TBMM İnsan Hakları ve İnceleme Alt Komisyonu Manisa'da

Terör ve şiddet olayları kapsamında yaşam hakkı ihlallerinin incelenmesine yönelik kurulan TBMM İnsan Hakları ve İnceleme Alt Komisyonu; Denizli, Aydın ve İzmir'in ardından Manisa'da 9 terör olayına ilişkin 14 terör mağdurunu dinledi.

Kaynak : İhlas Haber Ajansı
Haber Giriş : 24 Haziran 2012 17:56, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Komisyon, Manisa'da 11 terör mağdurunu dinledikten sonra Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) rektörlük binasında bir basın toplantısı düzenledi. TBMM İnsan Hakları ve İnceleme Komisyonu bünyesindeki Terör ve Şiddet Olayları Kapsamında Yaşam Hakkı İhlallerinin İncelenmesine Yönelik Kurulan Alt Komisyon Başkanı ve Ak Parti Amasya Milletvekili Naci Bostancı, şöylekonuştu: "Terör dediğimiz o dehşetin sadece ölen insanları ilgilendiren bir olay olmadığını, o bomba bir kere patlıyorsa, o silah bir kere atılıyorsa geride kalanlar için bütün hayatları boyunca patlayan bir bombaya, atılan bir silaha nasıl dönüştüğünü biz bu örnekler üzerinden görüyoruz. Terör meselesine, bu çatışmaya hayatların yitirilmesine çare siyasetin, sivil toplum kuruluşlarının buradaki insani mağduriyete odaklanması, bu hesapların kitapların içerisine yerleştirmesi gerekir."

Bütün bu gözyaşı ve acının yanı sıra heyeti, hem Manisa'da hem bu görüşmeleri yaptıkları başka yerlerde çok memnun eden bir sonucun ortaya çıktığını kaydeden Bostancı, "Bu görüşmelerde düşmanlığın olmaması ortaya çıktı. İnsanlar bir hasım görmüyor. Öldüresiye nefret ettikleri bir çevre görmüyorlar. Katiller için bile onların kandırılmış olduklarını, birilerinin ellerine silah verip onları oralara çıkarttıklarını ağırlıklı bir şekilde düşünüyorlar" dedi.

Terörün iki kastı olduğunu anlatan Bostancı, şöyle konuştu: "Birisi devlete karşı, hedef aldığı sivil kesimlere karşı cinayetler işleyerek, onların yakınlarının düşen ateş üzerinden sadece kendilerine değil temsil etmeye çalıştıklarını iddia ettikleri topluma da düşman olmalarını sağlamak. İkinci amaçları ise dağa çıkarıp orada çatışmalarda ölen çocuklar üzerinden yine temsil etmeye çalıştıklarını iddia ettikleri kesimlerin ölen çocukları üzerinden düşmanlıkları körüklemek, hasım olmalarını temin etmek. Çift taraflı çalışan bir netice elde etmek isterler." 30 yıllık terör söz konusu olduğunu anlatan Bostancı, şunları söyledi: "Bu yıllar içinde çok çeşitli canların kayıpları söz konusu. Biz de 80'lerden, 90'lardan, 2000'lerden örnekler dinliyoruz. Terörün bu iki kastına yönelik sonucun olmadığını gördük. 30 yıla rağmen böylesi bir husumet duygusunun olmayışı kesinlikle hem heyetimiz için hem de bütün Türkiye için hem sevindirici hem de aynı zamanda terörle mücadele edilirken topluma iklimin bunu nasıl destekleyeceğini görmek bakımında da çok öğretici. Biz bunu gördük."

RAPORDA BÜTÜN TANIKLAR OLACAK

Dinlemelerde aynı zamanda, insanların acılarını gördüklerini belirten Bostancı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu acıları aynı zamanda raporlaştıracağız. Raporda, bütün bu tanıklıklar olacak. Tahmin ediyorum konuyla ilgili herkes, bu da çok geniş bir kesim demektir, bu tanıklıkları gördüğünde bu acılarla yüzleştiğinde bu meseleye çok daha farklı bakacaktır. Barış için daha olumlu bir iklim teşekkül edecektir. Komisyonumuz, bu istikamette bir çalışma yapmış olmaktan bütün acılara rağmen memnuniyet duyacaktır. Aynı zamanda, gelip burada bizimle acılarını paylaşan bazen nasıl acılarının kanatıldığını gördüğümüz, gözyaşlarına boğulan, ister istemez onların hayatlarına dair sorular sormak zorunda kaldığımız insanların da böylelikle barışa kendi acıları üzerinden bir katkısı olmuş olacak. Bütün bu tanıkları yapan insanlara müteşekkirim."

Sonuçta bu konuları araştıran bir komisyon olduklarını anlatan Bostancı, sözlerini şöyle tamamladı: "Onların komşuları, yakın akrabaları değiliz. Ama memleket için bunu herhalde bir hizmet vesilesi olarak gördüklerinden en yakın komşularıyla, dostlarıyla dahi bazen paylaşmadıkları, o alacakaranlıkta yaşanan kendi içlerine çekilmiş hissiyatları paylaşmaktan da çekinmediler. Şimdi şehit olmuş kocasının nefes alışını hatırlayan eş gibi. Bunların hepsi raporlarda olacak. Hepsi, işin insani boyutunu toplumun okuması bakımından çok öğretici sonuçlar sağlayacak. Ümit ederim, Türkiye'de bu terör meselesi son bulur, barış iklimi kurulur. İnsanlar, demokratik ve özgür bir ülkenin vatandaşları olarak her türlü problemlerini meşru siyasetin zemininde ararlar."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber