzde 88'inin eğitim hakkından yararlanamadığını, yüzde 80'inin iş gücüne katılamadığını belirtti. Güvel, devletin, bu konularda üzerine düşeni yerine getiremediğini ifade etti.

-''TEK RAPOR ÇALIŞMASI''-

Konuşmalara, hükümet adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer yanıt verdi.

Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının, özürlülerin özürlülük derecelerini belirlemede farklı uygulaması olduğunu belirten Dinçer, bu uygulamanın da makul ve kabul edilebilir gerekçesinin bulunduğunu söyledi.

Sağlık Bakanlığının, herhangi bir özürlüye, özürlülük derecesini belirleyen bir rapor verdiğinde, fiziki olarak ne oranda özürü olduğunu tespit ettiğini belirten Dinçer, bakanlığının ise maliyetle ilgili, maaş bağlayacağından bu raporu esas almadığını anlattı.

Dinçer, kendileri için özürlünün, özürlülüğüyle çalışıp çalışamayacağının esas olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:

''Özürlülük derecesi Sağlık Bakanlığına göre yüzde 60-70 olmasına rağmen çalışmasına mani bir durum yoksa onun maliyetini belirleyen derecesi daha düşük çıkar, malullük emeklilik maaşı bağlamayız. Çalışma Bakanlığının verdiği rapor, onun iş yapma gücünün kaybıyla ilgili rapordur. Orada verilen özürlülük derecesinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kabul edilip edilmediğiyle ilgili tartışma çok anlamlı olmaz.

Buna rağmen biz, Sağlık Bakanlığıyla, acaba vatandaşların her iki kurumdan ayrı ayrı rapor almalarını sağlayan bu bürokratik süreci kısaltmak mümkün mü, tek raporla bu sorun çözülebilir mi diye bir çalışma yürütüyoruz. Tek raporla her iki dereceyi de belirleme imkanı çıkarsa vatandaşlara daha az bürokratik hizmeti sunma fırsatımız olacak.''

-''KADINLARIN SİYASETTEKİ KONUMU''-

AK Parti İstanbul Milletvekili Güldal Akşit ise Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesinin yıldönümü dolayısıyla gündemdışı söz aldı.

Türkiye'de kadın hakları konusunda temel belge olan Medeni Yasa'nın 1926'da kabul edilmesiyle kadınların ekonomik, siyasal haklara kavuşturulduğunu, eşitsizlik ve ayrımcılığın kaldırılması için önemli adım atıldığını anlatan Akşit, ''1926-1934 yılları arasındaki gerçekleştiren Atatürk devrimleriyle kadınların eğitim, hukuk, aile, çalışma, sosyal yaşam, siyasette erkeklerle eşit haklara sahip olması hedeflendi'' dedi.

Son genel seçimlerde TBMM'de 50 kadın milletvekilinin yer aldığını anımsatan Akşit, Türkiye'de kadınların siyasetteki konumunun arzu edilen düzeye henüz ulaşamadığını vurguladı. Akşit, bunun nedenlerinden bazılarını, ''siyaseti, erkeklere ait gören anlayış, kadınların aile sorumlulukları, geleneksel rollerinin ağırlığı, eğitim düzeyi'' olarak sıraladı.

Akşit, kadınların siyaset ve yönetim kademelerindeki temsil oranlarının yükselmesinin Türkiye'ye güç kazandıracağına işaret etti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber