Galiba PKK'ya karşı süreç yeni başladı
ABD, istihbaratı Türkiye ile paylaştıysa operasyonla örgüt ciddi darbe almıştır. Ruşen Çakır yazıyor...
Başbakan Erdoğan'ın Washington ziyaretinin hemen ardından başladığını düşündüğümüz PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığını ortadan kaldırmaya yönelik sürece gerçek anlamda yeni start verildiği anlaşılıyor.
İlk olarak bu saldırıların ne derece etkili olduğunu sormak gerekiyor. Böylesi bir operasyon uzun zamandan beri bekleniyordu. Bu nedenle PKK'lıların, zayiatı en azda tutmaya yönelik bazı tedbirler almış olduğu kesindir. Ancak ABD'den ?anlık istihbarat? alınıyor olduğunu da unutmamak gerekiyor. Eğer Amerikalılar, PKK'lıların hareketleri konusundaki istihbaratı TSK ile paylaştılarsa -ki aksini düşünmemiz için pek bir neden yok- bombardımanın örgüte ciddi zararlar verdirmiş olduğunu tahmin edebiliriz.
İlk andan itibaren saldırının sonuçları hakkında çelişkili bilgiler geliyor olması normal. Çünkü böyle bir saldırıyı düzenlemek kadar bunu ?pazarlamak? da önemli ve güç bir iş. Her ne kadar Batılı ülkeler Ankara'ya PKK ile mücadele konusunda görülmedik ölçüde destek veriyorlarsa da, örgütün elinden, medya üzerinden uluslararası kamuoyuna ulaşma ve onları etkileme imkanları tam olarak alınabilmiş değil.
Bu noktada Türkiye'nin kendi toprakları üzerinde operasyon düzenlemesine hiç sıcak bakmayan, Washington'un yoğun baskı sonucu belli ölçülerde buna ses çıkartmamaya razı gözüken Irak Kürtlerini de hesaba katmak gerekiyor. Gerek hükümet, gerekse TSK ilk andan itibaren ısrarla ?Tek hedefimiz PKK? diyorlar, ancak örgüt militanlarının bölge halkıyla kısmen iç içe geçmiş olmaları, her türden operasyondan sivillerin de zarar görme riskini beraberinde getiriyor. İşte Irak Kürtleri bu aşamada devreye girip operasyonların üzerine uluslararası platformda gölge düşürülmesine vesile olabilirler.
Yoğunlaşabilir
İkinci soru kuşkusuz bundan sonra neler olabileceğidir. Hava koşulları nedeniyle geniş çaplı bir karar harekatının iyice imkansızlaştığı yolunda çok şey yazıldı, çizildi. Yine de Ankara böylesi bir seçeneği tamamen rafa kaldırmış değil. Hatta Amerikan askeri yetkilileri bile bunun Türkiye kalmış bir karar olduğunu söylüyor ve geçmişte olduğu gibi bu opsiyona mutlak bir şekilde karşı çıkmıyorlar.
Ne zamandır PKK'ya karşı mücadelede ?kapsamlı bir plan? dan söz ediliyor. Başbakan Erdoğan da ?Eve Dönüş Yasası? nın yeniden gözden geçirilebileceğini söyleyerek plan beklentilerini güçlendirdi. Böyle bir planın ekonomik, sosyal, siyasi yönleri ne kadar kuvvetli olursa olsun PKK'nın askeri anlamda zor durumda bırakılmaması halinde herhangi bir işlevi ve işlerliği olacağı şüphelidir. Yani PKK militanlarının ?eve dönme? yi arzulamaları için şu an içinde bulundukları durumdan iyice şikayetçi olmaları gerekir. Bunların ezici bir çoğunluğunun ?gönüllü? olarak örgüte katılmış olduklarını akılda tutarsak, onları kopuşa sürükleyebilecek önde gelen duygunun ?can korkusu? olacağını varsayabiliriz. Kısacası, Türkiye'nin PKK'ya karşı giderek tırmanan askeri bir baskıyı hayata geçridiğini düşünmek için elimizde çok sayıda işaret var. Bu, operasyonların çeşitlendirilerek yoğunlaştırılması anlamına gelir. Dolayısıyla önümüzdeki günlerde, Özel Kuvvetler'in, öncelikle PKK'nın lider kadrolarına yönelik bazı operasyonları da dahil olmak üzere sürekli bir hareketlilik yaşanması kuvvetle muhtemel.
Peki bütün bu çabalar PKK'yı K. Irak'tan söküp atmaya yeterli olabilecek mi? Çok zor bir soru. Bunu cevaplamak için acele etmemekte yarar var.