MEB Müsteşarına yönetici atama çağrısı

Sayın Yusuf TEKİN, göreve başlamanızın ardından ortaya koyduğunuz genel anlamdaki pozitif yaklaşımların takdir topladığı bir dönemde, TWİTTER hesabınızdan yönetici atama yönetmeliğinin 10 güne kadar yayımlanacağını belirtmiştiniz.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 28 Temmuz 2013 13:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
MEB Müsteşarına yönetici atama çağrısı

Anlaşılan bürokratik engellere takıldı yönetmelik. Bunun normal olduğunu da önceki yazımızda ele almıştık.

Fakat buradaki sorun bakanlığın ikinci adamının (pardon bakan yardımcısı da var dimi?) ağzından çıkan bir lafın arkasında duramaması meselesidir.

Geçmişte kısa sürede yayımlanacak denilip aylarca çıkmayan mevzuatları bilen teşkilat, size güvenmek adına sözünüzün arkasında durmanızı beklediğinden bu kadar tepki oluşmaktadır. Çünkü öğretmenler güvenebilecekleri, devlet adamlığı kimliği ve yaklaşımına sahip yöneticiler istiyorlar.

Kaldı ki siz daha 12-13 gün önce söylediniz bu cümleyi oysa ki sayın bakan üzerinde çalışıyoruz dediğinde Mart başıydı. Yani aylardır aynı konu var gündemde.

Ve on binlerce sınav kazanıp atanmayı bekleyen öğretmen, bir o kadar da norm fazlası (özellikle 444'ten dolayı), rotasyona tabii, isteğe bağlı bekleyen yönetici var.

İnsanların geleceklerini planlayamamalarının ne demek olduğunu, gelecek planı yapmak için iki dudak arasından çıkacak cümlelere bakmanın zorluğunu tahmin edebilirisiniz…

Sayın TEKİN samimi duygularla diyoruz ki bu yönetmelik bir an önce çıkmalı ya da ne zaman çıkacağı konusunda nihai açıklama tarafınızca yapılmalı.

Bakın geçenlerde yaşanan bir olayı anlatayım. İl içi yer değiştirmeler gecikince İstanbul İl Müdürü gece attığı tweet'te;

Dr. Muammer Yıldız?@DrMuammerYildiz15 Temmuz

@ikincimakas yarın sabah 09.00 civarında öğrenebilirsiniz.

Cümlelerine yer vermiştir.

Bu cümleleri, bakanlık kaynaklı aksaklığı kestiremediği yada çok güvendiği belki de söz aldığı için samimiyetle ifade etmiştir.

Ertesi gün saatlerce tweetleşmelerin ardından;

Dr. Muammer Yıldız?@DrMuammerYildiz16 Temmuz

@DrMuammerYildiz İnisiyatifim olmayan bir konuda sizlere gün ve saat vererek hata yaptım.Sizleri beklettim.Hepinizden özür dilerim.

Diyerek özür dileme erdeminde bulunmak zorunda kalmıştır. Bu özür onu küçültmemiş aksine çalışanlarının(şahsen benim de) gözünde yüceltmiştir.

Size de naçizane tavsiyemiz inisiyatifinizde olmayan konularda söz verirken birkaç kez düşünmeniz ve aynı zamanda;

“Ya tutamayacağınız sözü vermemeniz yada verdiğiniz sözü ne pahasına olursa olsun tutmanız…”

Şimdi denilecek ki; söz veren yok ki tahminen 10 gün denildi. Hayır icra merciinde olanların bu tür mazeretleri olamaz ve 10 gün denilirken maksimum düşünülmeli erken açıklama olmalı fakat 10 günü geçmemelidir. O anda sayın müsteşar 15 gün deseydi itiraz edecek olan olmadığına göre…

Buradaki asıl önemli sorun ise Yönetmelikten çok içeriktir.

28 Şubat'a kadar da hep yönetmelik konuşuldu. Ne zaman ki 28 Şubat'ta yönetmelik yayımlandı ağızlar açık kaldı. Yayımlanmasa daha iyiydi dedi herkes. Biz de söyledik bu yönetmelikle atama olmaz diye.

Revize olacak komisyon kuruldu, yok müsteşar çalışıyor ( o zaman ki) yok bakana sunuldu… derken bugünlere gelindi.

Şimdi de yayımlanacak bir yönetmelik amaca hizmet etmezse yine hüsran olur. Sizin cepheden bakıldığında ben yönetici atayabiliyorum bu yönetmelikle o zaman amaca hizmet ediyor diye düşünüyorsanız diyecek bir şeyimiz yok. Çoğunluk demokrasisi ve ileri demokrasi der geçeriz…

Yok çalışanların da tepkisini çekmeyecek, gerçek anlamda kariyer ve liyakat esaslı, şaibeye meydan vermeyen objektif bir atamayı amaçlıyorsanız o zaman daha dikkatli olmakta fayda var.

13.08.2009 tarihli yönetmelik yıllarca uygulandı, tepki de çekmedi, davaya da konu olmadı fakat birilerinin işine gelemediği için değişiklik yolu seçildi. Oysa ki o yönetmelik bakanlıkça kaybedilen onlarca davanın, dava açmaktan, direnmekten bıkmayan sendikaların, hak arayan çalışanların neredeyse ortak paydası olarak ortaya çıkmıştı.

Ufak tefek sorunlar vardı ve aşılması da pekala mümkündü. Bunun yerine o kazanımları hiçe sayan adımlar atılmak istendi ve bu adımlar 28.02.2013 tarihinde karşımıza çıkarıldı. Süreçle ilgili (son 10 yıl) sayın müsteşarı yanlış bilgilendiren varsa haber salsın her şeyi detaylarıyla izah etmeye hazırız doğrusu.

Şu anki beklenti;

Özellikle müdür yardımcısı atamalarında sözlü sınavdan vazgeçildiği konuşulmaktadır. Bu yerinde bir karar olmuştur. Fakat Ek-1'in sisteme kanalize edilmesi doğru olmayacaktır. Müdür yardımcılığına atamalar yıllarca sınav puanı esasına göre yapılmıştır. Bu yöntem hesaplaması da kolay olan ve atamaları kısa sürede sonuçlandıran bir yöntemdi. Bu noktada yoğun bir beklenti vardır. Mutlaka Ek-1 olacaksa etkisinin azaltılması %20-30'ları geçmemesi gerekir.

Müdür atamalarında Sözlü sınav ısrarından vazgeçilmelidir.

Çünkü müdür olarak atayacağınız kişi yıllardır öğretmenlik ya da yöneticilik yapan kişidir.

Ölçülecek konular aşağı yukarı;

“Mevzuat bilgisi ve uzmanlık düzeyi, Analitik düşünme ve analiz yapabilme kabiliyeti, Temsil kabiliyeti ve liyakat düzeyi, Muhakeme gücü ve kavrayış düzeyi,İletişim becerileri, özgüveni ve ikna kabiliyeti, Davranış ve tepkilerinin yapacağı işe uygunluğu,Yeniliklere ve teknolojik gelişmelere hakimiyeti,Genel kültür düzeyi:”

den oluşacaktır.

Burada elle tutulur tek konu mevzuat ki o da yazılı sınavda zaten soruluyor ve zaten başarı sağlandığı için sözlü sınava çağrılıyor.

Diğer konularda ise;

Şimdi siz yılların öğretmenini bu konularda sorgularsanız öğretmenliğini de sorgulamanız gerekir. Bu özelliklere sahip olmadan iyi bir öğretmen olmanın mümkün olmadığı açıktır. Bu özellikler yoksa o zaman neden öğretmenlik yaptırıyoruz?

Yılların idarecisini müdür yapmak için sözlü sınava çağıracaksınız ve yukarıdaki konularda sözlü sınava tabi tutacaksınız. Eğer başarısız olursa mevcut yöneticiliğini (örneğin müdür yardımcılığını) üzerinden alabilir misiniz? Alamazsanız bu özelliklere sahip olmayan bir kişiyi neden yönetici olarak tutuyorsunuz?

Unutulmasın ki öğretmenlik başlı başına uzmanlık mesleğidir. Bu meslekte yukarıdaki özellikler olmazsa olmazdır. Eğer yok ise yöneticilikle uğraşmadan öğretmenlik aşamasında tedbir almak devletin asli görevidir.

Son söz olarak;

Sürecin kısa sürede sonuçlandırılması ve bu sonucun hayal kırıklıklarına yol açmamasını diliyoruz.

Saygılarımla…

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber