Asgari ücrete iki zam mümkün mü, yoksa hayal mi?

AK Parti'nin Kızılcahamam kampında bazı milletvekilleri, asgari ücretin memur maaşları gibi yılda iki kez zamlanması gerektiğini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a iletti. Ekonomistler ise bütçe açığı, vergi kaybı ve enflasyon baskısı uyarısında bulundu. Yılda iki kez zam gerçekçi mi, yoksa riskli bir hamle mi?

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 14 Temmuz 2025 12:39, Son Güncelleme : 14 Temmuz 2025 15:53
Asgari ücrete iki zam mümkün mü, yoksa hayal mi?

AK Parti'nin geleneksel Kızılcahamam kampında, en son yoğun şekilde tartışılan gündemlerinden biri olan asgari ücrete ara zam konusu yeniden masaya yatırıldı. Bazı milletvekilleri, artan hayat pahalılığı, gıda fiyatlarındaki yükseliş ve yüksek kiraların, asgari ücretle geçinen milyonların yaşamını sürdürülemez hale getirdiğini ifade ederek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "asgari ücret de memur maaşı gibi yılda iki kez artırılsın" talebini iletti.

Milletvekillerine göre, memur maaşlarıyla asgari ücret arasındaki makas her geçen ay daha da açılıyor ve bu fark, toplumsal adalet algısını zedeliyor. En son 1 Ocak 2025'te %30 zamla 17.002 TL'den 22.104 TL'ye yükseltilen asgari ücrete dair Temmuz ayında bir ara zam yapılması ise henüz resmi olarak açıklanmış değil.

AK Parti Kampında Asgari Ücret ve Memur Maaşı Farkı Tartışıldı

Yönetmeliğin Unutulan Detayı: Asgari Ücret Sadece 'Geçim' Değil, 'İnsanca Yaşam' Standardı Olmalı

Vergi uzmanı ve akademisyen Prof. Dr. Murat Batı, kamuoyunda yaygın olan "asgari ücret yalnızca temel geçim ücretidir" algısının eksik olduğunu belirtti. Asgari Ücret Yönetmeliği'nin 4. maddesine dikkat çeken Batı, bu ücretin yalnızca fizyolojik ihtiyaçları değil, kültürel ve sosyal yaşamı da karşılaması gerektiğini söyledi.

"Yönetmelik, çalışanın sinemaya gitmesini, tiyatroya gidebilmesini, kira ödeyebilmesini ve sağlıklı beslenebilmesini asgari ücretin karşılaması gereken şartlar arasında sayar. Bugünkü 22.104 TL ile bu koşulların karşılanması olanaksız" diyen Batı, asgari ücretin güncellenmesinin yasal değil hukuki bir zorunluluk olduğunun altını çizdi.

Ancak Batı, asgari ücretin artmasının maliye açısından ciddi bir yük doğurduğunu da hatırlattı. Gelir Vergisi Kanunu'na 2022 yılında eklenen 23/18. maddeye göre, asgari ücretin gelir ve damga vergisinden muaf tutulması nedeniyle Hazine'nin önemli bir gelir kaybı yaşadığını aktardı.

"2024 yılında sadece bu vergi muafiyetinden doğan kayıp 850 milyar TL'ye ulaşacak. Yıl sonuna kadar bu rakamın 1 trilyon TL'yi geçmesi bekleniyor" dedi.

Enflasyon Dinamiği ve Beklentiler: Zam, Gerçek Refah Artışı Sağlar mı?

Makroekonomi uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Develi ise asgari ücrete yılda iki kez zam yapılmasının kısa vadede gelir artışı sağlasa da, uzun vadede fiyatlama davranışlarını bozabileceğini vurguladı. Develi'ye göre 2022 ve 2023 yıllarında Temmuz aylarında yapılan zamlar sonrasında hemen ardından gıda ve hizmet sektöründe fiyatların hızla arttığı gözlendi.

"Gerçek refah artışı, enflasyonun üzerinde ücret artışıyla sağlanır. Ancak enflasyon kontrol altına alınmadan yapılacak zamlar, alım gücünü korumak yerine birkaç ay içinde eritiyor" dedi.

Develi ayrıca, Türkiye'de asgari ücretin sadece düşük gelirli grubu değil, tüm ücret sistemini etkileyen bir referans noktası olduğunu hatırlatarak şu uyarıda bulundu:

"Asgari ücrete yapılacak yüksek oranlı zamlar, özel sektörde zincirleme maaş baskısı oluşturur. Bu da işçilik maliyetini yükselterek hem işsizliği artırabilir hem de ihracatta rekabetçiliği zayıflatabilir."

Makroekonomik Tablo: Hazine Açığı, Enflasyon Hedefi ve Siyasi Baskı Arasında Sıkışan Bir Karar

Ekonomi yönetiminin temel hedefleri arasında yer alan mali disiplin ve sıkı para politikası, asgari ücret konusunda manevra alanını daraltıyor. 2025 yılı bütçesi 2,65 trilyon TL açık öngörürken, yalnızca asgari ücretin vergiden muafiyeti nedeniyle yaşanan kayıp 1 trilyon TL sınırına dayandı. Bu durum, bütçenin gelir ayağında büyük bir stres yaratıyor.

Merkez Bankası ise 2025 yıl sonu için %24 enflasyon hedefi açıklamış durumda. Ancak mayıs-haziran aylarında çekirdek enflasyonun hedefin üzerinde kalması, ara zamların enflasyon beklentilerini bozabileceği endişesini güçlendiriyor. TÜİK'e göre 2025 Haziran itibariyle yıllık gıda enflasyonu %72'yi aşarken, barınma giderleri İstanbul'da son bir yılda %86 artmış durumda.

"Ekonomik Gerçekler Karşısında Sosyal Taleplerin Sınırı"

Asgari ücret, Türkiye'de yalnızca düşük gelirli bireylerin maaşı değil, aynı zamanda ekonomik adaletin, toplumsal huzurun ve siyasi meşruiyetin simgesi haline gelmiş durumda. Ancak son yıllarda yaşanan kur şokları, yüksek enflasyon ve daralan bütçe alanı, bu ücretin belirlenmesini artık salt sosyal değil, ulusal ekonomik stratejinin bir parçası haline getiriyor.

Türkiye'nin 2025-2026 yıllarında uygulamakta olduğu Orta Vadeli Program (OVP) hedefleri, kamusal maliyetleri aşağı çekmek ve borç stokunun sürdürülebilirliğini sağlamak üzerine kurulu. Bu hedefler, yapısal reformlar kadar, kısa vadeli popülist adımlardan kaçınmayı da gerektiriyor.


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber