MEB'e, 75 uzman alımını durdurun çağrısı

Tüm Eğitimciler ve Eğitim Müfettişleri Sendikası, MEB uzmanı alımının durdurulmasını istedi
TEM-Sen'den yapılan açıklama şu şekildedir:
"Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü Milli Eğitim Uzmanlığı
Sınav Kılavuzu 2015" isimli düzenlemeye dayalı olarak yapılacak olan 75 kişinin
"Milli Eğitim Uzmanı" kadrosuna atanmasına ilişkin işlemlerin derhal durdurulması
gerekir.
6528 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 25.maddesi ile 652 s. KHK'ya "Geçici Madde
10" eklenmiş ve bu geçici maddeye göre "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren bir yıl içinde; bir defaya mahsus olmak ve 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin eki (I) sayılı cetvelin Milli Eğitim Bakanlığına ait bölümünde
yer alan Milli Eğitim Uzmanı unvanlı" personel alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Aktarılan hükmün lafzında "Milli Eğitim Uzman Yardımcısı" değil ve fakat doğrudan
"Milli Eğitim Uzmanı" alınacağı belirtilmiştir. 6528 s.K. ile 652 s.KHK'ye eklenen
geçici madde 10 yönünden, geçici madde 10'nun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren
bir yıl içinde ve bir defaya mahsus olmak üzere getirilen sözde kısıt, hem geçici
madde 10'u ve hem de doğrudan bu maddeye dayalı olarak tesis edildiği anlaşılabilen
"Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü Milli Eğitim Uzmanlığı
Sınav Kılavuzu 2015" isimli düzenlemeyi Anayasa ve normlar hiyerarşisinde yer
alan diğer normlara uyarlı hale getirmemektedir. Başka bir ifadeyle hem geçici
madde 10 ve hem de Kılavuz, başta Anayasa olmak üzere diğer normlara aykırıdır.
Kılavuz etkili ve yürürlü mevzuat bağlamında, iptale yazgılı olduğu için, 75
kişinin mağduriyetine de sebep olacaktır.
2015 Kılavuzu, gerçekten de zaman kaybetmeksizin ve henüz sözü edilen 1 yıllık
süre dolmadan, bu sürenin dolmasına pek az bir süre kalmışken yayımlanmıştır.
2015 Kılavuzu, Milli Eğitim Uzman Yardımcılığı için değil ve fakat doğrudan
75 adet Milli Eğitim Uzman kadrosunun alımı için yayımlanmıştır. Kılavuz'da
75 kişi için öngörülen "sınav koşulları" incelendiğinde bu durum kamuoyunda;
bu 75 kişinin neredeyse isim isim önceden saptandığı, "sınav" olarak açıklanan
işlemlerin ise, yapılan iş'e yasal zemin hazırlama gayreti olarak algılanmıştır.
Kamuoyunun da malumu olduğu üzere Resmi Gazete'nin 30 Mart 2012 tarih ve 28249
sayılı nüshasında "Milli Eğitim Uzmanlığı Yönetmeliği" isimli bir yönetmelik
yayımlanmıştır. Yönetmeliğin "Amaç" başlıklı 1.maddesinde "Bu Yönetmeliğin amacı,
Milli Eğitim Uzman Yardımcılarının mesleğe alınmaları, yetiştirilmeleri, Milli
Eğitim Uzmanlığına atanmaları ile Milli Eğitim Uzman Yardımcıları ve Milli Eğitim
Uzmanlarının görev ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını düzenlemektir."
denilmiş, "Kapsam" başlıklı 2.maddesinde ise "Bu Yönetmelik, Milli Eğitim Bakanlığında
istihdam edilecek Milli Eğitim Uzman Yardımcıları ve Milli Eğitim Uzmanlarını
kapsar." denilmiştir. Yönetmeliğin tamamı incelendiğinde de görüleceği üzere,
Milli Eğitim Uzmanı değil Milli Eğitim Uzman Yardımcısı olmak isteyen bir personel,
koşulları Kılavuza oranla daha "objektif" belirlenmiş sınavlara girmek, bu sınavları
kazanmak ve bundan sonra belirli bir süre yetiştikten/yetiştirildikten sonra
"Uzman yardımcılarından yeterlik sınavında başarılı olan ve Kamu Personeli Yabancı
Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından asgari (C) düzeyinde veya dil yeterliği
bakımından buna denkliği kabul edilen ve uluslararası geçerliliği bulunan başka
bir belgeye uzman yardımcılığı süresi içerisinde veya yeterlik sınavından itibaren
en geç iki yıl içinde sahip olanlar uzmanlığa" (Milli Eğitim Uzmanlığı Yönetmeliği
Uzmanlığa atama, md 24) atanabileceklerdir. Yönetmelik bu yönde bir düzenleme
içermesine rağmen, Kılavuz tüm bu düzenlemeyi bertaraf ederek doğrudan Milli
Eğitim Uzmanlığı kadrosuna atama koşullarını indirgeyerek yok sayabilmiş, bu
koşulları tamamen kaldırmıştır.
Ülkemizde uzmanlık gerektiren kamu görevlerine atanma ve bu mesleklerde yetiştirme
yöntemi "kariyer meslek" uygulaması esasları üç temel üzerine oturtularak gerçekleştirilmektedir.
1-Göreve atanmak için başvuran adaylar arasından objektif kriterlere göre yarışma
sınavının yapılması
2-Yardımcı olarak en az üç yıl süreyle meslekle ilgili teorik ve uygulamalı
eğitim alması
3-Yeterlilik döneminde başarılı olan yardımcıların tam yetkili ve yeterli uzman
olarak asıl görevlerine atanması
Kariyer meslek uygulaması sadece mesleğe giriş sınavından ibaret olmayıp yardımcılık
süresi ve yeterlilik sınavı bu sistemin ayrılmaz unsurlarıdır.
Durum böyle iken, Milli Eğitim Uzmanlığına Uzman Yardımcılığından yetiştirme
yanında yardımcılık evresini devreden çıkararak doğrudan Milli Eğitim Uzmanlığına
atama yapılması, Milli Eğitim Uzmanlığına girişte fırsat eşitliğini ve adaleti
ortadan kaldıracak, mesleğin icrasında ciddi sıkıntılar yaşanmasına sebebiyet
verecektir.
Aynı görevi yürütecek ve aynı yetkileri kullanacak iki uzmandan biri üç aşamalı
bir süreçten sonra mesleğe atanacak iken; diğerinin sadece objektif de olmayan
bir sınavı geçerek doğrudan uzmanlığa atanması hakkaniyet ilkesiyle bağdaşmayacak,
aynı işi yapacak kişiler arasında mesleki birliktelik anlayışıyla ekip çalışması
oluşmayacak, çalışma barışı bozulacaktır.
Milli Eğitim Bakanlığı ilk defa 2013 yılında Milli Eğitim uzman yardımcısı almış
ve alınan bu kişiler henüz uzman yardımcılığı görevini yürütmektedirler ve onlar
"uzman" olmayı, bu yönde yeterlik sınavını başarmayı beklerken Kılavuz üzerinden
"uzman" olanlarla birlikte çalışmak zorunda kalacaktırlar.
Kişilerin tek bir sınavla, uzmanlığın gerektirdiği mesleki yetkinliğe (bilgi,
beceri ve tecrübe) sahip olduklarını varsayarak uzmanlığa atamak, uzman görev
ve yetkilerini vererek bakanlığın önemli iş ve işlemler ile ilgili çalışmalar
yapmak için görevlendirileceği düşünüldüğünde bu durum kamu yararı açısından
kabul edilebilir bir durum değildir.
TEM-SEN bu açıklamayı Bakanlığa da göndermiştir.