Evinde 'Kırık Testi' bulunan yargı mensubuna ret

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun işlemi için açılan davada, ret kararı veren Daire kararını onadı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 04 Eylül 2022 00:38, Son Güncelleme : 31 Ağustos 2022 14:39
Evinde 'Kırık Testi' bulunan yargı mensubuna ret

Daire kararında yargı mensubunun FETÖ/PYD iltisakı için öncelikle bylock kullanıcısı olması, bylock kullanıcılarının yazışmalarında adı geçmesi ile tanık ifadeleri dikkate alınmıştır.

Yine, davacının ikametinde yapılan arama neticesinde FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen'e ait "Kırık Testi" isimli kitabın bulunması hususu, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olarak değerlendirilmiştir.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/839

Karar No: 2022/160

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .

VEKİLİ: Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) :.

VEKİLİ: Av. .

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Beşinci Dairesinin 17/11/2020 tarih ve E:2016/58221, K:2020/5218 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun . tarih ve . sayılı kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Beşinci Dairesinin 17/11/2020 tarih ve E:2016/58221, K:2020/5218 sayılı kararıyla;

Davalı idarenin usule ilişkin iddialarının yerinde, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiasının ise ciddi görülmediği,

"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,

Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;

Davacının, ceza yargılaması sonucunda. Ağır Ceza Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,

ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı" ve "ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağı"ndan, davacının "." ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dahil olduğunun anlaşıldığı, başka kullanıcıların yazışmalarında davacıdan bahsedildiği,

Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, tanık ifadelerinin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,

Davacının ikametinde yapılan arama neticesinde FETÖ/PDY lideri Fetullah Gülen'e ait "Kırık Testi" isimli kitabın bulunması hususunun, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olarak değerlendirildiği,

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, olağanüstü hal durumunda alınan kararların olağanüstü hal kararı alınmasına sebep olan olay ile konu birlikteliğinin bulunmasının gerektiği ve yalnızca geçici tedbir niteliğinde kararlar alınabileceği, oysa HSK Genel Kurulu'nun tedbiri aşan ceza niteliğinde meslekten çıkarma kararları aldığı, durumun gerektirdiği ölçünün kesinlikle aşıldığı ve bu suretle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği; hakkında açılan ceza kovuşturmasının devam ettiği, henüz kesinleşmiş bir ceza mahkumiyetinin bulunmamasına rağmen bu hususun temyize konu kararda gerekçe olarak kullanılmasının masumiyet karinesine aykırı olduğu, dava dosyasındaki tüm bilgi ve belgeler kendisine tebliğ edilmeyerek etkili beyanda bulunmasının engellendiği, yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmadığı, meslek hayatı boyunca demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal edecek hiçbir eyleminin olmadığı, dosyada böyle bir somut eylemden bahsedilmediği, davalı idarece delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin dava konusu işlem tesis edildikten sonra elde edildiği, karar verdikten ve kesinleştirdikten sonra delillerin toplanması, usulü işlemlerin ikmalinin hukuki olmadığı ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu, ByLock uygulamasını yüklediği ve kullandığı tespitinin doğru olmadığı, Yargıtay içtihatlarına göre kullanıcı olmak için aranan şartları taşımadığı, MİT tarafından sadece istihbarat faaliyetleri kapsamında elde edilen bu verilerin delil olamayacağı, bu şekilde haberleşme hürriyetine müdahalede bulunulduğu, aleyhine beyanda bulunan tanıkların etkin pişmanlıktan yararlanan, tanımadığı kişiler olduğu, salt kendini kurtarma gayesi ile beyanda bulundukları, bu nedenle gerçek dışı ve iftira niteliği taşıyan söz konusu beyanlara itibar edilemeyeceği, dava konusu işlemin Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu, bu işlemle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde belirtilen bağımsız mahkeme ilkesinin, masumiyet karinesinin, 8. maddesindeki özel hayata saygı hakkının; öte yandan ayrımcılık yasağının, eğitim hakkının, mülkiyet hakkının ihlal edildiği, davanın reddine ilişkin temyize konu Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 17/11/2020 tarih ve E:2016/58221, K:2020/5218 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 26/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber