Cumhurbaşkanlığı lojmanını boşaltmayan memurdan alınan işgaliye bedeli hukuka uygun buldu
Danıştay 12. Dairesi, 15/07/2020 tarihinden itibaren lojman kira bedeline ilave olarak; ilk üç ayda lojman kira bedelinin beş katı tutarında, izleyen aylarda bir önceki ay tahsil edilen tutarın %10'u oranında artırım uygulanarak bulunacak tutarda işgaliye bedeli tahsil edilmesi yolundaki işlemi hukuka uygun buldu.
07/02/2019 onay tarihli Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi'nin 16. maddesinin ikinci fıkrasının iptali istemini reddetti.
Davacı Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesinin kendisi hakkında uygulanamayacağını
iddia etmiştir.
Dava konusu Yönerge'nin dayanağı olan 2879 sayılı Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un sadece Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı personeli hakkında uygulanabileceği, Cumhurbaşkanlığı personeli olmaması nedeniyle, anılan Kanun'un verdiği yetki uyarınca düzenlenen Yönerge'nin kendisi hakkında uygulanma imkanı olmadığından, uyuşmazlıkta öncelikle 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu'nun hükümlerinin uygulanması gerektiği; kamu konutlarına ait yasal düzenlemeler ile Kamu Konutları Yönetmeliği'nin ilgili maddelerinin iptali istemiyle açılan davalarda verilen iptal kararı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, anılan Yönetmeliğin 34. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ve yargı kararıyla iptal edilen düzenleme ile benzer nitelikteki dava konusu Yönerge düzenlemesinde hukuka uygunluk bulunmadığından, iptal edilmesi gerektiği ileri sürmüştür.
Danıştay: Yönerge hukuka uygundur
Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi ile Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına ait konutların tahsis şekli, oturma süresi, tahliyesi, kira, bakım, onarım ve yönetimine ilişkin usul ve esasların belirlenmiş olduğu, Yönerge'nin "Konuttan çıkarılma" başlıklı 16. maddesinin dava konusu edilmeyen birinci fıkrasında; kamu konutları, Yönerge'nin 15.maddesinde belirtilen sürelerin sonunda boşaltılmaz ise mülki makamlara başvurularak konutun kolluk marifetiyle zorla boşalttırılması kurala bağlanmış iken; dava konusu ikinci fıkrasında ise; kamu konutunda oturma süresi doldurduğu halde konutu tahliye etmeyenlerden, konutu 15 gün içerisinde tahliye ederek boşaltması, aksi takdirde konutu tahliyeye zorlamak maksadı ile işgaliye bedeli alınacağı düzenleme altına alınmıştır.
Bu çerçevede dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde, 2879 sayılı Kanun'un Cumhurbaşkanlığına verdiği yetki çerçevesinde çıkarılan Yönerge'nin davaya konu hükmünün idareye tanınan düzenleme yapma yetkisi sınırları içerisinde kaldığı ve dayanak Kanun'a uygun olarak düzenlendiği görülmektedir.
T.C.
DANIŞTAY
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2024/5575
Karar No: 2025/2123
DAVANIN KONUSU:
Ticaret Bakanlığında ticaret uzmanı olarak görev yapan ve Cumhurbaşkanlığına
tahsisli lojmanda oturan davacı tarafından;
1- 07/02/2019 onay tarihli Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi'nin 16. maddesinin
ikinci fıkrasının iptali;
2- Bu düzenlemeye dayanılarak 03/07/2020 tarihinde Ticaret Bakanlığı tarafından
tesis edilen ve dava açılmadan önce son olarak 15/05/2021 tarihinde icra edilen,
"15/07/2020 tarihinden itibaren lojman kira bedeline ilave olarak; ilk
üç ayda lojman kira bedelinin beş katı tutarında, izleyen aylarda bir önceki
ay tahsil edilen tutarın %10'u oranında artırım uygulanarak bulunacak tutarda
işgaliye bedeli tahsil edilmesi" yolundaki işlemin iptali;
3- Maaşından kesilmek suretiyle tahsil edilen işgaliye bedellerinin, kesildikleri
tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tarafına iadesine karar
verilmesi istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI:
Eşi ve üç çocuğu ile birlikte, Başbakanlığa tahsisli iken Cumhurbaşkanlığına
tahsis edilmiş olan, "..." adresinde bulunan kamu konutunda ikamet
ettiği; 1996 yılında Maliye Bakanlığında memur olarak göreve başladığı, 1997
yılında Başbakanlık uzman yardımcılığına, uzman yardımcılığı sürecini başarı
ile tamamladıktan sonra kariyer meslek olan Başbakanlık uzmanlığına atandığı,
2018 yılına kadar bu görevini sürdürdüğü; 09/07/2018 tarih ve 30473 (3. Mükerrer)
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında
Ticaret Bakanlığındaki ticaret uzmanı kadrosuna atandığı; anılan Kanun Hükmünde
Kararnamenin hazırlanması sürecinde, Başbakanlık personeline tahsisli lojmanlar
hakkında düzenleme yapılmasına gerek görülmediği; zira, geçmiş dönem uygulamalarında,
kapatılan bir kuruma ait lojmanların da kurum personelinin devrolunduğu kuruma
devredildiği; dolayısıyla, Başbakanlık personeli yönünden de aynı şekilde uygulama
yapılacağı belirtilerek, anılan KHK'da bu konuda ayrıca bir düzenlemeye gidilmediği;
öte yandan, Başbakanlık personelinin devrolunduğu kurum ve kuruluşlara yazı
yazılarak, naklen atanan personelin oturduğu lojmanların da aynı kuruma tahsis
edildiğinin belirtildiği, ancak daha sonra bir başka yazı ile bu yazının işlemden
kaldırıldığı; kendisine tahsis edilen lojmanın Cumhurbaşkanlığına devredilmesi
nedeniyle 31/12/2019 tarihine kadar lojmanı tahliye etmesi gerektiğine ilişkin
yazının tebliğ edildiği, kış şartlarında taşınmanın zorluğu ve çocuklarının
eğitim mazeretleri sebebiyle ek süre verilmesi istemiyle yaptığı başvurusu kabul
edilerek, 30/06/2020 tarihine kadar ek süre verildiği; Covid-19 salgını nedeniyle
tekrar ek süre verilmesi istemiyle 01/06/2020 tarihinde yaptığı başvurunun ise,
idarece kabul edilmeyerek, davalı idarelerden Ticaret Bakanlığınca, 15/07/2020
tarihinden itibaren normal kira bedeline ek olarak artırımlı işgaliye bedeli
tahsiline başlanıldığı; 2021 yılı Mayıs döneminde maaşından yapılan kesintinin,
asıl kira bedelinin yaklaşık dokuz katı olan 3.398,68-TL olduğu ve uygulamanın
bu şekilde sürmesi halinde bir süre sonra maaşının kira bedelini ödemeye yeterli
gelmeyeceği; 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu ve Kamu Konutları Yönetmeliği'nde,
kamu konutunun tahsis edildiği kurumun değişmesi nedeniyle kamu konutundan çıkma
veya çıkartmayı öngören bir düzenleme bulunmadığı; 2946 sayılı Kanun'da, konutun
boşaltılmaması halinde işgaliye bedeli tahsil edilebileceğine ilişkin bir kuralın
yer almadığı; Kamu Konutları Yönetmeliği'nin 34. maddesinin üçüncü fıkrasında
yer alan benzer nitelikteki düzenlemenin Danıştay Onbirinci Dairesince verilen
24/05/2018 tarih ve E:2016/5537, K:2018/2580 sayılı kararla iptal edildiği,
söz konusu kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07/10/2019 tarih
ve E:2018/4626, K:2019/4119 sayılı kararıyla onanarak kesinleştiği; idari para
cezası niteliğinde olan işgaliye bedelinin kanunla düzenlenmesi gerektiği, bu
hususta yönergeyle düzenleme yapılamayacağı, dava konusu Yönerge düzenlemesinde
her ay için öngörülen artırımın üst sınırının bulunmadığı, bir süre sonra maaşın
tümümün işgaliye bedeli olarak tahsilinin gündeme geleceği; dava konusu Yönerge'nin
dayanağı olan 2879 sayılı Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına İlişkin
Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un sadece Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı
personeli hakkında uygulanabileceği, Cumhurbaşkanlığı personeli olmaması nedeniyle,
anılan Kanun'un verdiği yetki uyarınca düzenlenen Yönerge'nin kendisi hakkında
uygulanma imkanı olmadığından, uyuşmazlıkta öncelikle 2946 sayılı Kamu Konutları
Kanunu'nun hükümlerinin uygulanması gerektiği; kamu konutlarına ait yasal düzenlemeler
ile Kamu Konutları Yönetmeliği'nin ilgili maddelerinin iptali istemiyle açılan
davalarda verilen iptal kararı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, anılan
Yönetmeliğin 34. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan ve yargı kararıyla iptal
edilen düzenleme ile benzer nitelikteki dava konusu Yönerge düzenlemesinde hukuka
uygunluk bulunmadığından, iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALILARIN SAVUNMASI:
Cumhurbaşkanlığının savunması: usul yönünden; dava konusu Yönerge'nin 16. maddesinin
birinci fıkrasının, kamu konutunun zorla tahliyesi; ikinci fıkrasının, artırımlı
işgaliye bedeli; üçüncü fıkrasının ise, kiralama suretiyle tahsis edilen konutların
boşaltılmasına ilişkin olduğu, davacının 16. maddenin birinci ve üçüncü fıkralarının
iptalini istemekte güncel menfaati bulunmadığından belirtilen kısımları için
davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği; esas yönünden ise; Cumhurbaşkanlığı
İdari İşler Başkanlığı Destek ve Mali Hizmetler Genel Müdürlüğünün 24/05/2019
tarihli yazısıyla, Ankara'da bulunan mülga Başbakanlık konutlarının Çevre ve
Şehircilik Bakanlığına devredildikten sonra idarelerine tahsis edildiği; belirtilen
kamu konutları Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığının ihtiyaçları için kullanılacağından,
bu konutlarda ikamet eden personelin oturma sürelerinin dolması halinde bir
ay içerisinde, aksi halde ise, bu personelin Bakanlık uhdesindeki lojmanlara
geçişi sağlanarak 31/12/2019 tarihine kadar boş vaziyette teslim edilmesi gerektiğinin
Ticaret Bakanlığına bildirildiği; aralarında davacının da bulunduğu personelin
ek süre talep etmesi üzerine, başvuruları kabul edilerek, 16/01/2020 tarihli
işlemle, lojmanların boş vaziyette teslim süresinin 30/06/2020 tarihine kadar
uzatıldığı; belirtilen tarihte lojmanı teslim etmeyenler hakkında Cumhurbaşkanlığı
Konut Yönergesi'nin 16. maddesi uyarınca işgaliye bedeli tahsil edilmesi hususunun
ise, Ticaret Bakanlığına bildirildiği; davacının 01/06/2020 tarihinde yaptığı
başvuruda, tarafına tekrar ek süre verilmesini istediği, anılan başvurunun 29/06/2020
tarih ve 22805 işlemle reddedilerek, Yönerge'nin 16. maddesi gereğince işlem
yapılması gerektiğinin Ticaret Bakanlığına bildirildiği; 2879 sayılı Cumhurbaşkanlığı
İdari İşler Başkanlığına İlişkin Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'un 4. maddesinin
onuncu fıkrasında "Cumhurbaşkanlığı hizmetlerinin özelliği ve güvenlik
şartına uygun şekilde yerine getirilmesini sağlamak amacıyla;
10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu, 5/1/1961 tarihli ve 237 sayılı
Taşıt Kanunu, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu, 9/11/1983
tarihli ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu, 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı
Kamu İhale Kanunu, 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu
Cumhurbaşkanlığı Makamı ve İdari İşler Başkanlığı hakkında uygulanmaz. Söz konusu
kanunlarda düzenlenen hususlar ile mali iş ve işlemlere ilişkin usul ve esaslar
Cumhurbaşkanlığınca belirlenir." hükmünün bulunduğu; anılan Kanun'un 4.
maddesine istinaden, 07/02/2019 tarihli onay ile yürürlüğe konulan Cumhurbaşkanlığı
İdari İşler Başkanlığı Konut Yönergesi'nin "Amaç ve kapsam" başlıklı
1. maddesinde; "Bu Yönergenin amacı, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına
ait konutların tahsis şekli, oturma süresi, kira, bakım, onarım ve yönetimine
ilişkin usul ve esaslar ile uygulamaya yönelik diğer konuları düzenlemektir."
hükmüne; "Dayanak" başlıklı 2. maddesinde; "Bu yönerge, 17/8/1983
tarihli ve 2879 sayılı Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına İlişkin Bazı
Düzenlemeler Hakkında Kanunun 4 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır"
hükmüne; dava konusu 16. maddesinin ikinci fıkrasında ise;
"Konutta oturma süresini doldurduğu halde konutu tahliye etmeyenlerden,
konutu 15 gün içerisinde tahliye ederek boşaltması, aksi takdirde bu sürenin
bitiminden itibaren işgaliye bedeli alınacağına ilişkin olarak Genel Müdürlükçe
yapılacak tebligata rağmen, konutu tahliye ederek boşaltmayanlardan, yeni bir
tebligata gerek olmaksızın, tahliye tarihine kadar geçecek süreler içinde ödenmesi
gereken kira bedeli yerine işgaliye bedeli tahsil edilir. Bu bedel; konutun
tahliye edilmesi gereken tarihten sonraki üç ay için, ödenmesi gereken kira
bedeline (yakıt, elektrik, su vb. hariç) beş katı eklenerek, daha sonraki aylar
için ise bir önceki ay tahsil edilen tutarın yüzde 10'u kadar arttırılarak uygulanır.
Ancak bu şekilde oturulan süreler, ilgili maddeler uyarınca belirlenmiş olan
sürelerin uzatılması sonucunu doğurmaz ve oturanlar yönünden bir hak teşkil
etmez." hükmüne yer verildiği; 2879 sayılı Kanun'un 4. maddesinin onuncu
fıkrası uyarınca, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına ait konutların tahsis
şekli, oturma süresi, kira, bakım, onarım ve yönetimine ilişkin usul ve esasların
2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu ve Kamu Konutları Yönetmeliği kapsamında olmadığı;
söz konusu Kanun'da düzenlenen hususlar ile mali iş ve işlemlere ilişkin usul
ve esasların Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına tahsisli konutlar yönünden
07/02/2019 tarihli onay ile yürürlüğe konulan Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı
Konut Yönergesi ile düzenlendiği; dolayısıyla, 2946 sayılı Kanun ve ilgili Yönetmelik
hükümlerinin Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına tahsisli konutlar hakkında
uygulanamayacağı; 2879 sayılı Kanun'a uygun şekilde ve Cumhurbaşkanlığına ait
hizmetlerin özelliği ve güvenlik şartlarına uygun şekilde yerine getirilmesi
amacıyla hazırlanan dava konusu Yönerge'de, Cumhurbaşkanlığı Makamı ve İdari
İşler Başkanlığı personeli yönünden farklı düzenleme getirilmesinde üst hukuk
normlarına aykırı bir yön bulunmadığı; dava dilekçesinde belirtilen Danıştay
kararlarının, bu davaya emsal teşkil etmeyeceği; davacı tarafından, Cumhurbaşkanlığı
personeli olmaması nedeniyle, hakkında dava konusu Yönerge'nin değil, Kamu Konutları
Kanunu ve Kamu Konutları Yönetmeliği'nin uygulanması gerektiği öne sürülmekte
ise de, Cumhurbaşkanlığına tahsisli konutu tahliye etmeyen davacı hakkında dava
konusu Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi'nin uygulanması gerektiği; öte yandan,
talebi doğrultusunda yaz mevsimine kadar konutu boşaltması için tarafına süre
tanınan davacının halen görev yaptığı kurumun 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu'na
tabi bir kurum olduğu ve kurumuna ait konutlardan yararlanma imkanının bulunduğu;
konunun nitelik ve mahiyetine, üst hukuk normlarına ve hizmet gereklerine uygun
olarak yapılan düzenlemede ve bu düzenlemeye istinaden tesis edilen işlemde
hukuka aykırı ve iptali gerektiren bir husus bulunmadığı, haksız ve dayanaksız
olarak açılan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
2- Ticaret Bakanlığının savunması: Usul yönünden; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu hükme bağlandığından, süresinde açılmayan davanın öncelikle süreaşımı yönünden reddi gerektiği; esas yönünden ise; davacının, (mülga) Başbakanlık kadrosunda uzman olarak görev yapmakta iken 09/07/2018 tarih ve 30473 (3. Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 221. maddesi gereğince Bakanlıklarındaki "Ticaret uzmanı" kadrosuna atandığı; kendisine daha önce tahsis edilmiş olan kamu konutunun ise Cumhurbaşkanlığına devredildiği ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Destek ve Mali Hizmetler Genel Müdürlüğünün 24/05/2019 tarih ve 90524 sayılı yazısıyla; mülga Başbakanlık personeline tahsisi yapılmışken, 703 sayılı KHK uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığına devredilen kamu konutlarının Cumhurbaşkanlığına tahsisinin yapıldığı, söz konusu konutların Cumhurbaşkanlığı Merkez Teşkilatı ihtiyaçları için kullanılacağı belirtilerek, yazı ekinde gönderilen personel listesinden konutta ikamet eden personelin, lojman tahsis süresinin dolması halinde bir ay, aksi takdirde Bakanlıklarına ait lojmanlara geçişlerin sağlanmak suretiyle 31/12/2019 tarihinde boş vaziyette Başkanlıklarına teslim edilmesinin istenilmesi üzerine, söz konusu personele kamu konutunu 31/12/2019 tarihine kadar boşaltmaları amacıyla hazırlanan yazının tebliğ edildiği; Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Destek ve Mali Hizmetler Genel Müdürlüğünden alınan 16/01/2020 tarih ve 1423 sayılı yazıda; lojman tahliyesi süre uzatımı talebinde bulunan personelden, talepleri uygun bulunan personel listesinin Bakanlıklarına bildirilerek, tahliye süresinin 30/06/2020 tarihine kadar uzatıldığının belirtildiği, konutların bu tarihe kadar boşaltılmaması halinde, Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi'nin 16. maddesi uyarınca 15/07/2020 tarihinden itibaren; üç ay için ödenmesi gereken kira bedeline beş katı eklenerek, daha sonraki aylar için ise, bir önceki ay tahsil edilen tutarın yüzde 10'u kadar artırılarak tahsil edilmesinin istenildiği, söz konusu yazının, davacıya 20/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği; Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Destek ve Mali Hizmetler Genel Müdürlüğünden alınan ... tarih ve ... sayılı yazıda ise; Covid-19 salgını nedeniyle lojman tahliye sürelerinin uzatılmasını talep eden personelin, taleplerinin Başkanlıklarınca uygun görülmemesi nedeniyle, daha önceki yazılar doğrultusunda işlem yapılması ve durumun ilgililere tebliğ edilmesinin istenilmesi üzerine, ... tarih ve ... sayılı yazıyla davacıya bildirimde bulunulduğu; oturduğu lojmanı boşaltmayan davacının maaşından 15/07/2020 tarihinden itibaren, anılan Yönerge ve Cumhurbaşkanlığı yazıları doğrultusunda işgaliye bedeli kesildiği; dava konusu işlemin, yargı mercilerince yapılacak olan hukuka uygunluk denetiminin esas unsurları olan yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuka uygun olduğu; dolayısıyla, haksız açılan davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ: 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, Danıştayın
ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, temyiz incelemesi sonucu Danıştay
İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen bozma kararlarına uyulması zorunlu olduğundan,
bozma kararına uyulmak suretiyle ve bozma kararında yer verilen gerekçeler doğrultusunda,
davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ: Dava; Ticaret Bakanlığında ticaret uzmanı olarak görev yapan ve Cumhurbaşkanlığına
tahsisli lojmanda oturan davacı tarafından; 07/02/2019 onay tarihli Cumhurbaşkanlığı
Konut Yönergesi'nin 16. maddesinin ikinci fıkrasının ve bu düzenlemeye dayanılarak
03/07/2020 tarihinde Ticaret Bakanlığı tarafından tesis edilen ve dava açılmadan
önce son olarak 15/05/2021 tarihinde icra edilen, "15/07/2020 tarihinden
itibaren lojman kira bedeline ilave olarak; ilk üç ayda lojman kira bedelinin
beş katı tutarında, izleyen aylarda bir önceki ay tahsil edilen tutarın %10'u
oranında artırım uygulanarak bulunacak tutarda işgaliye bedeli tahsil edilmesi"
yolundaki işlemin iptali ile maaşından kesilmek suretiyle tahsil edilen işgaliye
bedellerinin, kesildikleri tarihlerden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte
tarafına iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
Dava konusu 07/02/2019 onay tarihli Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi'nin 16.
maddesinin ikinci fıkrasının ve bu düzenlemeye dayanılarak 03/07/2020 tarihinde
Ticaret Bakanlığı tarafından tesis edilen ve dava açılmadan önce son olarak
15/05/2021 tarihinde icra edilen, "15/07/2020 tarihinden itibaren lojman
kira bedeline ilave olarak; ilk üç ayda lojman kira bedelinin beş katı tutarında,
izleyen aylarda bir önceki ay tahsil edilen tutarın %10'u oranında artırım uygulanarak
bulunacak tutarda işgaliye bedeli tahsil edilmesi" yolundaki işlemin iptali,
davacıdan tahsil edilen işgaliye bedelinin dava tarihinden itibaren işletilecek
yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen Danıştay Onikinci
Dairesinin 29/03/2023 günlü ve E:2021/4684, K:2023/1473 sayılı kararının davalı
idareler tarafından temyizi üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun
29/05/2024 günlü ve E:2023/2982 K:2024/1219 sayılı kararıyla; "2879 sayılı
Kanun'un Cumhurbaşkanlığına verdiği yetki çerçevesinde çıkarılan Yönerge'nin
davaya konu hükmünün idareye tanınan düzenleme yapma yetkisi sınırları içerisinde
kaldığı ve dayanak Kanun'a uygun olarak düzenlendiğinin görüldüğü, bu durumda,
dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık ve buna dayalı olarak
tesis edilen bireysel işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle
bozulmuştur.
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, İdari Dava Daireleri Kurulunun,
idari dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen
inceleyeceği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1.
fıkrasında, Danıştay Dava Dairelerinin nihai kararlarının Danıştay'da temyiz
edilebileceği, 49. maddesinin 4. fıkrasında ise Danıştayın ilk derece mahkemesi
olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50'nci
madde hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür. 2577 sayılı Yasanın 49.
maddesinin 4. fıkrasında yer alan düzenleme ile Danıştay Dava Dairelerine, ilk
derecede bakılan davalarla ilgili bozma kararlarına karşı eski kararlarında
ısrar edebilme yetkisi tanınmamıştır.
Bu itibarla Danıştay Onikinci Dairesince bozma kararına uyulması zorunlu olduğundan,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 29/05/2024 günlü ve E:2023/2982 K:2024/1219
sayılı bozma kararına uyularak anılan kararda belirtilen gerekçeler doğrultusunda
davanın reddi yolunda karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun
29/05/2024 tarih ve E:2023/2982, K:2024/1219 sayılı kararıyla, dava konusu işlemlerin
iptali ile davacıdan tahsil edilen işgaliye bedelinin dava tarihinden itibaren
işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine ilişkin Dairemizin 29/03/2023
tarih ve E:2021/4684, K: 2023/1473 sayılı kararının bozulması üzerine, 2577
sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesinin üçüncü ve beşinci fıkralarıyla,
Danıştayın bozma kararlarına karşı Bölge İdare Mahkemelerine "bozmaya uymayarak
eski kararında ısrar edebilme" yetkisi tanındığı halde, 49. maddenin dördüncü
fıkrasında "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen
incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50 nci madde hükümleri kıyasen uygulanır"
yolundaki düzenlemeyle, Danıştay'da ilk derece mahkemesi olarak bakılan davalarda,
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen bozma kararlarına karşı, Danıştay
dava dairelerine eski kararlarında ısrar edebilme yetkisinin tanınmaması ve
söz konusu bozma kararlarına uyulmasının zorunlu olması nedeniyle, bozma kararına
uyularak işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Başbakanlık kullanımında bulunan "..." adresindeki kamu konutu, o
dönemde Başbakanlık uzmanı olarak görev yapması nedeniyle 18/08/2006 tarihinde
davacıya görev tahsisli olarak verilmiştir.
09/07/2018 tarih ve 30473 (3. mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 703
sayılı Anayasada Yapılan Değişikliklere Uyum Sağlanması Amacıyla Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname kapsamında davacı, Başbakanlıktaki görevinden, Ticaret Bakanlığındaki
ticaret uzmanı kadrosuna atanmıştır.
Davacının oturduğu kamu konutu ise, 11/12/2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığına
tahsis edilmiş; 31/12/2019 tarihine kadar kamu konutunu tahliye etmesi gerektiğine
ilişkin bildirim davacıya tebliğ edilmiştir.
Davacının kış şartları nedeniyle ek süre tanınması istemi Cumhurbaşkanlığının
16/01/2020 tarihli işlemiyle uygun görülerek, lojmanın boş olarak teslim edilme
süresi 30/06/2020 tarihine kadar uzatılmış, kamu konutunu bu tarihte tahliye
etmemesi halinde, 15/07/2020 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi'nin
16. maddesinde belirtilen işgaliye bedelinin tarafından tahsil edileceği davacıya
bildirilmiştir.
Davacı tarafından, 01/06/2020 tarihinde Cumhurbaşkanlığına başvurularak, devam
eden salgın nedeniyle tekrar ek süre verilmesi talep edilmiş, Ticaret Bakanlığınca
düzenlenen 03/07/2020 tarihli yazıda, ek süre talebinin Cumhurbaşkanlığınca
uygun görülmediği, konutun tahliye edilmemesi halinde 16/01/2020 tarihli işlem
uyarınca 15/07/2020 tarihinden itibaren Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi'nin
16. maddesi kapsamında kira bedeli yerine işgaliye bedeli tahsil edileceği;
bu tarihten itibaren ilk üç ay için kira bedeline beş katı eklenerek, daha sonraki
aylarda ise, bir önceki ay tahsil edilen tutarın %10 fazlası oranında işgaliye
bedeli tahsil edileceği davacıya bildirilmiştir.
Davacının kamu konutunu tahliye etmemesi üzerine 15/07/2020 tarihinden itibaren
kira bedeline ilave olarak; ilk üç ayda kira bedelinin beş katı tutarında ve
sonraki aylarda bir önceki ayın %10 fazlası miktarında artırımlı işgaliye bedeli
davacının maaşından kesilmeye başlanmıştır.
Mayıs 2021 döneminde, 2021 yılı kira bedeli olan aylık 441,00-TL yerine 3.398,68-TL
işgaliye bedeli davacıdan tahsil edilmiş, bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı Konut
Yönergesi'nin 16. maddesinin 2. fıkrasının ve 03/07/2020 tarihli işlemin iptali
ve tahsil edilen işgaliye bedelinin iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda aktarılan 2879 sayılı Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına İlişkin
Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'da açıkça, Cumhurbaşkanlığı Makamı ile İdari
İşler Başkanlığı hakkında 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu'nun uygulanmayacağının
ve bu Kanun'da yer alan konularda düzenleme yapma yetkisinin Cumhurbaşkanlığına
verildiğinin hüküm altına alındığı görülmektedir.
Anılan yetkiye dayanılarak Cumhurbaşkanlığınca çıkarılan, Cumhurbaşkanlığı Konut Yönergesi ile Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına ait konutların tahsis şekli, oturma süresi, tahliyesi, kira, bakım, onarım ve yönetimine ilişkin usul ve esasların belirlenmiş olduğu, Yönerge'nin "Konuttan çıkarılma" başlıklı 16. maddesinin dava konusu edilmeyen birinci fıkrasında; kamu konutları, Yönerge'nin 15.maddesinde belirtilen sürelerin sonunda boşaltılmaz ise mülki makamlara başvurularak konutun kolluk marifetiyle zorla boşalttırılması kurala bağlanmış iken; dava konusu ikinci fıkrasında ise; kamu konutunda oturma süresi doldurduğu halde konutu tahliye etmeyenlerden, konutu 15 gün içerisinde tahliye ederek boşaltması, aksi takdirde konutu tahliyeye zorlamak maksadı ile işgaliye bedeli alınacağı düzenleme altına alınmıştır.
Bu çerçevede dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde, 2879 sayılı Kanun'un Cumhurbaşkanlığına verdiği yetki çerçevesinde çıkarılan Yönerge'nin davaya konu hükmünün idareye tanınan düzenleme yapma yetkisi sınırları içerisinde kaldığı ve dayanak Kanun'a uygun olarak düzenlendiği görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına aykırılık ve buna dayalı olarak tesis edilen bireysel işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... TL yargılama giderinin davacı üzerinde
bırakılmasına, temyiz aşamasında davalı Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan
...-TL ile davalı Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan toplam ...-TL yargılama
giderinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca
takdir edilen ... TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi
halinde davalı idarelere iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava
Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 29/04/2025 tarihinde oybirliğiyle
karar verildi.