Türkiye'de bilirkişilik müessesi nedir, ne değildir? Örnek bir olay...

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 09 Mayıs 2005 10:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

BİLEMEYEN BİLİRKİŞİLER

İki gündür bilirkişilere yönelik haberlere yer veriyorsunuz. Haber niteliği olan ve başımdan geçen bir davadan bahsederek bilirkişiliğin ne hallerde olduğunu belirtmek isterim.

OLAY: ?2000 yılında aracımla yol alırken, bir araç kırmızı yandığı için trafik ışıklarında durmuş olan iki aracın sağından geçerek, frene bile basmadan, kavşaktan çıkmakta olan aracımın arka sağ çamurluk ve kapısına çarptı . Şahıs olay yerine gelen polis memurlarına (geldiği yöndeki ışıklarda iki araç duruyor olduğu halde) kendisinin yeşil ışıkta geçtiğini ifade ederek yalan söyledi. Önce aracımın hızı fazla olduğu için sonra yavaş olduğu için aracıma çarptığını belirterek çelişkili sözler söyledi. Polis memurları, benim yeşil ışıkta geçtiğimi, ışıklardan sonra 44 m. yol aldığımı, kavşaktan çıkmak üzere olduğumu, kendi yönünde yeşil ışık yansa dahi ben kavşaktan çıkana kadar kavşağa girmemesi gerektiğini belirterek rapor düzenlediler. Düzenlenen tutanakta, Şahıs, aracımın kavşağı terketmesini beklemeden kavşağa girdiği için K.T.K'nun 57 1-d maddesine göre % 100 kusurlu bulundu.?

Bu şahıs birkaç ay sonra kırmızı ışıkta geçtiğimi iddia ederek bana tazminat davası açtı. Şahıs iki arkadaşını getirerek mahkemede tanıklık yaptırdı. Benim aracıma arka sağ çamurluktan çarpıldığı halde getirdiği tanıklar kazayı görmedikleri için aracıma önden çarpıldığını gördüklerini söylediler.

Ben de aracıma ait kaza sonrası çekilen fotoğrafları, eksper raporunu, değişen parçalara ait faturaları sunarak ve iki gerçek tanığı dinleterek, bu kişilerin yalan söylediklerini. Kazayı gerçekten görseler aracıma nereden çarpıldığını bilmeleri gerektiğini belirttim. Bilirkişiler Mahkemeye sunduğum bu delilleri görmezden geldiler ve onların ifadelerine dayanarak aleyhime rapor düzenlediler. Hatta bilirkişiler bu kişilerin yalan söylediğinin delili olan ?aracıma önden çarpıldığını? söylediği cümleyi rapora hiç almamışlardı. Bilirkişiler hakkında şikayette bulundum ancak bilirkişilerin kanaat bildirdiği ve bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle haklarında dava açılmadı. Bunun üzerine yalancı tanıklık yapan kişileri dava ettim. Altışar ay mahkumiyet cezası aldılar. Mahkemeden bilirkişilerce düzenlenen raporun yeniden değerlendirilmesini çünkü ifadesine itibar ettikleri kişilerin yalancı tanıklık yaptıklarını ispatladığımı beyan ettim. Bu iki kişi mahkumiyet cezası almasına rağmen bilirkişiler biz onları doğru söylüyor kabul ederek raporumuzu yazdık ?tanıkların beyanlarının doğru olup-olmadığı yönündeki takdir tamamen mahkemeye aittir.? Diye rapor verdiler.

Yazıklar olsun. Arkasına çarpılan araca önden çarpıldığını söyleyen kişileri doğru kabul eden üç bilirkişi, topu mahkemeye atıyor. Mahkeme de bilirkişi raporu böyle diye aleyhime karar veriyor. Be adamlar. Siz bunların yalan söylediğini bilemiyorsanız neyi biliyorsunuz. Beş yaşındaki çocuk bile bir arabanının önü ile arkasını ayırabilir. Siz nasıl bilirkişilik yapıyorsunuz. Tanıkların ifadelerini rapora alırken, yalan söylediğinin delili olan cümleyi (aracıma önden çarpıldığı) nasıl rapora almıyorsunuz. Hadi bunu yaptınız. Yalancı tanıklık yaptıklarını ispatlamama, mahkumiyet cezası almalarına rağmen nasıl bu bizi ilgilendirmez şeklinde tavır alıyorsunuz? Sizin Allahınız yok mu? ettiğiniz yemin nerede?

İşte böyle?. Sene 2005 ve bu dava temyizde bozuldu, dava hala devam ediyor. Tam beş yıldır. Bilirkişilerin hatası yüzünden mahkemeye gidiyorum.

Yalan söylediklerinin bir başka deliline gelince; güya bu yalancı tanıklıklardan birisinin annesi hastanede yatıyormuş onun ziyaretinden gelirken iki arkadaş kazayı görmüşler. Bunun araştırmasını yaptığımda kişinin annesinin değil o gün, o ay içinde dahi hastaneye hiç gelmediğini tespit ettim. Hastaneden resmi yazı aldım. Mahkemeye de sundum.

Bu iki kişinin yalan söylediğini ispatladım diyorum ama bu hukuk sistemiyle belki de davayı kaybedeceğim.

Düşünün bir kere:

Bilirkişinin, hakimin, savcının elinde kaza sonrası çekilmiş fotoğraflar var. Aracıma arka çamurluğundan çarpılmış. Birisi gelip önden çarpıldı diyor, ben hastaneden annemin yanından geliyordum gördüm diyor. Oysa annesi hastaneye hiç gitmemiş. Hastanenin resmi yazısı var. Bu adamı doğru söylüyor kabul edip aleyhime karar verebilirler mi?

Bu adalet ve bilirkişilik sistemiyle evet.

Bu olayı yaşayana kadar insanlar neden kendileri adaleti uygulamaya çalışıyorlar diye düşünüyordum. Şimdi anlıyorum?

"Haber Gönder" yoluyla haberi yazan: Doğru

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber