Danıştay İDDK, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğine açılan davayı sonuçlandırdı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin birçok maddesi için açılan iptal davasında son noktayı koydu.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 29 Eylül 2022 11:28, Son Güncelleme : 26 Eylül 2022 11:29
Danıştay İDDK, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğine açılan davayı sonuçlandırdı

İDDK, iptal isteminde Yönetmeliğin 52/3 üncü maddesi hariç diğerlerini reddeden Daire kararını onadı.

İptal edilen hüküm:

52 nci madde üçüncü fıkra, "3) Haftalık ders saatlerinin farklı olması halinde eksik olan haftalık ders saati sayısı kadar yeni okulundan ders/dersler seçtirilir ve dönem puanının tespitinde bu dersin/derslerin puanları esas alınır.

c) Öğrencinin daha önce okuduğu seçmeli bir dersin yeni okulunda daha üst sınıfta okutulması halinde, daha önce okunmuş olan ders yerine, haftalık ders saati aynı olan başka bir seçmeli ders alması sağlanır.

ç) İki dönem puanı alınabilecek kadar süre bulunması halinde hazırlık sınıfı bulunan okulların hazırlık sınıflarından hazırlık sınıfı bulunmayan okulların 9 uncu sınıflarına nakil veya geçiş yapan öğrencilerin dönem puanları, bu madde hükümlerine göre belirlenir."

İptal Gerekçesi:

Her ne kadar davalı idarece; öğrencilerin alan/dal değiştirerek nakillerinin, sağlık durumunun ilgili mesleğin öğrenimine elverişli olmaması, çocuğun yasal nedenlerle koruma altına alınması, ailenin zorunlu yer değişikliği, öğrencinin ilgili alana ilgi ve yeteneğinin uygun olmadığının belirlenmesi halinde yapılabildiği; yaşanması muhtemel mağduriyetin azaltılması amacıyla alan/dal değişimi ile nakil imkanı öğrencilere sunulduğu; ayrıca mesleki ve teknik eğitimde modüler eğitim programları uygulandığı, öğrencinin bireysel öğrenme materyallerinin kullanarak kendilerini geliştirmelerinin mümkün olduğu, bu durumda öğrencinin ikinci dönemde göstereceği performansının yıl sonu başarısına kullanılmasının uygun olduğu savunulmakta ise de; ifade edilen durumların, öğrencilerin eğitim hayatında istisnaen yaşanabileceğinin görüldüğü;

Kaldı ki; öğrencilerin alan/dal değiştirerek nakillerinin zorunluluk arz ettiği durumların idarece ayrıca düzenlenebileceğinin açık olduğu;

Dolayısıyla davalı idarece, getirilen düzenlemenin amacının açıkça ortaya konulamadığı, alan/dal değişikliği yapılmak suretiyle gerçekleştirilen nakillerin zorunlu nedenlere dayanabileceği, gibi kişisel tercihler sebebiyle de gerçekleşebileceği dikkate alındığında, dava konusu bu düzenlemenin, yükseköğretime yöneltme ve yerleştirme bağlamında öğrenciler arasında fırsat eşitliği açısından avantaj veya dezavantaj yaratabileceği, bu durumun ise eşitlik ilkesinin ihlaline neden olabileceği görüldüğünden, dava konusu düzenlemenin Anayasa'ya ve 1739 sayılı Kanun'a dayanan Türk Milli Eğitiminin temel ilke ve kurallarına aykırıdır.

T.C.

DANIŞTAY

İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No: 2021/1336

Karar No: 2022/265

TEMYİZ EDENLER : I-(DAVACI) : ... Sendikası

VEKİLİ : Av. ...

II-(DAVALI) : ...Bakanlığı

VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 22/10/2020 tarih ve E:2017/7189, K:2020/4586 sayılı kararının iptale ve davanın reddine ilişkin kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: 16/09/2017 tarih ve 30182 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değişik 07/09/2013 tarih ve 28758 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin

9. maddesinin 4. fıkrasına eklenen "Ayrıca yoğunlaştırılmış eğitim programına göre işletmelerde mesleki eğitim haftalık azami çalışma saatini geçmemek şartıyla velinin veya reşit ise öğrencinin isteği doğrultusunda haftada 6 gün olarak da planlanabilir." cümlesinin,

21. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "Okulların nakil ve geçiş şartlarının taşınması halinde Açık Öğretim Lisesi, Mesleki Açık Öğretim Lisesi veya Açık Öğretim İmam Hatip Lisesinden örgün ortaöğretim kurumlarına ders kesiminden yeni öğretim yılının başlangıcına kadar geçen süre içerisinde, örgün ortaöğretim kurumlarından Açık Öğretim Lisesi veya Mesleki Açık Öğretim Lisesine ise bu okulların kayıt dönemlerinde öğrenci kayıtları yapılır." düzenlemesinin,

25. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin,

31. maddesinin 4. fıkrasının,

52. maddesinin 3. fıkrasının,

58. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan "son haftaları" ibaresinin,

78. maddesinin 2, 7 ve 8. fıkralarının,

84/A maddesinin (c) bendinde yer alan "son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucu" ibaresinin,

85. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinin,

91. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendine eklenen "Taşımalı eğitim kapsamında eğitim veren okullarda bu süre öğretmenler kurulu kararıyla 30 dakikaya kadar çıkarılabilir." cümlesinin, 91. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendinin,

144. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin,

iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 22/10/2020 tarih ve E:2017/7189, K:2020/4586 sayılı kararıyla;

Anayasa'nın 10, 42 ve 124. maddeleri ile 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 2, 7, 26, 27 ve 28. maddeleri belirtilerek;

Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 4. fıkrasına eklenen "Ayrıca yoğunlaştırılmış eğitim programına göre işletmelerde mesleki eğitim haftalık azami çalışma saatini geçmemek şartıyla velinin veya reşit ise öğrencinin isteği doğrultusunda haftada 6 gün olarak da planlanabilir." cümlesi yönünden;

3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 3. maddesinin (h) bendinde yer alan işletmelerde mesleki eğitim tanımı ile anılan Kanun'un 18, 20 ve 21. maddelerine, 06/04/2004 tarih ve 25425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çocuk Ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 2, 5, 5/A ve 8. maddelerine ve Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 63 ve 121. maddelerine yer verilerek;

Öncelikle, mesleki eğitimin niteliğinin açıklanarak işletmelerdeki yoğunlaştırılmış eğitimin amacı, kapsamı ve uygulanmasının açıklığa kavuşturulması gerektiği;

İşletmede mesleki eğitimin, Türk Milli Eğitim sisteminin ortaöğretim kademesinde yer alan ve öğrencilere belirli bir meslek edindirmeye yönelik eğitim verilen mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ile mesleki eğitim merkezine devam eden öğrencilerin, eğitim aldıkları sektör dikkate alınarak okulda verilen teorik eğitimin pekiştirilmesine ve alanlarında nitelikli iş gücü olmalarının sağlanmasına yönelik olarak, ilgili sektörde faaliyet gösteren işletmeler ile mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları arasında imzalanacak protokol uyarınca öğrencilerin eğitimlerinin bir kısmının işletmede uygulamalı olarak almalarını sağlayan bir uygulama olduğu;

Bu çerçevede, öğrencilerin okulda veya işyerinde görecekleri eğitimin tarihleri belirlenirken, her iki birimdeki eğitime ortalama altışar aylık zaman ayrıldığı, bu sürenin, ihtiyaç duyulması halinde valilikçe değiştirilebildiği, ancak, genel olarak öğrencilerin bir öğretim yılında kesintisiz olarak ekim ayının ilk haftası ile nisan ayının ikinci haftası arasındaki dönemde okulda; dinlenme izinleri dışındaki diğer zaman diliminde işletmelerde mesleki eğitim görmelerinin esas olduğu;

İşletmede yoğunlaştırılmış eğitimin ise; sektörün özelliği, çalışma ve kapasite durumu ile okul ve iklim şartları da dikkate alınarak yılın belli zamanlarında faal olan yiyecek içecek hizmetleri, konaklama ve seyahat hizmetleri ve eğlence hizmetleri, denizcilik, hayvan yetiştiriciliği ve sağlığı, tarım alanları ile Bakanlıkça uygun bulunan diğer alan/dallarda yapılabilecek bir uygulama olduğu, Yönetmelik'te, işletmede verilecek mesleki eğitimin yoğunlaştırılmış olarak verilmesinin zorunlu olduğu yolunda bir düzenleme de bulunmadığı;

Bir başka anlatımla; mesleki işletmelerde verilen eğitimin mesleki ve teknik ortaöğretim öğrencilerinin tamamlamak zorunda olduğu bir eğitim olduğu, ancak; bunun yoğunlaştırılmış olarak verilmesinin zorunlu olmadığı, ihtiyari olarak öngörülen uygulamanın sektörün özelliği, sektördeki dönemsel yoğunluklar, iklimsel koşullar vb. faktörler nedeniyle yapılabilecek bir uygulama olduğunun görüldüğü;

Bu itibarla; alınan teorik eğitimin ayrılmaz parçası olan uygulama eğitiminin süreklilik içinde aksamadan, etkin ve verimli olarak sağlanabilmesi için öngörülen yoğunlaştırılmış eğitimin, programına göre işletmelerde mesleki eğitim haftalık azami çalışma saatini geçmemek şartıyla velinin veya reşit ise öğrencinin isteği doğrultusunda haftada 6 gün olarak da planlanabilmesine ilişkin düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu ve düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;

Yönetmeliğin 21. maddesinin 5. fıkrasında yer alan "Okulların nakil ve geçiş şartlarının taşınması halinde Açık Öğretim Lisesi, Mesleki Açık Öğretim Lisesi veya Açık Öğretim İmam Hatip Lisesinden örgün ortaöğretim kurumlarına ders kesiminden yeni öğretim yılının başlangıcına kadar geçen süre içerisinde, örgün ortaöğretim kurumlarından Açık Öğretim Lisesi veya Mesleki Açık Öğretim Lisesine ise bu okulların kayıt dönemlerinde öğrenci kayıtları yapılır." düzenlemesi yönünden;

Her ne kadar, dava tarihinden sonra anılan düzenlemede değişiklik yapılmış ise de; anılan değişikliğin dava konusu kuralın içeriğini değiştirmediği, değişikliğin; mevcut uygulamanın daha sistematik ve anlaşılır şekilde yeniden düzenlenmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın hukuki denetiminin yapılması gerektiği;

14/12/2005 tarih ve 26023 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği'nin 4 ve 6. maddeleri ile 24/12/2005 tarih ve 26033 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Açık Öğretim Lisesi Yönetmeliği'nin 4, 6 ve 24. maddeleri ve Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 41. maddesinin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, örgün eğitim kurumlarından yaygın eğitim kurumlarına; yaygın eğitim kurumlarından örgün eğitim kurumlarına geçişlerin, gerekli şartların taşınması halinde mümkün olduğu, dava konusu düzenleme içerisinde ayrıca yaş, başarı durumu ve benzeri kriterlere yer verilmemiş olmasına rağmen, mevzuat hükümlerinin birbirini tamamlayıcı ve/veya hükümlerin birbirinin devamı mahiyetinde olduğu, uygulamaya yönelik olarak, düzenlenen alana ilişkin bütün hükümlerin dikkate alınması gerektiği hususları da göz önünde bulundurulduğunda, dava konusu düzenlemenin eksik olduğundan söz edilemeyeceği, düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu,

Yönetmeliğin 31. maddesinin 4. fıkrası yönünden;

07/07/2018 tarih ve 30471 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nin 4. maddesinin (ö) bendi, 7, 8 ve 22. maddeleri ile Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 31. maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden; Anadolu teknik programlarına ve proje okulu kapsamındaki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında eğitim alan öğrencilerden tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitimlerine devam eden özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin, meslek alanı ve dalına yönlendirilmesinde öğrencilerin yetenekleri, sağlık ve engel durumlarının niteliği ve oranının dikkate alınacağı, bireylerin eğitsel değerlendirmesi ve tanılaması ile ilgili iş ve işlemlerin Rehberlik Araştırma Merkezi (RAM) bünyesinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulu tarafından yapılacağı, özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin tanılaması ve değerlendirilmesi ve yönlendirilmesinin bu alanda uzman kurullarca yapılması gerektiği, RAM bünyesinde oluşturulan özel eğitim değerlendirme kurulunun değerlendirme ve tanılamaya yönelik yürüteceği iş ve işlemlere ilişkin usul ve esasların Yönetmelik'te açıkça düzenlendiği, buna göre; birey için uygun eğitim ortamına yönlendirilmesi amaçlı başvurularda gerektiğinde Engelli Sağlık Kurulu Raporu istenebileceği, öğrenciler için hazırlanacak eğitim programları ile Anadolu teknik programlarına ve proje okulu kapsamındaki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarında eğitim alan öğrencilerin alan ve dal tercihlerine yönlendirmelerde, Yönetmeliğin belirlediği esasların gözetileceğinin görüldüğü;

Davacı tarafından; sağlık kurulu raporu şartına yer verilmemesi nedeniyle düzenlemenin eksik olduğu, RAM tarafından hazırlanmış eğitsel değerlendirme raporları ve önceki bireyselleştirilmiş eğitim raporlarının dikkate alınması gerektiği iddia edilmekte ise de; Anadolu teknik programlarına ve proje okulu kapsamındaki mesleki ve teknik ortaöğretim kurumları ile diğer ortaöğretim kurumlarında eğitim alan öğrencilerin tam zamanlı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitime yönlendirilmesinin RAM bünyesinde yer alan "Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu" tarafından yapılacağı dikkate alındığında davacının bu iddialarına itibar edilmediği;

Bu durumda; dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;

Yönetmeliğin 58. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde yer alan "son haftaları" ibaresi yönünden;

Davacı tarafından, sorumluluğun dönem bitmeden ortaya çıkmayacağı, burada ancak ortalama yükseltme sınavının yapılabileceği iddia edilmekte ise de; dava konusu Yönetmeliğin 58. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ders yılı sonunda her bir dersten iki dönem puanı olmak kaydıyla doğrudan sınıf geçemeyen ve başarısız ders sayısının en fazla 3 olan öğrencilerin sorumlu olarak sınıf geçeceği kuralı dikkate alındığında, "sorumluluk" kavramının, sadece eğitim öğretim yılı içerisindeki başarısızlığı değil, şartları oluşması halinde (ilgili dersten 2 dönem puanının olması ve en fazla 3 dersten başarısız olunması) geçmiş dönemlerde oluşan başarısızlığı da kapsadığının anlaşıldığı;

Burada; ölçme ve değerlendirme esasları dikkate alınarak öğrenci başarı değerlendirmesi neticesinde; sorumlu olunan derslerin başarı ile tamamlanabilmesi amacıyla eğitim öğretim yılı içerisinde toplamda 3 defa yapılacak olan sorumluluk sınavlarının yapılması öngörülen zaman aralığının, öğrencinin yüksek yararı gözetilerek belirlendiği, bu haliyle; gerek öğrencinin alt dönemlerden sorumlu olarak geçtiği derslerden başarılı olabilmesi gerekse 12. sınıfta olup mezuniyet aşamasında olan öğrencilerin mezun olabilmesi amacıyla getirilen düzenlemenin hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu;

Yönetmeliğin 78. maddesinin 2, 7 ve 8. fıkraları yönünden;

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 89. maddesi ile bu maddeye dayanılarak hazırlanan Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders Ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar'ın 8 ve 10. maddeleri ile 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 33. maddesi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. maddesi ve 11/09/2014 tarih ve 29116 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği'nin 13. maddesi belirtilerek;

Ortaöğretim kurumlarında yöneticilik görevinin gereği olarak, müdürlük, müdür başyardımcılığı ve müdür yardımcılığının, ders görevi dışında idari niteliği haiz oluşu ve bu görevlerin, eğitim hizmetinde süreklilik anlayışı içerisinde ifası gerektiği dikkate alındığında; gerekli olması halinde, müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısının çalışmalarını mesai dışında da sürdürmesi ve taşımalı eğitim uygulamasına yönelik olarak müdüre yüklenen görevlerin gereklerinin yerine getirmesinin taşımalı eğitim uygulamasının barındırdığı riskler de göz alındığında kamu yararı gereği olduğu ve düzenlemelerde öğrencinin yüksek menfaatinin gözetildiği anlaşıldığından, dava konusu 78. maddenin 2. ve 8. fıkralarında hukuka aykırılık bulunmadığı;

Öte yandan; Milli Eğitim Bakanlığı Yönetici ve Öğretmenlerinin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Karar'ın ilgili maddeleri uyarınca kurum yöneticilerinin faaliyetleri için belirli ders saatleri oranında ders ücreti öngörüldüğünden, davacı Sendikanın düzenlemelerin "Angarya yasaktır" ilkesinin ihlali olduğu yolundaki iddialarına itibar edilmediği;

Yönetmeliğin 7. fıkrası hakkında Dairelerinin E:2014/6589 sayılı esasına kayıtlı dava dosyasında davalı idarece, din görevliliğinin bilgi yönününün, Anadolu İmam-Hatip Lisesi öğretim programlarında bulunan meslek dersleri, genel kültür dersleri ve seçmeli derslerin oluşturduğu; uygulama yönünü ise, yine programlarda yer alan dersleri temel alarak din hizmetleri eğitimini pekiştirmeyi amaçlayan hitabet ve mesleki uygulama dersinin kazandıracağı; ayrıca din görevliliğinin, alan bilgileri yanında bu bilgileri başkaları ile paylaşmaya yardımcı olacak özel çabayı da gerektiren bir faaliyet olduğu, paylaşabilmek için bir konunun bilgisine sahip olmak nasıl gerekliyse, onu paylaşabilmenin yöntem ve tekniklerini bilmenin ve uygulayabilmenin de bir o kadar gerekli olduğunun savunulduğu;

Anadolu İmam-Hatip Lisesi ve Meslek İmam-Hatip Liselerinde öğrencilerin yetiştirilmesi amacıyla mesleki uygulamaların yapılmasının mümkün olduğu; bir başka anlatımla; İmam Hatip Liselerinden mezun olanların, kamuda ifa ettiği görevin niteliği itibarıyla bu görevin uygulamaya yönelik olduğu, dolayısıyla bu okullardan mezun olacak öğrencilerin yetiştirilmesine yönelik olarak, 1739 sayılı Kanun'un genel ve özel amaçları ile ilkelerine uygun uygulamalı eğitimin verilmesinin bu alanda kaliteyi ve niteliği artıracağı;

Bu durumda, dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;

Nitekim; Dairelerinin 12/11/2018 tarih ve E:2014/6589, K:2018/6778 sayılı kararının da bu yönde olduğu;

Yönetmeliğin 84/A maddesinin (c) bendinde yer alan "son dört yıl içinde adli veya idari soruşturma sonucu" ibaresi yönünden;

Anayasa'nın 124. maddesi dikkate alınarak kanun koyucu tarafından idareye tanınan düzenleme yetkisinin başta kamu yararı olmak üzere hizmet gereklerine, hukuk devleti, hukuk güvenliği ve kazanılmış haklara riayet ilkelerine uygun olarak kullanılması gerektiği;

Kamu yararı kavramı, tüm devlet organlarının işlem ve eylemlerinin genel nitelikteki amacını ve aynı zamanda nedenini oluşturduğu, çeşitli hak ve özgürlükler açısından bir sınırlama nedeni niteliği de taşımakta olup bu kavram genel bir ifadeyle bireysel, özel çıkarlardan ayrı ve bunlara üstün olan toplumsal yararı ifade ettiği;

Dava konusu düzenlemede, alan/bölüm, atölye ve laboratuvar şefi olarak görevlendirileceklerde aranacak şartlar arasında belli bir süreyle öğretmenler için "soruşturma sonucu görev yeri değiştirilmemiş olmak" şartına yer verilmesinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu, düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;

Yönetmeliğin 85. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi yönünden;

Yönetmeliğin 120. maddesi, 18/06/2014 tarih ve 29034 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 16/06/2014 tarih ve 2014/6459 sayılı Bakanlar kurulu Kararı ile kabul edilen Milli Eğitim Bakanlığına Bağlı Eğitim Kurumları Yönetici ve Öğretmenlerinin Norm Kadrolarına İlişkin Yönetmeliğin 19. maddesinin 1. fıkrası ve 20. maddesi belirtilerek;

İş kazası, meslek hastalıkları, yangın ve diğer tehlikelere karşı iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması konusunda özel eğitim ihtiyacı olan öğrencileri de dikkate alarak gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak görevinin, hem eğitim öğretim görevi hem de idari görev kapsamında bir sorumluluk olduğu, bu görevin alan/bölüm, atölye ve laboratuvar şeflerine verilmesinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu, düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;

Yönetmeliğin 91. maddesinin 2. fıkrasına eklenen (h) bendi yönünden;

1739 sayılı Kanun'un 56. maddesi belirtilerek;

Hukukumuzda, idarenin düzenleme yetkisinin konu bakımından sınırlandırılmadığı, idarelerin bir kanuna dayanmak ve varsa düzenleyici işlemin bir üst normuna uygun olmak şartıyla düzenleme yapabildiği, Anayasa'nın 124. maddesine göre ise; yönetmelikler, kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak şartıyla çıkarılabildikleri;

Ancak; idarelere takdir yetkisi tanınmakla birlikte, bu yetkinin sınırsız kullanımının da söz konusu olmadığı, idarelerin; eşitlik, kamu yararı, hizmet gerekleri, hak ve nesafet ilkelerine göre takdir yetkisini kullanmakla yükümlü oldukları;

Dava konusu edilen Yönetmeliğin, öğretmenlere nöbet görevi verilmesinin esaslarını düzenleyen 91. maddesiyle; 1739 sayılı Kanun'un 56. maddesinde belirtilen eğitim öğretim hizmetinin yürütülmesi, gözetim ve denetim görevi çerçevesinde, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı tüm ortaöğretim kurumlarındaki eğitim ve öğretimin kalitesinin arttırılması, öğrencilerin ders saatleri dışında denetim ve gözetiminin sağlanması ve bu suretle öğrencilerin güvenliğinin sağlanmasının amaçlandığının anlaşıldığı; nöbet görevinin, öğretmenliğin asli görevi ve eğitimin bir parçası olması, mesai ve ders saatleri içinde yapılan bir görev olması nedeniyle fazla çalışma kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı da dikkate alındığında, söz konusu düzenlemenin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu, düzenlemede hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı;

Yönetmeliğin 144. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi yönünden;

573 Sayılı Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 24. maddesi, 3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 18. maddesi ile 07/07/2018 tarih ve 30471 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği'nin 22 ve 32. maddeleri belirtilerek;

İşletmede yapılacak olan mesleki eğitim faaliyetine yönelik olarak; gerek 3308 sayılı Kanun gerek dava konusu Yönetmelik maddelerinde ayrıntılı düzenlemelere yer verildiği, idarenin, davacının istemde bulunduğu şekliyle komisyon kurulması yönünde Mahkemelerce zorlanamayacağı, ayrıca dava konusu Yönetmelik'te özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin işletmelerde aldıkları uygulamalı eğitime yönelik gerekli ve yeterli düzenlemelere yer verilerek, özel eğitim ihtiyacı olan bireylerin korunması hususunda gerekli tedbirlerin alındığı görüldüğünden dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı;

Yönetmeliğin 25. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ile 91. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendine eklenen "Taşımalı eğitim kapsamında eğitim veren okullarda bu süre öğretmenler kurulu kararıyla 30 dakikaya kadar çıkarılabilir." düzenlemesi yönünden;

Dava konusu düzenlemelerde yapılan değişiklikler sonrasında söz konusu düzenlemeler açısından davanın konusuz kaldığı;

Yönetmeliğin 52. maddesinin 3. fıkrası yönünden;

Öncelikle dava konusu fıkra, 01/09/2018 tarih ve 30522 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 23. maddesiyle yürürlükten kaldırılmış ise de bu değişikliğin, Dairelerinin 20/03/2018 tarih ve E:2017/7189 sayılı yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne ilişkin karar üzerine yapıldığı anlaşıldığından, düzenlemenin esası yönünden inceleme yapılması gerektiği belirtildikten sonra;

Anayasa'nın 10. maddesi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 4, 6 8 ve 30. maddeleri ile Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 51, 53, 54, 55 ve 65. maddelerine yer verilerek;

Yukarıda belirtilen mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; bir dersin dönem sonu puanının, o dersin yıl sonu puanına, bir dersin yıl sonu puanının ise; bir dersin ağırlıklı puanına, dolayısıyla, yıl sonu puanı ile mezuniyet puanına etki ettiği, mezuniyet puanının ise; okul birincilerinin tespitine, dolayısıyla yükseköğretim kurumlarına yerleştirme işlemlerinde okul birincisi kontenjanından yerleşmeye ve yükseköğretime giriş için yapılan merkezi sınavlarda adaylarca alınan ham puanlara eklenecek olan mezuniyet puanına doğrudan etki ettiği;

Okulların her birinin kendi arasında veya okullar arasında birinci dönem sonunda her sınıf seviyesinde alan/dal değişikliği de yapılarak nakil geçişi yapan öğrencilerin birinci dönem aldıkları derslerin dönem sonu puanları o derslerin yılsonu puanı hesabında dikkate alınmayarak, sadece ikinci dönem dönem sonu puanı o derslerin yılsonu puanı olarak kabul edileceği;

Bir başka anlatımla, alan/dal değişikliği de yapılarak nakil geçişi yapan öğrencinin geçiş yaptığı yıl için her dersten tek puan olacağı;

Her ne kadar davalı idarece; öğrencilerin alan/dal değiştirerek nakillerinin, sağlık durumunun ilgili mesleğin öğrenimine elverişli olmaması, çocuğun yasal nedenlerle koruma altına alınması, ailenin zorunlu yer değişikliği, öğrencinin ilgili alana ilgi ve yeteneğinin uygun olmadığının belirlenmesi halinde yapılabildiği; yaşanması muhtemel mağduriyetin azaltılması amacıyla alan/dal değişimi ile nakil imkanı öğrencilere sunulduğu; ayrıca mesleki ve teknik eğitimde modüler eğitim programları uygulandığı, öğrencinin bireysel öğrenme materyallerinin kullanarak kendilerini geliştirmelerinin mümkün olduğu, bu durumda öğrencinin ikinci dönemde göstereceği performansının yıl sonu başarısına kullanılmasının uygun olduğu savunulmakta ise de; ifade edilen durumların, öğrencilerin eğitim hayatında istisnaen yaşanabileceğinin görüldüğü;

Kaldı ki; öğrencilerin alan/dal değiştirerek nakillerinin zorunluluk arz ettiği durumların idarece ayrıca düzenlenebileceğinin açık olduğu;

Dolayısıyla davalı idarece, getirilen düzenlemenin amacının açıkça ortaya konulamadığı, alan/dal değişikliği yapılmak suretiyle gerçekleştirilen nakillerin zorunlu nedenlere dayanabileceği, gibi kişisel tercihler sebebiyle de gerçekleşebileceği dikkate alındığında, dava konusu bu düzenlemenin, yükseköğretime yöneltme ve yerleştirme bağlamında öğrenciler arasında fırsat eşitliği açısından avantaj veya dezavantaj yaratabileceği, bu durumun ise eşitlik ilkesinin ihlaline neden olabileceği görüldüğünden, dava konusu düzenlemenin Anayasa'ya ve 1739 sayılı Kanun'a dayanan Türk Milli Eğitiminin temel ilke ve kurallarına aykırı olduğu gerekçeleriyle;

-Dava konusu Yönetmeliğin 25. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi ile 91. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendine eklenen "Taşımalı eğitim kapsamında eğitim veren okullarda bu süre öğretmenler kurulu kararıyla 30 dakikaya kadar çıkarılabilir." düzenlemesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,

-Yönetmeliğin 52. maddesinin 3. fıkrasının iptaline,

-Dava konusu diğer maddeler yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI:

Davacı tarafından, Çocuk Ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 8. maddesine aykırı düzenleme yapıldığı, diğer okullarda eğitim öğretimin beş gün olduğu, altı gün düzenlemesinin eşitlik ve fırsat eşitliği ilkelerine aykırı olduğu, ayrıca altıncı gün için sigorta kaydının nasıl yapılacağının düzenlenmediği, uygulamada sorunlara yol açılacağı, nakil ve geçişlerde yaş ve benzeri kriterlere yer verilmemesinin eksiklik olduğu, özel eğitim ihtiyacı olan bireyler alan veya dal değiştirirken sağlık kurulu raporlarının dikkate alınması gerektiği, bu rapora yer verilmemesinin eksiklik olduğu, sorumluluk halinin dönem bitmeden ortaya çıkmadığı, bu nedenle ders yılının son haftalarında bu sınavların yapılmasının öngörülmesinin hukuka aykırı olduğu, müdür, müdür başyardımcısı ve müdür yardımcısı açısından görevin gerektirdiği durumlarda mesai saati dışında çalışmasını sürdürmesi düzenlemesinin angarya yasağına aykırı olduğu, bu çalışmaya ücret öngörülmemesi yönüyle eksik olduğu, diğer yandan bir eğitim kurumunun yöneticisine din kurumlarının görevlerinin yüklenmesinin yerinde olmadığı, ayrıca öğrenci taşınmasına ilişkin görevlerin okul müdürüne verilmesinin yersiz olduğu, atölye ve laboratuvar şefleri açısından soruşturma bulunmaması şartının haklı ve somut bir gerekçeye dayanmadığı, bu kişiler için ikinci bir ceza niteliğinde ağır bir yaptırım olduğu, atölye şefi haricinde okul iş sağlığı ve güvenliği kurulunun da tehlikelerin önlenmesi konusunda sorumluluğuna yer verilmesi gerektiği, nöbetçi öğretmenler açısından angarya yasağına aykırı olduğu, diğer yandan işletmelerde aranacak kriterlerin okullarda kurulacak ayrı bir komisyonca belirlenmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

Davalı idare tarafından, Yönetmeliğin 52. maddesinin 3. fıkrasının yürürlükten kaldırıldığı, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği ayrıca düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek Müşterek Kurul kararının iptale ilişkin kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI:

Davalı idare tarafından, Müşterek Kurulca verilen kararın davanın reddine ilişkin kısmının usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Davacı tarafından ise savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Temyiz istemlerinin reddi ile Müşterek Kurul kararının temyize konu iptale ve davanın reddine ilişkin kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın davanın reddine ve iptale ilişkin kısımları usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın temyize konu bu kısımlarının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen reddine, kısmen dava konusu düzenlemelerin iptaline ve kısmen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulunun 22/10/2020 tarih ve E:2017/7189, K:2020/4586 sayılı kararının temyize konu iptale ve davanın reddine ilişkin kısımlarının ONANMASINA, dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 4. fıkrasına eklenen "Ayrıca yoğunlaştırılmış eğitim programına göre işletmelerde mesleki eğitim haftalık azami çalışma saatini geçmemek şartıyla velinin veya reşit ise öğrencinin isteği doğrultusunda haftada 6 gün olarak da planlanabilir." cümlesi ile 78. maddesinin 7. fıkrası yönünden oyçokluğu, diğer istemler yönünden ise oybirliği ile,

3. Kesin olarak, 02/02/2022 tarihinde karar verildi.

KARŞI OY

X-Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 4. fıkrasına eklenen "Ayrıca yoğunlaştırılmış eğitim programına göre işletmelerde mesleki eğitim haftalık azami çalışma saatini geçmemek şartıyla velinin veya reşit ise öğrencinin isteği doğrultusunda haftada 6 gün olarak da planlanabilir." cümlesi incelendiğinde;

3308 Sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nun 3. maddesinin (h) bendinde; "işletmelerde mesleki eğitimin", mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumları öğrencilerinin beceri eğitimlerini işletmelerde, teorik eğitimlerini ise mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında veya işletme ve kurumlarca tesis edilen eğitim birimlerinde yaptıkları eğitim uygulamalarını ifade ettiği belirtilmiştir.

Anılan Kanun'un "İşletmelerde Meslek Eğitimi" başlıklı 18. maddesinde; on ve daha fazla personel çalıştıran işletmelerin, çalıştırdıkları personel sayısının yüzde beşinden az olmamak üzere mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumu öğrencilerine beceri eğitimi, mesleki ve teknik ortaöğretim okul ve kurumu öğrencilerine staj ve tamamlayıcı eğitim yaptıracağı, bu işletmelerin mesleki ve teknik eğitim yapan yükseköğretim kurumu öğrencilerine staj yaptırabileceği, 20. maddesinde; işletmelerde beceri eğitimi gören öğrencilerin teorik eğitiminin, mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumlarında veya işletmelerin eğitim birimlerinde yapılacağı, çalışma saatleri içinde yapılacak teorik eğitimin haftada oniki saatten az olamayacağı, bu eğitimin yoğunlaştırılmak suretiyle de yapılabileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.

06/04/2004 tarih ve 25425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Çocuk Ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde; "Bu Yönetmelik, 4857 sayılı İş Kanununun 71 inci maddesi gereğince, 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek işler, 14 yaşını bitirmiş ve ilköğretimini tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafif işler ve çalışma koşullarına ilişkin usul ve esasları kapsar." düzenlemesi yer almış, "Mesleki eğitim gören öğrenciler" başlıklı 5/A maddesinde ise; "Mesleki ve teknik eğitim okul ve kurumları öğrencilerine verilen; işletmede mesleki eğitim, staj ve çıraklık eğitimlerinin, uygulama alanına alınacak veya çıkarılacak işler ve yerler Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenir." kuralı öngörülmüştür.

Anılan Yönetmeliğin, "Hafta tatili" başlıklı 8. maddesinde; çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinlerinin kesintisiz kırk saatten az olamayacağı, ayrıca hafta tatili ücretinin bir iş karşılığı olmaksızın ödeneceği ifade edilmiştir.

Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'ne dava konusu düzenlemeyle eklenen fıkrada ise; yoğunlaştırılmış eğitim programına göre işletmelerde mesleki eğitimin, haftalık azami çalışma saatini geçmemek şartıyla, velinin veya reşit ise öğrencinin isteği doğrultusunda haftada altı gün olarak da planlanabileceği, düzenlenmesine yer verilmek suretiyle, işletmelerde yapılacak olan mesleki eğitimin altıncı günü olarak, cumartesi ya da pazar günü de eğitime devam edilebileceğinin kabul edildiği görülmektedir.

Bu durumda, sözü edilen değişiklik sonrasında, işletmelerde mesleki eğitimin altı gün olarak planlanması kapsamında, altıncı çalışma günü olarak ister cumartesi isterse pazar gününün planlanması halinde, Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul Ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in 8. maddesine aykırı olarak çocuk ve genç işçilerin haftalık dinlenme süresinin kesintisiz kırk saatten az olamayacağı kuralının ihlal edilmesi sonucunu doğuracağı açık olan dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyize konu müşterek kurul kararının davanın reddine ilişkin kısmının bu düzenleme yönünden bozulması gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

KARŞI OY

XX-Dava konusu Yönetmeliğin 78. maddesinin 7. fıkrası incelendiğinde;

07/09/2013 tarih ve 28758 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Müdür, görev, yetki ve sorumlulukları" başlıklı 78. maddesinin 7. fıkrasında; "Anadolu imam-hatip ve imam-hatip lisesi müdürleri ayrıca okuldaki eğitim, öğretimle ve işleyişle ilgili olarak, okulun çevreyle ilişki kurmasını sağlamak amacıyla, dini konularda halkın bilgilendirilmesine yönelik meslek dersleri öğretmenlerinin sorumluluğunda sosyal etkinlikler çerçevesinde hutbe, vaaz ve benzeri programlar düzenler ve bu konularda müftülük, il veya ilçe milli eğitim müdürlükleri, yükseköğretim kurumları ve diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapar..." kuralına yer verilmiştir.

16/09/2017 tarih ve 30182 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile anılan fıkrada değişiklik yapılmış ve fıkra; "Anadolu imam-hatip lisesi müdürleri, okuldaki eğitim, öğretimle ve işleyişle ilgili olarak okulun çevreyle ilişki kurmasını sağlamak amacıyla mesleki konularda uygulamaya yönelik faaliyetlerde meslek dersleri öğretmenlerinin sorumluluğunda sosyal etkinlikler çerçevesinde hutbe, vaaz ve benzeri programlar düzenler ve bu konularda müftülük, il veya ilçe milli eğitim müdürlükleri, yükseköğretim kurumları ve diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapar. Açık Öğretim İmam Hatip Lisesi öğrencilerine yüz yüze eğitim verilmesi konusunda gerekli önlemleri alır. Ayrıca okulun mescit, kütüphane, kitaplık, laboratuvar ve benzeri eğitim ortamları ve uygulama çalışmalarında kazanılacak bilgi ve becerilerin okulun amaçlarına ve öğretim programlarındaki ilkelere uygun olarak kullanılmasını sağlar." şeklinde yeniden düzenlenmiştir.

1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca; imam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığınca açılan ortaöğretim sistemi içinde, hem mesleğe hem yüksek öğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır.

Her ne kadar davalı idare tarafından, her mesleğin bir bilgi, bir de uygulama yönü olduğu, din görevliliğinin bilgi yönünü, Anadolu imam-hatip lisesi öğretim programlarında bulunan meslek dersleri, genel kültür dersleri ve seçmeli derslerin oluşturduğu, uygulama yönünü ise, yine programlarda yer alan dersleri temel alarak din hizmetleri eğitimini pekiştirmeyi amaçlayan hitabet ve mesleki uygulama dersinin kazandıracağı, ayrıca din görevliliğinin, alan bilgileri yanında bu bilgileri başkaları ile paylaşmaya yardımcı olacak özel çabayı da gerektiren bir faaliyet olduğu, paylaşabilmek için bir konunun bilgisine sahip olmak nasıl gerekliyse onu paylaşabilmenin yöntem ve tekniklerini bilmek ve uygulayabilmenin de bir o kadar gerekli olduğu ileri sürülerek dava konusu bu iki hükmün hukuka uygun olduğu savunulmuş ise de; Anadolu imam-hatip lisesi ve meslek imam-hatip liselerinde öğrencilerin yetiştirilmesi amacıyla mesleki uygulamaların yapılması mümkün olmakla birlikte, bu amacı aşar nitelikte, hem bu okulların müdürlerine hem de öğretmenlerine dini konularda halkın bilgilendirilmesine yönelik faaliyetler düzenleme ve bu faaliyetlere katılma görevi yüklenmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyize konu Müşterek Kurul kararının davanın reddine ilişkin kısmının bu düzenleme yönünden bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber