Tarım Şurasının hedefi ne (olmalı)?

III. Tarım Şurasının amacının ne olduğunu yetkililer bilir. Ancak hedefi, "her yönüyle, sistemli ve gerçekçi uygulamaları işlevsel kılma" değilse, yine havanda su dövülecektir.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 26 Temmuz 2019 09:20, Son Güncelleme : 25 Temmuz 2019 18:25
Tarım Şurasının hedefi ne (olmalı)?

O dramatik sahneyi hatırlayanlar vardır belki; Prof. Dr. Sami Güçlü'nün, 2005 yılında, bir canlı yayına bakan olarak başladığı ancak bakan olarak tamamlayamadığı anı hatırlayanlar illaki vardır. II. Tarım Şurasının yapılmasından yaklaşık 6 ay sonra, henüz Şura'da alınan kararları hayata geçirme fırsatı bulamadan görev değişikliği söz konusu olmuştu. Tabi onunla birlikte onlarca bürokratta değişti. Bu değişimin nedeni başarısızlık mıydı, bilemeyiz, ama çok sık yetkili değişiminin, alışkanlık haline gelmesinin başlangıcı oldu diyebiliriz. Ancak bu arada değişmeyen bir şey var. O da tarımın sorunları! Bakanlar değişiyor, bürokratlar değişiyor ama tarımın ana sorunları değişmiyor/değiştirilmiyor/değiştirilemiyor(mu).

Bundan 15 yıl önce II. Tarım şurasında alınan önemli ve öncelikli kararlar ve uygulamadaki karşılıklarını sıralayacak olursak;

1. Doğal kaynakların envanterinin çıkarılması; Son dönemlerde tatmin edici çalışmalar yapıldığı söylenebilir.

2. Doğal kaynakların erozyon, kirlenme ve yanlış kullanımı önleyici tedbirlerin alınması; Bu konu daha büyümüş bir sorun olarak hala karşımızda duruyor. Tedbir, takip ve önlem lafta kalmış görünüyor.

3. Gen kaynakları ve biyolojik çeşitliliğin korunması; maalesef, yetki karmaşası, harcanan paralar, yapılan projeler dikkate alındığında, istenen ve beklenenin çok altında ve amatörce kalmış durumda.

4. Mera ıslah çalışmalarının tamamlanması; başlangıçta büyük coşku ve ciddiyetle başlayan çalışma sonradan irtifa kaybetmiş ve ciddiyetini ve sürekliliğini yitirmiş.

5. "Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu" nun çıkarılması; belki en çok ciddiye alınan ve üzerinde durulan madde olmuştur ancak uygulamada eksikleri çoktur.

6. Arazi kullanım planlarına uygun olarak mutlak tarım arazilerinin korunması; sanki Şura'da bu karar hiç alınmamış gibi, birçok şehirde, maalesef tarım arazileri katledilmiştir. Geleceğimiz betona mahkum edilmiştir.

7. Basınçlı sulamanın yaygınlaştırılması; son zamanlarda kısmen başarılan bu karar, hala istenen boyutta yaygınlaştırılamamıştır. Su israfı hala ciddi bir sorundur.

8. Toplulaştırma çalışmalarının hızlandırılması; çok büyük masraflarla ve ciddi tartışmalarla önemli başarılar sağlanmış ama bunun tarıma ve üretime yansıması olması beklenen etkiyi gösterememiştir.

9. Tarım Havzalarının oluşturulması; II. Tarım Şurasında alınan karardan 13 yıl sonra ciddiye alınmış Milli Tarım projesi kapsamında projelendirilmiş ama sonuç, bilindiği gibi fiyasko olmuştur.

10. İşletme ölçeklerinin optimum düzeye getirilmesi; ciddi paralar harcanmış, teşvikler verilmiş ancak takibi gereği gibi yapılmamış, prosedürler bölgesel ve yöresel gerçeklere uygun hazırlanmamıştır.

11. Tarım-sanayi-pazar entegrasyonunun sağlanması; hala en büyük sorunların başında gelmektedir. Sistemli ve uygulanabilir bir yöntem geliştirilmemiştir.

12. Yüksek kaliteli tohumluk, fide ve fidan ihtiyacının öncelikle yurt içi üretimle karşılanması ve kullanımının teşvik edilmesi; ülkemizin en büyük handikapı ve çelişkili alanı olmaya devam etmektedir. Şura'da alınan bu karardan 2 yıl sonra Tohumculuk Kanunu çıkarılmış, ardından bu kanuna göre mevzuat oluşturulmuştur. Ancak bu kanun ve mevzuat incelenince görülecektir ki, bu mevzuatta yerli tohumu baskılayıcı unsurlar vardır ve hala yürürlüktedir. Yani alınan karara ters hareket edilmiştir.

13. Sözleşmeli üretimin geliştirilmesi; düzenleme yetersiz, uygulama aksaklıklarla dolu.

14. Sürdürülebilir üretim teknikleri ve biyolojik mücadele yöntemlerinin yaygınlaştırılması; Üretim teknikleri çok ağır gelişmekte, tarıma kimyasal mücadele hakim olmaktadır.

15. Et, süt ve su ürünlerinin kalite standartlarının belirlenmesi ve bu standartlara uygun üretiminin sağlanması; kalite standartları, sadece kağıtlarda yazıyor, kopuk kopuk yapılan denetimlerde gündeme geliyor, taklit ve tağşiş önlenemiyor.

16. İhtisas işletmelerinin özendirilmesi; hala özendirilmekte ama faaliyete yönelik destek, tedbir ve takip geriden seyretmektedir.

17. Hayvan sağlığı ve refahı için gerekli mevzuat düzenlemesinin yapılması, gelecek 10 yıl içerisinde hayvan hastalıkları ile ilgili kontrol ve eradikasyon programlarının tamamlanması; 10 yılda tamamlanamamış, gerekli mevzuat kısmen düzenlenmiş, süreklilik yetersiz kalmış, yeni sorunlara kapı aralanmıştır.

18. Çiftlikten-sofraya gıda zincirinin incelenerek gıda güvenliğini sağlayacak mevzuat düzenlemesi ile uygulama yöntemlerinin belirlenmesi; bu yöntemler büyük ölçüde belirlenmiş, ama uygulamada; takip ve güncellemede yetersiz kalınmış, alternatif yöntemler geliştirilememiştir.

19. e-tarım ticaretinin geliştirilmesi; kısmen gelişmiştir.

20. Tarımsal desteklerin, tarımının yapısal problemlerinin çözümüne katkıda bulunacak şekilde düzenlenmesi; tarıma bütüncül bakılmamış, aksayan kısımlara uygun çözümler bulunamamış, yanlış veya israfa varacak derecede kullanımlar yaşanmıştır.

21. Doğrudan gelir desteğinin tarımsal destekler içindeki payının azaltılarak sadece seçilen belli ürünlerde çok amaçlı olarak uygulanması; çözümler denenmiş, istenen faydalı ve sürekli bir konuma taşınamamıştır.

22. DTÖ kuralları çerçevesinde prim ödemelerinin maksimum düzeyde uygulanması ve gerektiğinde Fark Ödeme Sistemine dönüştürülmesi; uygulama mantıklı olmakla birlikte, tarımın diğer alanlarındaki sorunlar bunun da uygulamasını verimsizleştirmiştir.

23. Hayvancılık desteklerinin artırılması ve sürekliliğinin sağlanması; hayvancılık destekleri çok gündem edilmiş ama inişli çıkışlı hayvancılık politikaları nedeni ile olumlu bir sonuca ulaşılamamıştır.

24. Uzun dönemde, örgütlü, ekonomik, büyüklükte ve ileri teknolojiyi kullanan hayvancılık işletmelerinin oluşturulması; aradan geçen 15 yılda başarılamadığı gibi hayvancılık işletmeleri de birer birer kapanmıştır.

25. Tarımsal desteklerin GSMH içerisindeki payının iki yıl içerisinde %2'ye yükseltilmesi ve daha sonra artırılması; %2'ye çıkarılamadığı gibi, daha da gerilemiştir.

26. Tarım ürünleri sigortalarının ülke genelinde yaygınlaştırılması ve mal sigortalarının yanı sıra can sigortalarının da geliştirilmesi; mal sigortaları kısmen başarılmış ancak can sigortaları geliştirilememiştir.

27. Kırsal alanda yaşayanların girişimcilik yeteneklerinin artırılması; hala geliştirilmeyi beklemektedir.

28. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının yüklendiği yeni fonksiyonlar göz önüne alınarak yeniden adlandırılması; tekrar ve tekrar adlandırılmıştır ama ne faydası olmuştur?

29. Bakanlığa bağlı olarak "Kırsal Kalkınma Genel Müdürlüğü" nün kurulması; kurulmuştur ancak birçok proje yarım bırakılmıştır.

30. Ulusal programda öngörüldüğü gibi, Bakanlık tarafından AB ölçütlerini dikkate alarak "Kırsal Kalkınma Stratejisinin" hazırlanması; strateji hazırlanmıştır. Ama gerçeklikten uzak kalmıştır.

31. İlköğretim müfredatına "Tarım" dersinin konulmasının sağlanması; konulmamıştır. Tarımsal eğitim daha geriye gitmiştir. Çocuklarımız rakamları ve harfleri yemeye devam etmektedir!

32. Tarımsal öğretim ve araştırma alanında üniversite - bakanlık - özel sektör - sivil toplum örgütleri arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi; işbirliği toplantılarda "al gülüm ver gülüm" şeklinde sürmekte, sahaya ve uygulamaya gereği gibi yansımamaktadır.

33. Üretici örgütlenmesinin dağınık yapısının önlenmesi amacı ile kooperatiflerin bir ulusal birlik altında toplanması; 15 yıl sonra gündeme alınabilmiş ama inandırıcı bir proje ortaya çıkarılamamıştır.

34. AB Ortak Tarım Politikalarının gerektiği "Ödeme Kurumu" başta olmak üzere gerekli tüm idari yapıların tamamlanması; idari yapılanma sık sık değişmekte süreklilik ve tutarlılık arz etmemektedir. İdari yapı yetkilileri sık sık değiştirilerek, ünvanlı yetkisiz, özlük haklarında mağrur, yetkide mağdur kitleler oluşturulmuştur.

35. AB ile müzakere sürecine hazırlık amacı ile Bakanlığın uzman kadrosunun güçlendirilmesi; uzmanlık kadrosu yanlış anlaşılmış, düşünülenler düşünüldüğü gibi işletilememiştir.

36. Dünya Ticaret Örgütü Doha müzakerelerine aktif katılım sağlanması ve hassas ve özel ürünler ile gıda güvenliği açısından önem taşıyan ürünlerimizin etkilenmesi önlenmelidir; katılım sağlanmakta ama yansıması yetersiz kalmaktadır.

III. TARIM ŞURASINDA, II. TARIM ŞURASINDA ALINAN KARARLARIN BENZERİ Mİ ALINACAK?

II. Tarım Şurasındaki amaç; "Türkiye AB'ye üyelik statüsü kazandığında, temel fonksiyon anlamında rekabet gücü yüksek ve sürdürülebilir üretim yapısına sahip bir tarım sektörünün oluşturulması" idi. Ama bu amaca hala ulaşılamadı.

Ekim ayında yapılacak III. Tarım Şurasının ön hazırlığına, konularına (bazı önemli konular niye es geçilmiştir anlamak zor) ve rol alanların desenine bakınca, alınacak kararlar; 15 yıl önce yapılan II. Tarım Şurasında alınan kararların benzeri olacağı ve sonuca götürücü uygulamaya yine ulaşılamayacağı ciddi bir tartışma konusu olacaktır. Eğer amaç "Milli Birlik projesini" boyayıp, cilalayıp, Tarım Şurası vesilesiyle tekrar piyasaya sürmek değilse ortaya çıkacak sonuç önceki Şuradan farklı olmayacaktır.

SORUN KARAR ALMADA DEĞİL, SORUN ALINAN KARARLARI UYGULAMAYA GEÇİRMEDE!

Çünkü sorun, karar almada değil, alınan kararları uygulamada, sebat etmede, işi gereği gibi yapmada, ülke gerçeklerini gerçekten ciddiye almada, çiftçi şartlarında ve kırsal şartlarda, hatta tüketici şartlarında düşünebilmede, kişisel, çıkarsal ve grupsal hesaplardan vazgeçmekte ve sorumlu davranmadadır.

15 yıl içerisinde onlarca kez çalıştaylar düzenlenmesine, tüm sorunlar tespit edilmesine, defalarca çözüm önerileri ve raporlamalar yapılmasına rağmen ve son yapılan Şuranın kararları ve uygulanmayan tarafları ortadayken, 4 ay önceden bu kadar tantanaya, masrafa, mesaiye, medyatik ve popülist açılışa, onlarca grup oluşturmaya, yüzlerce personel görevlendirmeye gerek var mıdır? Ne yapılacak? Gurup içi ve gruplar arası genom transferi mi yapılacak?

Sorunlar belli, yapı belli, yapılacaklar belli, yapacaklar da belli.

Alt kademede sorumluluk, iş ve mesai kaçağını anında yakalayıp cezasını kesen sistem, üst kademede aynı şekilde işlemiyorsa, ülkenin tarımsal ihtiyaçları belli olduğu halde, bölgelerin tarım kapasiteleri ve tarım desenleri belli olduğu halde, tohumculukta yabancıya ardına kadar kapıları açanların yerli tohumun hamisi gibi gösterildiği bir dönemde, bürokrasiden el çektirilen ciddi bir kitlenin oluştuğu ve sistemin kendi eliyle bankamatik memuru ürettiği bir ortamda, dünyanın tarımsal gidişi ortada olduğu ve bizim dünya tarımının gidişine söylemsel olarak katılırken, işlevsel olarak uzağında kalışımız ortada iken, son Tarım Şurasında alınan kararların uygulamadaki gerçekliği ortada olduğu halde, tekrar Tarım Şurası düzenlemenin amacı nedir?

III. Tarım Şurasının amacının ne olduğunu yetkililer bilir. Ancak hedefi, "her yönüyle, sistemli ve gerçekçi uygulamaları işlevsel kılma" değilse, yine havanda su dövülecektir.

M Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber