Düzenleyici işlemlere dava açma süresine ilişkin İDDK'dan önemli karar

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, düzenleyici işleme ilişkin dava açma süresi geçirildikten sonra verilen dilekçeye istinaden dava açma süresinin canlanmayacağına ilişkin Danıştay 10. Dairesi kararını onadı.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 31 Ocak 2023 00:10, Son Güncelleme : 31 Ocak 2023 02:04
Düzenleyici işlemlere dava açma süresine ilişkin İDDK'dan önemli karar

Davacı Genelgeden haberdar olmasına rağmen dava açmamıştır.

Sağlık Bakanlığı "Sünnet Uygulamaları" konulu 23/03/2015 tarih ve 2015/10 sayılı Genelge yayımlamıştır.

Davacı ise 06/11/2017 tarihinde davalı idareye başvurarak, Genelge'nin sağlık kabini sahibi ve diplomalı sünnet işi yapanlar açısından kaldırılması ve eksik, hatalı olan Genelgenin düzeltilmesi isteminde bulunmuş, Bakanlıktan gelen cevap üzerine dava açmıştır.

10. Daire "uygulama işlemine açıklık getirdi.

2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde sözü edilen "uygulama işlemi" kavramının, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik doğuran bireysel nitelikteki işlemleri ifade etmektedir.

06/11/2017 tarihinde açılan dava, süre aşımından reddedilmelidir.

Dava konusu Genelge'nin değiştirilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi kapsamında yapılan başvuruya verilen cevap sonrasında, düzenleyici işlemin iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü kamu düzeninden sayılan dava açma süresinin gözardı edilmesi sonucunu doğuracaktır. Bu başvurunun reddi üzerine açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2021/2411
Karar No: 2022/411

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
VEKİLİ: Av. .
KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı
VEKİLLERİ: Huk. Müş. Av. ., Huk. Müş. Av. .

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Onuncu Dairesinin 29/12/2020 tarih ve E:2019/7066, K:2020/7145 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Davacı tarafından, Sağlık Bakanlığının "Sünnet Uygulamaları" konulu 23/03/2015 tarih ve 2015/10 sayılı Genelgesi'nin, sağlık kabini sahibi ve diplomalı sünnet işi yapanlar açısından kaldırılması ve eksik, hatalı düzenlemenin düzeltilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine, Sağlık Bakanlığınca tesis edilen . tarih ve . sayılı işlemin ve anılan Genelge'nin 3. paragrafının 2. cümlesinin, 5. paragrafının (1) no'lu bendinin, 6. ve 7. paragraflarının iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onuncu Dairesinin 29/12/2020 tarih ve E:2019/7066, K:2020/7145 sayılı kararıyla;

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; dördüncü fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri kurallarına yer verildiği,

Buna göre, ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayan dava açma süresi içerisinde idari davaya konu edilmeyen düzenleyici işlemlerin, bu tarihten sonra davaya konu edilebilmesi için, ilgili hakkında bireysel işlem tesis edilmiş olması, bireysel işlemin ise düzenleyici işlemin uygulanması niteliğinde bulunması gerektiği,

Dosyanın incelenmesinden; "Sünnet Uygulamaları" konulu 23/03/2015 tarih ve 2015/10 sayılı Genelge'nin, Mart 2015 yılında uygulamaya konulan bu Genelge kapsamında 2015-2016 yıllarında davacıya ait sağlık kabini hakkında 10 gün süreli faaliyet durdurma müeyyidelerinin uygulandığı, bu uygulama işlemleri üzerine davacının anılan Genelge'den haberdar olduğu ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca altmış gün içinde Genelge'ye karşı dava açmadığı, bilahare 06/11/2017 tarihinde davalı idareye başvurarak, Genelge'nin sağlık kabini sahibi ve diplomalı sünnet işi yapanlar açısından kaldırılması ve eksik, hatalı olan Genelgenin düzeltilmesi isteminde bulunduğu, bu başvuruya Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işlemi ile verilen cevap üzerine bakılan davanın açıldığı,

Davacının başvurusu üzerine davalı idarece verilen cevaba ilişkin işlemin, davacı yönünden bir uygulama işlemi kabul edilmesine olanak bulunmadığı, çünkü 2577 sayılı Kanun'un 7. maddesinde sözü edilen "uygulama işlemi" kavramının, kural koyucu nitelikteki düzenleyici işlemlere dayanılarak ilgililer hakkında tesis edilen ve onların menfaatlerinin ihlal edilmesi sonucunu doğuran, başka bir ifadeyle hukuksal durumlarında değişiklik doğuran bireysel nitelikteki işlemleri ifade ettiği, bu nedenle dava konusu Genelge'nin değiştirilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi kapsamında yapılan başvuruya verilen cevap sonrasında, düzenleyici işlemin iptal davasına konu edilebileceğinin kabulünün, kamu düzeninden sayılan dava açma süresinin gözardı edilmesi sonucunu doğuracağı,

2015 yılında yürürlüğe girerek hukuki sonuçlarını doğurmaya başlayan ve davacı hakkında da 2015-2016 yıllarında uygulanan Genelge'ye karşı süresi içinde dava açmayan davacının, dava açma süresinin geçirilmesinden sonra, anılan Genelge'nin değiştirilmesi için 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında yaptığı başvuru, dava açma süresini yeniden başlatmayacağından, bu başvurunun reddi üzerine açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, davalı idareye yapılan başvurunun 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi kapsamında yapılan bir başvuru olduğu, yürürlükte olan dava konusu Genelge uyarınca işletmekte olduğu sağlık kabininin her an faaliyetinin durdurulması yolundaki tehdidin devam ettiği, idari eylem niteliği taşıyan bu durum dikkate alındığında davanın süresinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, düzenleyici işlemlere karşı 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca başvuru yapılamamasının, hukuki süreçlerde durağanlığa ve hukuka aykırı düzenlemelerin uygulamadaki varlığının devam etmesine neden olacağı, davalı idarece hekim dayanışması çerçevesinde yapılan düzenleme ile 1219 sayılı Kanun'da öngörülmeyen bir sonuca sebebiyet verildiği, dava konusu düzenleme ile, kapatma ve suç duyurusunda bulunma dahil yasallık ilkesine aykırı biçimde bir takım yaptırımların öngörüldüğü, yapılan başvuru ile devam eden mağduriyetin giderilmesi ve uygulamanın değiştirilmesinin amaçlandığı, bu açıdan bakıldığında davalı idarece verilen cevabi yazının bir uygulama işlemi niteliğinde olduğu ve buna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı kararının ONANMASINA,

3. Kesin olarak, 10/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber