MEB Personel Genel Müdüründen Açıklamalar

Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Remzi Kaya "NTV'ye Sorun" Programına katıldı. Kaya, 2007 yılı içinde 20 bin kadrolu 20 bin sözleşmeli olmak üzere toplam 40 bin öğretmen alınacağını belirtti. Sayın Kaya açıklamasında, Pazar günü gazetelere yansıyan Kırıkkale'deki bir öğretmenin tayinine dair haberlere, branş değişiklik işlemlerine, binlerce mezun olmasına rağmen neden az atama yapıldığına ve edebiyat mezunlarının Türkçe öğretmenliğine atanıp atanamayacağına değindi. İşte tüm açıklamalar...

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 09 Ocak 2007 14:59, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Konu: Öğretmen atamaları

Konuk: Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü Remzi Kaya

Celal Pir: Haftanın ilk NTV'ye Sorun programından hepinize mutlu günler, mutlu haftalar değerli izleyenler. Evet bugün NTV'ye Sorun'da öğretmen atamaları konusunu ele alacağız. Bu yıl Şubat ve Ağustos aylarında 40 bin yeni öğretmenin atayacağını açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı, aynı zamanda sözleşmeli öğretmenlerin de atama dönemlerinde kadroya geçmek için başvuru yapabileceklerini belirtti. Biz de bu nedenle bugünkü programımızda öğretmen ataları konusunda sizden gelen çok sayıdaki soruyu Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü sayın Remzi Kaya'ya ileterek çözmeye çalışacağız ama programımıza başlamadan önce her zaman olduğu gibi telefon numaralarını anımsatmak istiyorum izninizle. Telefon numaramız 0 212 335 40 35, faksımız ise 0 212 335 00 35, internet üzerinden programımıza www.ntvmsnbc.com adlı haber portalı üzerinden de ulaşabilirsiniz. Öğretmen atamaları dedik, konuğumuz bizi Ankara'da bekliyor, soruları aktaracağız ama önce sayın Kaya hoşgeldiniz programımıza efendim.

Remzi Kaya: Hoşbulduk sayın Pir.

Celal Pir: İzninizle hemen sorularla başlayalım. Bir eğitimci sayın Hasan Küçük soruyor diyor ki;

Hasan Küçük (Eğitimci): Şubat'ta kadrolu ve sözleşmeli ne kadar Türkçe öğretmeni alınacak?

Celal Pir: Ne dersiniz kendisine?

Remzi Kaya: Sayın Pir şöyle başlayalım izin verirseniz. Şubat'ta biz geçen yıl boşalan yani 2006 yılında boşalan kadrolarımızın yüzde 50'sini (memurlar.net tarafından düzeltilmiştir) kullanabiliyoruz. Takdir edersiniz bütçe kanunu yayınlandı ve orada da kurumlar 2006 yılı içerisinde emeklilik, ölüm, istifa, başka kurumlara geçen her ne şekilde olursa olsun boşalan kadroların yüzde 50'sini kullanabilmektedirler. Bir de yine hükümetimiz 23 bin kadro serbest bıraktı. Bunların da ne kadarının milli eğitim bakanlığı'na verileceği henüz netleşmedi, onu sanıyorum bugün bakanlar kurulunda herhalde değerlendirecekler. Şu anda bizim sayın bakanımız açıkladılar, 10 bin öğretmen atamayı planlıyoruz. Ayrıca bu arada 2007 yılı içinde 20 bin de sözleşmeli öğretmen kadrosu istedik.
- Toplam 40 bin civarında yani bizim geçen yıldan boşalan kadrolarımızın yarısı, yüzde 50'si 10 bin civarında. Bunun 10 binini Şubat ayında atamasını planlıyoruz kadrolu olarak. Tabi bu kadrolu atama yaparken öncelikle sözleşmeli olup geçen yıl Şubat ve Ağustos'ta atanan arkadaşlarımız var. Tabi sözleşmeliler de puan üstünlüğüne göre atandıkları için onlarda tercih yapacaklar ve muhtemel öncelikle de bunlar atanacaklar. Bunlar kadroya geçtikleri zaman bunlardan boşalacak yere de sözleşmeli öğretmen ataması yapılacaktır.
- Bunun dışında da bu yıl için, 2007 yılı için kullanılmak üzere de 20 bin kadro talep ettik ayrıca sözleşmeli kadro. 4b 657 sayılı devlet memurları kanunun 4b kapsamında 20 bin kadro maliye bakanlığından talep ettik. İnşallah onlar da gelecek.
- Bize 23 bin kadrodan ne kadarı verileceği belli olacak. O kadroda ne kadar verilirse o kadromuzla muhtemelen 23 bini yine büyük çoğunluğu her yıl olduğu gibi yüzde 50'den fazlası milli eğitim bakanlığı'na veriliyor. Ümidimiz yine bu yıl da öyle bir beklentimiz var. o kadrolarımızla gelecek sözleşmeli kadrolarımızla onları da inşallah Ağustos'ta atamayı planlıyoruz ama bu Şubat'ta kaç Türkçe öğretmeni atarız henüz şu anda netleştiremedik. Onun çalışmaları devam ediyor. Sistem, biz bilgisayarda biliyorsunuz çalışıyoruz. Sistemimiz onu belirleyecek, kaç öğretmen ihtiyacımız var? Türkiye genelindeki 10 bin kadro hangi branşlarda, hangi oranda verilirse denge sağlanır hesabı yapıldığı için daha netleşmedi. Bir kaç güne kadar netleşecek, kamuoyuna duyuracağız.

Celal Pir: Ben tabi bugünkü bakanlar kurulunun sonucunu bilemem ama sizin mutlaka bir tahmininiz vardır. Şubat ayında toplam 40 binin üzerinde öğretmen atanır mı? Ne dersiniz?

Remzi Kaya: Hayır Şubat ayında değil bu. Zaten 2007 yılı içerisinde 40 bin planlıyoruz.

Celal Pir: Peki tamam.

Remzi Kaya: Şubat'ta 10 binini planlıyoruz, 10 bin kadrolu. Bir de ayrıca 20 bin kadrolu istedik. Yani geçen yıl kullanılan sözleşmeli değil, bu yılda 20 bin sözleşmeli izni istedik. Eğer çıkarsa yetişirse belki onun yarısını da Şubat'ta kullanabiliriz yetişirse.

Celal Pir: Anladım.

Remzi Kaya: Ama yetişemezse yaza kullanırız.

Celal Pir: Peki bir eğitimci Erdem Güçbilek soruyor, diyor ki;

SÖZLEŞMELİ İLE KADROLU ARASINDA FARK VAR MI?

Erdem Güçbilek (Eğitimci): Sözleşmeli öğretmenlerin kadrolu öğretmenlerden farkı nedir? Sözleşmeli öğretmenlerin tam olarak özlük hakları nelerdir?

Celal Pir: Madem konuyu oraya getirdik, o soruyla devam edelim.

Remzi Kaya: Sayın Pir çok teşekkür ederim bu soruyu sorduğunuz için. Günlerdir kamuoyunda da sürekli soruluyor. Adeta işte sözleşmeli öğretmenler üvey evlat muamelesi görüyormuş gibi onlar adına birileri birşeyler yazıp çiziyor. Oysa hiçbiri doğru değil. Yani sözleşmeli öğretmenlerimizin haklarıyla kadrolu öğretmenlerimizin hakları tamamen aynıdır. Sadece sosyal güvenlik yönüyle kadrolu öğretmenlerimiz emekli sandığı'na bağlıdır, diğerleri 506 sayılı sosyal sigortalar kanunu'ndan dolayı SSK'lıdırlar. Eğer sosyal güvenlik yasası yürürlüğe girdiği zamanda bu ayrımda ortadan kalkıyor. Hepsi aynı oluyor ama bakıyorsunuz işte çeşitle basın yayın organlarında bir takım yazılar çıkıyor. İşte bir sendikamız, çıkıyor sendika genel başkanımız ?bu kadrolaşmadır? diyor. İnanın sözleşmeli öğretmenle kadrolu öğretmen atamasında da bir fark yok. Her ikisinde talim terbiye'nin belirlediği kriterlere göre mezun oldukları okul esas alınıyor. KPSS'den aldıkları puan üstünlüğü ve tercihlerine göre sistem açık, şeffaf bir şekilde atamalarını yapıyor. Bunlar tabiki doğru şeyler değil, onun için bu soruya teşekkür ettim. Kamuoyu bilsin, bu öğretmenlerimiz böyle istedikleri zaman kişiler istediği zaman görevine son verilmiyor. Ne bir okul müdürümüz, ne bir ilçe milli eğitim müdürümüz, ne bir il milli eğitim müdürümüz bunların görevine son vermiyor. Nasıl ki kadrolu öğretmenin görevine bakanlık yüksek disiplin kurulu kararıyla görevine son verilebiliyorsa, çeşitli aşamalardan sonra, cezalardan sonra. Aynı şekilde sözleşmeli öğretmenimiz de yine tabi olduğu 657-4357 sayılı kanunlardan cezalarını alıp, soruşturmaları tamamlandıktan sonra eğer ihracı söz konusu ise bakanlık sözleşmesini feshediyor. Bunun dışında herhangi bir feshi söz konusu değil. Yine bu öğretmenlerimizin askerlik olayı gündemde. İşte askerliklerine, askerden göreve dönecekler mi diye bir sorular geliyor. Kesinlikle bu öğretmenlerimiz sözleşmesini feshedip askere gidiyorlar. Dönüşlerinde gelip yine okullarında görevlerine devam ediyorlar. Çünkü bizdeki sözleşmeli öğretmen kadrosu ...

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENİN ASKERLİĞİ

Celal Pir: Remzi bey araya girip bir şey sorabilir miyim?

Remzi Kaya: Tabi buyrun.

Celal Pir: Şimdi askerlik dediniz, İbrahim Güler eğitimci demiş ki;

İbrahim Gülerşen (Eğitimci): Savunma bakanlığı'na sözleşmeli öğretmenlerin de aynı kadrolular gibi askerlik yapmaları için istekte bulunulduğu doğru mudur? Sözleşmeli öğretmenlerin de öğretmen askerlik yapmaları mümkün olur mu?

Celal Pir: İkili bir soru vardı, onun için araya girdim. Buyrun devam edelim.

Remzi Kaya: Evet ben söyleyecektim zaten. Şimdi şu aşamada sözleşmeli öğretmeniz askere gidip geldikten sonra tekrar sözleşmesini yenileyip görevine devam edebiliyor. Çünkü bizdeki sözleşmeli öğretmen kadro karşılığı. Gelelim sizin sorunuza. Ben onu da devamında söyleyecektim. Biz bu arada sayın bakanımızın imzasıyla milli savunma bakanlığı'na yazı yazdık, dedik ki; ihtiyaç fazlası öğretmenlerin, onlar er olarak askerlik yaptırmadıkları er öğretmen olarak yaptırıyoruz kadrolu öğretmenlerimize. Biz dedik ki; bütün statüsü aynı olan, hakları aynı olan öğretmenimizin, sözleşmeli öğretmenimizin de er öğretmen olarak askerliğini yapabilmesi için milli savunma bakanlığı'na resmi yazı yazdık. Görüşmelerimiz devam ediyor. Ben ümit ediyorum ki milli savunma bakanlığımız da uygun görüş verecektir. Oradan uygun görüş geldiği taktirde de yine kadrolu öğretmenimizde olduğu gibi sözleşmeli öğretmenimiz de askerliğini er öğretmen olarak yapabilecektir.

KIRIKKALE'DEKİ ÖĞRETMEN

Celal Pir: İzninizle efendim yine bir, tabi buyrun.

Remzi Kaya: Yani bu iddia edildiği gibi böyle kadrolaşma vs. bunların hiçbirisi doğru değil. Eğer izin verirseniz bugün basında yeralan buna ilişkin yine bir şey söyleceğim. Bugün gazetelerin birinde Kırıkkale'de bir öğretmenimiz güya kendisinden habersiz sisteme girilerek tayininin Şırnak'a çıktığı söyleniyor. Bu da yine bir sendikamızın basın sözcüsü bir arkadaşımız öğretmenimiz. Olay tamamen doğru değil. Eşiyle bir problemler yaşamış, eşine karşı istismar etmek için böyle asparagas bir haber üretmiş. Bunu da basın yayın organlarını yanıltmak suretiyle kamuoyunu yanıltmışlar. Bu tür yanıltıcı haberler geliyor.

Celal Pir: Anladım.

Remzi Kaya: Şu ana kadar özellikle vurgulamak istediğim şu; şu ana kadar sözleşmeli öğretmenlerimizden hiçbirisinin bir şikayeti söz konusu değil. Olduğu zaman direk bize geliyor biz çözüyoruz ama birileri bir şekilde arkadaşlarımızın moralini bozmaya çalışıyor. Bunların hiçbirisi doğru değildir, kimse itibar etmesin. Arkadaşlarımızdan yani çalışmasında olumsuzluğundan vs. sözleşmesine son verilen herhangi bir öğretmenim yoktur ama atama esnasında bir eksiği varmış, bu kadrolu da aynıdır sözleşmelide de aynıdır. Bunlar zaman içerisinde atandıktan sonra ortaya çıkarsa bunlara son verilenler olabiliyor, bu kadroluda da var sözleşmelide de var ama bu bizim rutindir. Bugün de vardı, dünde vardı yarın da olacak ama bunun sözleşmeden doğan bir ...

Celal Pir: Evet o beyanla ilgili bir sistem yani o, yanlışlık tabi.

Remzi Kaya: Tabi tabi kendi beyanına dayalı bir yanlışlıktan, sonra anlaşıldığında yapılabiliyor. Onun dışında bir şey değil. Bir de ben şu emeklilerle ilgili bir şey açıklamak istiyorum. Şimdi boşalan kadromuzun yüzde 50'si dedik. Yine bir gazete köşe yazarımız insanların emekliliğe zorlandığını iddia ediyor, bunlar çok doğru şeyler değildir. Zaten emekli olacak öğretmenimiz izne tabi olarak emekli oluyor. Biz isteğe bağlı emekli Mayıs-Haziran aylarında yapıyoruz. Pardon Haziran ve Temmuz aylarında yapıyoruz.

Celal Pir: Anladım.

FARK YOKSA NEDEN SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN ALIYORSUNUZ?

Remzi Kaya: Diğer aylarda izine bağlı ve izin vermiyoruz ama gazeteci arkadaşlarımız araştırmadan yazıyorlar.

Celal Pir: Peki Remzi bey bir şey sorabilir miyim? Tamam bu artık haberlerin üzerinde o kadar durmayalım, esas amacımız bilgi vermek bizim. Eğer sözleşmeli ile kadrolu arasında hakikaten çok önemli bir fark olmadığını söylüyorsanız niye böyle bir ayrım içindesiniz?

Remzi Kaya: Şimdi şunu söyleyeyim sayın Pir. 657 sayılı devlet memurları kanunu bugün çıkmış bir kanun değil, 1965 yılında çıkarılmış. Bu kanunda 4 tür istihdam usulü var. İşte memurdur, sözleşmeli personeldir, geçici personel işçiler diye sıralanmış. Yıllardır da uygulanmaktadır. Bir de devletimizin uyguladığı bir personel politikası var, istihdam politikası var, uluslararası anlaşmaları var. Yani her yıl belli oranda kadro kullanılmaktadır ama bu sözleşmeli kadrosu bunun dışındadır.

Celal Pir: Anladım.

Remzi Kaya: Dolayısıyla eğer biz bu uygulamayı yapmasaydık şu anda 20 bin kişi 2006 yılında aldığımız, sözleşmeli aldığımız arkadaşımız, 20 bin arkadaşımız dışarıda olacaktı, belki ücretle derse gireceklerdi. Aylık 300-400 milyon en fazla para alabileceklerdi ama şu anda kadrolu öğretmenin aldığı bütün haklardan yararlanıyorlar bunun neresi kötü?

Celal Pir: Peki. İzninizle o zaman sorularla devam edelim. Bir eğitimci sayın Nurcan Şerifoğlu diyor ki size efendim;

BRANŞ BAZINDA SAYILARI BELİRLEMEDİK

Nurcan Şerifoğlu (Eğitimci): Okullardaki psikolojik danışma ve rehber öğretmen açığı kapatılacak mı? Ne kadarlık psikolojik danışma ve rehber öğretmen kadrosu açılacak? Bu konuda bir bilgi var mı?

Celal Pir: Bilmiyorum ne dersiniz?

Remzi Kaya: İlk soruya verdiğim cevabı buna da vermek isterim. Yani biz şimdi 10 bin öğretmen ataması planlıyoruz. Bu planlamada tabi rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleriyle ilgili öğretmene de ihtiyacımız var. Bu alanda da rehber öğretmen alacağız ama sayı şu kadardır demek yanlış olur. Henüz netleştirmedik rakamımızı.

Celal Pir: Efendim eğitimci Gökşen Demirci sormuş size diyor ki;

BRANŞ DEĞİŞİKLİĞİ NEDEN YAPILDI?

Gökçen Demirci (Eğitimci): Görev yapan meslek lisesi öğretmenlerine teknoloji tasarım branşına geçiş hakkı tanındı. Acaba Şubat atamasında meslek lisesi branşlarındaki öğretmen adayları teknoloji tasarım öğretmenliğini tercih edebilecek mi?

Celal Pir: Bu biraz daha farklı bir soru.

Remzi Kaya: Teknik bir soru, şimdi şöyle; bizim bu katsayı uygulamasından dolayı meslek liselerindeki öğrenci sayısının azalması sebebiyle burada öğretmenlerimiz norm fazlası konumuna geldiler ama bizde öğretmenlerimizi verimli kılabilmek için talim ve terbiye kuruluna karar çıkartırdık. Bu alanda özellikle meslek dersleri alanında fazla konumda olan öğretmenlerimizin, norm fazlası öğretmenlerimizin yeni oluşturulan teknoloji tasarım dersine yani aldıkları eğitim de uyduğu için bu derse istihdamını uygun gördüler. Öğretmenimizin de isteğine bıraktık. Bu şekilde geçiş yapan öğretmenlerimiz oldu. Buradaki amacımız atıl kapasiteyi verimli hale getirmektir. Dolayısıyla Şubat atamasında meslek lisesi öğretmenlerine atanabilecekleri, teknoloji tasarım öğretmenliğine atamayı düşünmüyoruz. Amacımız oradaki fazlalığı eritmekti.

EN ÇOK HANGİ ALANDA ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILACAK?

Celal Pir: Anladım. Bu arada eğitimci Muammer Ak diyor ki;

Muhammet Ak (Eğitimci): Din kültürü öğretmen adayıyım ben. Bu yıl din kültürü öğretmeni ataması yapılacak mı?

Celal Pir: Hangi branşlarda atama yapılacaksa eğer yani tabi rakamlarını veremiyorsunuz ama en azından branşları verebiliriz. Çünkü o yönde çok soru var. Din kültürü var, fen bilgisi var, tekstil öğretmenliği var, resim var, önümdeki sorularda hep bunları görüyorum. Bari hiç olmazsa atamaların yapılabileceği branşları söyleyelim. En azından bilgi sahibi olsunlar izleyenlerimiz.

Remzi Kaya: Sayın Pir şunu öncelikle söyleyebilirim; yani dediğiniz gibi rakamsal olarak veremesekte sınıf öğretmenliğine atama yapılacak. Fen bilgisi, ilköğretim, matematik, din kültürü ve ahlak, bilgisayar, ingilizce, sosyal bilgiler bunlar türkçe öncelikli alanlarımız, ihtiyaç var. Rehber öğretmen, okul öncesi öğretmenliği. Şu anda sistemde benim bildiğim çokça ihtiyacımız olan alanlar, bunlara atayacağız. Tabi diğer alanlara atamayacağız demiyorum, o da rakamlar belli olduktan sonra tekrar kamuoyuna duyuracağız biz bunu.

KPSS'DE ATAMA İŞLEMLERİ NASIL YAPILIYOR?

Celal Pir: Evet. Peki bu arada atamalarla ilgili bir sorular var burada. Ben onları toparlayarak soracağım. Mesela puan olarak yüksek puan alıp, dışarıda kaldıklarını belirtiyor öğretmenlerin bir bölümü. Bu konuda bu atamalarda silsile nasıl işliyor? Puan sistemi nasıl işliyor? Her branş kendi içinde mi sıralanıyor? Nasıl oluyor bunu da bize izah eder misiniz lütfen?

Remzi Kaya: Tabiki. Şimdi her branştaki arkadaşlar kendi içlerinde yarışıyorlar. Örneğin Türkçe öğretmenliğine atamada en yüksek puanı alandan başlıyor sistem tercihini de gözönüne alarak ona göre atama yapıyor. Biz taban puan belirlerken de örneğin Türkçe'de 500 öğretmen atamayı düşünüyorsak, yaklaşık 1.500 civarında adayın puanına kadar iniyoruz. Yani en üstten aşağıya doğru iniyoruz. Orada taban belirliyoruz. Sebebi de şu; bazen arkadaşlarımız tercih dışı istemiyorlar. Bir tercih, iki tercih, üç beş tercih yapıyoruz. Biz 20 okula kadar nokta atama yapıyoruz, tercih veriyoruz. Arkadaşlarımız tercih dışı istemiyorum dediği zaman puanı tercih ettiği okullara atanamasa kendi içlerinde yarışıyorlar çünkü. Atanamazsa otomatikman bunu sistemin dışına bırakıyor, hemen bir alttakini bunun yerine alıyor. Eğer o tercih dışı istiyorum diyorsa o zamanda tercihlerine atanamadığında bilgisayar otomatik olarak ihtiyaç olan bir okula onun atamasını gerçekleştiriyor. Orada da yine puan üstünlüğü esası var. Eğer yüksek puanlı olup atanamayan bir arkadaşımız varsa bu tercihinden dolayıdır, başka bir sebebi yoktur.

Celal Pir: Remzi bey aslındna teker teker konuyu açmayacağız. Çünkü onların rakamları belli değil ama bakın çok ilginç bir tablo var. Milli eğitim bakanlığı ile eğitim kurumları arasında zannediyorum bu konuda bir işbirliğine ihtiyaç var. Çünkü öğretmenlerimizin bir bölümünden gelen sorular çok ilginç. Mesela bir eğitimci sayın Sinan Şahin diyor ki;

Sinan Şahin (Eğitimci): Ben beden eğitimi öğretmenliği mezunuyum ve mezun sayısı 20 bin civarında. Her sene 300 ile 500 arası alım yapılıyor. Bu sayı nasıl eriyecek? Bu kadar sene bu beden eğitimi öğretmeni nasıl atanacak? Niye böyle bir farklılıklar ortaya çıkıyor?

20 BİN BEDENCİ VAR, 300-500 KİŞİ ALINIYOR...

Celal Pir: Ne dersiniz bu işe? Hakikaten 20 bin civarında beden eğitimi öğretmeni mezunu olup, 500 kişi alınıyorsa tabi başka alanlar da var ama bu çok yanlış bir sistem değil mi? Beraber çalışmıyor musunuz milli eğitim bakanlığı ve üniversiteler öğretmen yetiştirirken?

Remzi Kaya: Şimdi sayın Pir ben şuradan şöyle bir rakam versem herhalde daha netleşir. Bu yıl yani 2006 yılında KPSS'ye giren, kamu personel seçme sınavına giren ve öğretmen olma niteliğini taşıyan yaklaşık 200 bin aday vardı. Biz ancak nasıl atama yapabildik? 10 bin kadrolu, 7 bin de sözleşmeli atama yapabildik. Biz bakanlık olarak bize tahsis edilen kadroyu ancak kullanabiliyoruz. Birinci boyutu bu. İkinci boyutu, takdir edersiniz üniversiteler bölüm açarken milli eğitim bakanlığı ile bu konuda bir istişare yapıldığını zannetmiyorum. Sadece öğretmen alanında değil, her alanda yapıldığını zannetmiyorum. Bir şekilde fakülte açılıyor, orada mezunlar veriliyor, ona göre de yani mezun olan herkes öğretmen atanacak diye bir kural yok. Ancak işte kamu personel seçme sınavı var. Orada başarı gösterenler belli bir puan üstünlüğüne göre tercihlerine göre ve kadro oranında atamaları gerçekleştirmektedir. Bunun hepsinin milli eğitim bakanlığı istihdam edeceği diye bir kural yok. Şu ana kadar da yapılmamış. Bu bugünün sorunu değil, yıllardır böyle gelen bir uygulama bu.

Celal Pir: Peki. Öğretmen atamalarında şunu sormak istiyorum; yine önümdeki sorulara bakıyorum. Çünkü herkes branşını soruyor doğal olarak. Sizde branşla ilgili sayı veremediğiniz için şunu merak ediyorum; öğretmen atamalarında bu sene toplam kişi girecek demişler? İki dönem haricinde ayrı ayrı belirtebilirseniz branş branş çok seviniriz diyorlar. Kaç kişiyi toplam alma şansınız var, en yüksek ve en düşük rakam olarak?

Remzi Kaya: Yani şimdi sayın bakanımız açıkladılar 40 bin öğretmen almayı düşünüyoruz dediler. Bize biraz önce anlatmaya çalıştım. 2006 yılında boşalan kadrolarımıza, emeklilikten, istifadan veya başka ne sebeple olursa olsun boşalan kadrolarımızın yüzde 50'si oranında izinsiz olarak onların atamasını yapabiliyoruz, o da yaklaşık bir 10 bin civarında arkadaşımız var öyle. Bir de 23 bin bütçe kanununda serbest bırakılan kadro var. Bunun bir kısmı da milli eğitim bakanlığına verilecek. Muhtemel bu da 10 binin üzerinde bir rakamdır. Biz asgarisi 10 bin oradan, 10 bin de geçen yıldan boşalan hesap ediyoruz 20 bin. 20 bin de sözleşmeli kadro karşılığında atama istedik. Toplam 40 bin ediyor. Yani bu rakamın dışında bir rakam şu anda mümkün değil.

Celal Pir: Evet, mümkün değil. O sırada da 200 bin kişi bekliyor dediniz. Şimdi öğrenci, bir öğrenci sormuş Fatih Turan diyor ki;

EDEBİYATLAR TÜRKÇE'YE ATNAMAYACAK

Fatih Turan (Öğrenci): Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği mezunları Türkçe öğretmeni olarak atanabilecek mi? Eğer atanamayacaksa Türk dili ve edebiyatı öğretmenliği için ne kadar kontenjan ayırdınız?

Celal Pir: Kontenjan meselesini bir kenara koyalım. Çünkü o konuda bilmiyorum rakam var mı elinizde ama en azından sorunun ilk bölümü ilginç.

Remzi Kaya: Evet şimdi öncelikle daha önceki sorulara da cevap verdim, kontenjan belirlenmedi edebiyatta da belirlenmedi. Ancak edebiyat öğretmenleri Türkçe'ye atanacak mı, atanamayacaklar. Neden? Çünkü 2005 yılında böyle bir karar çıktı, ihtiyacımız da var. Talim terbiye kurulu'na müracaat ettik, onlar da uygun gördüler. Biz atama yaptık ama Türkçeci arkadaşlarımız yargıya başvurdular biz dururken. Düşük puanlı olmalarına rağmen biz yüksek puanlı edebiyatçıları almıştık. Bunları bizim yerimize atadınız diye dava etmişlerdi. Danıştay'da bu şekilde bir karar verdi atayamazsınız diye, işlemi durdurdu iptal etti. Onun üzerine artık edebiyatçılar türkçecilerin yerine atanamıyorlar.

Celal Pir: Remzi bey bu rakamlar ne zaman kesinleşir? Zannediyorum bu akşam bakanlar kurulu toplatısından hemen sonra ortaya çıkan rakamlar nereye ne kadar atanacağı bilgisiyarda ne zaman kesinleşir? Ne zaman öğrenir kamuoyu bunları?

Remzi Kaya: Sayın Pir şöyle söyleyeyim; biz müdürlük olarak hazırlıklarımızı yaptık. Sayın bakanımız bugün bakanlar kurulu'ndan çıktıktan sonra rakamlar kendisine arzedeceğiz. Sayın bakanımız nihayi kararı verecekler bilgisayardan çıkan şeyler üzerinde. Değerlendirmelerini yapacaklar, ona göre bize start verdiği zaman biz ona göre açıklayacağız. Yani kuvvetle muhtemel bu hafta açıklayacağız bunları.

Celal Pir: Bu hafta açıklayacaksınız?

Remzi Kaya: Bu hafta içinde açıklarız.

Celal Pir: Umarım hayırlı olur. Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü sayın Remzi Kaya çok teşekkür ediyoruz. En azından öğretmen atamalarında şu anki son durumu bizim için özetlediğiniz için. Değerli izleyenler NTV'ye Sorun'a bugün için burada nokta koyuyoruz. Yarın yine birlikte olacağız. 24 saat açık hattımız sürekli açık. Bize her konuda fikir, öneri, kritik ve düşüncenizi aktarabilirsiniz. Lütfen bu hakkı kullanın, sizden gelen fikirler ve kritikler ağırlığına göre şekillendirilip bizim programımıza konu oluyor. Hoşçakalın efendim.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber