İDDK, hakkında soruşturma bulunduğu gerekçesiyle özel güvenlik çalışma izninin iptalini 'ağır' buldu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü emrinde sürekli işçi kadrosunda özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken silahlı özel güvenlik kimlik kartının (çalışma izninin) yenilenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun redddedilerek silahlı özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin iptaline ilişkin işlemi hukuka aykırı buldu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 11 Kasım 2025 00:10, Son Güncelleme : 28 Ekim 2025 08:01
İDDK, hakkında soruşturma bulunduğu gerekçesiyle özel güvenlik çalışma izninin  iptalini 'ağır' buldu

İlk derece mahkemesi işlemi hukuka uygun bulmuş istinaf ise aşağıdaki gerekçe ile bozmuştur.

Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, hakkında hukuken geçerli kabul edilebilecek herhangi bir olumsuz tespit ve mahkumiyet kararı bulunmayan davacının, özel güvenlik görevlisi kimlik kartının ve özel güvenlik çalışma izninin iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Danıştay ise bu kararı bozmuş istinaf ise kararında ısrar etmiştir.

İDDK: Mahkumiyet kararı olmadan bu şekil ağır bir yaptırım hukuka aykırıdır

Buna göre, bakılan uyuşmazlıkta, davacının özel güvenlik görevlisi kimlik kartının yenilenmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunması üzerine, yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda hakkında terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunduğu hususunun tespit edildiği ve anılan tespitin özel güvenlik görevlilerinde bulunması gereken ilgili maddede sayılan suçlardan ceza soruşturması altında bulunmama şartına aykırılık oluşturması nedeniyle davacının özel güvenlik görevlisi olmasının uygun görülmemesine karar verildiği görülmekle birlikte, yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi de dikkate alındığında, henüz kesinleşmiş bir mahkumiyetin bulunmadığı bir dönemde alınacak tedbirlerin, mahkumiyetin kesinleşmesinden sonra alınacak tedbirler kadar ağır olmaması gerektiğinden, davacı hakkında uygulanacak daha hafif bir tedbirle (idarece soruşturma veya kovuşturma sonuna kadar beklemek vs. gibi) amaca ulaşılabilecekken, terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunduğundan bahisle özel güvenlik görevlisi olmasının uygun görülmemesine ilişkin işlemin ölçülülük ilkesinin alt unsurlarından olan gereklilik ilkesine aykırılık oluşturduğu sonucuna varılmıştır.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2024/595
Karar No : 2025/1231

İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü emrinde sürekli işçi kadrosunda özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken silahlı özel güvenlik kimlik kartının (çalışma izninin) yenilenmesi istemiyle yapmış olduğu başvurunun redddedilerek silahlı özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin iptaline ilişkin Şırnak Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun ... tarih ve ... sayılı kararı ile bu kararın sonucu olarak 15/10/2019 tarihi itibarıyla istihdamına son verilerek sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin Gençlik ve Spor Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 21/10/2019 tarihli Olur işleminin iptali ve dava konusu işlemler nedeniyle yoksun kaldığı maaş ve ödeneklerinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Özel güvenlik görevlisi olarak görev yapacak olanlar hakkında, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı haklarında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamasının gerektiği, davacı hakkında Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığının Sor. No:... sayılı dosyasında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan derdest bir soruşturmanın bulunduğu görüldüğünden, özel güvenlik görevlisi olma şartlarından birini sonradan kaybeden davacının, özel güvenlik kimliğinin iptal edileceği ve yine 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesinin 5. fıkrası uyarınca istihdamına son verileceği tabii olduğundan, bu yönde tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
Davacı hakkında kamu davası sonucunda verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığı gibi Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan ... sayılı soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, hakkında hukuken geçerli kabul edilebilecek herhangi bir olumsuz tespit ve mahkumiyet kararı bulunmayan davacının, özel güvenlik görevlisi kimlik kartının ve özel güvenlik çalışma izninin iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yönde verilen mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemlerin iptaline, davacının işlemler nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmiştir.

Müşterek Kurul kararının özeti:
Danıştay Onuncu ve Onikinci Daireleri Müşterek Kurulunun 10/04/2023 tarih ve E:2022/2997, K:2023/1913 sayılı kararıyla;
Davacı hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçu nedeniyle yapılan bir soruşturmanın bulunduğu ve soruşturma sonucunda 23/12/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, dolayısıyla soruşturmanın dava konusu komisyon kararı tarihinde derdest olduğu dikkate alındığında, 5188 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi ve 11. maddesinde belirtilen şartları taşımadığı sabit olan davacının, özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle iptal edilmesine ilişkin dava konusu komisyon kararında ve bu karara dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Diğer taraftan, dava konusu komisyon kararının bir diğer sebep unsurunun davacı hakkında yapılan güvenlik soruşturmasının 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan yürütülen soruşturmanın bulunduğunun tespitinden dolayı olumsuz değerlendirilmesi olduğunun görüldüğü,
5188 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde düzenlenen "güvenlik soruşturması olumlu olmak" şartı Anayasa Mahkemesinin 21/04/2022 tarih ve E:2021/42 K:2022/45 sayılı kararı ile "Mülga 26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Kanun uyarınca yapılan güvenlik soruşturması yönünden" iptal edildiği ve söz konusu kararın 30/06/2022 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği,
Söz konusu iptal kararının, 5188 sayılı Kanun'da düzenlenen güvenlik soruşturmasının olumlu olması koşulunun iptali yönünde olmadığı, mülga 26/10/1994 tarihli ve 4045 sayılı Kanun uyarınca yapılan güvenlik soruşturmaları ile sınırlı olarak verildiğinin görüldüğü,
5188 sayılı Kanun'un çalışma şartlarını düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendinde Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmasının özel güvenlik görevlisi olmaya engel olduğunun belirtildiği ve 11. maddesinde çalışma izni verileceklere ilişkin koşullara yer verildiği, söz konusu şartların yanında ayrıca güvenlik soruşturması olumlu olmak şartının da sağlanmasının arandığı, dolayısıyla Anayasa Mahkemesince verilen iptal kararının işlemlerin yasal dayanağının kalmadığı şeklinde yorumlanamayacağı, zira işlemlerin sebeplerinden birinin dayanağının Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olmasının diğer sebebin iptali sonucunu doğurmayacağı,
Bu itibarla, temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti:
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ... İdare Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemlerin iptaline ilişkin kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idarelerden Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından, 5188 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan suçlardan dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmasının özel güvenlik görevlisi olmaya engel şartlardan olduğu davacı hakkında da terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunması nedeniyle dava konusu işlemlerin tesis edildiği, idari yargı yerlerince yerindelik denetimi yapılamayacağı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının gerekçeli onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı, 375 sayılı KHK'nın geçici 23. maddesi kapsamında kadroya geçirilerek Şırnak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde kadrolu işçi statüsünde özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken özel güvenlik görevlisi kimlik kartının süresinin dolması nedeniyle güvenlik kartı ve çalışma iznini yenilemek için Şırnak Valiliğine başvuruda bulunmuş, anılan başvuru üzerine yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda, davacı hakkında "terör örgütüne üye olma" suçundan devam eden soruşturma bulunduğu tespiti üzerine, Şırnak Valiliği Özel Güvenlik Komisyonunun ... tarih ve ... sayılı kararıyla, 5188 sayılı Kanun'un 10. maddesinin (d) bendi uyarınca davacının başvurusunun reddi ile özel güvenlik kimlik kartı ve çalışma izninin iptaline karar verilmiş, akabinde Gençlik ve Spor Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı işlemi ile davacının istihdamına son verilerek iş akdi feshedilmiş, bunun üzerine temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un "Özel güvenlik görevlilerinde aranacak şartlar" başlıklı 10. maddesinin (d) bendinde,
"26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olsa bile;
1) Kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına mahküm olmamak.
2) Affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçları, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık ve fuhuş suçlarından mahküm olmamak.
3) Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunmamak" hükmüne, (h) bendinde, "Güvenlik soruşturması olumlu olmak." hükmüne yer verilmiş,
"Çalışma izni" başlıklı 11. maddesinin 1. fıkrasında, "Özel güvenlik görevlisi olarak istihdam edilecekler ile özel güvenlik şirketlerinde, alarm izleme merkezlerinde ve özel güvenlik eğitimi verecek kurumlarda kurucu ve/veya yönetici olarak çalışacaklar hakkında valilikçe güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılır. Soruşturma sonucu olumlu olanlara, bu Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen özel güvenlik temel eğitimini başarıyla bitirmiş olmak şartıyla, valilikçe çalışma izni verilir. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması bir ay içinde tamamlanır. Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması her kimlik verilmesi veya ihtiyaç duyulması halinde yenilenir. Şirketlerde eğitici ve temsilci olacaklar ile şirket ortağı tüzel kişi ortaklarında da kurucularda aranan şartlar aranır ve güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılır." kuralı yer almıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa'nın 38. maddesinin dördüncü fıkrasında; "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." düzenlemesine yer verilmiştir. Anayasa'nın anılan maddesinde güvence altına alınan suçsuzluk karinesi, hakkında suç isnadı bulunan bir kişinin adil bir yargılama sonunda suçlu olduğuna dair kesin hüküm tesis edilene kadar masum sayılması gerektiğini ifade etmekte ve hukuk devleti ilkesinin de bir gereğini oluşturmaktadır. Suçsuzluk karinesine göre bir kişinin suçlu olarak nitelendirilebilmesi ve hakkında cezai müeyyidelerin uygulanabilmesi, adil bir yargılanma sonucunda kesin hükümle mahküm olmasına bağlıdır.
Bakılan uyuşmazlıkta; özel güvenlik görevlilerinde aranacak şartların düzenlendiği 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında devam etmekte olan bir soruşturma veya kovuşturma bulunanların özel güvenlik görevlisi olarak çalışamayacağı kuralına yer verilmiştir. Özel güvenlik görevlilerinin haiz olduğu yetkiler ile toplumun mal ve can güvenliğinin sağlanmasındaki fonksiyonları gözetildiğinde, bunların Kanun'da sayılan suçlar nedeniyle hakkında ceza soruşturması veya kovuşturması yapılan kişilerden olmamasının beklenmesi makuldür.
Zira, anılan suçlardan dolayı ceza soruşturması veya kovuşturması bulunmaması şartının özel güvenlik görevlisi olmaya engel kabul edilmesi, bu kişilerin bir hukuk kuralını ihlal ettikleri gerekçesiyle cezalandırılması amacını gütmemekte ve bir yaptırım/ceza niteliği de taşımamaktadır. Anılan kural yalnızca özel güvenlik görevlisi mesleğini icra edecek olan kişilerin taşıması gereken şartlardan birini, başka bir deyişle bu hizmeti yürütecek kişilerde bulunması gereken bir niteliği hükme bağlamaktadır.
Bununla birlikte, halihazırda özel güvenlik görevlisi olarak görev yapmakta iken, sayılan suçlardan dolayı ceza soruşturması ve kovuşturması altında bulunmama şartının kaybedilmesi halinde, başka bir ifadeyle, özel güvenlik görevlisi olabilme şartlarından birini sonradan kaybedildiğinin tespit edilmesi halinde, özel güvenlik görevlisi olarak çalışma hakkının sona erdirilmesi Anayasa'da yer alan çalışma hürriyeti hakkına sınırlama getireceğinden, öngörülen tedbirin ölçülülük ilkesi yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 11. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, "Yönetici veya özel güvenlik görevlisi olabilme şartlarını taşımadığı veya bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği tespit edilenlerin kimliği iptal edilir." ibaresinin iptali istemiyle somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine 21/11/2024 tarih ve 32729 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24/09/2024 tarih ve E:2024/65, K:2024/163 sayılı kararıyla, "27. Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihadı uyarınca Anayasa'nın 13. maddesi kapsamında bir hakka sınırlama getirilebilmesi için öngörülen sınırlama olmaksızın sınırlama amacına ulaşılamaması gerekir. Bir başka ifadeyle kuralla hedeflenen amaca ulaşmak için en hafif tedbirin öngörülmesi zorunlu olup aynı amaca daha hafif bir araçla ulaşılması mümkün ise daha ağır bir araç seçilmesi gereklilik ilkesi ile çelişir ve sınırlamayı ölçüsüz hale getirir (AYM, E.2014/176, K.2015/53, 27/5/2015; E.2016/13, K.2016/127, 22/6/2016; E.2018/71, K.2018/118, 27/12/2018, §§ 26, 27; E.2021/117, K.2022/10, 26/1/2022, § 21).
28. Özel güvenlik görevlilerinin haiz olduğu yetkiler ile toplumun mal ve can güvenliğinin sağlanmasındaki fonksiyonları gözetildiğinde bunların anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarını işlememiş kişilerden olmasının beklenmesi makuldür. Ayrıca söz konusu suçları işledikleri henüz kesin hükme bağlanmasa bile haklarında bu suçlardan soruşturma veya kovuşturma başlatılan özel güvenlik görevlilerine ilişkin olarak birtakım tedbirlerin alınması da kamu güvenliğinin ve diğer bireylerin haklarının korunması bakımından gerekli görülebilir. Ne var ki henüz kesinleşmiş bir mahkümiyetin bulunmadığı bir dönemde alınacak tedbirlerin, mahkümiyetin kesinleşmesinden sonra alınacak tedbirler kadar ağır olmaması gerekir. Bu bağlamda hakkında mahkümiyet hükmü bulunmayan, anılan suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma açılan kişilerin güvenlik görevlisi kimlik kartının iptal edilmesinin oldukça ağır bir tedbir olduğu açıktır.
29. Kuralla ulaşılmak istenen amaca, ilgili makamlara kimliğin iptali yönünden soruşturma-kovuşturma sonuna kadar bekleme yetkisi vermek, bu durumun iş sözleşmesinin askıda kalması hallerinden biri olarak kabulü, tedbir işleminin değişen şartlara göre soruşturma/kovuşturma aşamalarında belirli aralıklarla gözden geçirilmesine, buna göre tedbirin kaldırılmasına veya daha hafif bir tedbir uygulanmasına imkan tanınması, tedbir kararının azami ne kadar süre devam edeceğinin belirlenmesi gibi daha hafif tedbirlerle ulaşılmasının mümkün olduğu değerlendirilmektedir.
30. Bu itibarla kamu yararının sağlanması amacına daha hafif bir sınırlamayla ulaşılması mümkünken anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, özel hayata ve hayatın gizli alanına, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ile uyuşturucu veya uyarıcı madde suçlarından dolayı hakkında soruşturma ve kovuşturma bulunan kişilerin özel güvenlik kimlik belgelerinin iptal edilmesini öngören kuralın çalışma hakkı ve özgürlüğüne ölçüsüz bir sınırlama getirdiği sonucuna varılmıştır (benzer yöndeki değerlendirmeler için bkz. AYM, E.2021/117, K.2022/10, 26/1/2022, § 22; E.2023/35, K.2023/163, 28/9/2023, §§ 25-26; E.2021/28, K.2024/11, 18/1/2024, § 152) ." gerekçesiyle 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 11. maddesinin 4. fıkrasında yer alan ".bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği." ibaresinin; "anılan Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi" yönünden iptaline karar verilmiştir.
Buna göre, bakılan uyuşmazlıkta, davacının özel güvenlik görevlisi kimlik kartının yenilenmesi istemiyle davalı idareye başvuruda bulunması üzerine, yapılan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda hakkında terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunduğu hususunun tespit edildiği ve anılan tespitin özel güvenlik görevlilerinde bulunması gereken ilgili maddede sayılan suçlardan ceza soruşturması altında bulunmama şartına aykırılık oluşturması nedeniyle davacının özel güvenlik görevlisi olmasının uygun görülmemesine karar verildiği görülmekle birlikte, yukarıda yer verilen Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi de dikkate alındığında, henüz kesinleşmiş bir mahkumiyetin bulunmadığı bir dönemde alınacak tedbirlerin, mahkumiyetin kesinleşmesinden sonra alınacak tedbirler kadar ağır olmaması gerektiğinden, davacı hakkında uygulanacak daha hafif bir tedbirle (idarece soruşturma veya kovuşturma sonuna kadar beklemek vs. gibi) amaca ulaşılabilecekken, terör örgütüne üye olma suçundan soruşturma bulunduğundan bahisle özel güvenlik görevlisi olmasının uygun görülmemesine ilişkin işlemin ölçülülük ilkesinin alt unsurlarından olan gereklilik ilkesine aykırılık oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, temyize konu ısrar kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerden Gençlik ve Spor Bakanlığının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun kabulü, dava konusu işlemlerin iptali yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3. Bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Mahkemesine gönderilmesine,
4. Kesin olarak, 02/06/2025 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


KARŞI OY
X- Bakılan davada, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 11. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, "Yönetici veya özel güvenlik görevlisi olabilme şartlarını taşımadığı veya bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği tespit edilenlerin kimliği iptal edilir." ibaresinin iptali istemiyle somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru üzerine 21/11/2024 tarih ve 32729 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24/09/2024 tarih ve E:2024/65, K:2024/163 sayılı kararıyla, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun'un 11. maddesinin 4. fıkrasında yer alan, ".bu şartlardan herhangi birini sonradan kaybettiği." ibaresinin, "anılan Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi" yönünden iptaline, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verildiği görülmüştür.
Buna göre, anılan iptal kararı halihazırda yürürlüğe girmediğinden ve söz konusu düzenleme yürürlükte olduğundan, kanun koyucu tarafından bu konuda yeni bir düzenleme yapılana kadar ilgili düzenlemenin uyuşmazlıklarda uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma" suçu nedeniyle yapılan bir soruşturmanın bulunduğu ve soruşturma sonucunda 23/12/2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, dolayısıyla soruşturmanın dava konusu komisyon kararı tarihinde derdest olduğu dikkate alındığında, 5188 sayılı Kanun'un 10. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinin (3) numaralı alt bendi ve 11. maddesinde belirtilen şartları taşımadığı sabit olan davacının, özel güvenlik kimlik kartının ve çalışma izninin iptal edilmesine ilişkin dava konusu komisyon kararında ve bu karara dayanılarak tesis edilen sözleşme feshi işleminde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, davalı idarelerden Gençlik ve Spor Bakanlığının temyiz isteminin kabulü ile ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber