Covid-19'lu adaylarla birlikte KPSS sınavına girmek istemeyen adaya Danıştay'dan destek geldi!

Danıştay 12. Dairesi, 06/09/2020 tarihinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavına başvuran, ancak, Covid-19 test sonucu negatif olduğu halde, Covid-19 testi pozitif ve bu vakalarla temaslı olan adaylarla özel bir sınıfta sınava alınmak istendiği için sınava katılmayan davacının açtığı davada süreye ilişkin önemli bir karar verdi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 07 Ocak 2022 00:04, Son Güncelleme : 29 Aralık 2021 13:55
Covid-19'lu adaylarla birlikte KPSS sınavına girmek istemeyen adaya Danıştay'dan destek geldi!

İlk derece mahkemesince, sınavın yapıldığı 06/09/2020 tarihini izleyen günden itibaren 10 gün içerisinde dava açılması gerektiği, dava açma süresinin 16/09/2020 tarihinde sona erdiği, davacı tarafından ise 08/10/2020 tarihinde kayda giren dilekçeyle dava açıldığı gerekçesiyle red kararı verilmiştir.

Danıştay 12. Dairesi bu kararı bozmuştur:

Ortak sınavlara ilişkin özel bir yargılama usulü getirilmiştir

12. Daire ortak sınavlara ilişkin Anayasa Mahkemesi kararına atıf yapmıştır. Yüksek Mahkemenin kararında; MEB ile ÖSYM tarafından yapılan merkezi ve ortak sınavların sonuçları itibarıyla toplumun büyük kesimini ilgilendirdiği, bu sınavlara karşı açılan davalarda yargılama sürecinin uzaması ve neticede sınavların iptal edilmesinin kazanılmış haklar bakımından mağduriyetlere neden olabileceği, Kanun koyucunun bu durumu gözeterek anılan sınavlara karşı açılan davalarda yargılama sürecini hızlandırmak amacıyla özel bir yargılama usulü getirdiği vurgulanmıştır.

Söz konusu madde ile getirilen düzenlemedeki sürelerin kısalığı, bazı itiraz ve kanun yollarının kaldırıldığı dikkate alındığında, maddenin kapsamının dar yorumlanmasının değişik mağduriyetlere yol açabileceği gibi, çok geniş yorumlanmasının da mağduriyetlere yol açacağı açıktır.

Dolayısıyla, davacının anılan sınava eşdeğer bir sınav hakkı tanınması istemiyle yaptığı başvurusunun yargılama sürecinin hızlandırılmasını gerektiren nitelikte olmadığından süresinde açılmadığı gerekçesi ile reddi hukuka aykırıdır.

T.C.

DANIŞTAY

ONİKİNCİ DAİRE

ESAS NO: 2021/2903

KARAR NO: 2021/1551

KARAR TARİHİ: 23.03.2021

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ..

KARŞI TARAF (DAVALI) : . Başkanlığı

VEKİLİ: Av..

İSTEMİN KONUSU : . İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

06/09/2020 tarihinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavına başvuran, ancak, Covid-19 test sonucu negatif olduğu halde, Covid-19 testi pozitif ve bu vakalarla temaslı olan adaylarla özel bir sınıfta sınava alınmak istendiği için sınava katılmayan davacının, kendisi ve kendisiyle aynı durumda olanlara eşdeğer sınav hakkı tanınması için yaptığı 08/09/2020 tarihli başvurunun reddine ilişkin . tarih ve . sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:

. İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. kararıyla; davacının, 06/09/2020 tarihinde yapılan KPSS/2020 Lisans Sınavına, Covid-19 testi negatif olduğu halde pozitif olanlarla birlikte sınava alınmak istenildiği gerekçesiyle girmediği, 08/09/2020 tarihinde davalı idareye başvurarak, kendisi ve kendisiyle aynı durumda olanlar için eşdeğer sınav hakkı tanınmasını talep ettiği, başvurusunun, . tarih ve . sayılı işlemle reddi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle dava açtığı, 2577 sayılı Kanun'un 20/B maddesi uyarınca sınava ilişkin iş ve işlemlere karşı sınavın yapıldığı 06/09/2020 tarihini izleyen günden itibaren 10 gün içerisinde dava açılması gerektiği, dava açma süresinin 16/09/2020 tarihinde sona erdiği, davacı tarafından ise 08/10/2020 tarihinde kayda giren dilekçeyle bakılan davanın açıldığı anlaşıldığından, işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davanın, 2020/KPSS Lisans Sınavına yönelik olmayıp eşdeğer sınav hakkı tanınması için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açıldığı, dolayısıyla dava açma süresinin 60 gün olduğu ve süresinde davayı açtığı, bu nedenle davanın süre aşımı nedeniyle reddine dair İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığından bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

2577 sayılı Kanun'un 20/B maddesi uyarınca, idareye başvurunun dava açma süresini durdurmayacağı, dava açma süresinin Sınav Kılavuzunda gösterildiği, 10 günlük yasal dava açma süresi içinde açılmayan davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİNİN DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

06/09/2020 tarihinde yapılan KPSS/2020 Lisans Sınavına katılmak için başvuruda bulunmuş olan davacı, Covid-19 test sonucu negatif olduğu halde Covid-19 test sonucu pozitif ve bu vakalarla temaslı olan adaylarla özel bir sınıfta sınava alınmak istendiği için sınava katılmadığını belirterek, kendisi ve kendisiyle aynı durumda olanlara eşdeğer sınav hakkı tanınması için 08/09/2020 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunmuş, bu başvurusunun . tarih ve ve . sayılı işlem ile reddi üzerine de 08/10/2020 tarihinde bakılan davayı açmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu; bu sürenin, idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı, ancak ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı hükme bağlanmış, "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11. maddesinde de; ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin hesaba katılacağı düzenlenmiştir.

2577 sayılı Kanun'un "Merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü" başlıklı 20/B maddesinde ise, "1. Milli Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezi ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalara ilişkin yargılama usulünde: a) Dava açma süresi on gündür. b) Bu Kanunun 11 inci maddesi hükümleri uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanun hükmünün gerekçesinde; "Önergeyle, Milli Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezi ve ortak sınavlar hakkında açılan davalarda, olası mağduriyetlerin önüne geçebilmek için hızlı yargılama süreci öngörülmekte ve söz konusu davalara ilişkin verilen kararların ilgili kişilerin lehine sonuç doğuracak şekilde uygulanması hükme bağlanmaktadır." denilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin 21/05/2015 tarih ve 29362 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 19/03/2015 tarih ve E:2014/189, K:2015/32 sayılı kararında da; MEB ile ÖSYM tarafından yapılan merkezi ve ortak sınavların sonuçları itibarıyla toplumun büyük kesimini ilgilendirdiği, bu sınavlara karşı açılan davalarda yargılama sürecinin uzaması ve neticede sınavların iptal edilmesinin kazanılmış haklar bakımından mağduriyetlere neden olabileceği, Kanun koyucunun bu durumu gözeterek anılan sınavlara karşı açılan davalarda yargılama sürecini hızlandırmak amacıyla özel bir yargılama usulü getirdiği vurgulanmıştır.

İdari yargıda davaların tümü aynı usul takip edilmek suretiyle sonuçlandırılmakta iken, bazı davaların niteliği itibarıyla diğerlerinden farklı olması nedeniyle bu tür davaların geciktirilmeksizin karara bağlanması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu kapsamda, yargı hizmetinin hızlandırılması, etkin ve verimli bir şekilde sunulabilmesi amacıyla 11/09/2014 günlü, 29116 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanun ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda değişiklikler yapılmış ve idari yargıda başvuru, inceleme ve yargılama usulüne ilişkin olarak bazı yenilikler getirilmiştir.

Görüldüğü üzere, bu yargılama usulü, normal yargılama usulüne göre yargılama sürecini hızlandıracak önemli değişiklikler içermektedir. Buna göre, 2577 sayılı Kanun'a 6552 sayılı Kanun ile eklenen 20/B maddesinde belirtilen işlemlere karşı, taraflar açısından, dava açma süresi, cevap verme süresi, temyiz süresi; mahkemeler açısından ise, dava dosyalarının tekemmül süreci ile dosyaları inceleme süreleri kısaltılmış; yürütmenin durdurulması talebine ilişkin verilecek kararlara itiraz yolu ile temyiz incelemesi sonrasında karar düzeltme yolu kapatılmıştır.

Dolayısıyla, söz konusu maddedeki yargılama usulüne tabi işlemlerin kapsamı belirlenirken, bu Kanun maddesiyle amaçlanan faydanın sağlanması için dengeli bir yorum yapılması gerekmektedir. Bu kapsamda, söz konusu madde ile getirilen düzenlemedeki sürelerin kısalığı, bazı itiraz ve kanun yollarının kaldırıldığı dikkate alındığında, maddenin kapsamının dar yorumlanmasının değişik mağduriyetlere yol açabileceği gibi, çok geniş yorumlanmasının da mağduriyetlere yol açacağı açıktır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Bakılan uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince dava konusu işlem, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ''Merkezi ve Ortak Sınavlara İlişkin Yargılama Usulü'' başlıklı 20/B maddesi kapsamında değerlendirilerek hüküm kurulmuş ise de; uyuşmazlığın, 06/09/2020 tarihinde yapılan Kamu Personeli Seçme Sınavından kaynaklanmadığı, davacının anılan sınava eşdeğer bir sınav hakkı tanınması istemiyle yaptığı başvurunun reddinden kaynaklandığı, dolayısıyla, yargılama sürecinin hızlandırılmasını gerektiren nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davanın, 2577 sayılı Kanunun 20/B maddesinde yer alan, Milli Eğitim Bakanlığı ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi tarafından yapılan merkezi ve ortak sınavlar, bu sınavlara ilişkin iş ve işlemler ile sınav sonuçları hakkında açılan davalar kapsamında değerlendirilemeyeceği ve davada genel idari yargılama usulü hükümlerinin uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda; davada genel idari yargılama usulü hükümlerini uygulaması gereken İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Kanun'un 20/B maddesi hükümleri çerçevesinde yapılan değerlendirme neticesinde verilmiş olan, davanın süre yönünden reddine ilişkin kararda hukuki isabet görülmemiştir.

Bu karar üzerine İdare Mahkemesinin, dava dosyasını 2577 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca tekemmül ettirerek, Kanun'un 45. maddesine göre istinaf kanun yolu açık olmak üzere karara bağlaması gerektiği açıktır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin temyize konu . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının BOZULMASINA,

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 23/03/2021 tarihinde, kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber