Ses kaydı disiplin cezalarında delil kabul edilir mi?

Polisin gizlice kaydedilen ses kaydı şahitlerce teyit edildi, ceza hukuka uygun bulundu

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 09 Aralık 2021 10:05, Son Güncelleme : 30 Kasım 2021 14:40
Ses kaydı disiplin cezalarında delil kabul edilir mi?

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, mesai arkadaşına "...senin ya buradan cesedin çıkar ya tayinin çıkar... Yaptığın çok büyük şerefsizlik..." şeklindeki gizli alınan ses kaydının, olayın şahitlerce de doğrulanması nedeniyle, disiplin cezasında esas alınabileceğine karar verdi.

Olayda, Yozgat İl Emniyet Müdürlüğüne 17/09/2010 tarihinde isimsiz olarak bir e-posta gelmiştir.

Davacı bu e-posta için mesai arkadaşından şüphelenmiş ve odasına çağırmıştır. Davacının eşinin de bulunduğu bir ortamda bulundukları sırada polis memuruna karşı "...senin ya buradan cesedin çıkar ya tayinin çıkar... yaptığın çok büyük şerefsizlik..." şeklinde onur kırıcı sözler söylemiştir.

Polis memuru bu konuşmaları gizlice kaydetmiştir.

Davacıya disiplin cezası verilmiştir.

İlk derece mahkemesi açılan davada red kararı vermiştir.

Danıştay 5. Dairesi ise bu kararı hukuka aykırı bularak bozmuştur. 5. Daire kararına göre, Anayasası'nın 38. maddesi hükmü ile Anayasa Mahkemesince konuya ilişkin belirlenen genel ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, anılan dinleme kayıtlarının hukuka aykırı delil niteliğinde olması nedeniyle disiplin cezasına dayanak alınmasına imkan bulunmamaktadır.

İlk derece mahkemesi kararında ısrarcı olmuştur. Mahkemeye göre, gizli dinleme kaydı hukuka aykırı delil olmakla birlikte, tanık ifadeleri de olayı doğrulamaktadır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ise idare mahkemesi kararını onamıştır.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

ESAS NO:2020/2016

KARAR NO:2021/144

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .

KARŞI TARAF (DAVALI) : . Bakanlığı

VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri .

İSTEMİN KONUSU:

. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Yozgat ili, . İlçe Emniyet Müdürlüğünde . olarak görev yapan davacının, Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 5/B-1 maddesi uyarınca üç günlük aylık kesimi, aynı Tüzüğün 15. maddesi uyarınca bir alt ceza uygulanarak kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin . tarih ve . sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla;

Dosyada mevcut soruşturma dosyası, tanık ifadeleri ve eki bilgi ve belgeler ile anılan olayla ilgili olarak . adlı polis memuru tarafından kayda alınan ses kaydı CD'sinin dökümünün birlikte incelenmesinden; Yozgat İl Emniyet Müdürlüğüne 17/09/2010 tarihinde isimsiz olarak gelen e-postanın... tarafından gönderildiğinden şüphelenilmesi üzerine davacının, anılan polis memurunu odasına çağırması neticesinde davacının eşinin de bulunduğu bir ortamda bulundukları sırada polis memuruna karşı "...senin ya buradan cesedin çıkar ya tayinin çıkar... yaptığın çok büyük şerefsizlik..." şeklinde onur kırıcı sözler söylediği, sübuta eren eyleminin Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 5/B-1 maddesi kapsamına girdiği, bu nedenle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı,

Öte yandan, davacının, Türk Ceza Kanunu'nun 133. maddesinde kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları taraflardan birinin rızası olmaksızın dinleyenlerin ve kayda alanların cezalandırılacağının öngörüldüğü dolayısıyla suç olan bir eylem sonucu elde edilen delilin hukuken geçerli olamayacağı iddiasının, davacının makam odasında kendisi, eşi ve bir polis memuru arasında geçen konuşmanın kamuya açık alanda geçmesi nedeniyle aleni olmadığının kabulü mümkün olmadığı gibi, kendisine karşı fiziki veya fiili bir saldırı olan kişinin bu saldırıyı kaydederek lehine delil olarak kullanmasının kişinin kendisini savunma hakkı kapsamında olduğu ve ayrıca bu delil ve tespitlerin özel hayatın gizliliğini ihlal etmemek kaydıyla Ceza Hukukundan farklı olarak Disiplin Hukukunda delil olarak kabul edilebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 16/04/2019 tarih ve E:2016/15945, K:2019/2827 sayılı kararıyla;

Hukuka aykırı olarak elde edilen delillere dayanılarak mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuru sonucunda Anayasa Mahkemesince verilen . tarih ve Başvuru No:. sayılı kararda; kanuni bir temeli olmadan elde edildiği veya elde ediliş yöntemi bakımından hukuka aykırı olduğu ilk bakışta anlaşılabilen veya derece mahkemelerince hukuka aykırı olduğu tespit edilen delillerin yargılamada tek veya belirleyici delil olarak kullanılmasının hakkaniyete uygun yargılanma hakkı bakımından sorun oluşturabileceği, hakkaniyete uygun bir yargılamanın, delillerin gerçekliği ve güvenilirliği konusundaki kuşkuların giderilmesini ve delillerin güvenilirliğine ve gerçekliğine etkili bir şekilde itiraz etme fırsatının tanınmış olmasını zorunlu kıldığının vurgulandığı,

Olayda, ... isimli polis memuru tarafından, kendisi ile davacı ve davacının eşi arasında geçen konuşmaların kayda alındığı ve bu ses kaydındaki konuşmalarda davacının adı geçen polis memuruna, "...senin ya buradan cesedin çıkar ya tayinin çıkar... yaptığın çok büyük şerefsizlik..." şeklinde onur kırıcı sözler söylediğinin sabit olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin tesis edildiği,

Ancak, T.C. Anayasası'nın 38. maddesi hükmü ile Anayasa Mahkemesince konuya ilişkin belirlenen genel ilkeler birlikte değerlendirildiğinde, anılan dinleme kayıtlarının hukuka aykırı delil niteliğinde olması nedeniyle disiplin cezasına dayanak alınmasına imkan bulunmadığı,

Kanuna aykırı olarak elde edildiği açık olan dinleme kayıtları değerlendirme dışı bırakılarak diğer deliller yönünden uyuşmazlık konusu olay değerlendirildiğinde ise, tanık olarak ifadelerine başvurulan kişilerin ifadelerinde, davacının onur kırıcı söylemlerde bulunduğunu duymadıklarını beyan ettiklerinin görülmesi karşısında, davacının üzerine atılı fiilin sübuta ermediği, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti:

. İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla;

Uyuşmazlıkta, ... adlı polis memuru tarafından, kendisi ile davacı ve davacının eşi arasında geçen konuşmaların kayda alındığı ve bu ses kaydındaki konuşmalarda davacının adı geçen polis memuruna "...senin ya buradan cesedin çıkar ya tayinin çıkar... yaptığın çok büyük şerefsizlik..." şeklinde onur kırıcı sözler söylediği, T.C. Anayasası'nın 38.maddesi hükmü ve Anayasa Mahkemesince konuya ilişkin belirlenen genel ilkeler çerçevesinde söz konusu dinleme kayıtlarının hukuka aykırı delil niteliğinde olması sebebiyle her ne kadar disiplin cezasına dayanak teşkil edemeyecek ise de, mevcut soruşturma dosyası, tanık ifadeleri ve eki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirildiğinde, tanık olarak dinlenilen ve olay günü (07/10/2010) . İlçe Emniyet Amirliğinde görevli olarak çalışan polis memuru ...'nin ifadesinde; "davacının, ... adlı polis memurunun yanına gelerek buradan ya tayinin ya da cesedin çıkacak, bu yaptığın çok büyük şerefsizlik dedi." şeklindeki açık beyanından tanık ...'nin olayı gördüğü ve davacının ... adlı polis memuruna karşı onur kırıcı sözler sarf ettiğinin anlaşılması karşısında, davacının sübuta eren fiili sebebiyle alt ceza uygulamasına gidilerek "kınama cezası" ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi eklenmek suretiyle davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, kararın hukuka aykırı olduğu, bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile . İdare Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 tarih ve E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararı ile; Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü uyarınca verilen dava konusu disiplin cezasının yasal dayanağı olan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 83. maddesinin 1. cümlesinin, "yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlememesi ve bireylerin hangi somut olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımaması nedeniyle, Anayasa'nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu" gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve anılan madde, 08/03/2018 tarih ve 30354 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7068 sayılı "Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Kabul Edilmesine Dair Kanun"un 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Öte yandan, 7068 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 sayılı Kanun, 6413 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları, bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunur." hükmüne yer verildiğinden, dava konusu uyuşmazlığın bu Kanun uyarınca incelenip çözümlenmesi gerekmektedir.

Davacının üzerine atılı olan ve Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 5. maddesinin birinci fıkrasının (B) bendinin 1. alt bendi uyarınca 4-10 günlüğe kadar aylıktan kesme cezası gerektiren "Kendisi ile aynı rütbede çalışanlara, astlarına veya iş arkadaşlarına karşı onur kırıcı söz söylemek veya davranışta bulunmak" fiili, 7068 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinde yine 4-10 günlüğe kadar aylıktan kesme cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.

İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin . İdare Mahkemesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının ONANMASINA,

3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/01/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber