SPK'da kaos ortamı: Sorumlu Doğan Cansızlar mı?

Haber Giriş : 06 Nisan 2006 08:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

SPK Başkanı Cansızlar, AKP ataması üyelerin Kurul içinde personel ile 'kural dışı' ilişkileri olduğunu ileri sürmüştü. Altı üyenin ortak açıklamasında bu iddia reddedilirken, Kurul'daki kaos ortamından da Cansızlar sorumlu tutuluyor

Milliyet'in 2 Nisan 2006 tarihli nüshasında, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar'ın, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Bakan Abdüllatif Şener'e gönderdiği resmi yazı yer almıştı. Cansızlar'ın yazıda belirttiğine göre SPK bir 'kaosa' sürükleniyordu. Kurul'a AKP döneminde atanan üyeler, kendisine karşı küçük düşürücü, 'hakaret ve taciz'e varan tavırlar içindeydi.

Cansızlar'ın yazısında yer alan en can alıcı konu ise, üyelerin, kurul personeli ile ilişkileri hakkındaydı. Yazıda konu hakkında şöyle deniliyordu: "Kurul üyelerinin doğrudan doğruya personelle ilişki kurmaması, emir ve talimat vermemesi öngörülmüş olmasına karşın, her seviyeden personelle doğrudan ilişki kurulmakta, hizmet birimlerinin çalışmaları etki altına alınmaktadır."

Cansızlar, Milliyet'le görüşmesinde de üyelerin personel ile 'doğrudan ilişkileri'nin, sakıncasına değinirken, Kurul'un, halka açık yüzlerce şirketin bilgisine hakim olduğunu hatırlatmıştı.

Altı üyenin yanıtı
Cansızlar'ın yazısında ileri sürülen eleştirilere yanıtları içeren açıklamanın altında, muhatabı olan AKP döneminde atanmış beş üye (Turan Erol, Recep Bıyık, İ. Mete Doğruer, M. Emin Özer ve Abdulkerim Emek) dışında, TOBB kontenjanı olan altıncı üyenin de (Halil Sarıaslan) imzası var.

Bu tablo Başkan ile kalan üyeler arasında ciddi bir karşıtlaşma olduğununu gösteriyor. Cansızlar, kaos ortamından AKP ataması beş üyeyi sorumlu tutarken, kurulun diğer üyeleri, Cansızlar'ı sorumlu tutuyor. Ancak, sorumlunun kim olduğundan öte, bu karşıtlaşmanın, Kurul'da gerçekten de bir kaos ortamı yaratmakta olduğunu gösteriyor.

'Her zaman yurtdışında'
Altı üye, "DASK'a aday" konusunda asıl yetkinin Kurul Karar Organı'nda (KKO) olduğunu ve Cansızlar'ın bu yetkiyi 'gizlice' şahsen kullandığını savunuyor. Bu konuda önceki uygulamaları sıralayan üyeler, yetki aşımı iddiasının 'Neden yargıya taşınmadığına' dikkat çektikten sonra, "SPK Başkanı'nın amacı çatışmayı gidermek değil, (...) sürdürmek" diyor. Ortak açıklama özetle şöyle:

İMKB'den SPK'ya verilen '2 lüks makam aracı' SPK denetimlerinde eleştiri konusu yapılmış, iadelerine (Başkan'ın muhalefetine karşılık) oyçokluğu ile karar verilmiş, Kurul Başkanı kararı uygulamamıştı. İade için son tarih olan 07.12.2005'de Başkan 'her zaman olduğu gibi yine yurtdışında' olduğundan, karar gereğini 2. Başkan yaptı.

Başkan'ın yurtdışı seyahatleri takdirine bırakmıştı. 2004 - 2005'te toplam 170 gün yurtdışında bulundu. Ancak çok fazla çıkış olunca uyarıldı. Limit aşımı olduğundan bir toplantıya tek katılması istendi, üç kişide ısrar edince KKO, önerisini reddetti.
Kurul üyelerinin 'toplu hareket ettikleri' eleştirisi haksızdır. Kurul kimsenin tekelinde değil. Bu da bağımsız olduğunun bir göstergesidir.

Ayrıca, 'çok ender durumlarda' atama ve yurtdışı görevlendirmelerde uzlaşmayı içine sindiremeyen Başkan genellikle yalnız kalıyor. Bu gibi durumlarda kendisinin taciz edildiğini ya da sıkıştırıldığını söylemesi mantıkla bağdaşmıyor.

Cansızlar, Kurul Üyelerinin şirketlerle ilgili son derece önemli bilgilere hakim olan Kurumda personelle kuraldışı ilişkiler kurduklarını belirtmişti. Kurul üyelerinin ortak açıklamasında bu konuda şöyle deniliyor:

Önemli iddia
"Böyle bir iddia mantığa terstir. Çünkü Kurul Üyeleri görevleri gereği Kuruma ilişkin her türlü bilgiyi isteme, inceleme, hatta istenilen bilgi yoksa bile sağlanmasını talep etme hakkına ve yetkisine yasal olarak sahiptirler. Benzer biçimde SPK'daki herhangi bir usulsüzlüğün ya da bir olumsuz gidişin de yasalar önünde ilk akla gelen sorumlularıdırlar. Hal böyle iken, böyle bir ifade ile ne amaçlandığını anlamak mümkün değildir."

Altı üyenin, Cansızlar'ın açıklamaları ile ilgili yargısı da açıklamada şöyle ifade ediliyor: "Tüm bunların sonucu olarak, SPK Başkanı vazgeçilmez tek adam olmayı istemektedir. Başkanın amacının bir kaos ortamı yaratarak ve çatışarak, kamuoyunda ses getirecek biçimde görevini tamamlamak olduğu gayet açıkça anlaşılmaktadır."

Bahçuvan: Kötü sonuçları olabilir
Kurul'da bölünmeyi ve karşılıklı eleştirileri değerlendiren Borsa Yatırımcıları Derneği Başkanı Ali Bahçuvan, iddia edildiği gibi, uzmanlara doğrudan etkide bulunulması halinde hazırlanan raporların da kötü sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Bahçuvan, "Raporlar, Kurul kararına yansır. Bu da yargıyı etkiler. Kurul'un işleyişinde bir standart olmalı. Aksi halde siyasi erkin doğrultusunda raporlar çıkar" dedi.

milliyet

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber