Her yıl bin lisans mezunu yurt dışına gönderilecek

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 18 Mart 2006 12:33, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Hükümet, 15 yeni üniversite kurulmasına, alt yapısı hazır olmadan karar verdi. Bu konuda çıkarılan yasa, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından onaylandı. Ancak, Sezer, yasanın 'rektör ataması'yla ilgili maddesini Anayasaya aykın olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkeme-si'ne götürüyor.

Hükümet ile Yükseköğretim Kurulunun görünüşte ilişkileri iyi değil. Daha önce bir yazımda da belirttiğim gibi, gündüzleri ilişkileri iyi olmayan bu kuruluşun yetkilileri, akşamları hep bir araya geliyor. YÖK'te adeta kuş uçsa, Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarının haberi oluyor. YÖK'ün özel kaleminde olup bitenler, kimin geldiği-gittiğinden YÖK yetkililerinin bu kadar haberdar olması hayli düşündürücü. YÖK'ün kuruluşundan bu yana özel kalemde görev yapan Gülsün Baksan, disiplinli olarak bilinir. Ancak, Gülsün Hanım'ın YÖK'ten çok, daha çok üniversitede derse gitmesi anlaşılan bu boşlukta etkili oldu. Gülsün Hanım'ın da derslere YÖK'e ait araçla gidip-gelmesi ise hayli eleştiriliyor, yadırganıyor.

YÖK'ÜN YAPAMADIĞINI, MİLLİ EĞİTİM YAPTI

YÖK yetkilileri hep savunmada kalıyor, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bir icraatı olursa karşı atağa geçiyor. Bakanlık, kendisini Avrupa ülkelerine daha iyi anlatıyor. Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Meral Hacıpaşaoğlu da, bu tanıtımlann lokomotifi olarak görev yapıyor. 5 yıldızlı oteller yerine, Milli Eğitim Bakanlığı, bakanlık Başöğretmen salonunda diplomatlarla toplantı yapıp, onları ağırladı. Tasarrufa özen gösterilmesi gereken bir dönemde böyle bir adım atması da kuşkusuz önemli ve anlamlıydı.

Avrupa Birliği (AB) adaylık süreci, 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelerin başlamasıyla yeni bir ivme kazandı. 'Bilim ve Araştırma', 'Eğitim ve Kültür' fasıllarındaki tanıtıcı ve ayrıntılı tarama toplantılan 2005 yılının son aylarında gerçekleştirildi ve 'Bilim ve Araştırma' faslı ile ilgili müzakere süreci başlatıldı. Bu iki fasılda tarama, ayrıntılı tarama süreçlerinin hızla tamamlanması ve müzakere sürecine geçilmesinde en önemli etken Türk eğitim sistemini düzenleyen yasal çerçeve ile AB Müktesebatı'nın birebir örtüşmesi olarak yorumlanıyor.

2025 yılında Türkiye'nin nüfusunun 90.2 milyona, 2050 yılında 98 milyona, AB'nin 25 ülkesinin toplam nüfusunun ise 400 milyona ulaşacağı hesaplanıyor. Ancak 15-44 yaş arası dinamik işgücü açısından Türkiye çok önemli bir avantaja sahip olacak. Nüfusu daha yaşlı olacak AB ülkelerine, Türkiye'nin bu anlamda önemli bir katkısı olacağı açıktır. Eğitimi iyi olmayan, vasıfsız, beceri kazanamamış nüfusun sadece yük ve sıkınü kaynağı gerçeğinden, hareketle eğitime her türlü imkan ve vasıtayı kullanarak, dört elle sarılmış durumdayız.

BAKAN, EĞİTİMDEKİ SON DURUMU ANLATIYOR

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikle yeni üniversiteler, eğitimde yeni gelişmeleri konuşuyoruz. İşte, Bakan Çelik'in anlattıklarından bölümler:

BÜTÇEMİZ: 1997-1998 öğretim yılında zorunlu ilköğretimin süresinin 5 yıldan 8 yıla, 2005-2006 öğretim yılından itibaren de ortaöğretimin 4 yıla çıkarılmasıyla birlikte ortaya çıkan finansman ihtiyacına karşılık olarak; başta kamu harcamaları olmak üzere eğitim harcamalarında önemli bir artış oldu. Bu nedenlerle konsolide bütçe içindeki Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi oranı 2003 yılında yüzde 6.93 iken 2006 yılında yüzde 12.8 oldu.

OKULLAŞMA ORANI: Genel olarak 2004-2005 yılı sonu itibariyle; gönüllülük esasına dayalı olan Okulöncesi Eğitim'de okullaşma oranı yüzde 20'ye ulaştı. 6-14 yaş grubundaki çocukların eğitimini kapsayan 8 yıllık ilköğretimde okullaşma oranı ise yüzde 98.6'a yaklaştı. En az 4 yıllık eğitim veren genel, meslekî ve teknik liselerde ise okullaşma oranının yüzde 81'e ulaştığını öğreniyoruz.

İNTERNET: Eğitimde yeni teknolojilerin kullanılması ve yaygınlaştırılmasına yönelik olarak ilköğretimden başlamak üzere eğitimin her kademesinde; 'Bilgisayarlı eğitim'e geçilmesi, her okula 'internet erişimi'nin sağlanması, 'müfredat programlarının yazılım programları olarak üretilmesi çalışması ise devam ediyor. Eğitimde bilgi ve iletişim teknolojisinin etkin kullanımı amaayla okullarda bilgi teknolojisi sınıflarının sayıları artırılıyor.

320 BİN BİLGİSAYAR: Okullara 5 Haziran 2005 tarihine kadar 86 bin bilgisayar gönderildi. Plânlanan şekilde okullarda gerekli donanımın sağlanması için ihtiyaç duyulan 320 bin bilgisayarın, 120 bin adedi Bakanlık genel bütçesinden karşılanacak, kalan 200 bin bilgisayar da 'Bilgisayar Destekli Eğitim Kampanyası' kapsamında vatandaşların katkısıyla sağlanması hedefleniyor. İşte, bu yılın Mayıs ayı sonu itibariyle projenin gerçekleşmesi amaçlanıyor. Geçen yıl öğrencilerin yüzde 95'ine internet ulaştırıldı. Telekom'un alt yapısının uygun olmadığı kırsal bölgelerde ise ¦alt yapı çalışmalan sürüyor. Internet, yalnız okullarda değil, bakanlığın başta atama olmak üzere tüm işlemlerinde kullanılıyor.

ÖĞRETMENLER: Öğretmen yetiştirme politikalarının belirlenmesi, hizmet öncesi ve hizmet içi öğretim programlarının düzenlenmesi, öğretmenlerin iş başarma ve performanslarının ölçümünde ve öğretmenlerin kendilerini tanıma, geliştirmelerinde yararlanmak amacıyla 6 ana yeterlik, bu yeterliklere bağlı olarak 31 alt yeterlik ve 219 performans göstergesinden oluşan Öğretmenlik Mesleği Genel Yeterlikleri için uluslar arası seviyede bir kıstaslar seti hazırlandı.

3 BÜYÜK PROJE: Milli Eğitim Bakanlığı ulusal proje ve kampanyalar yanında Avrupa Birliği mali katkılanyla eğitim alanında Temel Eğitimin Desteklenmesi Projesi', 'Meslekî Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi' ile 'Meslekî ve Teknik Eğitimin Modernizasyonu Projesi' yürüyor. Toplam tutarı 177 bin euroluk projede AB'nin katkısı 165 bin euro. Temel Eğitime Destek Projesi ile dezavantajlı kırsal ve kentsel bölgelerde başta kadınlar ve kız çocukları olmak üzere her yaş grubundaki bireylerin eğitim hizmetlerinden yararlandınlmaları amaçlanıyor.

HALK EĞİTİMİ: Ülkemizde 'hayat boyu öğrenme politikalarının ve faaliyetlerinin mevcut durumunun tam bir resmini çıkarmak oldukça zor. 'Hayat boyu öğrenme, Türkiye'nin önceliği oldu. Önceki yıl yaklaşık 3.5 milyon kişi, Bakanlığa bağlı yaygın eğitim kurumlarında ve Bakanlığın izni ile açılan kurumlarda düzenlenen çeşitli programlara katıldı. Bu rakam Türkiye yetişkin nüfusunun yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor. Bunun dışında diğer bakanlıklar, üniversiteler, kamu kurumları, sivil toplum örgütleri ve gönüllü kuruluşlar da yetişkin eğitimi faaliyetleri sağlanıyor.

YENİ ÜNİVERSİTELER VE ÖĞRETİM ÜYELERİ

ÜNİVERSİTELER: Ülkemizde halen 53 Devlet, 24 Vakıf Üniversitesi olmak üzere 77 üniversite bulunuyor. Bu üniversitelerde yaklaşık 80 bin öğretim elemanı hizmet veriyor, 2 milyona yakın öğrenci üniversiteye devam ediyor.

ÖĞRETİM ÜYESİ: Bu yıldan itibaren; 5 yıl boyunca her yıl bin lisans mezunu öğrenciyi ve ülkemizin araştırmacı ihtiyacını kısmen karşılamak üzere yurtdışındaki üniversitelerde lisans üstü çalışmalar yapmaya gönderilecek. Bu yolla ve Erasmus gibi AB Eğitim ve Gençlik Programlan ile desteklenen üniversiteler, kuşkusuz Avrupa Yükseköğretim Alanı hedeflerine katkıda bulunacak.

YABANCI DİL Türkiye 2001 yılında Bologna Sürecine katılmış ve kendi eylem çizgisini uygulamak için önlemler almış. Türk yüksek öğretiminin yapısı üç kademeli bir sistem. Diploma Eki ve Avrupa Kredi Transfer Sistemi (AKTS) bütün üniversitelerde zorunlu kılındı. Bütün üniversitelerin kalite değerlendirmesi için yeni düzenlemelerin uygulanmasıyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bugün, 77 üniversitenin 29 unda Avrupa Çalışmalan bölümü bulunuyor. Türkiye ele eğitim dili İngilizce veya Fransızca olan 14 üniversite var. Üniversitede daha fazla öğrencinin yönetime katılımını sağlamak ve öğrenci konseylerinin ulusal temsili için yeni bir yönetmelik yürürlüğe konuldu.

TANITIM YOK: Bununla beraber Türkiye yükseköğretimde hala, öğrenci ve personel hareketliliğini etkileyen engellerin üstesinden gelmeye çalışıyor. Bunlar vize temini, yetersiz fon, bilgilendirme eksikliği ve ülkemize gelecek olanların ülkemiz hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması gibi sorunlar devam ediyor.

KABUL EDİLEN: 2005 yılı sonu itibariyle Türkiye'nin 6. Çerçeve Programı kapsamındaki performansına göre 2 bin 203 araştırmacının dahil olduğu bin 464 proje söz konusu olmuş, bunlardan 330 araştırmacı iştirakli 260 proje kabul edildi. Türk araştırmacıların basarı oranı yüzde 15 oldu. Socrates, Leanardo da Vinci ve Youth programlanndan faydalananların sayısı her geçen yıl artıyor. Faydalanıcılann eğitim seviyeleri ve coğrafi dağılımlan bakımından önemli ölçüde çeşitleniyor. 2006 sonuna kadar 42 bin 500 dolayında öğrenci, eğitimci ve yöneticinin faydalanmış olacak.

ÇANAKKALE DESTANI UNUTULMASIN

Milli Eğitim'de iyi gelişmelerin yanı sıra, bazı olumsuzlar da yok değil. Örneğin gelecek öğretim yılından itibaren okutulmaya başlanacak olan 8. Sınıf inkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders programında, Çanakkale ile ilgili bölümlerin yetersizliğini yetkililer içlerine nasıl sindirecek.

Bugün, Çanakkale destanımızın yıl dönümü. Bakan Çelik, uzmanlarını toplayıp bir bugünkü ders programınına, bir de değiştirilmiş hâline bakıp durum değerlendirmesi yapmalı. Çanakkale destanımızın bu programda hakkıyla yer alıp almadığına da karar vermesi gerekiyor.

Saygı Öztürk/ Gözcü

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber