FETÖ, Dink cinayetini tasarlayıp adım adım yürürlüğe koydu

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 6'sı tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı davayla ilgili gerekçeli kararını açıkladı.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 14 Temmuz 2021 11:12, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
FETÖ, Dink cinayetini tasarlayıp adım adım yürürlüğe koydu

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin dosyası ayrılan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 13 firari sanığın yargılandığı davada mahkeme, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de arasında bulunduğu firari 11 sanığın kaçak sayılmalarına ve mal varlıklarına el konulmasına karar verdi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, firari sanıklar Mehmet Akif Yılmaz ve Ekrem Dumanlı'nın avukatları ile Dink ailesinin avukatları katıldı.

Duruşmada, geçen celse alınan ara karar gereği, sanıklarla ilgili Basın İlan Kurumu'na yazılan yazıların cevaplarının geldiği, ilan metinlerinin 27 Haziran'da Türkiye genelinde ilk 5 sırada bulunan gazetelerde yayınlandığı, bunlara ilişkin gazete nüshalarının dosyaya gönderildiği belirtildi.

İlanın sanık Zekeriya Öz'ün ikametinin konutuna yapıştırılması için Ünalan Mahallesi Muhtarlığına yazılan yazı cevabının ise henüz gelmediği bildirildi.

Cumhuriyet savcısı, haklarında ilan yapılan sanıkların kaçak olduklarına ve mal varlıklarına el konulmasına, sanık Ekrem Dumanlı hakkında ise kaçak sayılmasına ilişkin usulü işlemlerin yapılmasına karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, firari sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Adem Yavuz Arslan, Coşgun Çakar, Halil İbrahim Koca, Mehmet Akif Yılmaz, Mehmet Faruk Mercan, Metin Canbay, Ömer Faruk Kartın, Serkan Şahan, Yılmaz Angın ve Yunus Yazar'ın kaçak sayılmalarına hükmederek, sanıklara ait menkul ve gayrimenkullerine el konulmasına karar verdi.

Mal varlığı sorgusunda sanıklara ait araç ve taşınmaz mal tespit edildiği takdirde ilgili Trafik Tescil ve Tapu Müdürlüklerine yazı yazılarak tedbir şerhlerinin işlenmesinin istenilmesine hükmeden heyet, Türkiye Bankalar Birliğine müzekkere yazılarak sanıklara ait vadeli vadesiz tüm hesapları ile kiralık kasa mevcutlarının tespit edilerek el koyma kararının uygulanmasının istenilmesine, el konulması kararı üzerine tedbir şerhi işlenecek mevduat ile taşınır ve taşınmaz malların yönetimi amacıyla TMSF'nin kayyum olarak atanmasını karara bağladı.

Mahkeme, sanık Zekeriya Öz hakkında muhtarlıkça yapılan ilana ilişkin evrakın henüz mahkemeye dönmemiş olması dikkate alınarak, evrak geldikten sonra kaçak sayılma veya el koyma kararının bir sonraki duruşmada karara bağlanmasına hükmetti.

Sanıklardan Ekrem Dumanlı'nın halen yurt dışında kaçak olarak bulunduğu, hakkında çıkarılan yakalama emrinin yerine getirilemediği , sanık hakkındaki davanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yabancı ülkede bulunduğunun anlaşıldığına kanaat getiren mahkeme, böylelikle sanık hakkında kaçak olduğuna dair yasal şartların oluştuğuna karar verdi.

Mahkeme, sanık Ekrem Dumanlı hakkında gazete ilanı verilmesini ve varsa ikametgah adreslerine asılmak üzere de ilan yapılmasını kararlaştırdı.

Bu ilanda 15 gün içinde gelmediği takdirde "kaçak" sayılacağının ve mal varlıklarına el koyulacağının ihtarına karar veren mahkeme, ilan yapıldıktan 15 gün sonra kovuşturmaya katılmaması halinde hakkında kaçak kararı ile el koyma kararının celse arasında karara bağlanmasına hükmetti.

Heyet, sanıklar hakkındaki yakalama ve yurt dışından iade taleplerinin devamına karar vererek duruşmayı 29 Eylül'e erteledi.

- Davanın geçmişi

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı davayı 26 Mart 2021'de karara bağlamıştı.

Tutuklu sanıklar eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, tutuklu sanık eski subay Muharrem Demirkale "Anayasa'yı ihlal" ve "kasten öldürmeye yardım" suçlarından 2 kez müebbet hapisle cezalandırılmıştı.

Heyet, tutuklu sanıklar Okan Şimşek ve Veysal Şahin'i "kasten öldürme" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 28 yıl dörder ay, tutuklu sanık Ercan Gün'ü, "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 10 yıl hapis cezasına mahkum ederken, 26 sanığa 3 yıl 4 ay ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen sürelerde hapis cezaları vermişti.

Firari sanıklar Fetullah Gülen, Adem Yavuz Arslan, Ekrem Dumanlı, Coşgun Çakar, Halil İbrahim Koca, Mehmet Akif Yılmaz, Mehmet Faruk Mercan, Metin Canbay, Ömer Faruk Kartın, Serkan Şahan, Yılmaz Angın, Yunus Yazar ve Zekeriya Öz'ün dosyası ise ayrılmış ve başka bir esasa kaydedilmişti.

Davanın 24 Haziran'da yapılan duruşmasında mahkeme heyeti , önceki celsede cumhuriyet savcısının sanıkların kaçak sayılmasına ve mal varlıklarına el konulmasına ilişkin talebini karara bağlamıştı.

Kararda, sanıklar Fetullah Gülen, Zekeriya Öz, Adem Yavuz Arslan, Coşgun Çakar, Halil İbrahim Koca, Mehmet Akif Yılmaz, Faruk Mercan, Metin Canbay, Ömer Faruk Kartın, Serkan Şahan, Yılmaz Angın ve Yunus Yazar'ın yurt dışında kaçak olarak bulundukları, haklarında kırmızı bülten çıkarıldığı ve bir kısmı hakkında iade talepnamesi düzenlediği anlatılarak, sanıkların hakkındaki kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yabancı ülkede bulunduklarının anlaşıldığı kaydedilmişti.

Bu gerekçelerle sanıklar hakkında gazete ilanı ile varsa ikametgah adreslerine asılmak üzere ilan yapılmasına karar veren heyet, bu ilanda 15 gün içinde gelmedikleri takdirde "kaçak" sayılacaklarının ve mal varlıklarına el koyulacağının ihtarına karar verilmesine hükmetmişti.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu, 13'ü firari 76 sanıkla ilgili hüküm kuran mahkeme, dosyayla ilgili gerekçeli kararını açıkladı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hazırlanan 4 bin 448 sayfalık sayfalık gerekçeli kararda, FETÖ/PDY'nin 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde fiili olarak hukuk düzenine yansıyan kumpas eylemleriyle somut olarak devlet düzenine yönelik, yargı ve emniyet yapılanması aracılığıyla kamuoyunca da bilinen organize ilk müdahalesini veya kalkışmasını yaptığı ifade edildi.

Bu tarihten itibaren devlet kurumu ve yetkililerinin, Milli Güvenlik Kurulu karar ve açıklamalarıyla "Fetullahçı dini hareket" olarak bilinen yapılanmanın devlet için oluşturduğu tehlikenin topluma duyurularak gereken uyarılarda bulunulduğu kaydedilen kararda, söz konusu dini yapılanmanın bu tarihlerin öncesinde kurumsal yapılanma elde ettiği, devlet kurumlarına alım sınavlarındaki soruları çalıp mensuplarına vererek kamuya alımlarını sağladıkları aktarıldı.

Kararda söz konusu yapının, engel gördükleri makamları tehdit, şantaj eylemleri ile kumpas soruşturmaları ve basın yayın araçlarıyla dezenformasyon oluşturarak karalama, suçlama ve iftira gibi pek çok illegal yöntemlerle boşaltıp yerine mensuplarını yerleştirerek yoğun ve etkili şekilde kadrolaştığı anlatıldı.

Kararda, örgütün şirketleri, holdingleri ve bankası gibi ciddi ölçüde ekonomik maddi güce kavuştuğu, mensupları üzerinden siyasal alandaki etkisi suretiyle de siyasi partiler nezdinde güçlü bir tehdit olduğunun anlaşıldığı, ülkeye yönelik hasmane tavır içinde bulunan bir kısım yabancı ülkeler nezdinde fiilen desteklendiği ve mensuplarının korunduğu belirtilerek, şöyle denildi:

"Özellikle ABD'de örgütün elebaşı ve yönetim kadrosunun himaye edilerek korumaya alınması, örgütün buradan yabancı istihbarat kuruluşları eliyle sevk ve idare edilmesi, ülke içindeki devlet sırlarını elde ederek bu devletlerle paylaşması ve diğer casusluk faaliyetleri, ülke yönetiminin önemli sırlarını buralarda paylaşıp ülkemiz aleyhine uluslararası boyutta hem ülkenin terör örgütleriyle irtibatlandırılarak itibarının zedelenmesi hem de aleyhine oluşturulmuş sözde delillerle resmi bankası ve yöneticilerine olduğu gibi yurt dışında sözde soruşturmalar ve davalar açılmasının ve yargılanıp mahkum edilmesinin sağlandığı anlaşılmıştır."

Örgütün, bu gibi pek çok yıkıcı faaliyetleri ile nihai amacının devleti ele geçirmek ve anayasal düzenini yıkmak olduğunun bu tarihlerde ortaya çıktığı bildirilen kararda, örgütün devlete yönelik başlattığı kalkışmanın son hamlesi olarak da 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminde bulunarak pek çok masum vatandaşı ve kolluk görevlisini alçakça ve hunharca katledip binlercesini de yaraladığı aktarıldı.

Dink dava dosyasında, söz konusu cinayetin 2007 yılında işlenmiş olması, bu cinayete giden süreçte kamu görevlilerinin belirlenen kasıtlı ihmalleriyle cinayet sonrasında gerçekleşen diğer eylemlerin, o dönem dini bir oluşum kisvesi altında faaliyetlerini yürüten Fetullahçı örgüt yapılanması ile bağının bulunup bulunmadığına ilişkin ayrıntılı bilgilerin yer aldığı kararda, tek tek sanıkların FETÖ ile iltisakları irdelendi.

Kararda, İstanbul İl Jandarma Komutanlığında görevli olup cinayette sorumluluğu olduğu belirlenen sanıklardan Muharrem Demirkale'nin eylemi örgüt adına işlediğinin de mahkemece kabul edildiği, bu kapsamda "Anayasayı ihlal"den de mahkumiyetine karar verildiği kaydedildi.

Kararda, Jandarma Genel Komutanlığı İDAM Amiri sanık Hamza Celepoğlu'nun cinayetten sorumlu tutulmasını gerektirir yeter surette delil elde edilemediği belirtildi.

İstihbarat Daire Başkanlığında görevli olan sanıklardan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in işlenen cinayetin bizzat tasarlama şeklinde tespit edilen eylemlerinden dolayı sorumlu oldukları ifade edilen kararda, sanıklardan Ercan Gün'ün cinayet sonrası örgütten elde ettiği görüntüleri örgütün çıkarları doğrultusunda yayınlaması ve sonrasında tespit edilen diğer örgütsel eylemlerine ilişkin delillerle örgüt üyesi olduğunun, sanık Şükrü Yıldız'ın ise örgütün çıkarları doğrultusunda tanzim ettiği teftiş raporlarıyla örgüte yardım ettiğinin belirlendiği vurgulandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber