Hâkim ve savcı sayısı artırılmadan yargıda işler hızlanmaz

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 31 Ocak 2007 08:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Adalet hizmeti, devletin asli görevlerindendir. Bu hizmeti, en az masrafla ve en kısa sürede yaparken, adaleti de temin etmek zorundadır.

Davaların çabuk sonuçlanmamasının en önemli nedeni, yargıçların tembelliği değil, dava sayısının çokluğu ve hakim sayısının yetersizliğidir. Yeteri kadar hakim ve savcı istihdam edilemediği takdirde, her ay ikişer maaş verilse de yargılamanın hızlanması mümkün değildir. Bu nedenle, öncelikle altyapı eksikliğinin giderilmesi gerekir.

İkinci olarak, hızlı karara katkı payı ödenmesi projesi, yargının temel sorunlarının anlaşılmadığı anlamına gelmektedir. Zira yargının en önemli sorunu, yargının yavaş işlemesi değil, kararların adil olmamasıdır. Yargının bu temel sorunu çözülmeden hızlı kararlar verilmesi, sadece yasadışı hak arayışlarını körükleyecektir. Katkı payı altında, ek bir ücret alınması, yeni bir harç anlamına gelmektedir. Mevcut harçlar zaten çok yüksektir. Birçok kalemde, yargıya ödenen harçlar, avukatlık ücretinden bile yüksektir. Katkı payıyla dava açma masrafları daha da artırıldığı takdirde, vatandaşların, yargıya başvurma imkanı da ortadan kalkacaktır.

Devlet kurumlarından çoğunun parayla işi yoktur. Gümrük, maliye, yargı gibi parayla ilişkisi olan kimi kurumlara bu tür ayrıcalıklar tanındığı takdirde, diğer kurumlara haksızlık ve ayrımcılık yapılmış olacaktır. Ücretlerde farklılık olacaksa, bu maaşa yansıtılmalıdır. Parayla ilişkisi olan kurumlar, bu işi devlet adına yapmaktadır. Davanın sonuçlanmasına, polis, postacı, tapu vs. gibi çok sayıda kamu kurumu ve kamu görevlisi katkı sağlamaktadır. Toplanacak paranın, sadece adalet teşkilatı mensupları arasında dağıtılması yanlıştır.

Katkı payı adı altında bir paranın belli ellerde toplanması, yargının en önemli unsurlarından biri olan "yargı bağımsızlığı"na da darbe niteliğindedir. Yargıçlar, kendi vicdanlarına ve hukuka göre değil, parayı dağıtanların uygun göreceği kararlar verecektir. Paranın belli kişilerin elinde toplanması, yargı içinde kamplaşmalara da yol açacaktır.

Katkı payının dağıtılmasında, mahkemelerin vereceği karar sayısının esas alınması da yanlıştır. Zira, belli konular için toplu davalar açılmaktadır. Birbiriyle tıpatıp aynı olan 500 karar veren bir hakim, trilyonluk çok önemli bir davada karar veren hakimden 500 kere üstün tutulacak demektir.

*İstanbul Barosu avukatı

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber