25 ay önce alınan istifa dilekçesiyle göreve son verilebilir mi?
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, çok eski bir tarihte alınan istifa dilekçesine binaen kişinin daire başkanlığından alınarak uzman kadrosuna atanmasına yönelik idari işlemde hukuka aykırılık olmadığına karar verdi.

Çevre ve Şehircilik bakanlığında yaşanan olayda bir daire başkanı daha önce verdiği istifa dilekçesi gerekçe gösterilerek görevden alınmış ve uzman kadrosuna atanmıştır.
İdare mahkemesi, davacının görevden ayrılma dilekçesinin, göreve başlamadan önce verildiğini iddia etmekte ise de; bu hususun hukuken kabul edilebilir kanıtlarla ortaya konulamadığı, davacının söz konusu göreve atanmasından sonra geçen 25 aydan fazla süre içerisinde bu dilekçesindeki isteğinden vazgeçtiği yolunda davalı idareye herhangi bir başvurusunun olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmiştir.
Danıştay ise idare mahkemesi kararını bozmuş, idare mahkemesi kararında ısrar edince Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu dosyayı görüşmüştür. Danıştay İDDK, idare mahkemesi kararını onamıştır. Yani, bir istifa dilekçesinin 25 ay önce verildiğinin hukuken kabul edilebilir kanıtlarla ortaya konulamaması, 25 aydan fazla süre içerisinde bu dilekçedeki isteğinden vazgeçtiği yolunda davalı idareye herhangi bir başvurusunun olmaması halinde, istifa dilekçesi işleme konulabilecektir.
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1089
Karar No : 2020/1887
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri .
İSTEMİN KONUSU : . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı .... Daire Başkanlığı
kadrosuna atanan davacının, Personel Daire Başkanlığı'na hitaplı "Yürütmekte
olduğum görevimden kendi isteğimle ayrılmak istiyorum. Makamlarınızca uygun
görülmesi durumunda müktesebime uygun bir kadroya atanmam hususunda gereğini
arz ederim" talepli tarihsiz dilekçe ile İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü
emrinde daire başkanlığı görevinden istifa etmek istediği gerekçesi ile bu görevinden
alınarak ... Genel Müdürlüğü emrine uzman olarak atanmasına ilişkin . tarih
ve . sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla; istifanın tek taraflı bir irade beyanı olduğu, çekilme isteğinin kabulü halinde yürürlüğe gireceğinin açık bulunduğu, her ne kadar davacı tarafından görevden ayrılma dilekçesinin, göreve başlamadan önce verildiği iddia edilmekte ise de; bu hususun hukuken kabul edilebilir kanıtlarla ortaya konulamadığı, davacının söz konusu göreve atanmasından sonra geçen 25 aydan fazla süre içerisinde bu dilekçesindeki isteğinden vazgeçtiği yolunda davalı idareye herhangi bir başvurusunun olmadığı anlaşıldığından, davacı tarafından hazırlanan ve imzalanan görevden ayrılma isteğine ilişkin dilekçenin işleme konulmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işlemin hukuka aykırı olmadığının saptanması karşısında, davacının bu işlem nedeniyle tazmini gereken bir maddi kaybı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 10/04/2018 tarih ve
E:2016/5712, K:2018/2461 sayılı kararıyla; uyuşmazlık konusu olayda, davalı
idarece davacının görevden ayrılma istemli dilekçesi ile 657 sayılı Kanun'un
76. maddesinin verdiği takdir yetkisi kapsamında atama işleminin tesis edildiği
dava konusu işlemin, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu ileri sürülmekte
ise de; davacının, işleme dayanak oluşturan istifa dilekçesini daire başkanı
olarak atanmadan önce isteği dışında, idarenin isteği üzerine verdiğini ve isteği
dışında idarenin işleme koyduğunu belirttiği, dilekçede davacı tarafından atılmış
bir tarihin bulunmadığı, ayrıca istifa iradesine dayandığı belirtilen dava konusu
atama işlemine karşı dava açtığı hususları birlikte değerlendirildiğinde; söz
konusu dilekçenin davacının gerçek iradesini yansıtmadığı ve bu haliyle dava
konusu atama işlemine dayanak oluşturmayacağı,
Bu durumda, söz konusu istifa dilekçesi dışında davacının görevinden alınmasını
gerektirecek, görevinde yetersiz ve verimsiz olduğuna ilişkin hukuken geçerli
somut bilgi ve belgenin davalı idarece sunulmaması karşısında, kamu yararı ve
hizmet gereklerine aykırı olarak davacının daire başkanlığı görevinden alınarak
uzman olarak atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yöndeki
İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçeleriyle . İdare
Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: . İdare Mahkemesinin . tarih ve
E:., K:. sayılı kararıyla; benzer bir uyuşmazlık hakkında Danıştay İdari Dava
Daireleri Kurulunun verdiği 07/03/2019 tarih ve E:2017/1511, K:2019/984 sayılı
kararının da aynı yönde olduğu gerekçesi eklenmek suretiyle davanın reddi yolundaki
ilk kararda ısrar edilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, daire başkanı olarak atandığı tarihte idarenin üstün gücü kulanılmak suretiyle müzayaka halinde kendisinden tarihsiz istifa dilekçesi alındığı, söz konusu istifa dilekçesinin gerçek iradesini yansıtmadığı, benzer konularda açılan davalarda davacılar lehine verilen emsal kararlar bulunduğu, görev yaptığı döneme ilişkin olarak hakkında herhangi bir inceleme ve soruşturma yapılmadığı, disiplin cezası almadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : .
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile . İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması
gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması,
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya
eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri
sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin . İdare Mahkemesinin
temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde
karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar
verildi.