İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Tesis edilen yeni işleme karşı açılan Davanın önceki davanın konu ve sebebiyle aynı olduğu gerekçesiyle reddedilemeyeceğine ilişkin Danıştay Kararı

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 28 Mart 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Karar metni Forum ziyaretçimiz "hukuk devleti" tarafından bizlere gönderilmiştir. Aynen yayımlıyoruz.

Aşağıdaki karara ilişkin görüş alış verişi için Forum bölümü İFP kategorisini kullanabilirsiniz.


T.C.
DANIŞTAY
5. DAİRE

E. 1992/1602
K. 1995/1580
T. 26.4.1995

o KONU VE SEBEBİ AYNI OLAN DAVALAR (Dava Yeni Tesis Edilen İdari İşleme Karşı Açılmışsa Esasının İncelenmesi Gereği)

o ZAMANAŞIMI (Tesis Edilen Yeni İşleme Karşı Açılan Davanın Önceki Davanın Konu ve Sebebiyle Aynı Olduğu Gerekçesiyle Reddedilemeyeceği)

o İDARENİN AYNI KONUDA TESİS ETTİĞİ YENİ İŞLEM (Son İdari İşleme Karşı Açılan Davanın Daha Önce Reddedilen Davayla Aynı Olduğu Sebebiyle Reddedilemeyeceği)
2577/m.7,10,11,12

ÖZET : Davacı haksız yere genel hizmet kadrosuna atanması üzerine iptal davası açmış ancak dava zamanaşımı nedeniyle reddedilmiştir. Değişen koşullara göre farklı bir karar vermesi gereken idarenin, davacının ikinci talebini reddi üzerine açılan iptal davasının, ilk dava ile konu ve sebep olarak aynı olduğu gerekçesiyle reddi hukuka aykırıdır.

İsteğin Özeti: Adana 2. İdare Mahkemesinin 14.11.1991 günlü, E:1991/451, K:1991/876 sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi M.A.`nın Düşüncesi: Dava dilekçesi ile bu dilekçeye ekli başvuru dilekçesinin birlikte incelenmesinden, davacının, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi çerçevesinde teknik hizmetler sınıfında yeniden "Ekonomici" kadrosuna atanması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açtığı anlaşılmış olup; ortada tesis edilmiş yeni bir işlemin varlığı karşısında, mahkemece uyuşmazlığın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken; bakılan davanın konu ve sebebinin, davacının daha önce açtığı ve mahkemece reddedilen dava ile aynı olduğu gerekçesiyle incelenmeksizin reddine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı S.E.`nin Düşüncesi: GİH Sınıfında memur kadrosunda görev yapmakta olan davacının ekonomist ünvanlı kadroya atanması yolundaki 18.3.1991 günlü başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali isteğiyle açtığı davada Adana 2. İdare Mahkemesince verilen davanın incelenmeksizin reddi yolundaki kararın davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.Davacı hakkında daha önce tesis edilen 5.10.1985 günlü işlem, adı geçenin GİH sınıfına memur olarak atanmasına ilişkin olup, bu işlemin iptali istemiyle açılan dava Adana 1. İdare Mahkemesince verilen 8.12.1989 günlü, 89/222 sayılı kararla reddedilmiştir. Anılan davanın süre yönünden reddedildiği davacı tarafından belirtilmekte olup, aksi idarece ileri sürülmemiştir. Oysa bu davaya konu işlem, davacının "Ekonomist" ünvanlı kadroya atanması yolundaki talebinin reddine ilişkin olup, kadroya atanma ile ilgili olarak her zaman talepte bulunulabileceğinden ve mahkemece verilen 8.12.1989 günlü kararın esasa ilişkin olmayıp davanın süre yönünden reddine ilişkin bulunduğu anlaşıldığından, işin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, açılan bu davanın konu ve sebebinin daha önce açılan dava ile aynı olduğundan bahisle yeniden dava açılmasının mümkün olamayacağı yolundaki mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Türk Milleti Adına hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince işin gereği düşünüldü: Davacı, yeniden ekonomici ünvanlı Kadroya atanması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve uğradığı zararların karşılığı olarak 15.000.000.- liranın yasal faizi ile birlikte kendisine ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.

Adana 2. İdare Mahkemesinin 14.11.1991 günlü, E:1991/451, K:1991/876 sayılı kararıyla; dava dosyasındaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, halen ... il Müdürlüğünde memur olarak görev yapan davacının 30.6.1978 tarihinde Orman ve Köyişleri Genel Müdürlüğüne bağlı ... Başmühendisliği emrine "Ekonomici" olarak atamasının yapıldığı; 3046 ve 3161 sayılı Kanunlarla 190 sayılı KHK. hükümlerine göre Tarım ve Köyişleri Bakanlığı kadrolarının 15.6.1985 günlü, 85/9591 sayılı kararname ile yeniden ihdas edildiği; bu kadrolara, anılan bakanlığın teşkilat yapısına göre yeniden atama işlemleri yapıldığı; davacının da, 5.10.1985 günlü işlemle genel idare hizmetleri sınıfında memur olarak atamasının yapıldığı; adıgeçenin, bu işlemin iptali istemiyle açtığı davanın, Adana 1. İdare Mahkemesinin 8.12.1989 günlü, E:1989/405, K:1989/222 sayılı kararıyla reddedildiği ve kararın kesinleştiği; bir davaya konu edilen idari işleme neden olan davacı isteminin ise, 5.6.1985 günlü, 85/9591 sayılı kararnameyle ihdas olunan kadrolara göre yapılan kadro değişikliğinin düzeltilmesine ilişkin olduğu; bu suretle, 5.10.1985 günlü atama işleminin değişikliği talebini içerdiği; ancak, ortada bu durumun değişmesine neden olacak herhangi bir sebebin bulunmadığının anlaşıldığı; bu durumda, davacı tarafından aynı konuda ve aynı nedenlerle daha önce açılan dava Adana 1. İdare Mahkemesince reddedildiğinden ve ortada yeni bir sebep bulunmaksızın yeniden dava açılması da mümkün olmadığından, bu davanın incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine hükmedilmiştir.

Davacı, açtığı ilk davanın süre aşımı nedeniyle reddedildiğini ve davanın esasına girilmediğini; ayrıca, anılan davanın reddinden sonra davalı idarenin, benzer durumda olan kişileri tekrar "Ekonomici" kadrosu ile göreve başlattığını; bu nedenle kendisinin de idareye yeni bir başvuruda bulunarak "Ekonomici" kadrosunun tekrar iade edilmesini istediğini; bu durumda, ortada yeni bir dava açılmasını gerektiren sebeplerin bulunduğunu öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 7. maddesinde, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay`da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hükme bağlanmış olup; aynı kanunun olay tarihinde yürürlükte bulunan 10. maddesinde de, "İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Dava açılmayan haller ile davanın süreden reddi halinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilmesi halinde cevabın tebliğinden itibaren dava açma süresi yeniden işlemeye başlar..." hükmüne yer verilmiştir.

2577 sayılı Yasanın 7., 10., 11. ve 12. maddelerinin birlikte incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, her çeşit idari işlemler idarece kendiliğinden ya da ilgililerin başvurusu üzerine tesis edilirler. İdarenin, belirli bir konuda işlem tesis edilmesi için yapılan başvuruları, o andaki öznel ve nesnel koşullara göre ( ilgilinin niteliği, kadro ve ihtiyaç durumu, bütçe imkanları, izlenen sosyal, ekonomik ve kültürel politikalar vb. ) değerlendirip sonucuna göre karar alacağı, diğer bir ifadeyle idarenin takdir yetkisini başvuru tarihindeki koşullar çerçevesinde, çeşitli seçeneklerden birisini yeğleyerek kullanabileceği ve zaman içinde değişen koşulların idarenin öncekinden farklı karar almasını gerektireceği durumlarda aynı konuda değişik tarihlerde yapılan başvurulardan herbirinin, aynı hukuki sonucu elde etmeye yönelik olsalar bile, öncekinden ayrı ve bağımsız birer başvuru oldukları ve bu başvurular üzerine tesis edilen olumsuz işlemlerin dava açma süresi yönünden de bir öncekinden bağımsız olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiği önemle vurgulanması gereken bir durumdur. Açıktan bir göreve atanma, kadro tasisi, nakil gibi başvuru zamanındaki öznel ve nesnel durum ve koşullara bağlı olarak ele alınıp değerlendirilmesi gereken konularda belirli bir süre sonra yeniden yapılacak başvuruyu idare, o andaki maddi ve hukuki koşullara göre yeniden inceleyip değerlendireceğine ve bağlı yetki içinde bulunmadığı hallerde takdir yetkisini, önceki başvuruya verdiği cevapla bağlı olmaksızın yeni başvuru tarihindeki koşul ve verileri gözönünde bulundurarak kullanacağına göre tesis edilen yeni işlemi daha önceki başvurular üzerine tesis edilen işlemden ayrı nitelikte kabul etmek ve son işleme karşı açılacak davayı süre ve esas yönlerinden bu çerçevede ele alıp değerlendirmek zorunlu olmaktadır.

Dava dilekçesi ile bu dilekçeye ekli 18.3.1991 günlü başvuru dilekçesinin birlikte incelenmesinden, davacının, 2577 sayılı Yasanın 10. maddesi çerçevesinde yaptığı sözkonusu başvurusundaki isteminin "yeniden" ekonomici kadrosuna atanmaya ilişkin olduğu ve dava konusu 9.5.1991 günlü, 10465 sayılı işlemle de adıgeçenin "bu isteminin" reddedildiği; dilekçesinde, teknik hizmetler sınıfında "Ekonomici" kadrosunda görev yapmakta iken genel idare hizmetleri sınıfında "memur" kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin iptali yolunda bir isteğinin bulunmadığı; nitekim, anılan Yasanın 7. maddesinde öngörülen süre içinde dava açarak "iptal istemini" sözkonusu 9.5.1991 günlü işleme yönelttiği anlaşılmış olup; belirtilen hukuki ve fiili durum karşısında, ortada tesis edilmiş yeni bir işlemin varlığı açık olmasına karşın idare mahkemesince, açılan bu davanın konu ve sebebinin daha önce açılan dava ile aynı olduğu ve sözü edilen davanın reddedildiği, bu durumda yeniden dava açılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, dava dilekçesinden, dava konusu işlemin iptalinin yanı sıra, uğranılan zararın karşılığı olarak 15.000.000.- lira tutarındaki maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte ödenmesine hükmedilmesinin de istendiği ve bu zararın "kadro değişikliğine" dayandırıldığı anlaşıldığından; taleplerin bu niteliği ile, temyize konu mahkeme kararında sözü edilen Adana 1. İdare Mahkemesinin 8.12.1989 günlü, E:1989/405, K:1989/222 sayılı kararında yer alan talep ve hüküm kısımları da dikkate alınmak suretiyle, idare mahkemesince uyuşmazlığın esasına girilerek yeniden karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle Adana 2. İdare Mahkemesince verilen 14.11.1991 günlü, E:1991/451, K:1991/876 sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu`nun 49. maddesinin 1/b. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 26.4.1995 tarihinde oybirliği ile karar verildi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber