İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Öğretim Görevlisi alımında tecrübe şartına dair karar!

Danıştay Sekizinci Dairesi, öğretim görevlisi alımlarında aranılan tecrübenin lisans eğitiminden sonrası olması gerektiğine hükmetti!

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 23 Haziran 2022 00:04, Son Güncelleme : 23 Haziran 2022 00:05
Öğretim Görevlisi alımında tecrübe şartına dair karar!


Dava konusu olayda, bir yükseköğretim kurumunun Meslek Yüksekokulunda ilan edilen öğretim görevlisi kadrosunda adayların "Çocuk Gelişimi veya İşitme Engelli Eğitimi Lisans Mezunu olmak ve ilgilinin alanında en az iki yıl tecrübeli olması" şartı aranmıştır. İlan edilen bu kadroya tecrübesini lisans eğitiminde staj, stajer öğrenci ve gönüllü stajer statüsünde çalışan bir adayın ataması yapılmıştır.

Daha sonra bu kişinin atamasının istenilen tecrübe süresini taşımadığı gerekçesiyle başlatılan inceleme kapsamında ataması yok sayılarak kadrosuyla ilişiği kesilmiştir.

İlk derece ve bölge idare mahkemesi üniversite tarafından yapılan atamanın mevzuata aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan ilişik kesme işleminin hukuka uygun olduğuna karar vermiştir.

Diğer taraftan, atama süreçlerinde sorumlu olan kişiler hakkında başlatılan ceza yargılamasında kişilerin beraatine karar verildiğinden, yapılan işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek Danıştay'a temyiz edilmiştir.

Danıştay Sekizinci Dairesi ise, öğretim görevlisi alımlarında alanında en az 2 yıl tecrübeli olma şartının lisans mezunu olduktan sonra sağlanması gerektiğinin kuşkusuz olduğu, lisans eğitimi öncesinde yapılan çalışmalar ile öğrencilik eğitiminin uygulama kısmından oluşan stajerlik eğitiminin mesleki çalışma olarak değerlendirilip, yönetmelikte belirtilen tecrübeden sayılmayacağından yapılan atamada açık hataya düşüldüğünü ifade etmiştir.

Bununla birlikte, ceza mahkemelerinde hatalı atamadan sorumlu kişilerin görevi kötüye kullanma suçunu işleyip işlemediği yönünden ceza yargılaması yapıldığı, idari işlemin denetiminin idari yargı yerlerince yapılacağı, dolayısıyla ceza mahkemesince işlemi tesis eden kamu görevlileri hakkında verilen beraat kararının doğrudan idari işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği sonucunu doğurmayacağından davacının temyiz savunmasına itibar edilmediği de belirtilmiştir.


T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4494
Karar No : 2022/1789


TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .
VEKİLİ : Av. .

KARŞI TARAF (DAVALI) : . Üniversitesi - .
VEKİLİ : Av. .

İSTEMİN KONUSU : . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: .... Üniversitesi, ..... Meslek Yüksekokulu'nda öğretim görevlisi olarak görev yapan davacı tarafından, atamasının 21/01/2011 tarihinden itibaren "yok hükmünde" sayılarak kadrosunun boşaltılmasına ilişkin . tarih ve . sayılı davalı idare işleminin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: . İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararda; 21/06/2010 tarihinde .. Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nden mezun olan davacının, mezuniyet tarihinden çok kısa bir süre sonra 19 Mayıs Üniversitesi Rektörlüğü tarafından .. Meslek Yüksekokulu bünyesine alınacak öğretim kadrosuna başvurduğu, "ilgilinin alanında en az 2 yıl tecrübeli olması" şartıyla alakalı olarak sunduğu belgelerde belirtilen sürelerin büyük kısmının lisans eğitimi sırasında gerçekleştirdiği faaliyetlere ilişkin olduğu, kaldı ki, bu haliyle bile toplam iş tecrübesi 20 ayla sınırlı kalan davacının, yukarıda aktarılan mevzuat hükümleri uyarınca öğretim görevlisi sıfatını kazanmasının mümkün olmadığı göz önüne alındığında, 21/01/2011 tarihinden atama işlemi "yok hükmünde" sayılarak; kadrosunun boşaltılmasına ilişkin . tarih ve . sayılı dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı vekili tarafından, davacının üniversiteye alındığı ve atanmasının yapıldığı dönemde sorumlu olan kişiler hakkında yapılan suç duyurusu sonucu başlatılan ceza davasının beraat ile sonuçlandığı ve beraat kararında alım ilanında belirtilen 2 yıllık iş tecrübesi şartında lisans sonrası veya öncesi şeklinde bir ayrım yapılmadığına vurgu yapılarak ilgili kişiler açısından herhangi bir suç oluşmadığının belirtildiği, dolayısıyla müvekkilinin hukuka uygun olarak söz konusu kadroya atandığının mahkeme kararıyla ortaya konulduğu, müvekkilinin atanma tarihinde 28 aylık iş deneyimine sahip olduğu, sonuç olarak kazanılmış hakkının ihlali sonucunu doğran dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülerek istinaf kararının bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından davacının haksız temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olarak verilen istinaf kararının onanması gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ .'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile sonucu itibariyle hukuka uygun bulunan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından yürütmenin durdurulması hakkında bir karar verilmeksizin, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

... Üniversitesi, .... Meslek Yüksekokulu'nda öğretim görevlisi olarak görev yapan davacının, Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav İle Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 7/4 a-b bentlerinin hükümlerine ve Özel Mesleki Rehabilitasyon Merkezleri Hakkında Yönetmelik'in 8/1 a-b bentlerinin hükümlerine aykırı olacak şekilde 21/01/2011 tarihinde öğretim görevlisi olarak eğitim kadrosuna atandığı ve bu konuda verilen şikayet dilekçesi hakkında Rektörlük makamının işlem yapmadığı hususlarıyla alakalı olarak başlatılan incelemede; ilgilinin öğretim görevlisi kadrosuna atanmasına ilişkin işlemin "yok hükmünde" olduğunun değerlendirilmesi neticesinde, atamasının 21/01/2011 tarihinden itibaren "yok hükmünde" sayılarak kadrosunun boşaltılmasına karar verilmesi üzerine görülmekte olan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Öğretim görevlileri" başlıklı 31. maddesinde; "Öğretim görevlileri; üniversitelerde ve bağlı birimlerinde bu Kanun uyarınca atanmış öğretim üyesi bulunmayan dersler veya herhangi bir dersin özel bilgi ve uzmanlık isteyen konularının eğitim - öğretim ve uygulamaları için, kendi uzmanlık alanlarındaki çalışma ve eserleri ile tanınmış kişiler, süreli veya ders saati ücreti ile görevlendirilebilirler. Öğretim görevlileri, ilgili yönetim kurullarının görüşleri alınarak fakültelerde dekanların, rektörlüğe bağlı bölümlerde bölüm başkanlarının önerileri üzerine ve rektörün onayı ile öğretim üyesi, öğretim üye yardımcısı ve öğretim görevlisi kadrolarına atanabilirler veya kadro şartı aranmaksızın ders saati ücreti veya sözleşmeli olarak istihdam edilebilirler. Öğretim üyesi kadrolarına öğretim görevlileri en çok iki yıl süre ile atanabilirler; bu süre sonunda işgal ettikleri kadroya başvuran öğretim üyesi bulunmadığı ve görevlerine devamda yarar görüldüğü takdirde aynı usulle yeniden atanabilirler. Atanma süresi sonunda görevleri kendiliğinden sona erer. Bunların yeniden atanmaları mümkündür. Bu takdirde ilk atama usulü uygulanır. Konservatuvarlar ile meslek yüksekokullarına gerektiğinde sürekli olarak öğretim görevlisi atanabilir." hükmü yer almaktadır.

Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte bulunan 31/08/2008 tarihli ve 26953 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav İle Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in "Özel Şartlar" başlıklı 7. maddesinin 3. fıkrasının (b) bendinde yer alan; "Güzel Sanatlar Fakülteleri, Eğitim Fakültelerinin Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümleri, Konservatuarlar ile ön lisans düzeyinde eğitim yapılan birimlere başvuracak öğretim görevlisi adaylarında en az tezli yüksek lisans mezunu olmak veya lisans mezunu olmak ve belgelendirmek kaydıyla alanında en az iki yıl tecrübeli olmak." kuralı, öğretim görevlisi kadrosuna başvuru için aranacak özel şartlar arasında sayılmaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 22/12/1973 tarih ve E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararı ile, idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı ve hilesi hallerinde süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayalı ödediği meblağını her zaman geri alabileceği; belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin geri alınmasının, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere idari dava açma süresi içinde mümkün olduğu, bu süre geçtikten sonra geri alınamayacağı karara bağlanmıştır. Anılan karar, her ne kadar hatalı terfi ve intibaktan doğan ödemelerin geri alınmasına ilişkin ise de, bu karar ile idari işlemlerin geriye alınmasında uyulması gereken temel ilkeler ortaya konulmuş bulunduğundan, anılan kararın tüm hatalı işlemlerin idarece geri alınmasında da dikkate alınması gerekmekte olup dava açma süresi içinde, hukuka aykırı tüm işlemlerini geri almaya yetkili olan idarenin, dava açma süresi geçtikten sonra ancak, yok hükmündeki idari işlemleri ile ilgililerin gerçeğe aykırı beyanı veya hilesi nedeniyle veya açıkça hataya düşerek tesis ettiği idari işlemlerini, süre kaydı aranmaksızın geri alması mümkün bulunmaktadır. Bu tür işlemlerin ilgililer lehine hak doğurması mümkün bulunmadığı gibi bu nitelikleri itibariyle istikrar oluşturmaları da mümkün değildir. Zira kazanılmış hak, objektif bir hukuk kuralının kişilere uygulanmasıyla objektif ve genel hukuki durumun kişisel bir işlemle özel hukuki duruma dönüşmesidir. Bu nedenle davalı idare tarafından usulüne aykırı yapılmış olan işlemin açık hataya dayalı olarak her zaman geri alınabilmesi mümkündür.

Dava konusu olayda, davalı idarece .. Meslek Yüksekokulu'na, "Çocuk Gelişimi veya İşitme Engelli Eğitimi Lisans Mezunu olmak" ve "ilgilinin alanında en az iki yıl tecrübeli olması" şartıyla öğretim elemanı alınacağının ilan edildiği, davacının ilan edilen bu kadroya başvurduğu, başvuru esnasında lisans eğitimi devam ederken 3 farklı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinden ve 1 ilköğretim okulundan aldığı öğretmen ve stajyer/stajyer öğrenci olarak çalıştığını gösteren belgeleri davalı idareye sunduğu, ve sunulan bu belgelerden davacının, ilandaki "alanında iki yıl tecrübeli olma" özel şartını sağladığı kabul edilerek başvurusunun kabul edildiği ve bu şekilde 21/01/2011 tarihinde atamasının yapıldığı, davacının öğretim görevlisi kadrosuna usulsüz bir şekilde atandığı iddialarıyla ilgili olarak inceleme başlatılması üzerine, davacının üniversiteye sunduğu söz konusu belgelerin incelenerek, iş tecrübesi olarak belirttiği çalışmalarının lisans öğrenimi sırasında stajer, stajer öğrenci ve gönüllü stajer statüsünde olduğu, meslek deneyiminin meslek sahibi olmadan kazanılamayacağı, bu haliyle kabul edilse dahi sunduğu belgelerdeki çalışma sürelerinin bile 23 ay ile sınırlı kalması sebebiyle atamasının "alanında iki yıl tecrübeli olma" şartını sağlamadan yapıldığı kanaatine varılarak atamasının yok hükmünde olduğuna karar verildiği görülmektedir.

Davacının atamasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 31/08/2008 tarihli ve 26953 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav İle Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin "Özel Şartlar" başlıklı 7. maddesinde ön lisans düzeyinde eğitim yapılan birimlere başvuracak öğretim görevlisi adaylarında "en az tezli yüksek lisans mezunu olmak" veya "lisans mezunu olmak ve belgelendirmek kaydıyla alanında en az iki yıl tecrübeli olmak" özel şartlarının yer aldığı ve bu yönetmelik doğrultusunda da ilanda bu şartların belirtildiği görülmektedir.

Yönetmeliğin ilgili maddesi incelendiğinde; önlisans eğitim düzeyinde eğitim yapılan birimlere yapılacak alımlarda, yüksek lisans mezunu olmayanlar için, lisans mezunu olmakla birlikte alanında en az iki yıl tecrübeli olma şartının arandığı görülmektedir. Alanında en az 2 yıl tecrübeli olma şartının lisans mezunu olduktan sonra sağlanması gerektiği tartışmasızdır. Bu kapsamda, lisans eğitimi öncesinde yapılan çalışmalar ile öğrencilik eğitiminin uygulama kısmından oluşan stajerlik eğitiminin mesleki çalışma olarak değerlendirilip, yönetmelikte belirtilen tecrübeden sayılmayacağından, davacının özel şartı sağlamadan anılan kadroya atandığı ve idarece açık hataya düşülerek söz konusu atamayı yaptığı konusunda tartışma bulunmamaktadır.
Hukuka aykırılığı sabit, yok hükmünde olan işlemler; ilgilinin hilesine dayalı işlemler, idarenin açık hatası sonucu yapılan işlemlerdir. Bu işlemlerin ise kazanılmış hak doğurmayacağı ve davalı idarece tespiti yapıldığı takdirde herhangi bir süre şartına bağlı olmaksızın geriye doğru yürür şekilde her zaman geri alınabileceği tartışmasızdır.

Bu durumda, davacının anılan kadroya atanma tarihinde yürürlükte bulunan Yönetmelik hükmüne aykırı olarak davalı idarece düşülen açık hata sonucunda atamasının yapıldığı ve hukuka aykırı olarak yapılan atamanın sonradan yapılan inceleme sonucunda ortaya çıktığı ve bu tarz açık hataya dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemlerin her zaman geri alınabileceği göz önüne alındığında, hukuka aykırılığı sabit olan atamanın iptaline dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Öte taraftan; davacı tarafından atamasını yapan ilgililer hakkında yapılan suç duyurusu sonucu açılan ceza davasında, ilgililerin tamamı hakkında beraat kararı verildiği, bu sebeple atamasının hukuka uygun olduğunun mahkeme kararı ile sabit olduğu ileri sürülmüşse de; ilgili ceza mahkemesi kararında ilgililerin görevi kötüye kullanma suçunu işleyip işlemediği yönünden ceza yargılaması yapıldığı, idari işlemin yargısal denetiminin idari yargı yerlerince yapılacağı, dolayısıyla ceza mahkemesince işlemi tesis eden kamu görevlileri hakkında verilen beraat kararının doğrudan idari işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği sonucunu doğurmayacağından bu iddiaya itibar edilmemiştir.

Bu itibarla; İstinaf Mahkemesince verilen ve hüküm fıkrası itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın, yukarıda aktarılan gerekçe ile onanması gerekmektedir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle,

1. Temyiz isteminin reddine,

2. . Bölge İdare Mahkemesi . İdari Dava Dairesinin . gün ve E:., K:. sayılı kararını yukarıda aktarılan GEREKÇE ile ONANMASINA,

3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,

4. Kesin olarak, 17/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber