'MİT Tır'ları, darbenin hazırlık safhasıydı'

Emekli Tuğgeneral İbrahim Aydın, MİT Tırlarının durdurulması bu darbe kalkışmasının ilk hazırlık safhasıdır. MİT tırları ile hedef Erdoğan'ın itibarıydı dedi.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 24 Kasım 2016 22:03, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'MİT Tır'ları, darbenin hazırlık safhasıydı'

TBMM 15 Temmuz Darbe ve FETÖ Araştırma Komisyonu bugün MİT Tırlarının durdurulması olayıyla adını duyuran ve o dönem Paralel Yapının mensupları tarafından hedef tahtasına oturtulan ve bir süre cezaevinde de yatan bir ismi dinledi.

Araştırma Komisyonunda çok önemli açıklamalar yapan bu isim Eski Jandarma İstihbarat Başkanı Emekli Tuğgeneral İbrahim Aydın. 15 Temmuz Darbesi sonrası Emekliliğini isteyen İbrahim Aydın son 10 yıl içinde Jandarma İstihbaratın en önemli isimleri arasında gösteriliyor.

Bu darbenin daha önceki darbe girişimlerinin hepsinden ayrı bir yeri olduğuna dikkat çeken İbrahim Aydın, 15 Temmuz Türk Silahlı Kuvvetlerin'nin yaşadığı en büyük travmadır. Diğer darbelerde de emir komuta zincirinin dışına çıkıldığı görülse de bu kalkışmanın Türk silahlı Kuvvetleri emir komuta ve hiyerarşisine en fazla zarar veren olay olduğuna vurgu yaptı. Kendi vatandaşlarını kurşunlayan, kendi astlarının kafasına sıkan, meclisini bombayan, canilik ve vahşet konusunda hiçbir darbe ve darbe teşebbüsüyle karşılaştırılamayacak bir hainliğin 15 Temmuz'da sergilendiğini belirtti.

Komisyonda bulunan milletvekillerinin sorularını da cevaplayan Eski Jandarma İstihbarat Başkanı İbrahim Aydın açıklamaları daha önce komisyona ifade veren Emekli Genel Kurmay Başkanları İlker Başbuğ ve Işık Koşaner'in iddialarının da aksi istikametindeydi.

Jandarma İstihbarata bağlı 4 daire başkanını da kendim seçtim. Bahtiyarım ki bu 4 arkadaşımın ikisi benim yanımda diğer ikisi ise Beştepe'de darbecilerle yiğitçe çarpıştılar. Biri yaralanıp Gazi oldu. Biri de darbeciler tarafından rehin alınarak, psikolojik işkenceye tabi tutuldu.

MİT Tırlarının Durudurulması olayına hızla müdahale ettiklerini Seyit Ali Uyanık ile birlikte olayın soruşturulması noktasında ise o dönem ki İçişleri Bakanı Efgan Ala Soruşturma için iki Mülkiye Müfettişi görevlendirince tahkikatı onlara bıraktıklarını ifade eden İbrahim AYDIN, MİT Tırları olayının aslında bu darbenin bir hazırlık safhası olduğunun altını çizerek,

"MİT Tırlarının durdurulması bu darbe kalkışmasının ilk hazırlık safhasıdır. Darbeciler halkta karşılıklarının olmadığını biliyorlardı. Bugün biliyoruz ki FETÖ'nün Türk Milleti nezdinde karşılığı %1.5 civarını hiç geçmemiş. MİT Tırlarının durdurulup, buradaki silahların Suriye'de ki radikal gruplara gittiği algısını oluşturarak aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın itibarını, iç kamuoyundaki halk desteğini zayıflatıp, aynı zamanda dış kamuoyunda muhtemel darbe sonrası tepkileri perdeleyecek bir alt yapı için bu yasadışı girişimde bulunulmuştur. diğer taraftan bu girişimin silahlı kuvvetler içinde de bir hedefi vardı. buna biz askeriyede 'Başarı Tadilatı' veya 'Başarıdan Faydalanma' diyoruz. Yani yaptığınız işin başarısı sonrasında sizin yaptıklarınızın doğrulanması ve yanınızda olunmasının psikolojik zeminin hazırlar. Eğer MİT Tırları olayından umduklarını elde etselerdi Harekat ve Bölge İstihbarat Komutanını kesinlikle görevden alma yoluna gideceklerdi."

FETÖ'nün 15 Temmuz'a hazırlık safhasında 4 önemli girişimi olduğunun altını çizen AYDIN, "Bu yasadışı yapı 4 aşama ile darbe sürecine gelmiş, bu 4 girişim ile darbeye zemin tutmaya çalışmış ama muvaffak olamamışlardır.

Bunlar: 7 Şubat 2012'de MİT Müsteşarını tutuklama girişimi, Gezi Olayları ile kısmen toplumsal bir kırılma oluşturma, 17 - 25 Aralık ile siyasi iradenin kırılması ve güven tahribatı girişimi ve 19 Ocak Mit Tırlarının durudurulması ve algı oluşturmak suretiyle Silahlı Kuvvetlerde kendilerine lehine bir kırılma oluşturup, hükümeti sakıncalı hale getirme girişimleridir. MİT Tırları olayı bu konuda darbe teşebbüsüne giden yolda önemli bir olgudur, darbenin öncesi ve öncüdür. O dönemin savcısı bize, 'Bu karargahta hazırlanmış ve planlanmış' demişti. Dolayısıyla kurgusu, planlaması yapılmış bir organizasyon şeklinde icra edilmiştir. Üstelik bu olay bu yapının klasik operasyon şekli 'Gizli Tanıklık' mekanizması yoluyla devam ettirilmiştir" dedi.

Daha önce darbe Komisyona gelen Eski Genelkurmay Başkanları Işık Koşaner ve İlker Başbuğ ifadelerinde kendilerinin 2004'ten sonra görev süreleri boyunca Milli İstihbarat Teşkilatından askeri personel ile ilgili paylaşım yapılmadığı vurgulamışlar ve askeri istihbaratın kışla dışında istihbarat toplama yetkisinin olmamasının FETÖ mensuplarının tespit edilmesini zorlaştırdığını belirtmişlerdi. Daha sonra her iki komutanında bu ifadeleri yine Komisyonun dinlediği Eski MİT Müsteşarı Emre Taner tarafından kesin ifadelerle yalanlanmıştı.

Son 10 yıl içinde neredeyse Jandarma istihbaratın kalbinde olan Emekli Tümgeneral İbrahim Aydın'ın ifadeleri de Emre Taner'i doğrular nitelikteydi. Başbuğ ve Koşaner gibi askeri istihbaratın kışla dışında istihbarat toplama yetkisinin olmadığını belirten AYDIN bununla birlikte MİT, Emniyet ve Jandarma İstihbaratın ise hem kışla içinde hem de kışla dışında izinsiz üniformalı kişileri izleme yetkisi olmadığını belirterek, "PERGİN yani TSK'nın Personel Güvenlik İnceleme birimi tarafından belirtilmeden ki biz buna askeriyede Sakıncalı - Şüpheli diyoruz bir inceleme yapamazsınız. Ben bu kapsamda bize bildirilen veya diğer istihbarat birimlerinden istenip de bilgi alınmayan hiçbir olay hatırlamıyorum. az veya çok muhakkak istenilen konuda bilgi daima gelmiştir. Bu çerçevede istihbarat birimleri Genel Kurmay'ın bilgisi ve yönlendirmesi doğrulturunda hareket eder. Askerin evet kışla dışı istihbarat toplama yetkisi yoktur ama bu MİT, Emniyet ve Jandarma İstihbarattan bilgi ve takip istemesine engel değildir ve bu konuda bir uyumsuzlukta ben yaşamadım. ne zaman bilgi istenmişse muhakkak cevap alınmıştır."

Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan İbrahim Aydın, Karabük Milletvekili Prof. Dr. Burhanettin Uysal'ın, "Biliyoruz ki coğrafi olarak Türkiye'nin %90'dan fazlası Jandarma sorumluluk sahasıdır. Gerek istihbarat gerek bildirimlerle bu yapı konusunda siz bir çalışma yaptınız mı daha önce?"

Emekli Jandarma İstihbarat Başkanı İbrahim Aydın Jandarma'nın da diğer istihbarat birimleri gibi Askeri personel konusunda bilgi toplamasının belli kurallar çerçevesinde yapıldığını yineleyerek, "Jandarma evet fiziken Türkiye'nin %90'ınından fazla genişlikte bir alanda ve faaliyet gösterir. 2700 noktadan merkeze bilgi akar. bununla birlikte bu genişlikteki sorumluluk sahası nüfusun kışın %20'sine yazın %35 dolaylarına tekabül eder. Ortada kuvvetki şüphe ve suç unsuru yoksa personeli takibe alamazsınız. hele ki tamamlanmamış, suça bulaştığı net olarak ortaya konulmamış bir yapıysa çok daha zor. Bize Şüpheli - Sakıncalı koduyla bildirilen bir personel varsa eğer biz bunu tatile gitse dahi izinli olduğu ve iznini kullanacağını belirttiği yerin Garnizon Komutanı'na bildirerek, izlemeyi devam ettiririz. Yani işi tevdi ederiz. Jandarma sorumluluk bölgesi değilse de diğer İstihbarat birimlerimizden destek alınmıştır. MİT ile ilgili hiçbir sıkıntı yaşamadık ve bilgi isteyip, kıskançlıkla karşılanan bir durum da olmadı."

MİT Başkanlarının sivilleşmesi konusunda da eski Genel Kurmay Başkanlarından farklı görüşler dile getiren Aydın, "15 yıl asker kökenli olmayan İstihbarat Başkanlarıyla çalıştım ve hiçbir zafiyet yaşadığımı söyleyemem. Ne kendim ne de yardımcılarımdan MİT'in sivilleşmesinden dolayı yaşanan bir zafiyet oluştuğunu da duymadım. 10 yıllık üst düzey istihbarat dairesi tecrüben süresince de sivil kökenli istihbaratçı arkadaşlarla uyum sorunu yaşamadım.

Darbe Saatini Erkene Almak Zorunda Kaldılar

İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık'ın "MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Genel Kurmay BAŞKANI Hulisi Akar'ın bu darbe girişiminin akamete uğramasında nasıl bir fonksiyonları olduğunu düşünüyorsunuz?"

Sorusuna ise İbrahim Aydın şu şekilde yanıt verdi; "Sayın genelkurmay başkanımız Hulisi Akar bu darbe girişimine direnmiştir. Eğer o direniş olmasaydı emir komuta zinciri kırılmazdı. Darbe günü toplanan kuvvetli girişim olacağı yönlü istihbarat bizzat MİT Müsteşarımız tarafından Genelkurmay Karargahına gelinerek, Akar Paşa'ya iletiliyor. Ben inanıyorum ki Sayın MİT Müsteşarının çok kabiliyetli, güvenilir yardımcıları var ama buna rağmen bizzat kendisi getiriyor bilgiyi... Aynı şekilde ardından Sayın Genelkurmay Başkanımızın birliklere gönderdiği emir ve talimatları biliyorsunuz. Birliklerden zırhlı çıkışı, dış görev, uçuş yasaklarını içeren bir dizi emir bunlar. Tüm bunların üstüne FETÖ mensupları gece 00:03'e planladıkları darbe saatini erkene almak durumunda kaldıkları görülüyor.

Elbette bu darbe kalkışmasının engellenmesinde en büyük irade sayın Cumhurbaşkanımızdadır. sayın Cumhurbaşkanımızın bu yapıyla mücadelesi, iradesi olmasaydı bugün Türkiye çok farklı bir yerde olurdu. Elbette tüm bunlar Yüce Türk Milletinin canı pahasına ortaya koyduğu iradeyle olmuştur. Millette karşılığı olmayan bu yapının peşini ben milletimizin darbe başarılı olsaydı da bırakmayacağını ve çatışacağını düşünüyorum. Bunun Türkiye için nasıl bir felaket olacağını ise tasavvur dahi etmek istemem. Milletimiz ülkesinin geleceği için liderinin Cumhurbaşkanının arkasında toplanarak, bu tehlikenin atlatılmasında fedakarca görev almıştır"

Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan ise sorusunda FETÖ ile mücadele de geç kalınıp, kalınmadığını, niçin daha öncesinde istihbarat toplanmadığını, bu yapının ne zaman TSK içerinsin de örgütlenmeye başladığı sorusunu yöneltti.

İbrahim Aydın bu soruya ise, Bu yapının 1985'lerde Askeri Okullara yoğunlaştığını ama o dönem askeri okullardan çıkanların son 5 yıl içinde üst düzey görevler almaya başladıklarını, bunun da TSK doğal yükselmesinden ayrı tutulamayacak bir gerçek olduğunu dile getirdi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber