İDDK, hakkında soruşturma bulunduğu gerekçesiyle özel güvenlik çalışma izninin iptalini 'ağır' buldu
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü emrinde sürekli işçi kadrosunda özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken silahlı özel güvenlik kimlik kartının (çalışma izninin) yenilenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun redddedilerek silahlı özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin iptaline ilişkin işlemi hukuka aykırı buldu.
İlk derece mahkemesi işlemi hukuka uygun bulmuş istinaf ise aşağıdaki gerekçe
ile bozmuştur.
Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, hakkında hukuken geçerli kabul edilebilecek herhangi bir olumsuz tespit ve mahkumiyet kararı bulunmayan davacının, özel güvenlik görevlisi kimlik kartının ve özel güvenlik çalışma izninin iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Danıştay ise bu kararı bozmuş istinaf ise kararında ısrar etmiştir.
İDDK: Mahkumiyet kararı olmadan bu şekil ağır bir yaptırım hukuka aykırıdır
Buna göre, bakılan uyuşmazlıkta, davacının özel güvenlik görevlisi kimlik kartının yenilenmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunması üzerine, yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda hakkında terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunduğu hususunun tespit edildiği ve anılan tespitin özel güvenlik görevlilerinde bulunması gereken ilgili maddede sayılan suçlardan ceza soruşturması altında bulunmama şartına aykırılık oluşturması nedeniyle davacının özel güvenlik görevlisi olmasının uygun görülmemesine karar verildiği görülmekle birlikte, yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi de dikkate alındığında, henüz kesinleşmiş bir mahkumiyetin bulunmadığı bir dönemde alınacak tedbirlerin, mahkumiyetin kesinleşmesinden sonra alınacak tedbirler kadar ağır olmaması gerektiğinden, davacı hakkında uygulanacak daha hafif bir tedbirle (idarece soruşturma veya kovuşturma sonuna kadar beklemek vs. gibi) amaca ulaşılabilecekken, terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunduğundan bahisle özel güvenlik görevlisi olmasının uygun görülmemesine ilişkin işlemin ölçülülük ilkesinin alt unsurlarından olan gereklilik ilkesine aykırılık oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2024/595
Karar No : 2025/1231
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü emrinde
sürekli işçi kadrosunda özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken silahlı
özel güvenlik kimlik kartının (çalışma izninin) yenilenmesi istemiyle yapmış
olduğu başvurunun redddedilerek silahlı özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma
izninin iptaline ilişkin Şırnak Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun ... tarih
ve ... sayılı kararı ile bu kararın sonucu olarak 15/10/2019 tarihi itibarıyla
istihdamına son verilerek sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin Gençlik ve Spor
Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 21/10/2019 tarihli Olur işleminin iptali
ve dava konusu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve ödeneklerinin yasal
faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Özel güvenlik görevlisi olarak görev yapacak olanlar hakkında, Anayasal düzene
ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa
karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı haklarında
devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamasının gerektiği,
davacı hakkında Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının Sor. No:... sayılı dosyasında
"silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan derdest bir soruşturmanın
bulunduğu görüldüğünden, özel güvenlik görevlisi olma şartlarından birini sonradan
kaybeden davacının, özel güvenlik kimliğinin iptal edileceği ve yine 375 sayılı
KHK'nın geçici 23. maddesinin 5. fıkrası uyarınca istihdamına son verileceği
tabii olduğundan, bu yönde tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık
bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:...
sayılı kararıyla;
Davacı hakkında kamu davası sonucunda verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı
gibi Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan ... sayılı soruşturma sonucunda
kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, hakkında hukuken geçerli kabul
edilebilecek herhangi bir olumsuz tespit ve mahkumiyet kararı bulunmayan davacının,
özel güvenlik görevlisi kimlik kartının ve özel güvenlik çalışma izninin iptaline
ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yönde verilen mahkeme kararında
ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne,
... İdare Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına,
dava konusu işlemlerin iptaline, davacının işlemler nedeniyle yoksun kaldığı
parasal ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmiştir.
Müşterek Kurul kararının özeti:
Danıştay Onuncu ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunun 10/04/2023 tarih ve
E:2022/2997, K:2023/1913 sayılı kararıyla;
Davacı hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçu nedeniyle yapılan
bir soruşturmanın bulunduğu ve soruşturma sonucunda 23/12/2020 tarihinde kovuşturmaya
yer olmadığına karar verildiği, dolayısıyla soruşturmanın dava konusu komisyon
kararı tarihinde derdest olduğu dikkate alındığında, 5188 sayılı Kanun'un 10.
maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi ve 11. maddesinde
belirtilen şartları taşımadığı sabit olan davacının, özel güvenlik kimlik kartının
ve çalışma izninin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından
bahisle iptal edilmesine ilişkin dava konusu komisyon kararında ve bu karara
dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Diğer taraftan, dava konusu komisyon kararının bir diğer sebep unsurunun davacı
hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının 'silahlı terör örgütüne üye olma'
suçundan yürütülen soruşturmanın bulunduğunun tespitinden dolayı olumsuz değerlendirilmesi
olduğunun görüldüğü,
5188 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde düzenlenen "güvenlik
soruşturması olumlu olmak" şartı Anayasa Mahkemesinin 21/04/2022 tarih
ve E:2021/42 K:2022/45 sayılı kararı ile "Mülga 26/10/1994 tarihli ve 4045
sayılı Kanun uyarınca yapılan güvenlik soruşturması yönünden" iptal edildiği
ve söz konusu kararın 30/06/2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe
girdiği,
Söz konusu iptal kararının, 5188 sayılı Kanun'da düzenlenen güvenlik soruşturmasının
olumlu olması koşulunun iptali yönünde olmadığı, mülga 26/10/1994 tarihli ve
4045 sayılı Kanun uyarınca yapılan güvenlik soruşturmaları ile sınırlı olarak
verildiğinin görüldüğü,
5188 sayılı Kanun'un çalışma şartlarını düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasının
(d) bendinin (3) numaralı alt bendinde Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine
karşı suçlardan dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma
bulunmasının özel güvenlik görevlisi olmaya engel olduğunun belirtildiği ve
11. maddesinde çalışma izni verileceklere ilişkin koşullara yer verildiği, söz
konusu şartların yanında ayrıca güvenlik soruşturması olumlu olmak şartının
da sağlanmasının arandığı, dolayısıyla Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının
işlemlerin yasal dayanağının kalmadığı şeklinde yorumlanamayacağı, zira işlemlerin
sebeplerinden birinin dayanağının Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş
olmasının diğer sebebin iptali sonucunu doğurmayacağı,
Bu itibarla, temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında
hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava
Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:...
sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesince
verilen davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemlerin
iptaline ilişkin kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarelerden Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından, 5188 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan suçlardan dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmasının özel güvenlik görevlisi olmaya engel şartlardan olduğu davacı hakkında da terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunması nedeniyle dava konusu işlemlerin tesis edildiği, idari yargı yerlerince yerindelik denetimi yapılamayacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden
yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği
görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesi kapsamında kadroya geçirilerek
Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde kadrolu işçi statüsünde özel
güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken özel güvenlik görevlisi kimlik
kartının süresinin dolması nedeniyle güvenlik kartı ve çalışma iznini yenilemek
için Şırnak Valiliğine başvuruda bulunmuş, anılan başvuru üzerine yapılan güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda, davacı hakkında "terör örgütüne
üye olma" suçundan devam eden soruşturma bulunduğu tespiti üzerine, Şırnak
Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun ... tarih ve ... sayılı kararıyla, 5188
sayılı Kanun'un 10. maddesinin (d) bendi uyarınca davacının başvurusunun reddi
ile özel güvenlik kimlik kartı ve çalışma izninin iptaline karar verilmiş, akabinde
Gençlik ve Spor Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı
işlemi ile davacının istihdamına son verilerek iş akdi feshedilmiş, bunun üzerine
temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un "Özel güvenlik görevlilerinde
aranacak şartlar" başlıklı 10. maddesinin (d) bendinde,
"26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde
belirtilen süreler geçmiş veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar
verilmiş olsa bile;
1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına
mahküm olmamak.
2) Affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin
işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına ve cinsel dokunulmazlığa karşı
suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat
karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini
aklama, kaçakçılık ve fuhuş suçlarından mahküm olmamak.
3) Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına,
cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından
dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak"
hükmüne, (h) bendinde, "Güvenlik soruşturması olumlu olmak." hükmüne
yer verilmiş,
"Çalışma izni" başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasında, "Özel güvenlik
görevlisi olarak istihdam edilecekler ile özel güvenlik şirketlerinde, alarm
izleme merkezlerinde ve özel güvenlik eğitimi verecek kurumlarda kurucu ve/veya
yönetici olarak çalışacaklar hakkında valilikçe güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırması yapılır. Soruşturma sonucu olumlu olanlara, bu Kanunun 14 üncü maddesinde
belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla,
valilikçe çalışma izni verilir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bir
ay içinde tamamlanır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması her kimlik
verilmesi veya ihtiyaç duyulması halinde yenilenir. Şirketlerde eğitici ve temsilci
olacaklar ile şirket ortağı tüzel kişi ortaklarında da kurucularda aranan şartlar
aranır ve güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılır." kuralı yer
almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasında; "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya
kadar, kimse suçlu sayılamaz." düzenlemesine yer verilmiştir. Anayasa'nın anılan
maddesinde güvence altına alınan suçsuzluk karinesi, hakkında suç isnadı bulunan
bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis
edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade etmekte ve hukuk devleti ilkesinin
de bir gereğini oluşturmaktadır. Suçsuzluk karinesine göre bir kişinin suçlu
olarak nitelendirilebilmesi ve hakkında cezai müeyyidelerin uygulanabilmesi,
adil bir yargılanma sonucunda kesin hükümle mahküm olmasına bağlıdır.
Bakılan uyuşmazlıkta; özel güvenlik görevlilerinde aranacak şartların düzenlendiği
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrasının
(d) bendinde, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın
gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı
madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma
bulunanların özel güvenlik görevlisi olarak çalışamayacağı kuralına yer verilmiştir.
Özel güvenlik görevlilerinin haiz olduğu yetkiler ile toplumun mal ve can güvenliğinin
sağlanmasındaki fonksiyonları gözetildiğinde, bunların Kanun'da sayılan suçlar
nedeniyle hakkında ceza soruşturması veya kovuşturması yapılan kişilerden olmamasının
beklenmesi makuldür.
Zira, anılan suçlardan dolayı ceza soruşturması veya kovuşturması bulunmaması
şartının özel güvenlik görevlisi olmaya engel kabul edilmesi, bu kişilerin bir
hukuk kuralını ihlal ettikleri gerekçesiyle cezalandırılması amacını gütmemekte
ve bir yaptırım/ceza niteliği de taşımamaktadır. Anılan kural yalnızca özel
güvenlik görevlisi mesleğini icra edecek olan kişilerin taşıması gereken şartlardan
birini, başka bir deyişle bu hizmeti yürütecek kişilerde bulunması gereken bir
niteliği hükme bağlamaktadır.
Bununla birlikte, halihazırda özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta
iken, sayılan suçlardan dolayı ceza soruşturması ve kovuşturması altında bulunmama
şartının kaybedilmesi halinde, başka bir ifadeyle, özel güvenlik görevlisi olabilme
şartlarından birini sonradan kaybedildiğinin tespit edilmesi halinde, özel güvenlik
görevlisi olarak çalışma hakkının sona erdirilmesi Anayasa'da yer alan çalışma
hürriyeti hakkına sınırlama getireceğinden, öngörülen tedbirin ölçülülük ilkesi
yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 11. maddesinin
4. fıkrasında yer alan, "Yönetici veya özel güvenlik görevlisi olabilme
şartlarını taşımadığı veya bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği
tespit edilenlerin kimliği iptal edilir." ibaresinin iptali istemiyle somut
norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine 21/11/2024
tarih ve 32729 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24/09/2024
tarih ve E:2024/65, K:2024/163 sayılı kararıyla, "27. Anayasa Mahkemesinin
yerleşik içtihadı uyarınca Anayasa'nın 13. maddesi kapsamında bir hakka sınırlama
getirilebilmesi için öngörülen sınırlama olmaksızın sınırlama amacına ulaşılamaması
gerekir. Bir başka ifadeyle kuralla hedeflenen amaca ulaşmak için en hafif tedbirin
öngörülmesi zorunlu olup aynı amaca daha hafif bir araçla ulaşılması mümkün
ise daha ağır bir araç seçilmesi gereklilik ilkesi ile çelişir ve sınırlamayı
ölçüsüz hale getirir (AYM, E.2014/176, K.2015/53, 27/5/2015; E.2016/13, K.2016/127,
22/6/2016; E.2018/71, K.2018/118, 27/12/2018, §§ 26, 27; E.2021/117, K.2022/10,
26/1/2022, § 21).
28. Özel güvenlik görevlilerinin haiz olduğu yetkiler ile toplumun mal ve can
güvenliğinin sağlanmasındaki fonksiyonları gözetildiğinde bunların anayasal
düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel
dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarını işlememiş
kişilerden olmasının beklenmesi makuldür. Ayrıca söz konusu suçları işledikleri
henüz kesin hükme bağlanmasa bile haklarında bu suçlardan soruşturma veya kovuşturma
başlatılan özel güvenlik görevlilerine ilişkin olarak birtakım tedbirlerin alınması
da kamu güvenliğinin ve diğer bireylerin haklarının korunması bakımından gerekli
görülebilir. Ne var ki henüz kesinleşmiş bir mahkümiyetin bulunmadığı bir dönemde
alınacak tedbirlerin, mahkümiyetin kesinleşmesinden sonra alınacak tedbirler
kadar ağır olmaması gerekir. Bu bağlamda hakkında mahkümiyet hükmü bulunmayan,
anılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma açılan kişilerin güvenlik görevlisi
kimlik kartının iptal edilmesinin oldukça ağır bir tedbir olduğu açıktır.
29. Kuralla ulaşılmak istenen amaca, ilgili makamlara kimliğin iptali yönünden
soruşturma-kovuşturma sonuna kadar bekleme yetkisi vermek, bu durumun iş sözleşmesinin
askıda kalması hallerinden biri olarak kabulü, tedbir işleminin değişen şartlara
göre soruşturma/kovuşturma aşamalarında belirli aralıklarla gözden geçirilmesine,
buna göre tedbirin kaldırılmasına veya daha hafif bir tedbir uygulanmasına imkan
tanınması, tedbir kararının azami ne kadar süre devam edeceğinin belirlenmesi
gibi daha hafif tedbirlerle ulaşılmasının mümkün olduğu değerlendirilmektedir.
30. Bu itibarla kamu yararının sağlanması amacına daha hafif bir sınırlamayla
ulaşılması mümkünken anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve
hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya
uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında soruşturma ve kovuşturma bulunan kişilerin
özel güvenlik kimlik belgelerinin iptal edilmesini öngören kuralın çalışma hakkı
ve özgürlüğüne ölçüsüz bir sınırlama getirdiği sonucuna varılmıştır (benzer
yöndeki değerlendirmeler için bkz. AYM, E.2021/117, K.2022/10, 26/1/2022, §
22; E.2023/35, K.2023/163, 28/9/2023, §§ 25-26; E.2021/28, K.2024/11, 18/1/2024,
§ 152) ." gerekçesiyle 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un
11. maddesinin 4. fıkrasında yer alan ".bu şartlardan herhangi birini sonradan
kaybettiği." ibaresinin; "anılan Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrasının
(d) bendinin (3) numaralı alt bendi" yönünden iptaline karar verilmiştir.
Buna göre, bakılan uyuşmazlıkta, davacının özel güvenlik görevlisi kimlik kartının
yenilenmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunması üzerine, yapılan güvenlik
soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda hakkında terör örgütüne üye olma
suçundan soruşturma bulunduğu hususunun tespit edildiği ve anılan tespitin özel
güvenlik görevlilerinde bulunması gereken ilgili maddede sayılan suçlardan ceza
soruşturması altında bulunmama şartına aykırılık oluşturması nedeniyle davacının
özel güvenlik görevlisi olmasının uygun görülmemesine karar verildiği görülmekle
birlikte, yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi de dikkate
alındığında, henüz kesinleşmiş bir mahkumiyetin bulunmadığı bir dönemde alınacak
tedbirlerin, mahkumiyetin kesinleşmesinden sonra alınacak tedbirler kadar ağır
olmaması gerektiğinden, davacı hakkında uygulanacak daha hafif bir tedbirle
(idarece soruşturma veya kovuşturma sonuna kadar beklemek vs. gibi) amaca ulaşılabilecekken,
terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunduğundan bahisle özel güvenlik
görevlisi olmasının uygun görülmemesine ilişkin işlemin ölçülülük ilkesinin
alt unsurlarından olan gereklilik ilkesine aykırılık oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, temyize konu ısrar kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerden Gençlik ve Spor Bakanlığının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi
kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun kabulü, dava konusu işlemlerin
iptali yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih
ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare
Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Mahkemesine
gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 02/06/2025 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Bakılan davada, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 11.
maddesinin 4. fıkrasında yer alan, "Yönetici veya özel güvenlik görevlisi
olabilme şartlarını taşımadığı veya bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği
tespit edilenlerin kimliği iptal edilir." ibaresinin iptali istemiyle somut
norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine 21/11/2024
tarih ve 32729 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24/09/2024
tarih ve E:2024/65, K:2024/163 sayılı kararıyla, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine
Dair Kanun'un 11. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, ".bu şartlardan herhangi
birini sonradan kaybettiği." ibaresinin, "anılan Kanun'un 10. maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi" yönünden iptaline, iptal hükmünün
kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe
girmesine karar verildiği görülmüştür.
Buna göre, anılan iptal kararı halihazırda yürürlüğe girmediğinden ve söz konusu
düzenleme yürürlükte olduğundan, kanun koyucu tarafından bu konuda yeni bir
düzenleme yapılana kadar ilgili düzenlemenin uyuşmazlıklarda uygulanması gerektiği
sonucuna varılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma"
suçu nedeniyle yapılan bir soruşturmanın bulunduğu ve soruşturma sonucunda 23/12/2020
tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, dolayısıyla soruşturmanın
dava konusu komisyon kararı tarihinde derdest olduğu dikkate alındığında, 5188
sayılı Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi
ve 11. maddesinde belirtilen şartları taşımadığı sabit olan davacının, özel
güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin iptal edilmesine ilişkin dava konusu
komisyon kararında ve bu karara dayanılarak tesis edilen sözleşme feshi işleminde
hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı idarelerden Gençlik ve Spor Bakanlığının temyiz isteminin
kabulü ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve
E:..., K:... sayılı ısrar kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.