Genel Kurulda 2026 yılı bütçesinin maddeleri görüşülüyor

TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 5'inci maddesi kabul edildi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar; "Türkiye'de hiçbir mutlak tarım arazisine güneş, rüzgar veya herhangi bir yatırım yaptırmıyoruz, benzer şekilde mera için de böyle" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 18 Aralık 2025 18:05, Son Güncelleme : 18 Aralık 2025 18:09
Genel Kurulda 2026 yılı bütçesinin maddeleri görüşülüyor

TBMM Genel Kurulunda 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 5. maddesi kabul edildi.

Genel Kurulda milletvekilleri, 5. madde üzerinde söz alarak görüşlerini dile getirdi.

Yeni Yol Partisi İzmir Milletvekili Mustafa Bilici, içerideki ve bölgedeki gelişmelerin "siyasi ahlak reformu"na daha fazla ihtiyaç doğurduğunu söyledi.

Halkıyla beraber bölgede sözü geçen, sahada ve masada etkili, güçlü bir devlet olabilmek için "siyasi ahlak reformu"na ihtiyaç duyulduğunu dile getiren Bilici, "Siyasi ahlak ilkelerini anayasallaştırmak bu ülkenin yegane çıkış yoludur. Rantı, yolsuzluğu bitirecek mekanizmalar kurmak, siyasetin kifayetsiz muhterisler için bir çöl, toplum için yemyeşil bir vaha haline gelmesini sağlamak mümkündür." ifadelerini kullandı.

Terörsüz Türkiye sürecinde siyasetin tüm taraflarının herkesten fazla bu tarihi sorumluluğu üstlenmesi ve süreçlerin hızlanması için acele etmesi gerektiğini vurgulayan Bilici, "Bir an evvel infaz yasaları ve siyasi af konuları düzenlenmeli, Suriye'nin istikrarını gözetecek entegrasyon süreçleri de aynı düzlemde ivmelenerek yapılandırılmalıdır. Bu sürece seçim zamanlarına uzanacak siyasi pazarlıkların aracı olma vasfı biçilmemelidir. Bu hesaplar içinde olanlar bu ülkeye ve dahi bölgeye en büyük kötülüğü yapmış olurlar." değerlendirmesinde bulundu.

İYİ Parti Edirne Milletvekili Mehmet Akalın, bütçelerin vatandaşın alım gücünün düşmemesi, yaşam standardının korunabilmesi için yapıldığını ancak Türkiye'de vatandaşın alım gücünün düştüğünü, yaşamın pahalılaştığını ve bütçenin bu "gerçeğin arkasından geldiğini" söyledi.

Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre Türkiye'de vatandaşların aynı mal ve hizmet sepetine Avrupa ortalamasından yaklaşık yüzde 30 daha düşük alım gücüyle erişebildiğini dile getiren Akalın, bu farkın teorik değil, doğrudan pazarda, markette hissedilebilir bir değer olduğunu anlattı.

Türkiye'de çiftçilerin bankalara kredi borcunun 1 trilyon lirayı aştığını iddia eden Akalın, Avrupa'nın çiftçi vergi politikasını tartışırken, Türkiye'dekilerin "icra korkusuyla yaşadığını" savundu.

- "Sansasyonun değil sorumluluğun ödüllendirildiği yayın iklimi oluşturmalıyız"

MHP Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, televizyon ekranlarında ardı arkası kesilmeyen trafik kazası, cinayet, kavga, afet, yangın ve istismar haberlerinin gün boyu tekrarlandığına dikkati çekti.

Dizi ve filmlerdeki şiddet sahneleriyle de bu tabloyu, "sıradan bir haber aktarımı ya da senaryo gereği değil, her evin içine taşınan bir korku ve kaygı tiyatrosu" şeklinde niteleyen Öztürk, bunları günde dört saatten fazla izleyen izleyicilerin ekranda sunulan dünyayı kendi gerçeği gibi içselleştirmeye başladığını ileri sürdü.

Özellikle şiddet yüklü haberlerin ortalama dünya sendromunu tetikleyerek, dünyayı olduğundan çok daha tehlikeli, daha zalim ve daha öngörülemez gösterdiğini belirten Öztürk, "Bu mesele, toplumsal güven duygusunu aşındıran, aile içi huzuru bozan, çocukların dünyayı algılayışını yaralayan ve kamusal psikolojiyi örseleyen bir güvenlik meselesine dönüşmüştür." ifadesini kullandı.

Yayıncılıkta reyting ve tiraj baskısının kamu yararı dengesiyle yeniden kurulması gerektiğine işaret eden Öztürk, "Sansasyonun değil, sorumluluğun ödüllendirildiği bir yayın iklimi oluşturmalıyız." görüşünü savundu.

Bu meselenin tek bir kurumun omzuna bırakılmayacak kadar kapsamlı olduğunu dile getiren Öztürk, "Eğer bu konuda yeterince geç kalırsak korkuyla büyüyen nesillerin bedelini hep birlikte öderiz. Gelin, haberin bilgilendirme gücünü korurken, toplumun ruhunu zehirleyen bir şiddet sarmalını birlikte frenleyelim." dedi.

DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç, Türkiye'de muhalefetin "iktidarla bütünleşmiş devlet aklına karşı" siyaset yapmaktan kaçındığını söyledi.

Bu nedenle muhalefetin cesaretinin sınırlı, adımlarının yarım, iktidarlarının ise hep eksik olduğu görüşünü paylaşan Kamaç, iktidar olanların inancı, ideolojisi, partisi değişse de refleksinin hiç değişmediğini öne sürdü.

"Gerekçeler değişse de tutum hiç değişmedi." diyen Kamaç, "Bu ülkenin geleceği, muhalefetin cesaretine bağlıdır, barışa, eşitliğe, adalete, cesaret eden bir muhalefete. Eğer bu cesaret gelmezse iktidar pervasızlaşır, demokrasi çöker, halk küser, devlet çözülür ama gelirse bu ülke yeniden doğar." değerlendirmesinde bulundu.

CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, 20 Temmuz 2016'da olağanüstü hal ilan edildiğini, o günden bu yana Türkiye'de olağanüstü hal şartlarında yaşadıklarını savundu.

Herkesin tedirgin ve huzursuz olduğunu, baba ile oğulun dinlenme korkusuyla telefonla konuşmaktan korktuğunu ileri süren Tezcan, İBB'ye yönelik yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarına da tepki gösterdi.

Tezcan, şöyle konuştu:

"19 Mart kumpas girişimi milli iradeye darbedir. Yeni darbecilik döneminden geçiyoruz, daha önce askeri darbeler vardı, şimdi yeni dönemde sivil darbelerle, yargı darbesiyle karşı karşıyayız. Bu darbenin amacı Ekrem İmamoğlu'nu tasfiye etme planıdır, iktidara seçenek olan önemli bir rakibi siyaset dışı alana atma girişimidir."

- "Eleştiri var öncelik sıralaması yok"

AK Parti Ankara Milletvekili Ahmet Fethan Baykoç, kendileri için bütçenin yalnızca rakamların yan yana dizildiği teknik bir hesap cetveli olmadığını, insanı merkeze alan siyaset anlayışının en somut, en görünür ve en bağlayıcı tezahürü olduğunu belirtti.

Dünyanın büyük ve sarsıcı bir dönüşüm sürecinden geçtiğine, küreselleşmenin eski kalıplarının çözülürken güvenlik, teknoloji ve stratejik bağımsızlık kavramlarının artık belirleyici hale geldiğine işaret eden Baykoç, "Biz bu bütçeyle, şunu açıkça ifade ediyoruz, Türkiye, küresel dönüşümün edilgen bir izleyicisi değil bizatihi oyun kurucu bir aktörüdür. Bu duruş, günü kurtaran reflekslerin değil, uzun vadeli bir devlet aklının, güçlü bir siyasi iradenin ve sağlam bir vizyonun ürünüdür." ifadelerini kullandı.

Bütçe görüşmelerinde ana muhalefetin yaklaşımlarına değinen Baykoç, "Eleştiri var ama öncelik sıralaması yok, itiraz var fakat yerine ne konulacağı belirsiz. Sadece söylemler kuruluyor fakat bu söylemleri taşıyacak plan ve uygulama iradesi görünmüyor." dedi.

Aynı yaklaşımı yıllardır bazı büyükşehir belediyelerinde de gördüklerini aktaran Baykoç, şöyle devam etti:

"Kaynak var, yetki var fakat sonuç üretmeyen bir yönetim tarzı hakim. Temel belediyecilik hizmetlerinin dahi tartışma konusu olduğu, belediye bütçelerinin hizmetten çok polemiğe harcandığı bir pratikle karşı karşıyayız. Devlet yönetimi yalnızca neye karşı olduğunu söylemekle değil, neyin yerine ne konulacağını göstermekle mümkündür. Karar almanın maliyeti vardır, bu maliyetle yüzleşmeyenler sorumluluk da üstlenemez; bugün ana muhalefetin temel açmazı da tam olarak budur."

- Doğal gazı Türkiye'nin tamamına yaygınlaştırmak istiyoruz

Konuşmaların ardından Genel Kurul'da soru cevap bölümüne geçildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) 31 Ekim'de aldığı kararla meskenlerde yıllık elektrik tüketim limitinin 2026 itibarıyla 4 bin kilovatsaat belirlenmesinin ardından, gelecek yıl Son Kaynak Tedarik Tarifesi (SKTT) kapsamına girecek abone sayısının yüzde 3'ten yüzde 6'ya çıkacağını, abonelerin yüzde 94'ünün destek almaya devam edeceğini anlattı.

Antalya ve İzmir'de tüketimlerin Türkiye ortalamasının biraz üzerinde yer aldığını belirten Bayraktar, Antalya özelinde bu rakama dikkat ederek SKTT'yi belirlediklerini aktardı.

Bayraktar, şu ifadeleri kullandı:

"Ona rağmen, hali vakti yerinde olmayan, gelir anlamında düşük olup, bu desteğe ihtiyaç duyan vatandaşlarımız SKTT'ye girmiş olsalar bile bir başvuruyla tekrar maddi durumlarını gösterdikten sonra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından destek gurubuna devam edebilirler."

Doğal gazı Türkiye'nin tamamına yaygınlaştırmak istediklerini dile getiren Bayraktar, şöyle konuştu:

"Gidebildiğimiz yerlere boru hattıyla ama gidemediğimiz yerlere de taşıma suretiyle doğal gazı mutlaka götürmeye gayret ediyoruz. Hem Iğdır'da hem Malatya'da gitmediğimiz lokasyonlarla alakalı 26-27 eylem planlamalarımız yapılmış durumda, şirketlerle bu konuda hedefleri ve yatırım programlarını netleştirmiş durumdayız."

Köylerin içme suları için elektrik ücretlerini "mümkün olduğu kadar" desteklemeye devam ettiklerini bildiren Bayraktar, buralarda güneş santrali kurulumuyla, vatandaşların kendi elektriklerini üreterek elektrik maliyetlerini düşürmeleri için il özel idareleriyle çalıştıklarını belirtti.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, tarım arazileri ve meralar üzerine enerji yatırımı yapıldığı şeklindeki iddialara ilişkin, "Türkiye'de hiçbir mutlak tarım arazisine güneş, rüzgar veya herhangi bir yatırım yaptırmıyoruz, benzer şekilde mera için de böyle. Mera veya tarım arazisine herhangi bir yatırımın bu anlamda yapılması söz konusu değil." dedi.

2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin 5. maddesi kabul edildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber