İşten atılan belediye şirket çalışanı idari yargıda dava açabilir mi?
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Belediye Anonim Şirketinde işçi olarak görev yapan davacı hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmaksızın ve sonucun Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmeksizin yapılan işe alımın usulsüz olduğundan bahisle görevine son verilmesine ilişkin davayı karar bağladı.

İDDK, "davalı idare ile davacı arasındaki hukuki ilişkinin, İş Kanunu'na tabi hizmet sözleşmesine dayalı olarak kurulmuş bir iş hukuku ilişkisi niteliği taşıması ve davacı şirketin statüsü birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu işlemin idarenin yetkili organı tarafından işveren sıfatıyla tesis edilmiş bir özel hukuk işlemi niteliğinde olduğu görülmektedir." dedi.
Daire kararından:
Davalı idare bünyesinde işçi olarak çalışmak üzere başvuruda bulunan ve işe başlatılarak belirli süre görev yapan davacının, davalı idare bünyesinde güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmadan işe başlatılmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasında esas olanın kişiler hakkında yapılacak araştırma ve değerlendirme neticesinde elde edilecek sonucun olduğu ve kişiler hakkında görevlerine devam ederken de bu şartın her zaman idare tarafından yerine getirebileceği; davalı idare tarafından da, davacının mevcut durumunun tespit edildikten sonra davacının güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasını yaparak ve sonucun, yürürlükteki mevzuat hükümlerince teşkil ettirilecek değerlendirme komisyonunca değerlendirilerek ortaya çıkan duruma göre davacının görevine son verebileceği; aksi düşüncenin ise, hakkaniyet ve nesafet kurallarıyla bağdaşmayacağı gibi hukuki belirlilik ve hukuk güvenliği ilkesine aykırı olacağı anlaşıldığından, ilgili mevzuat hükümlerinin amacına da ters düşecek biçimde uygulamadan yola çıkarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline,
İDDK: Bu dava adli yargı yerinde açılmalıdır
Buna göre, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nda, 4857 sayılı İş Kanunu'na göre düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlerin çözüm yerinin iş mahkemeleri olarak belirlendiği dikkate alındığında, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapan davacının iş akdinin sona erdirilmesi niteliğinde olan dava konusu uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2024/2662
Karar No: 2025/646
İSTEMİN KONUSU:
Danıştay Onikinci Dairesinin 07/03/2024 tarih ve E:2020/2531, K:2024/1154 sayılı
kararının bireysel işlemin iptaline, davacının parasal hak talebinin kabulüne
ve özlük haklarının iadesine ilişkin kısmının davalı idarelerden ... Belediye
Başkanlığı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem:
1- Diyarbakır ili, ... Belediye Başkanlığı... Anonim Şirketinde işçi olarak
görev yapan davacı hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması
yapılmaksızın ve sonucun Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme Komisyonunca
değerlendirilmeksizin yapılan işe alımın usulsüz olduğundan bahisle görevine
son verilmesine ilişkin;
a-... Belediye Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün... tarih ve
E... sayılı işleminin iptali ile,
b- Bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının doğduğu tarihten itibaren
işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar
verilmesi,
2- İşlemin dayanağı İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile
Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına
Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 2018/11608
sayılı Bakanlar Kurulu Kararının,
a- 4. maddesinin birinci fıkrasının altıncı bendinin, "Güvenlik soruşturması
ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak" hükmünün,
b- 4. maddesinin üçüncü fıkrasının, "Birinci fıkranın altıncı bendine ilişkin
soruşturma ve/veya araştırma talepleri ilgili valilik aracılığıyla yetkili mercilerden
istenir. İntikal eden güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması sonuçları
14/02/2000 tarihli ve 2000/284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan
Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğine göre illerde valilikler
bünyesinde teşkil edilen değerlendirme komisyonunca değerlendirilir. Ancak vali
tarafından uygun görülmesi halinde sonuçların değerlendirilmesi ilgili idare
bünyesinde anılan Yönetmeliğe göre teşkil edilen değerlendirme komisyonuna bırakılabilir.
Şirketin ortakları arasında birden fazla idare bulunması durumunda değerlendirme
yetkisinin bırakılacağı idare vali tarafından belirlenir." hükmünün iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti:
Danıştay Onikinci Dairesinin 07/03/2024 tarih ve E:2020/2531, K:2024/1154 kararıyla;
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 20. maddesi, 698 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin Geçici 1. maddesi, İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları
ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına
Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 1., 2., 3. ve
4/1-6. ve 4/3. maddelerine yer verilerek,
Dava konusu Usul ve Esaslar'ın 4. maddesinin birinci fıkrasının altıncı bendi
yönünden davanın reddine, aynı maddenin üçüncü fıkrası yönünden ise davanın
ehliyet yönünden reddine karar verilmiş,
- ... Belediye Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün ... tarih
ve E... sayılı işleminin iptali ile işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı
parasal haklarının doğduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte
ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmesi istemi yönünden ise;
Uyuşmazlığın, İş Kanunu hükümlerine tabi hizmet sözleşmesinin feshi olarak nitelendirilebileceği
görülmekte ise de, davacının iş akdinin sona erdirilmesine ilişkin dava konusu
işlemin dayanağının 4857 sayılı İş Kanunu olmadığı, 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'nin Ek 20. maddesine dayanılarak çıkarılan İl Özel İdareleri, Belediyeler
ve Bağlı Kuruluşları İle Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel
Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın
4. maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtilen güvenlik soruşturması
ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak şartı sağlanmadan işe alınmasından
kaynaklandığı, dolayısıyla davalı idare tarafından kamu gücü kullanılarak ve
tek taraflı olarak tesis edilen dava konusu işlemde özel hukuk normunun uygulanma
imkanının bulunmadığı,
Hukuki belirlilik ve hukuk güvenliği ilkelerinin Anayasa ile güvence altına
alınan hukuk devleti ilkesinin temel unsurlarından olduğu, yasal düzenlemelerin
ve yönetsel işlemlerin hem kişiler, hem idare yönünden herhangi bir duraksamaya
ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel
olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem
içermesi gerektiği, mevcut bir hukuki durumun her zaman devam edeceği düşünülmese
de, her zaman kişilerin hukuki durumunun süreceğine olan güveni dolayısıyla
hayal kırıklığına uğratılmaması gerektiğinden bu durumun her zaman göz önünde
bulundurulmasının gerektiği,
Uyuşmazlıkta, davacının, ... Belediye Başkanlığı ... Anonim Şirketi üzerinden
işçi kadrosunda işe alımı yapılarak İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünde
büro elemanı olarak 26/07/2019 tarihinden itibaren iş başı yapmak üzere görevlendirildiği,
davacının davalı idare bünyesinde şirket personeli olarak geçici görev yaptığı,
daha sonra davacının İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile
Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdari Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına
Dayalı Hizmetlerin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 4. maddesi uyarınca
güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmadan ve Valilik bünyesinde
teşkil eden Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmeden işe alındığından bahisle
dava konusu işlemle 20/11/2019 tarihi itibarıyla görevine son verildiği, yukarıda
yer verilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Ek 20. maddesi dayanak alınarak
çıkarılan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları İle Bunların Üyesi
Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin
Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 4. maddesinde şirket personelinde
aranacak şartların tek tek sayılmak suretiyle belirlendiği ve bu şartlar arasında
güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak ve güvenlik soruşturması
ve arşiv araştırması sonucu Valilik bünyesinde teşkil eden Değerlendirme Komisyonunca
değerlendirilmek şartının bulunduğu; ancak, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv
araştırmasında esas olanın kişiler hakkında yapılacak araştırma ve değerlendirme
neticesinde elde edilecek sonucun olduğu ve kişiler hakkında görevlerine devam
ederken de bu şartın her zaman idare tarafından yerine getirebileceğinin açık
olduğu; ilgililerin güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmadan
işe başladıklarının tespit edildikten sonra davalı idarece ilgililer hakkında,
yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre güvenlik soruşturması ve/veya arşiv
araştırması yaptırılarak ve sonucu yine yürürlükte mevzuat hükümlerine göre
belirlenecek Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilerek ortaya çıkan sonuca
göre ilgililerin görevine son verilebileceği; uygulamada güvenlik soruşturması
ve/veya arşiv araştırmalarında kişilerin başvuruları kabul edildikten sonra
ilgili idare tarafından gizlilik içerisinde yapıldığından kişilerin çoğu zaman
güvenlik soruşturmasının yapılıp yapılmadığından haberlerinin olmamasının hayatın
olağan akışına uygun olduğu; bu nedenle, davalı idare bünyesinde işçi olarak
çalışmak üzere başvuruda bulunan ve işe başlatılarak belirli bir süre görev
yapan davacının, davalı idare bünyesinde güvenlik soruşturması ve/veya arşiv
araştırması yapılmadan ve sonucu değerlendirilmeden işe başlatılmasından haberinin
olmayabileceği ve bu nedenle de herhangi bir kusurunun bulunmadığının kabulü
gerekeceği; aksine düşüncenin ise, hakkaniyet ve nesafet kurallarıyla bağdaşmayacağı
hususları da göz önüne alındığında, davalı idarece ilgililerin hak kaybına yol
açacak şekilde, diğer bir ifadeyle ilgililerin Anayasa ile güvence altına alınan
çalışma hakkına halel getirecek şekilde mevzuat hükümlerinin yorumlanamayacağı,
Bu durumda, davalı idare bünyesinde işçi olarak çalışmak üzere başvuruda bulunan
ve işe başlatılarak belirli süre görev yapan davacının, davalı idare bünyesinde
güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmadan işe başlatılmasında
herhangi bir kusurunun bulunmadığı, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasında
esas olanın kişiler hakkında yapılacak araştırma ve değerlendirme neticesinde
elde edilecek sonucun olduğu ve kişiler hakkında görevlerine devam ederken de
bu şartın her zaman idare tarafından yerine getirebileceği; davalı idare tarafından
da, davacının mevcut durumunun tespit edildikten sonra davacının güvenlik soruşturması
ve/veya arşiv araştırmasını yaparak ve sonucun, yürürlükteki mevzuat hükümlerince
teşkil ettirilecek değerlendirme komisyonunca değerlendirilerek ortaya çıkan
duruma göre davacının görevine son verebileceği; aksi düşüncenin ise, hakkaniyet
ve nesafet kurallarıyla bağdaşmayacağı gibi hukuki belirlilik ve hukuk güvenliği
ilkesine aykırı olacağı anlaşıldığından, ilgili mevzuat hükümlerinin amacına
da ters düşecek biçimde uygulamadan yola çıkarak tesis edilen dava konusu işlemde
hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline,
Öte yandan, hukuka aykırılığı saptanan bireysel işlem nedeniyle ve Anayasa'nın
125. maddesi uyarınca, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihi
olan 02/01/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya
ödenmesine, özlük haklarının iadesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davalı idarelerden ... Belediye Başkanlığı tarafından, davacının, İl Özel İdareleri,
Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin
Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve
Esaslar'da yer alan hükme aykırı olarak, hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırması yapılmaksızın ve Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme Komisyonunca
değerlendirilmeksizin işe alındığının anlaşılması üzerine tesis edilen bireysel
işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek, Daire kararının bireysel
işlemin iptaline, parasal hak talebinin kabulüne, özlük haklarının iadesine
ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının temyize konu kısmının onanması gerektiği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ:
Diyarbakır ili, ... Belediye Başkanlığı... Anonim Şirketinde işçi olarak ...
tarihinde göreve başlatılan davacı hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv
araştırması yapılmaksızın ve sonucun Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme
Komisyonunca değerlendirilmeksizin yapılan işe alımın usulsüz olduğundan bahisle
... tarihi itibarıyla görevine son verilmiştir.
Bunun üzerine, temyizen bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri
olarak; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden
biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptali için menfaatleri ihlal edilenler
tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel
hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile kamu
hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden
dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların sayıldığı ve
idari yargının, idari eylem ve işlemlerin hukuki denetimini yapmakla görevli
olduğu kurala bağlanmıştır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesinde, bu Kanun'un amacının; iş
mahkemelerinin kuruluş, görev, yetki ve yargılama usullerini düzenlemek olduğu,
5. maddesinde ise; iş mahkemelerinin; 5953 sayılı Kanun'a tabi gazeteciler,
854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/05/2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu'na
veya 11/01/2011 tarih ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun İkinci Kısmının
Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren
veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan
doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, idari para cezalarına itirazlar ile
5510 sayılı Kanun'un geçici 4. maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak
üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal
güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara, diğer kanunlarda iş mahkemelerinin
görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işlere bakmakla görevli
oldukları belirtilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu'nun "Amaç ve Kapsam" başlıklı 1. maddesinin
birinci fıkrasında, "Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine
dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin
hak ve sorumluluklarını düzenlemektir." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlığın, Diyarbakır ili, ... Belediye Başkanlığının iştiraki olan ... AŞ'de,
4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca iş akdine dayalı (işçi) olarak işe
başlayan davacı hakkında, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmaksızın
ve sonucun Valilik bünyesinde bulunan Değerlendirme Komisyonunca değerlendirilmeksizin
yapılan işe alımın usulsüz olduğundan bahisle görevine son verilmesi üzerine
anılan işlemin iptali ve yoksun kalınan özlük ve parasal hakların yasal faiziyle
birlikte ödenmesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, davalı idare ile davacı arasındaki hukuki ilişkinin, İş Kanunu'na tabi
hizmet sözleşmesine dayalı olarak kurulmuş bir iş hukuku ilişkisi niteliği taşıması
ve davacı şirketin statüsü birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu işlemin
idarenin yetkili organı tarafından işveren sıfatıyla tesis edilmiş bir özel
hukuk işlemi niteliğinde olduğu görülmektedir.
Buna göre, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nda, 4857 sayılı İş Kanunu'na göre
düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri
arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk
uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlerin çözüm yerinin iş mahkemeleri olarak
belirlendiği dikkate alındığında, 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine tabi olarak
görev yapan davacının iş akdinin sona erdirilmesi niteliğinde olan dava konusu
uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, işin esası incelenerek verilen iptal ve kabul yolundaki Daire kararında
hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarelerden ... Belediye Başkanlığının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın kısmen reddine, kısmen ehliyet yönünden reddine, kısmen iptal, kısmen
kabule ilişkin Danıştay Onikinci Dairesinin 07/03/2024 tarih ve E:2020/2531,
K:2024/1154 sayılı kararının temyize konu iptal ve kabule ilişkin kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 19/03/2025 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri
olarak; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden
biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptali için menfaatleri ihlal edilenler
tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel
hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile kamu
hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden
dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların sayıldığı ve
idari yargının, idari eylem ve işlemlerin hukuki denetimini yapmakla görevli
olduğu kurala bağlanmıştır.
696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 126. maddesi ile 375 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'ye eklenen ek 20. maddesinde, "İl özel idareleri, belediyeler ile
bağlı kuruluşları ve bunların üyesi olduğu mahalli idare birlikleri, personel
çalıştırılmasına dayalı hizmetleri 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale
Kanununun 22 nci maddesindeki limit ve şartlar ile 62 nci maddesinin birinci
fıkrasının (e) bendindeki sınırlamalara tabi olmaksızın doğrudan hizmet alımı
suretiyle birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlası bu idarelere
ait ve halen bu kapsamda hizmet alımı yaptığı mevcut şirketlerinden birine,
bu nitelikte herhangi bir şirketi bulunmuyorsa münhasıran bu amaçla kuracakları
bir şirkete gördürebilir.
(.)
Bu madde kapsamındaki şirketlerde işçilerin işe alımı, işçilere ilişkin personel
giderlerinin toplam giderler içindeki payına ilişkin üst sınırları, ilk defa
alınacak işçilere ilişkin belirlenecek ölçütleri esas alarak yıllık sınırlamaları
ve bu kapsamdaki alımlar ile harcamaları izlemeye ilişkin usul ve esasları belirlemeye
Cumhurbaşkanı yetkilidir." hükmüne yer verilmiştir.
Anılan hükme istinaden, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin ek 20. maddesi
kapsamındaki şirketlerde işçilerin işe alımı, işçilere ilişkin personel giderlerinin
toplam giderler içindeki payına ilişkin üst sınırları, ilk defa alınacak işçilere
ilişkin belirlenecek ölçütleri esas alarak yıllık sınırlamaları ve bu kapsamdaki
alımlar ile harcamaları izlemeye ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla
hazırlanan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların
Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin
Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar 28/04/2018 tarih ve 30405 sayılı Resmi
Gazete'de yayımlanan 09/04/2018 tarih ve 2018/11608 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
ile yürürlüğe konulmuştur.
698 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin "Tüzükler, Bakanlar Kurulu kararları
ve yönetmelikleri" başlıklı geçici 1. maddesinde, "Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin
yürürlüğe girdiği tarihten önce, bu Kanun Hükmünde Kararname ile değişiklik
yapılan kanunların ilgili maddeleri gereğince yürürlüğe konulmuş olan tüzükler,
nizamnameler, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikler
ile diğer işlemler yürürlükten kaldırılmadıkça geçerliliğini sürdürür." düzenlemesi
yer almaktadır.
İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Bunların Üyesi Olduğu
Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine
İlişkin Usul ve Esaslar'ın "Amaç ve Kapsam" başlık 1. maddesi, "Bu
Usul ve Esasların amacı; 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
ek 20 nci maddesi kapsamındaki şirketlerde işçilerin işe alımı, işçilere ilişkin
personel giderlerinin toplam giderler içindeki payına ilişkin üst sınırları,
ilk defa alınacak işçilere ilişkin belirlenecek ölçütleri esas alarak yıllık
sınırlamaları ve bu kapsamdaki alımlar ile harcamaları izlemeye ilişkin usul
ve esasları belirlemektir." şeklinde; "Dayanak" başlıklı 2. maddesi,
"Bu Usul ve Esaslar, 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
ek 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır." şeklinde;
"Tanımlar" başlıklı 3. maddesi, "... b) İdare: Şirketin sermayesinin
yarısından fazlasına doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, birlikte veya ayrı
ayrı sahip olan il özel idaresi, belediye ve bağlı kuruluşları ile bunların
üyesi olduğu mahalli idare birliklerini, c) İşçi:Şirketlerde personel çalıştırılmasına
dayalı hizmet alımı kapsamında idareye hizmet sunmak üzere iş sözleşmesine dayalı
olarak çalışan kişiyi, ç) Şirket: İl özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları
ile il özel idareleri ve belediyelerin üyesi olduğu mahalli idare birliklerinin
doğrudan doğruya veya dolaylı olarak birlikte veya ayrı ayrı sermayesinin yarısından
fazlasına sahip olduğu şirketi, d) Şirket personeli: Yöneticiler, işçiler ve
destek personelini ... ifade eder." şeklinde düzenlenmiştir. "Şirket
personelinde aranacak şartlar" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının altıncı
bendinde, güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak, şirketlerce
işe alınacaklarda aranacak şartlar arasında sayılmıştır. Aynı maddenin üçüncü
fıkrasında ise, "Birinci fıkranın altıncı bendine ilişkin soruşturma ve/veya
araştırma talepleri ilgili valilik aracılığıyla yetkili mercilerden istenir.
İntikal eden güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması sonuçları 14/2/2000
tarihli ve 2000/284 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Güvenlik
Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliğine göre illerde valilikler bünyesinde
teşkil edilen değerlendirme komisyonunca değerlendirilir. Ancak vali tarafından
uygun görülmesi halinde sonuçların değerlendirilmesi ilgili idare bünyesinde
anılan Yönetmeliğe göre teşkil edilen değerlendirme komisyonuna bırakılabilir.
Şirketin ortakları arasında birden fazla idare bulunması durumunda değerlendirme
yetkisinin bırakılacağı idare vali tarafından belirlenir." hükmü yer almaktadır.
Görev uyuşmazlığının çözümlenmesinde, tarafların hukuki statüsünün yanı sıra,
davaya konu edilen idari işlemin niteliği ile bu işlemin dayanağını oluşturan
mevzuatın içeriği, amacı ve kapsamı da büyük önem taşımaktadır. Kamu tüzel kişileri
ile gerçek kişiler arasındaki hukuki ilişkiler, özel hukukta olduğu gibi eşitler
arası bir ilişki niteliği taşımamaktadır. Her ne kadar bazı durumlarda taraflar
arasında özel hukuk hükümlerine tabi bir ilişki kurulması mümkün olsa da, kamu
tüzel kişileri çoğunlukla kamu gücü ayrıcalıklarıyla donatıldığından, bu ilişkilerde
tek taraflı işlem yapma yetkisine sahiptir. Bu kapsamda idare, karşı tarafın
rızasına ihtiyaç duymaksızın, tek taraflı irade beyanıyla bireylerin hak ve
yükümlülüklerinde doğrudan sonuç doğuran işlemler tesis edebilmektedir. Bu yönüyle,
kamu tüzel kişileri ile bireyler arasındaki ilişkiler, kamu hukukuna özgü olarak,
idarenin üstünlüğü ve ayrıcalıklı yetkileri çerçevesinde şekillenmekte olup,
kural olarak bu işlemler idari yargı denetimine tabi bulunmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davalı belediyenin iştirakinde 4857 sayılı İş Kanunu
hükümlerine tabi olarak (işçi) görev yapan davacının iş akdinin, iş akdinde
yer alan herhangi bir hükme istinaden veya İş Kanunu'da belirtilen bir sebeple
feshedilmediği, idari bir mercii tarafından, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin
ek 20. maddesine dayanılarak çıkarılan İl Özel İdareleri, Belediyeler ve Bağlı
Kuruluşları İle Bunların Üyesi Olduğu Mahalli İdare Birliklerinin Personel Çalıştırılmasına
Dayalı Hizmetlerinin Gördürülmesine İlişkin Usul ve Esaslar'ın 4. maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde belirtilen güvenlik soruşturması ve/veya
arşiv araştırması yapılmadan ve aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca Valilik
bünyesinde teşkil eden değerlendirme komisyonunca değerlendirilmeden işe alındığı
ve yapılan bu alımın usulsüz olduğundan bahisle göreve son verilmek suretiyle
iş akdinin feshedildiği görülmektedir.
Bu haliyle, uyuşmazlığın doğrudan 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinden değil,
kamu kurumlarına bağlı iştiraklerde istihdam edilecek işçiler için işe başlamadan
önce kamu yararı gereği yapılması gereken güvenlik soruşturması ve/veya arşiv
araştırmasının yapılmamasından kaynaklandığı; bu nedenle davacının iş sözleşmesinin
idare tarafından feshedilmesiyle tesis edilen işlemin, kamu hukukuna dayanan
ve idari nitelik taşıyan bir işlem olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, dava konusu işlemin bir idari mercii tarafından, güvenlik soruşturması
ve/veya arşiv araştırmasının yapılmaması gerekçesiyle, tek taraflı ve kamu gücüne
dayalı olarak tesis edildiği; işlemin 4857 sayılı Kanun veya iş sözleşmesi hükümlerine
dayanmaması hususu da dikkate alındığında, uyuşmazlığın idari yargının görev
alanına girdiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu itibarla, uyuşmazlığın esası incelenerek davalı idarenin temyiz istemi hakkında
bir karar verilmesi gerektiğinden, aksi yönde oluşan çoğunluk kararına katılmıyoruz.