Yetiştirme yurdunun örnek abileri

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 24 Şubat 2007 15:45, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Onlar yetiştirme yurdunda büyümüşler; kimisi memur, kimisi kendi şirketinin sahibi. Yurtlarının hep kötü olaylarla anılmasından rahatsızlar. Üstelik ?Kardeşlerimiz' dedikleri yurt çocuklarının yetiştirilmesinde söz sahibi olmak ve Nimet Çubukçu'yla görüşmek istiyorlar.

Yetiştirme yurtları bugüne kadar hep olumsuz haberlerle gündeme geldi. Dayak yiyen, cinsel istismara uğrayan çocuklarla ilgili çarşaf çarşaf haberler yapıldı. Yurtların adları skandallarla anılarak haber manşetlerine büyük harflerle yazıldı, buralarda yaşayan çocuklar siyasi tartışmalara malzeme yapıldı. Fakat yetiştirme yurtlarında büyüyen herkes, konuşulan olumsuzlukların mağduru değil. Bu yurtlarda yetişmiş başarılı bir iş hayatı olan, evli ve çocuklu binlerce vatandaş var. Hakan Gül (29) ve arkadaşları Serdal Çaycı (30), M.Rıdvan Karaba (29), Kenan Temataş (29), Ramazan Işık (28) ve Ümit Yeşer (28) bunlardan sadece birkaçı. Aralarında kendi şirketinin sahibi olan da var, devlet memuru olan da. Hatta yetiştirme yurdunda büyümüş doktorlar, avukatlar ve üst düzey devlet yöneticisi olanlar bile var. Ve onlar, ?Üç-dört çocuğu olan bir ailede bile çocukların hepsi ebeveyni ve milleti için hayırlı evlat olmuyor. Biri sorunlu çıkabiliyor. Yurtlarda da binlerce çocuk yetişiyor, bazıları sorunlu diye niye hepimizi öyle algılıyorlar?? diyorlar. Gül ve arkadaşları, çevrelerindeki insanların gazetelerde çıkan haberleri okuyarak ?Senin başına kötü bir olay geldi mi?? diye sormalarından rahatsız olduklarını söylüyor. Evli ve çocuk sahibi olduklarını, eşlerinin ve çocuklarının yanında böyle soruların sorulmasının kendilerini rahatsız ettiğini anlatıyorlar. Şimdi, ?onlar bizim kardeşlerimiz? dedikleri yurt çocuklarının yetiştirilmesinde de söz sahibi olmak istiyorlar. ?Yurttaki çocuklar müdürlerine, öğretmenlerine hatta öz anne-babalarına bile anlatamadıkları sırlarını bize anlatıyorlar.? diyen yetiştirme yurtlarının ağabeyleri, Nimet Çubukçu'yla görüşmek istiyor. Yurtlarda yaşanan sıkıntıların çözümü hakkında kendilerinin de fikrinin alınması gerektiğini söylüyorlar. Hatta yurtlardaki çocuklarla birebir görüşmek, onların yetiştirilmesinde söz sahibi olmak istiyorlar. Zira aile yaşantıları, mesleklerindeki başarıları ile yetiştirme yurdu çocukları için iyi birer örnekler. İşte bu sebeple yurtlarda büyüyen çocuklara ve 18 yaşını doldurup buralardan çıkan gençlere yardımcı olmak için ileride dernek kurmayı istiyorlar. Şimdi kişisel gayretleriyle bir şeyler yapıyorlar. Mesela çocuklarla kolay iletişim kurmak için bir internet sitesi kuruyorlar.

Börek yapıp yurtları ziyaret gidiyorlar

Hakan Gül ve arkadaşları, her hafta bir araya geliyor, dertleşiyor, yurtların ihtiyaçlarını konuşuyorlar. Aralarında sıkıntısı olana yardım ediyor, mutluluklarını paylaşıyorlar. En çok keyif aldıkları sohbetleri ise ?şurada şu müdür yurt çocuğuymuş, şu tıp fakültesinde yurt çocuğu okuyormuş, şu avukat bizim yurtta büyümüş? şeklinde oluyormuş. Eşleri ve çocuklarıyla birlikte sık sık yetiştirme yurtlarını ve huzurevlerini ziyarete gidiyorlar. Hatta evlerinde yaptıkları pasta-böreklerle yurtlara gidip oradaki çocuklarla yiyorlar. Bayramlarda anne-babasına ziyarete gider gibi yurtlara gidiyor, öğretmenlerinin elini öpüyor, kardeşleriyle bayramlaşıyorlar. Serdal Çaycı, bayramda çocukluğunun geçtiği yurda et götürmüş. Öğretmenleri ona, gözleri dolarak, ?Büyüdün ve bizi unutmadın, şimdi kurban eti mi getiriyorsun?? demişler. Sadece kendileri gitmiyor çevrelerindeki insanları da yurtlara ziyarete gitmeleri konusunda yönlendiriyorlar. Ümit Yeşer, yetiştirme yurdunda büyümüş olmasına rağmen çocukların sevgiye olan ihtiyaçlarını gördükçe ağladığını ve bu çocukları ziyaret etmenin toplumsal bir borç olduğunu söylüyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber