Müsteşara mesleki teknik eğitim önerileri

Sayın,
Müsteşarım;
34 yıllık
atölye ve meslek dersi öğretmeni ve 412 hizmet puanı ile, eşi zorunlu atamaya
tabi olan bir öğretmen olarak;
-Sonradan birleştirilmiş (nakış + el sanatları = El sanatları teknolojisi alanı ) bir
alan ve
-Eşimin bulunduğu ile atanamayan bir öğretmenim.
Kız sanat ortaokulundan
başlayarak, mesleki ve teknik eğitimin üniversitesine kadar, eğitim ve
öğrenimimi tamamlayıp çeşitli il ve ilçelerin kız meslek liselerinde öğretmen
ve 10 yıllık yöneticilik hizmetim sırasında edindiğim, mesleki bilgi ve tecrübelerimle
donanımlı aktif ve hizmete her zaman hazır bir öğretmen olarak;
Bakanlığınızın,
Mesleki ve Teknik Eğitimin her kademesinde, iyileştirici ve geliştirici çalışmalarınızı,
öğretmenlerin görüş ve önerilerine yer vererek ve yeniden yapılandırarak
yürüttüğünüz şu günlerde;
Ülkemize ve
geleceğin güvencesi gençlerimize yararlı olacağı düşüncesi ile tecrübe ve önerilerimi
paylaşmak istedim.
SORUN- 1-
Öncelikle şahsımın da mağdur edildiği birleştirilmiş alan sorunu.
1999 'da
birbirleriyle aynı içerikte oldukları ve bazı derslerin ise birbirlerine
kaynaklık ettiği düşüncesi ile 12 tane birleştirilmiş alan ortaya çıktı.
Örneğin;
Elektrik + Elektronik =Elektrik Elektronik Teknolojisi Alanı
Nakış + El
Sanatları = El Sanatları Teknolojisi Alanı oldu.
Öğretmenin
durumu ise;
El
Sanatları Teknolojisi / el Sanatları öğretmeni
El
sanatları Teknolojisi / Nakış öğretmeni oldu.
Şahsımın da
içinde olduğu alan; El Sanatları Teknolojisi/ Nakış.
Bu 12 tane
alanın birleştirilmiş alan olduğu ve her iki öğretmenin (nakış + el sanatları
gibi) birlikte yürütmesi gerektiği, çoğu yöneticiler tarafından bilinmediği
için okulların, norm tespitinde, var olan bir öğretmenin tekrar istenmesi gibi
bir yanlışın, diğer öğretmenin atanmasını engellediği gibi alanın bünyesinde
bulunan diğer alt dallarını da yok sayarak işlerliğini engellemektedir.
EL
SANATLARI TEKNOLOJİSİ ALANI İNCELENDİĞİNDE;
Ülkemizde
günün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenerek, Alanın içerisinde 6 tane alt dal
oluşturulmuştur. Yani alan güncellenmiştir.
1-halı
desinatörlüğü
2-el
dokumacılığı
3-dekoratif
el sanatları
4-el ve
makina nakışları
5-sanayi
nakışı
6-dekoratif
ev tekstili
Bilindiği gibi;
9. Sınıf sonunda
öğrencilere okul yönetimi tarafından planlanıp yürütülen ve okuldaki tüm meslek
dersi öğretmenlerinin aktif katılımı ile ALANLARIN tanıtımı ve yönlendirme
çalışmaları yapılır. El Sanatları Teknolojisi gibi birleştirilen diğer alanları
ise her iki öğretmen ( El Sanatları +
Nakış öğretmenleri gibi) birlikte hazırlayıp sunarlar.
10.sınıfta
ise temel teknikler dersinin yine her iki öğretmen tarafından yürütülmesi
sonunda , (temel teknikler dersi; alanın 6 tane alt dallarının tanıtım dersi
olduğu için)
Öğrenciler
11. Sınıfa geçerken bu 6 tane daldan bir tanesini seçer ve 11. Ve 12.
Sınıflarda seçtiği dal üzerinden öğrenim görür. 11. Ve 12. Sınıf dersleri yine
her iki öğretmenin yaptığı alan zümresinde belirlenen dersleri değişen
oranlarda yine her iki öğretmenin birlikte okutması ile yürütülür.
El
sanatları teknolojisi alanının açık olduğu meslek liselerine, El Sanatları
Teknolojisi / El Sanatları, El Sanatları Teknolojisi/ nakış normunun birlikte (öncelikle
her dal öğretmeninden en az bir tane) verilmediği zaman, okulda kadrosu bulunan
tek bir öğretmen tarafından alanın diğer dalları yeterince tanıtılmadan veya
tanıtılamadan (zaten o dalın okulda
öğretmeni de yok gibi ifadeler kullanılarak);
Çevrenin ve
özellikle öğrencinin; ilgi- ihtiyaç- yetenek ve en önemlisi de seçme hakkını kullanmadan
istemediği bir dalda öğrenim görmeye mecbur edilmesi önemli bir sorundur.
(Birleştirilen
diğer alanlarda da aynı sorunlar yaşanmaktadır.
ÖNERİ
1-Birleştirilen
alanlar tekrar ayrılmalı;
-birleşmiş
alanların zümresinden, Atelye donanımına ve programların uygulanmasına kadar
sorun yaşanmaktadır.
-ayrı ayrı
olduğu zaman dersler daha akıcı ve verimli yürütülecektir.
2-Eğer
alanların ayrılması mümkün değil ise;
-Değişen
yönetici durumuna karşı, birleştirilmiş alanlar, içerikleri ve uygulanma biçimi
sürekli gündemde tutularak yöneticiler bilgilendirilmelidir.
-birleştirilmiş
alanların öğretmen normu belirlenirken; öncelikle her iki öğretmenin, Nakış +
El
Sanatları gibi,
alanın bütün dallarını temsilen öncelikle birer tane, normu birlikte
sağlanmalı.
-ilerleyen
dönemlerde dal seçme yoğunluğuna göre seçilen dal öğretmeninin normu
artırılmalıdır.
-halen bu
birleştirilen alanların alt dallarının yarısı yok edilerek (öğrencinin; ilgi,
ihtiyaç ve seçme hakkından uzak tutularak ) bir tek dal öğretmenleri ile
yürütülen okullarımız vardır.
3-
Birleştirilmiş alanlardan olan El Sanatları Teknolojisi Alanının adı
değiştirilmelidir.
-bu alanın
El Sanatları + Nakış alanlarının birleşmesinden meydana geldiğini bilmeyen bazı
yöneticiler ve çevreler, alanın işleyişini bilmedikleri gibi (El Sanatları
Teknolojisi Alanı adı ile, tesadüfen El Sanatları dalı öğretmenliği adının aynı
olmasından kaynaklı ) El Sanatları öğretmenlerinin,
alanın öncelikli öğretmeni, Nakış öğretmenini ise olsa da olur, olmasa da
düşüncesi ile yan eleman olarak görülmektedir.
Bu durum;
-öğretmen
normu karmaşası ve alanın yanlış uygulanması gibi sorunlar oluşturmaktadır.
4-Talim ve Terbiye Kurulunun, öğretmenlere
aylık karşılığı okutacakları dersleri belirleyen çizelgesinin başında ''mezun
oldukları yükseköğretim programı' 'ibaresinden hareketle, El Sanatları
Teknolojisi öğretmenlerinin norm belirlemesi ve haftalık ders dağılımında,
İŞLEME -DOKUMA -ÖRGÜ mezunlarının sadece İŞLEME karşılığı olan NAKIŞ
öğretmenliği ile sınırlandırılmayıp, DOKUMA ve ÖRGÜ dallarındaki öğrenimlerine
de işlerlik sağlanması; .(dokuma ve örgü bu gün güncellenmiş olan el sanatları
alanının alt dallarının tam karşılığıdır.)
-işleme -dokuma - örgü mezunu olan öğretmenlerin,
-el sanatları teknolojisi alanın,
yakın zamanda güncellenmiş, 6 (altı) tane alt dalını okutabileceği de göz ardı
edilmemesi gereken önemli bir konudur.
-Görevde yükselmelerde, alınan bir
ödül belgesinin, hizmet içi eğitime katılım belgesinin, atanmalara katkısı
hesaplanırken; öğretmen atamalarında da bu tür belgelerin katkısı
sağlanmalıdır. Aynı zamanda 1999 öncesi alınan belgelerinde kazanılmış bir hak olduğu
göz ardı edilmeden. Uygulamaya konmalıdır.
SORUN
- 2-MİLLİ EĞİTİM POLİTİKALARI VE PROJELERİ İÇERSİNDE ÖNEMLE ÜZERİNDE DURDUĞUNUZ;
HAYAT BOYU
ÖĞRENME
Hayat Boyu
Öğrenmenin bu günkü durumuna gelmeden önce;
Yine meslek
liselerinin dünü - bu günü ile başlamak isterim.
Eskiden,
meslek liselerinin özelliğine göre (
Endüstri meslek Liseleri, Kız Meslek Liseleri, Ticaret Meslek liseleri gibi.)
çevrenin ve öğrencinin ilgi ve ihtiyacına cevap veren bölümler açılarak (hangi
bölümü hangi meslek lisesinin açacağı bilinirdi.) 3- yıllık lise eğitimi ile
birlikte ara insan gücü yetişerek gerek sektörde gerekse yaygın eğitim
kurumlarında eğitimli usta öğreticiler olarak görev alırlar idi.
-tüm
liselerin ve meslek liselerinin öncelikle öğrenciyi üniversiteye hazırlamanın
yanında,
Kız Meslek Liseleri ise diğer liselerden
farklı olarak;
-Toplumun
en önemli yapı taşlarından olan ailenin bilinçli ve kültürlü annesini yetiştirmek,
-okulun
bulunduğu il veya ilçenin sosyal ve kültürel etkinliklerine ve ekonomisine
katkı sağlamak,
- il ve
ülke dışından gelen misafirlerin karşılanmasından ağırlanmasına kadar görev
üstlenmek, bir anlamda il ve ülkemizin tanıtımını sağlamak. (şimdi bu işleri
yeni adıyla organizatörler dediğimiz eğitim ve içerikten uzak, sadece gösterişe
yönelik reklam içerikli hizmetler veren kişilerce yapılmaktadır. Meslek
liselerimizin daha önceleri yapıp ta bıraktıkları boşlukları doldurarak.)
-yöresel ve
milli değerlerimizin, sanatlarımızın araştırılıp gün yüzüne çıkartılarak
yaşatılması ve günümüzün ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenmesi gibi görevleri
yürütmekte idi.
- Endüstri
meslek liseleri ise sanayinin eğitim merkezi, öncüsü olarak aynı zamanda milli
eğitimin ve ilin tüm sosyal ve kültürel faaliyetlerinde, mekan düzeninden elektrik,
ses vb. her türlü ihtiyaçlarını endüstri meslek liseleri, ilgili bölümlerinin
koordinesi ile dışarıdan hiçbir meslek koluna ihtiyaç duymadan yürütüp ve özel
sektöre öncülük ederken;
Günümüze
baktığımızda
Kız meslek
liseleri söküğünü diktirecek terzi, endüstri meslek liseleri ise çivisini çaktıracak
usta arar duruma gelmiştir. Tabii onları da bulabilirlerse.
Mesleki ve
teknik eğitim okullarında 62 tane ALAN ve 226 tane de DAL'ın hizmete hazır
olduğu,
Okullarımıza
baktığımızda ise bu ALAN/DALLARIN hizmetine hazır olarak bakanlık tarafından donanımları
sağlandığı gibi, Sektör desteğinin de (donanımdan, eğitimden, mekanına
kadar) eğitim ve öğretimin direk
içersinde olduğunu büyük bir memnuniyetle görmekteyiz.
Ancak;
uygulamada ise Meslek liselerinin şu andaki programları ve işleyişi incelendiğinde,
büyük bir program karmaşası ve hizmet eksikliği görülmektedir.
Her okul
kendi statüsüne uygun ALANI seçmek ve uygulamak yerine, okula yenilik
getireceğim düşüncesinden hareketle ve moda akımı gibi kısa sürelerle 62 tane
alandan bir tanesini listeden seçerek uygulamaya koyma girişimindedir.
Dolayısıyla
okullarda sürekli değiştirilen alanlar, sektörün beklentisinden uzak, donanım
giderleri veya donanımsız eğitim ve öğretmen normu karmaşası gibi sorunlar yaratmaktadır.
Bu durum ise ülke ekonomisini olumsuz etkilemektedir.(sürekli değiştirilen
donanım, Atelye düzeni vb. Giderler.)
Günümüzde
bakanlığınız tarafından, toplumun ihtiyacına göre çeşidi ve sayısı artırılan
meslek liseleri paralelinde ALAN sayısının artırıldığı göz ardı edilerek ve
sadece listeden ALAN ismi beğenilerek alt yapıyı düşünmeden alanlar
açılmaktadır.
ÖNERİ
1- Her
meslek lisesi, kendi statüsü ve toplumun ve sektörün ihtiyacına göre temel
alanlarını faaliyete geçirmeli,
2- Alan
/Dal açma ve kapama okul yöneticisinin tek elinde olmamalı.
-bu alan yeni bunu açacağım, ya da bu alan
eskidi bunu kapatacağım gibi şahsi görüşüne bırakılmamalı.
-Neden ve niçini araştırılarak, alt yapısı
sağlanarak ve belli bir araştırma sonunda kurul kararları alınarak
gerçekleştirilmeli .(her ne kadar yönetmelikte koşullar belirlenmiş ise de
uygulamada, çoğunlukla bakılmıyor.)
3- Okulun
statüsüne bakmadan yeni bir alan açacağım anlayışı yerine; öncelikle açık olan alanın,
tüm alt dallarına işlerlik sağlanmalı
-okullar
bazında düşünüldüğünde, alt dalların, henüz bakanlığın yazdığı düzeyde kalıp
hiçbir şekilde işletilmeyen dallar vardır.
4-Okulunda
açık bulunan temel alanlarını destekleyici nitelikte görülen ve diğer meslek
liselerine ait olup o liselerce, fiziki koşullar, donanım vb. nedenlerle
açılamayan başka bir alan açmak zorunluluğu gündeme geldiğinde ise, ihtiyacı
karşılamak amacı ile gerekliliğini açıklayan bir planlama ile üst makamların
onayı alınarak açılmalıdır.
Tüm meslek
liselerinin, günümüzde popüler olarak görünen, birkaç alan dışında her okulun
kendine ait alanını yok sayarak, meslek okulunun kendi statüsüne uygun olan
alanı eğitim - öğretime açmadığı takdirde;
-okulun
bulunduğu il ve ilçelerde ve dolayısıyla tüm ülkede, birkaç alan dışında
yetişmiş eleman görülmeyecektir.(belli alanlarda yığılma olacaktır.)
-böyle bir
tabloda ise sektörde ve hayat boyu öğrenmede görev alacak usta öğretici
temininde ciddi sorunlar yaşanacaktır. Örneğin; çeşitten ve seçenekten uzak hep
aynı kalıp içerisinde yetişen elemanlar da;
-toplumda
hayat boyu öğrenme çerçevesindeki çeşitli yaşlarda, cinslerde ve statülerde bulunan
ve çeşitli ilgi ihtiyaç ve becerilerine cevap bekleyen insanlarımızın
beklentilerine gereken cevap verilemediği için, sınırlı sayı ve seçenekten uzak
kurslara katılım azalacağından bu tür projeler, hayat bulmakta zorlanacaktır.
5- Meslek liselerine yönelik hazırlanan bazı
alanların veya dalların, tekrar gözden geçirilerek,3- 4 yıl boyu okulda geçecek
zaman yerine belge ve sertifika destekli kurslar halinde yine okul merkezli
veya destekli (plan, programlama ve sorumluluğu okula ait) ve
-meslek
dersi öğretmenleri ve çeşitli meslek elemanlarının birlikte yürüteceği ve
çevrenin ihtiyacına yönelik kurslar haline dönüştürülmesinin daha yararlı
olacağını önermek isterim.
Çünkü
yetiştirilen kursiyerler, çeşitli meslek elemanlarından edindikleri, çeşitli
bilgi ve becerilerle donanımlı olarak çevrenin ihtiyacına cevap vereceği gibi,
meslek liselerinin uzun bir eğitim ve öğretim süresi gerektiren temel
alanlarına da mekan ve zaman kalacaktır. Örneğin; Hasta ve yaşlı bakımı gibi.
haddimi aşmış olmamak dileğiyle şu anda aklıma gelen bir alan üzerinden örnek
vermek isterim.(beklide başka bir alan. Bu alan birçok meslek liselerince
açıldığı için örnek olarak alındı.)
Bu kursun;
öğretmen- doktor- hemşire- psikolog ve sosyolog desteği ile verilmesi gibi.
Veya bu
alanı sadece sağlık meslek liselerinin açma şartının getirilmesi.
SORUN- 3-
YİNE BAKANLIĞIMIZIN SON ZAMANLARDAKİ ÖNEMLİ PROJELERİNDEN OLAN;
-MESLEKİ VE
TEKNİK EĞİTİME VERİLEN ÖNEM VE ESKİDEN BERİ SÜREGELEN MESLEKLERİN YAŞATILMASI
VE İSTİHDAM PROJESİ
Sanata
dayalı iş yeri olan bir ailenin çocuğunun, o sanatla ilgili olan meslek
lisesine sınavsız olarak yerleştirilmesi gibi yararlı bir projenin hızlı ve
başarılı bir şekilde hayata geçirilmesi, yine meslek liselerimizin statülerine
uygun temel ALANLARIN VE DALLARIN öğrenime açılması ile mümkün olacaktır.
(sorun ve öneri cümlenin içinde)
SORUN- 4-
ÜLKEMİZDE RİSK GRUPLARI DİYE
ADLANDIRDIĞIMIZ, SORUN TEŞKİL EDEN; İŞSİZ, EĞİTİMSİZ VEYA EĞİTİMİ YARIM KALMIŞ İNSANLARIMIZA,
GEREK MESLEK KAZANDIRMAK, GEREKSE ONLARI ÇEŞİTLİ UĞRAŞLARLA MEŞGUL VE MUTLU
ETMEK AMACIYLA;
Bakanlığımızın
hayat boyu öğrenme projelerinin yanında, belediyeler, çatom, sodes ve işkur
gibi çeşitli kurum ve kuruluşların da birçoğu topluma hizmet amacıyla, denetim
ve planlamadan uzak çeşitli kurslar açmaktadır. yani meslek liselerimizin
yarattığı boşluğu doldururcasına, hem de aralarında planlama yapacak, yön
gösterecek nitelikli, atölye ve meslek dersi öğretmeni olmaksızın, sadece il ve
ilçe milli eğitim müdürleri veya şube müdürleri ve kurumunda, kurs açacak kurum
müdürleri ile sadece sözde ve yazıda kalan toplantılar yaparak, çeşitli kurslar
açıp kapatmaktalar.
34 yıllık
hizmetim içerisinde, kendini yetiştiren, sürekli olarak bulunduğum yörenin her
türlü yöresel sanatlarını sürekli araştırarak yaşatmaya çalışan, son 10 yıllık
kız meslek liselerindeki görevlerimden kalan zamanlarda gönüllü olarak (ücret
almaksızın) milli eğitim onaylı ve sertifikaya dayalı açtığım kurslarla ve risk
grupları ile yakından çalışarak, öğretme yöntem ve tekniklerinin çeşitliliğini
kullanıma hazır halde tutan, mesleğim ve diğer mesleklerle ilgili her türlü
değerlere ve emeğe sahip çıkan ve iyi bir de gözlemci olarak, çevreme baktığımda;
Bu
kurslarda görev alan öğreticilerin;
-Meslek
lisesi eğitiminden uzak, birbirlerinin kursundan yetişmeye çalışan
- bu kurumların açtığı kurslarda, kendi
kursiyerliği döneminde kursa ne kadar devam etti ise ve ne kadar öğrendi ise o
kadarını öğretebilen, bir yaklaşımla;
- yeni
kursiyerin de öğrenmesini engellediği gibi bazı geleneksel sanatlarımızı
aslından çıkararak yozlaştıran,
-kursiyerlere,
hitap etmekteki olumsuzluklardan,
-
kursiyerlerin motivasyonlarını artırmak yerine, kırarak öğretme girişimlerini
büyük bir üzüntü ile görmekteyim.
ÖNERİ
1- Oysa
Meslek liselerimizde eskiden olduğu gibi, beceri ve somut olarak üretime dayalı
öncelikle temel alanlar olmak üzere, günün ve sektörün ihtiyacına göre
alanların açılmasına hız verilerek ve çeşitli dallarda mezun sayısının
artırılması sağlandığında, mezun öğrencilerimiz;
-ara insan
gücü dediğimiz sektörde ve
-çeşitli
kurum ve kuruluşların açtıkları kurslarda, eğitimli ve alanında belli bir
yeterliliğe gelmiş, donanımlı elemanlar olarak görev alacaklardır.
- Lise mezunu olarak istihdam edildikleri için
üniversite kapılarında bekleyen kişi sayısı azalacaktır.
-üniversitelerle
gerekli koordine sağlanarak sınavsız geçişi olan meslek yüksek okullarında,
meslek liselerindeki beceriye dayalı alanların paralelindeki bölümlerin sayısı artırılarak,
hayat boyu öğrenmenin belli kademelerinde görev alacak usta öğretici sayısı ve
bu öğreticilerin, eğitim seviyesi yükseltilerek hizmetin kalitesi de yükseldiği
gibi,
-Mesleki
eğitimle ilgili lisans eğitimi alan üniversite mezunu sayısı da azaldığı için
yeterli ve dengeli olacağından bu üniversite mezunlarına da statülerine uygun
iş bulma ve öğretmen olarak atanma ortamları oluşacaktır.
SORUN- 5-MESLEK LİSELERİNDEKİ ATÖLYE VE MESLEK DERSİ
ÖĞRETMENLERİNİN NORM KADRO ÇERÇEVESİNDE ERİTİLEREK YOK EDİLMESİ. (aktif olarak
görevlerinin sürdürülememesi sorununu getirmektedir.)
Bir meslek lisesinin,
meslek dersi öğretmenine ait normu, sadece sınıflardaki ders saati ile sınırlı
tutulduğunda, Öğretmenin görevi, sadece derse girip çıkmakla sınırlı kalacağından,
-Kaybolmaya
yüz tutmuş, geleneksel sanatlarımızı araştırma ve yaşatma görevleri,
-Sektörde
incelemeler yapacak, koordine sağlayarak ihtiyaca göre planlama yapacak eleman
görevleri,
-sektörün
ara insan gücü eleman ihtiyacının karşılanamaması sorunu
- Çevrenin ilgi ve ihtiyacını belirleme ve
hizmet hazırlayıp sunma görevleri,
-yukarıda geniş olarak açıkladığımız, çeşitli
kurum ve kuruluşların(belediyeler vb.)ihtiyaçlarına yönelik planlama ve
rehberlik ve bu kurumların kurslarında görev alacak usta öğretici yetiştirme
gibi görevler,(hayat boyu öğrenme için eğitimli eleman yetiştirme görevleri),
-ilin veya
ilçenin sosyal ve kültürel faaliyetlerine gereken destek ve rehberlik
görevleri,
-okuldaki
eğitim ve öğretimi aksatmadan ve ihtiyaç duyulan bakım onarım ve malzeme temini
gibi görevler,
-bir öğretmenin,
toplantı, seminer vb. etkinliklere katılımları sırasında okulda yapmak zorunda
oldukları görevler, yerine getirilemediği gibi,
-alanı ile
ilgili bir konuyu tartışma ve sonuca bağlayacağı diğer bir öğretmeni bulamama
ve
-ekip
çalışması gerektiren görevlerin yerine getirilememesinden kaynaklı çok büyük
sorunlar yaşanmaktadır.
ÖNERİ
1-sanata ve
beceriye dayalı mesleki çalışmalar ve hizmetlere bakıldığında, bu tür
çalışmaların ekip çalışmaları çerçevesinde daha verimli olduğu düşüncesinden de
hareketle;
Meslek liselerimizde,
atölye ve meslek dersleri öğretmenlerinin sayısı, normla sınırlı tutulmayıp
yukarıda sayılan sorunlara cevap verecek şekilde düzenlenmelidir.
SORUN-6-ÖĞRETMEN
NORMUNUN BELİRLENMESİNDE YURT GENELİNDEKİ EŞİTSİZLİK
-yurt genelinde,
özellikle büyük şehirlerin meslek liseleri incelendiğinde, bir tarafta 5-6
kişilik gruplara norm belirlenirken, diğer tarafta 25 -30 kişilik gruplara göre
norm belirlenmektedir. (yönetmeliklerle belirlendiği halde uygulama sırasındaki
eşitsizlikler.)
ÖNERİ
1- Öğretmen
normu belirlemesi daha yakın takip ve denetimlerle yapılmalı.
2 -yöneticinin
okuluna getirmek istediği öğretmene göre alan açma veya sınıfı bölme -
-istemediği
öğretmene göre alan kapatma veya sınıfı birleştirerek norm fazlası durumuna
düşürmek gibi uygulamalardan uzak tutulması,
3-Birleştirilen
(12 tane alan) alanlar için Mesleki ve Teknik
Eğitim Genel Müdürlüğünün 21/ 08/ 2013 tarihli Ders Yükü ve Norm Belirleme
yazısı, alanın her iki öğretmenine gereken eşitlik oluşturularak ve bu
uygulama; yazınında içeriğinde de yer aldığı gibi gerçekten YURT GENELİNDE
uygulama bütünlüğü sağlanarak acilen hayata geçirilmesi için gereken
yaptırımlar sağlanmalıdır.
4- Yine birleştirilen alanlar için,
Talim ve Terbiye Kurulunun, öğretmen olarak atanacakların atamalarına esas olan
alanlar ile mezun oldukları yükseköğretim programları ve aylık karşılığı
okutacakları derslere ilişkin çizelgeye göre; alan normunun belirlenmesinin
sağlanması.
Bu çizelgeye göre ve okutmakla yükümlü dal
derslerinin dışında;
-''-Alanın diğer dallarının bu
dallarla ilgili alan ortak ve dal dersleri
-Diğer alanların bu dallarla ilgili
olan ortak /dal dersleri ve modülleri'' ni okutabileceği hükümleri de bazı
yöneticiler tarafından uygulanmamaktadır.(norm belirlemede ve ders dağılımı
sırasında.)
SORUN- 7- HAYAT BOYU ÖĞRENME ÇERÇEVESİNDE VE MESLEK
LİSELERİ İLE İLGİLİ KURSLARIN TEKRAR AKTİFLEŞTİRİLMESİ.
Meslek
lisesinin fiziki kapasitesine göre, az sayıda da olsa okulun kendi bünyesinde kurs
vb. açıldığında;
- kursiyerin eğitim ve öğretimi yanında bu
kurslar üretim ağırlıklı olduğu için
Aynı bina içinde,
örgün eğitim gören öğrencilerin, uygulama atölyesinde üretilen ürünleri
yakından görme ve tanımaları anlamında kaynaklık yaparak öğrencilerin alan/dal seçmelerinde
her zaman gözlemledikleri ve yakından tanıma ortamı sağladığı gibi;
Alan/Dal seçmiş
öğrenciler içinde iyi bir motivasyon ortamı sağlayacaktır.
-Kursiyerler
açısından bakıldığında; kursiyerler, okulun sosyal ve kültürel etkinliklerinden
okul binasının giriş- çıkış ve donanımına kadar her türlü eğitim ortamı içerisinde
ek kazanımlarla kurslarını tamamlamış olacaklardır. Ve bu kalite çevredeki
diğer kuruluşların açtıkları kurslara da iyi ve yapıcı örnek oluşturacaktır.
8- MESLEK
LİSELERİ YÖNETİCİLERİNİN ATELYE VE MESLEK DERSİ ÖĞRETMENİ OLMADIKLARI DURUMLAR.
Bu gibi durumlarda,
görev bilinç ve sorumluluğu çerçevesinde görevini başarılı bir şekilde yürüten
örnek yöneticilerimizin, bulunmasının yanında,
-okulda okutabileceği
iki saatlik dersin var olması ile atanma şansı yakalayıp okulun özelliğini
bozmadan geliştirmesi gerekirken, icraatına, atölyeleri kapatarak başlayan okul
müdürlerimizin sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla olduğu görülmektedir.
-Yeni
atanan Yöneticiler, meslek liselerinin özelliklerine uygun kurs, seminer vb.
ile hazırlanmalıdır.
Sayın müsteşarım;
Çeşitli
bölgelerin özelliklerine göre, yöresel sanatlarını yaşatma savaşı veren ve
aramakla zor bulduğumuz, meslek erbabı, sanat ustalarımızın yok olmadan, icra
ettikleri sanatların aslına uygun olarak, geleneksel yapısının bozulmadan,
gelecek kuşaklara aktarılması bir atölye ve meslek dersi öğretmenlerinin asli
görevidir.
Meslek
okullarımızda da artık emekli olma zamanı yaklaşan biz meslek dersi öğretmenlerinin
tecrübe, görüş ve önerileri doğrultusunda,
Meslek liselerimizdeki
yok edilen mesleklere ve kapıları kapatılan atölyelere yeniden hayat verilmesi
ve deyim yerinde ise geleneksel sanatlarımızın sokak sanatı olmaktan
kurtarılarak ve anlam ve özelliğine uygun olarak günümüz teknolojisi ile
yeniden yaşatılması konusunda gereken önlemleri acilen alacağınıza ve,
2- Meslek
liselerindeki atölyeler, eskiden olduğu gibi öncelikle öğrencinin, tüm bedenini
aktif kılacağı ve bireysel olarak bilgi ve becerisinin gelişimini sağlayan (dokunma,
işitme ve düşünmesine hitap eden )dokunarak üretim yaptığı, bu üretim sırasında
da yeni projeler geliştirerek becerilerini ve öz güvenini artırdığı, atölyeler
haline dönüştürülerek, daha sonraki dönemlerde ise teknolojik gelişmelere
yönelik atölyelerde eğitimine devam etmelerini sağlayacağınıza,
Meslek
liselerinin genel liseler ile meslek liseleri arasında kalmış, statüsü belli
olmayan (ne genel lise, ne de meslek
lisesi) durumundan kurtarılarak meslek lisesi statülerinin tekrar kazandırılması
önlemlerini de acilen alacağınıza inancım sonsuzdur.
Öğretmenlerimize, sizden gelen, dinleyici ve çözüm üretici
yaklaşımlarınızı sosyal medyadan sürekli takip ettiğim sırada, sizden aldıkları
güvenle çok çeşitli sorunların iletildiğini görürken her nedense, mesleki
eğitim sorunlarına değinen bir -iki kişi dışında görmedim. Ya herkes çok memnun
ya da mesleki ve teknik eğitimin bu kadar hızlı yok edilmesi karşısında,
sorunları çözümsüz görüp susmayı tercih ettiler.
Uzun bir
süreden beri mesleki ve teknik eğitimin içinde olmam ve
Yukarıda
sayılan sorunlardan dolayı yine uzun bir süredir atanma sorunu yaşayan meslek
dersi öğretmeni olarak bu sorun ve önerileri dile getirmekte benim görevim
oldu.
Sonuç
ve örnek olarak; Çankırı il ve ilçelerinde El Sanatları teknolojisi / Nakış
öğretmeni hiçbir tane dahi bulunmadığı ve kız teknik ve meslek lisesinde
alanımda ihtiyaç olduğu halde ve norm kadro sisteminin hatalı uygulanması
sonunda mesleki eğitim fakültesi İşleme -okuma - örgü bölümü mezunu olarak
atanamadım.
Şahsımın
da içinde bulunduğu, yüzlerce atölye ve meslek dersi öğretmeninin atanma
sorunlarının giderilerek, atamamın Çankırı kız teknik ve meslek lisesine
yapılmasını arz erdim.
Bu değerli
katkılarınızdan dolayı şimdiden teşekkür eder başarılarınızın devamını dilerim.
Adı bizde saklı bir El Sanatları Teknolojisi /nakış öğretmeni