Bylock içeriğinde yer alan bir cümle 'irtibatı' ortaya koydu

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Başkanlığının, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen yargı mensuplarına yönelik temyiz kararlarını incelemeye devam ediyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 29 Eylül 2022 00:04, Son Güncelleme : 26 Eylül 2022 11:27
Bylock içeriğinde yer alan bir cümle 'irtibatı' ortaya koydu

Son yayınlanan bir kararda, bylock içeriğinde yer alan bir cümle yargı mensubunun FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirilmiştir.

"...o civardaki arkadaşlar nasıl, kimler var yakında"

ID numaralı yargı mensubu olarak görev yapmış olan . isimli kullanıcının ".de. var. R. hanim var" şeklinde cevap vermiş,

Davacının söz konusu mesaj tarihinde Nazimiye Hakimi olarak görev yaptığı, aynı mesajda ismi geçen R. isimli kişinin ise meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen R.Ş.D. isimli eski yargı mensubu olduğunun görülmüş,

Söz konusu ByLock yazışma içeriklerinde yer alan "o civardaki arkadaşlar nasıl, kimler var yakında" mesajı ile örgüte üyeliği, irtibatı veya iltisakı bulunan yargı mensuplarının öğrenilmek istenilmiştir.

Bu mesaj doğrultusunda mesajı yanıtlayan diğer kullanıcı tarafından davacı ile birlikte FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen eski bir yargı mensubunun adının verildiği dikkate alınmıştır.

Söz konusu ByLock konuşma içeriklerinin, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirilmiştir.

Bu gerekçe ile davayı reddeden 5. Daire kararı İDDK tarafından onanmıştır.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/305

Karar No: 2022/154

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : .

KARŞI TARAF (DAVALI) :. Kurulu

VEKİLİ: Av. .

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Beşinci Dairesinin 25/06/2020 tarih ve E:2017/1225, K:2020/2741 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

Davacının, 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun .tarih ve .sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin .tarih ve .sayılı kararının iptali ve bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Beşinci Dairesinin 25/06/2020 tarih ve E:2017/1225, K:2020/2741 kararıyla;

Davalı idarenin usule ilişkin iddialarının yerinde, davacının Anayasa'ya aykırılık iddiasının ise ciddi görülmediği,

"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararın Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,

Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;

Davacının, ceza yargılaması sonucunda .. Ağır Ceza Mahkemesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan karara karşı yapılan istinaf başvurusunun .Bölge İdare Mahkemesi .Ceza Dairesinin .tarih ve E:., K:.sayılı kararı ile reddedildiği, Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,

ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı"ndan, davacı tarafından. GSM numarasından, .IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı, öte yandan davalı idarece dosyaya sunulan. ID numaralı, kullanıcı adı 'Akif09' olan ByLock kullanıcısına ait ByLock Tespit ve Değerlendirme Tutanağında yer alan yazışma içeriklerinin incelenmesinden; .ID numaralı ByLock kullanıcısı tarafından. ID numaralı ByLock kullanıcısına 12/01/2016 tarihinde saat 18:58:13'te gönderilen mesajda, "...o civardaki arkadaşlar nasıl, kimler var yakında" sorusu üzerine, .ID numaralı yargı mensubu olarak görev yapmış olan S.Ç. isimli kullanıcının ".de. var. R. hanim var" şeklinde cevap verdiği, davacının söz konusu mesaj tarihinde Nazimiye Hakimi olarak görev yaptığı, aynı mesajda ismi geçen R. isimli kişinin ise Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun. tarih ve .sayılı kararı ile FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen R.Ş.D. isimli eski yargı mensubu olduğunun görüldüğü, söz konusu ByLock yazışma içeriklerinde yer alan "o civardaki arkadaşlar nasıl, kimler var yakında" mesajı ile örgüte üyeliği, irtibatı veya iltisakı bulunan yargı mensuplarının öğrenilmek istenildiği, bu mesaj doğrultusunda mesajı yanıtlayan diğer kullanıcı tarafından davacı ile birlikte FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına karar verilen eski bir yargı mensubunun adının verildiği dikkate alındığında, söz konusu ByLock konuşma içeriklerinin, davacının FETÖ ile iltisak ve irtibatını ortaya koyan bir unsur olarak değerlendirildiği,

Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, tanık ifadelerinin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,

Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile kararda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediği,

Dava konusu kararda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, davalı idarece yasal süresi geçtikten sonra dosyaya sunulan savunma dilekçelerinde yer alan hususların kararda gerekçe olarak kullanıldığı, savunmaların süresinde verilmediği hususunun temyiz incelemesi yapılırken dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı idarece süre kurallarına uyulmadan dosyaya CD ve belge sunulmasının usule aykırı olduğu, davalı idarece dosyaya sunulan CD ile kendisine gönderilen CD'nin aynı olmadığı, karara gerekçe yapılan tanık beyanlarının hukuken geçerliliğinin bulunmadığı, 667 sayılı KHK'nın otuz gün içinde TBMM'de onaylanmaması nedeniyle anılan KHK'ya dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemin hukuka aykırı hale geldiği, Anayasa, 2802 ve 6087 sayılı Kanun'lara açıkça aykırı olan dava konusu meslekten çıkarma kararı ile bir daha kamu görevinde çalışamamanın yanında, avukatlık, ara buluculuk, noterlik gibi pek çok mesleği yapması da engellenerek adeta sivil ölüme mahkum edildiği, meslekten çıkarma kararının alındığı tarih itibarıyla ne karar içeriklerinde ne de dosyada hakkında hiçbir somut iddia ve tespit bulunmadığı; karar verdikten ve kesinleştirdikten sonra delillerin toplanması, usulü işlemlerin ikmalinin hukuki olmadığı ve adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğu;

hakkında somut bir iddia ve tespit olmadan, savunma hakkı, lekelenmeme hakkı ve masumiyet karinesine aykırı biçimde tesis edilen işlemin açıkça hukuka aykırı olduğu, ByLock kullanıcısı olduğu iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, MİT tarafından sadece istihbarat faaliyetleri kapsamında elde edilen ve hatalı tespitler içeren bu verilerin mahkemelerce delil olarak kullanılamayacağı, karar gerekçesinde yer alan tanık beyanlarının soyut, tahmine dayalı ve dedikodu niteliğindeki ifadeler olduğu, kendisine savunma hakkı tanınmayan söz konusu tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağı, davanın reddi yolundaki temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Öte yandan; davacı tarafından temyiz dilekçesinde, davalı idarece dosyaya sunulan savunma dilekçelerinin yasal cevap süreleri dışında verildiği ileri sürülmüş ise de, dosyanın incelenmesinden savunma dilekçelerinin süresinde verildiği anlaşılmıştır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davacının temyiz isteminin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 25/06/2020 tarih ve E:2017/1225, K:2020/2741 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,

4. Kesin olarak, 26/01/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber