Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine açılan dava sonuçlandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 15/04/2015 tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin bazı maddelerinin iptali için açılan davada kararını verdi.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 25 Kasım 2022 00:10, Son Güncelleme : 25 Kasım 2022 00:11
Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğine açılan dava sonuçlandı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 15/04/2015 tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin bazı maddelerinin iptali için açılan davada kararını verdi.

Danıştay Onikinci Dairesinin 26/04/2021 tarih ve E:2021/1925, K:2021/2368 sayılı kararının temyize konu, Yönetmeliğin 32. maddesi ile 36. maddesinin 4. fıkrasının iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA, 9. maddesinin 3. fıkrasının iptaline ilişkin kısmının BOZULMASINA karar verildi.

Bozma gerekçesinden:

Yönetmeliğin 9. maddesinin dava konusu 3. fıkrası ile de cami görevlisi (imam-hatiplik ve müezzin-kayyımlık) kadroları tahsis edilmemiş camilerde, ücreti, çalışma ve sosyal güvenceleri, muhtarlık, dernekler veya vakıflarca karşılanan geçici cami görevlilerinin görevlendirilme usulünün kurala bağlandığı görülmektedir.

Bu düzenlemeyle, kadro tahsis edilinceye kadar muhtarlık, dernekler veya vakıflarca ücreti, çalışma ve sosyal güvenceleri karşılanan cami görevlilerinin sosyal güvenlik primlerinin ödenmemesi nedeniyle mağdur edilmemeleri ve Diyanet İşleri Başkanlığına bu hususta açılan davaların sona erdirilerek mali yönden korunmasının amaçlandığı, bunun camileri yönetme görevinin bir gereği olarak illegal çalışmayı kontrol altına almayı ve karmaşayı ortadan kaldırmayı da sağladığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, söz konusu camilerde, sigorta primlerinin ödenip ödenmediğinin il müftülüğü tarafından takip edilmesi şartıyla il müftüsü veya kaymakamın teklifi üzerine valilik onayı ile cami görevlilerinin geçici olarak görevlendirilebileceği kuralının getirildiği Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin iptali istenilen 9. maddesinin 3. fıkrasında, hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediğinden davanın bu kısmının reddi gerekirken, anılan hükmün iptali yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.


T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2022/621
Karar No: 2022/1774

TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) :1- .
VEKİLİ: Hukuk Müşaviri .
2- . Başkanlığı
VEKİLİ: I. Hukuk Müşaviri V. .
KARŞI TARAF (DAVACI) : . Sendikası (.-Sen)
VEKİLİ: Av..

İSTEMİN KONUSU:

Danıştay Onikinci Dairesinin 26/04/2021 tarih ve E:2021/1925, K:2021/2368 sayılı kararının iptale ilişkin kısmının davalı idareler tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava konusu istem:

15/04/2015 tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 6. maddesinin 1. fıkrasının; (b) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan, "Başkanlıkta en az üç yılını müftülük, dengi veya üstü görevlerde geçirmiş olmak kaydıyla on yıl veya vaiz olarak on beş yıl veya ilahiyat fakültelerinde beş yılı öğretim üyesi olmak üzere toplam on yıl görev yapmış olmak"; (ç) bendinin (1) numaralı alt bendi ile (d) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan "Dini yüksek öğretim mezunu olmak"; (e) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan ''Başkanlıkta en az beş yılını vaizlik veya üstü görevlerde veya ilahiyat fakültelerinde beş yılı öğretim üyesi olmak şartıyla kamu kurum ve kuruluşlarında toplam on iki yıl görev yapmış olmak"; (e) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan "Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü ve Strateji Geliştirme Başkanı olarak atanabilmek için; en az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olup kamu kurum ve kuruluşlarında toplam on iki yıl görev yapmış olmak"; (m) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan "Başkanlıkta, en az beş yılını ilçe müftüsü veya dengi görevlerde geçirmiş olmak kaydı ile vaizlik veya üstü sayılan görevlerde toplam sekiz yıl veya ilahiyat fakültelerinde öğretim üyesi olarak beş yıl görev yapmış olmak"; (o) bendinin (3) numaralı alt bendinde yer alan "Kamu kurum ve kuruluşlarında toplam beş yıl görev yapmış olmak"; (t) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan ''En az orta öğrenim düzeyinde dini öğrenim görmüş olmak" ibarelerinin; 9. maddesinin 3. fıkrasının; 23. maddesinin 3. fıkrasının; 32 ve 34. maddelerinin, 36. maddesinin 4. fıkrasının, 37. maddesinin, 43. maddesinin 2. fıkrasının ve Geçici 1. maddesinin iptali istenilmiştir.

Daire kararının özeti:

Danıştay Onikinci Dairesinin 26/04/2021 tarih ve E:2021/1925, K:2021/2368 sayılı kararıyla;

Anayasa'nın 124, 128 ve 136.; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3, 4, 68, 72, 76 ve 86.; 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 10 ve 25.; Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin (Genel Yönetmelik) 5. madde hükümlerine yer verildikten sonra;
Yönetmeliğin 6. maddesinin, 1. fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendi, (e) bendinin (3) numaralı alt bendi, (t) bendinin (1) numaralı alt bendi ile 23. maddesinin 3. fıkrası yönünden;

Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinin (2) numaralı alt bendi ile aynı maddenin 1. fıkrasının (e) bendinin (3) numaralı bendinin, dava devam etmekte iken, 23/06/2016 tarih ve 29751 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirildiği; 11/04/2018 tarih ve 30388 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 2. maddesi ile dava konusu Yönetmeliğin 23. maddesinin 3. fıkrasının yürürlükten kaldırıldığı; 23/12/2020 tarih ve 31343 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmeliğin 1. maddesi ile dava konusu Yönetmeliğin 6. maddesinin 1. fıkrasının (t) bendinin (1) numaralı alt bendinin yürürlükten kaldırıldığı anlaşıldığından, Yönetmeliğin iptali istenen bu hükümleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği,

Yönetmeliğin 6. maddesinin, 1. fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendi, (ç) bendinin (1) numaralı alt bendi, (d) bendinin (1) numaralı alt bendi, (m) bendinin (2) numaralı alt bendi, (o) bendinin (3) numaralı alt bendi ile 34. , 37. , 43/2. ve Geçici 1. maddeleri yönünden;

İptali istenilen Yönetmelik maddelerinin idareye tanınan takdir yetkisinin sınırları içinde, üst hukuk normları ile hizmet gereklerine uygun olarak hazırlandığı ve kamu yararı ile hizmet gereklerine aykırılık içermediği sonucuna ulaşıldığından, anılan bu hükümlere yönelik davanın reddinin gerektiği,

Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrası yönünden;

Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerinin gerektirdiği görevlerin memurlar eliyle yürütülmesi Anayasa'da ve 657 sayılı Kanun'da açıkça düzenlendiğinden, genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli bir kamu görevinin, memurlar dışında yapılamayacağı, 657 sayılı Kanun'un 5. maddesinde, bu Kanuna tabi kurumların, 4. maddede yazılı dört istihdam şekli dışında personel çalıştıramayacakları kurala bağlandığından, 657 sayılı Kanun'a tabi kurumlarda, memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler dışında personel istihdamına hukuken imkan bulunmadığı,

Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 86. maddesinde, vaizlik, Kur'an kursu öğreticiliği, imam-hatiplik ve müezzin- kayyımlığa ait boş kadrolara, açıktan vekil atanabileceğinin de öngörüldüğü,

Anayasa'nın ve 657 sayılı Kanun'un açık hükümlerine rağmen, dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrasında, "İlgili mevzuatına göre ücreti, çalışma ve sosyal güvenceleri, muhtarlık, dernekler veya vakıflarca karşılanan cami görevlileri, her ay il müftülüğünce sigorta primlerinin ödenip ödenmediğinin takip edilmesi şartıyla il müftüsü veya kaymakamın teklifi üzerine Valilik onayı ile geçici olarak görevlendirilebilir." şeklinde bir "atama usulü"nün getirildiği,

İmam-hatip ve müezzin-kayyımdan oluşan cami görevlilerinin, genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu görevi statüsünde olduğundan, kanun ile ihdas edilen imam-hatip ve müezzin-kayyım kadrolarında, "Devlet memuru" statüsüne sahip olmayanların görev yapmasının mümkün olmadığı, bunun yanı sıra, personeli 657 sayılı Kanun'a tabi olan Diyanet İşleri Başkanlığında memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçi statüleri dışında personel istihdamı da mümkün olmadığı halde, Anayasa'ya ve Kanun'a aykırı bir şekilde, dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrası ile cami görevlileri olan imam-hatiplerin ve müezzin-kayyımların farklı bir statüde istihdam edilmesi imkanının getirildiği,

Kaldı ki, cami görevlilerinin, dava konusu Yönetmelik ile getirilen "atama usulü" ile çalıştırılması ve ücretlerinin muhtarlık, dernekler, vakıflar tarafından ödenmesi, bu görevlerin asli ve sürekli kamu görevi niteliğinin yanı sıra, Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluş ve varoluş amacıyla da bağdaşmadığı,

Dava konusu Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrası ile öngörülen atama usulünün, imam-hatiplik ve müezzin-kayyımlık kadroları ihdas edilmemiş camilere özgü bir usul olduğunun kabulünün mümkün görülmediği, zira, bir kamu hizmeti olan din hizmetlerinin muhtarlıklara, belli dernek ve vakıflara gördürülmesi gibi bir sonuç doğuracağı ve din hizmetlerinin görülmesi konusunda tek yetkili ve görevli olan Diyanet İşleri Başkanlığının kuruluşuna ilişkin Anayasa ile belirlenen temel ilkelerin göz ardı edilmesi anlamına geleceği, zira, ihtiyaç halinde camilere ivedi olarak kadro aktarmak ve öncesinde kadro ihdası için gerekli işlemleri başlatmanın Diyanet İşleri Başkanlığının temel görev ve sorumluluğunda olduğu,

Bu nedenle, Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrasının, Anayasa'ya ve 657 sayılı Kanun'un temel ilkelerine aykırı olduğu, bu düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı,

Yönetmeliğin 32. maddesi yönünden;

657 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle Genel Yönetmeliğin 5. maddesinde yer alan düzenlemelerden, Devlet memurlarının zorunlu çalışma süreleri ve zorunlu yer değiştirme suretiyle yapılacak atamalarında illerin gruplandırılarak hizmet bölgelerine ayrıldığı,

Yönetmeliğin 32. maddesinde, bir yandan taşra teşkilatında görev yapan şeflerin zorunlu yer değiştirmeye tabi olmadığı belirtilmesine rağmen, diğer yandan bulundukları yere özgü koşullar gözetilerek 5 yıllık sürenin bitiminde zorunlu atama yapılması sonucunu doğuracak nitelikte bir kural getirildiği, böylece grup ve sınıflar arası atamaya tabi olacağı öngörülen unvanlar ismen sayıldığı halde, bu kapsamda olmayan ve taşra teşkilatında görev yapan şeflerin bulundukları yerdeki görev süresinin 5 yıl ile sınırlandırıldığı; ayrıca, 657 sayılı Kanun'un 72. maddesiyle Genel Yönetmeliğin 5. maddesi kapsamında söz konusu şefler yönünden illerin gruplandırılmadığı, bu düzenlemenin, adil ve dengeli dağıtım ilkesine ve üst hukuk normlarına aykırı uygulamalara yol açabilecek nitelikte olduğundan, Yönetmeliğin genel düzenlemesine ve hizmet gereklerine aykırılık taşıdığı, bu haliyle üst hukuk normlarına aykırı olduğu anlaşılan Yönetmeliğin anılan hükmünde hukuka uygunluk bulunmadığı,

Yönetmeliğin 36. maddesinin 4. fıkrası yönünden;

657 sayılı Kanun'un 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabileceklerinin kurala bağlandığı,

Yönetmeliğin 36. maddesinin 4. fıkrası ile personelin hizmet gereği görev veya yer değiştirmesine ilişkin kuralların düzenlendiği, ancak söz konusu madde ile getirilen kuralların hizmetin gerektirdiği durumlar ile ilgili olup, ilgili mevzuat hükümlerine uyulmaksızın, hizmetin gerektirdiği durumlar dışında keyfi atama yapılabileceği anlamında da yorumlanabilen şekilde maddede "ilgili mevzuatında yer alan diğer hükümlere bağlı kalmaksızın" şeklinde düzenleme yapılmasının hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı,

Gerekçeleriyle, Yönetmeliğin 32. maddesinin, 36. maddesinin 4. fıkrasının, 9. maddesinin 3. fıkrasının iptaline, 6. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinin (2) numaralı alt bendinin, (ç) bendinin (1) numaralı alt bendinin, (d) bendinin (1) numaralı alt bendinin, (m) bendinin (2) numaralı alt bendinin, (o) bendinin (3) numaralı alt bendinin, 34. maddesinin, 43. maddesinin 2. fıkrasının, 37. maddesinin ve Geçici 1. maddesinin iptali istemi yönünden davanın reddine, dava konusu diğer düzenlemeler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:

Davalı idareler tarafından, Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrasıyla ilgili Daire değerlendirmesinin hukuka aykırı olduğu, kadrosu olmayan veya görevlisi bulunmayan camilerde muhtarlıklar, dernekler ve vakıflar tarafından din hizmeti yürüten görevlilerin görevlendirildiği, bu görevlilerin görevlendirilmesinin kendi mevzuatına göre yapıldığı, sosyal güvencelerinin aksatılması halinde ise Diyanet İşleri Başkanlığı (Başkanlık) aleyhine adli yargıda açılan davalarla kurumun zarara uğradığı görüldüğü için bu şekilde görevlendirilenlerin sosyal güvencelerinin tam olarak yerine getirilmesinin amaçlandığı, düzenlemeyle Başkanlığın mali konular bakımından zarara uğramasının önlenmesinin hedeflendiği,

Yönetmeliğin 32. maddesinde, şef unvanlı personelin, grup ve sınıf hizmetine tabi olmadığından 657 sayılı Kanun'un 76. maddesine göre hizmet gerekleri bağlamında süre sebebiyle yer değiştirilmeleri hususunun düzenlendiği, şef unvanlı personelin yönetici görevi olduğundan bulundukları yerde uzun süre görev yapmaları halinde zorunlu yer değiştirme sebebiyle grup ve sınıf hizmetine tabi olan taşra teşkilatındaki üst yöneticilerin yönetim etkisini zayıflattığının kurumsal bir değerlendirme olduğu, bu çerçevede şef unvanlı personelin süre sebebiyle yer değiştirmeye tabi olmakla birlikte, bu yer değişikliğinin personelin görev mahalline en yakın ve sosyokültürel bakımdan yakınlık gösteren yerlere yapılmasının düzenlendiği ve idarenin takdir hakkının sınırlarının belirgin hale getirildiği,

Cami görevlilerinin görev yaptığı camiye göre herhangi bir kazanımlarının bulunmadığı, Başkanlıkça camilerde yürütülen din hizmetlerinin caminin bulunduğu mahalle veya cami cemaatinin yapısına göre değişkenlik arz edebileceği durumlarda ihtiyaca cevap verilmesi için Yönetmeliğin 36. maddesinin 4. fıkrasının düzenlendiği, kaldı ki, 633 sayılı Kanun'un 10. maddesinde bu görevlilerin ilk atamasının Diyanet İşleri Başkanının yetkisine bırakıldığı, verilen iptal kararının kamu yararı ve hizmetin gereklerine aykırı olduğu; camilerde görev yapan personelin aynı yerde çok uzun süre görev yapmasının bir kısım cami cemaati tarafından şikayet konusu edilebildiği, bundan kaynaklanan yakınmalar dikkate alınarak kademeli olarak cami görevlilerinin görev yeri değişikliği imkanının getirildiği; idarenin sahip olduğu takdir yetkisini kullanmasını engelleyecek, anlamsız kılacak veya yetkinin özüne dokunacak yönde yargı kararı verilmesinin Anayasa'ya ve 2577 sayılı Kanun'a aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:

Davacı Sendika tarafından savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ DÜŞÜNCESİ:

Davalı idarelerin temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile Daire kararının, Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrasının iptaline ilişkin kısmının bozulması; iptale ilişkin diğer kısımlar bakımından ise temyiz istemlerinin reddi ile bu kısımların onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalılardan Diyanet İşleri Başkanlığının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY:

Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği, 15/04/2015 tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Davacı Sendika tarafından, "dava konusu istem" bölümünde belirtilen Yönetmelik hükümlerinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:

Anayasa'nın "Din ve vicdan hürriyeti" başlıklı 24. maddesinde, herkesin, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğu, 14. madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dini ayin ve törenlerin serbest olduğu, din ve ahlak eğitim ve öğretiminin Devletin gözetim ve denetimi altında yapılacağı, "Yönetmelikler" başlıklı 124. maddesinde -işlem tarihindeki haliyle-, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabileceği hükme bağlanmış; "Diyanet İşleri Başkanlığı" başlıklı 136. maddesinde ise, "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir." hükmüne yer verilmiştir.

633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Görev" başlıklı 1. maddesinde -işlem tarihindeki haliyle- , "İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere, Başbakanlığa bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı Kurulmuştur."; "Başkanlığın hizmet birimleri, görevleri ve yetkileri" başlıklı değişik 7. maddesinde, "Başkanlığın hizmet birimleri, görevleri ve yetkileri şunlardır: a) Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 1) Cami ve mescitleri ibadete açmak, yönetmek, ibadet ve irşat hizmetlerini yürütmek ..."; "Taşra teşkilatı" başlıklı 8/2. maddesinde, "...İl ve ilçe müftüleri, bölgelerinde Diyanet İşleri Başkanlığını temsil eder, din hizmetlerini, dini müesseseleri yönetir ve din görevlilerinin hizmetlerini düzenleyip denetler. ..."; "Camilerin ibadete açılması ve yönetimi" başlıklı değişik 35. maddesinde, "Cami ve mescitler Diyanet İşleri Başkanlığının izni ile ibadete açılır ve Başkanlıkça yönetilir. Hakiki ve hükmi şahıslar tarafından yapıldığı halde izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve mescitlerin yönetimi üç ay içinde Diyanet İşleri Başkanlığına devredilir. Diyanet İşleri Başkanlığınca buralara imkanlar nispetinde kadro tahsis edilir. Kadro tahsis edilinceye kadar buralarda görev yapanların mesleki ehliyetleri ile ilgili esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir." hükümleri yer almaktadır.

15/04/2015 tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin "Atama usulü" başlıklı 9. maddesinde ise, "(1) Başkanlık personeli, 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 10 uncu maddesi hükümleri çerçevesinde atanır. ... (3) İlgili mevzuatına göre ücreti, çalışma ve sosyal güvenceleri, muhtarlık, dernekler veya vakıflarca karşılanan cami görevlileri, her ay il müftülüğünce sigorta primlerinin ödenip ödenmediğinin takip edilmesi şartıyla il müftüsü veya kaymakamın teklifi üzerine valilik onayı ile geçici olarak görevlendirilebilir. ..." hükümlerine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür.

Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onikinci Dairesi kararının, 15/04/2015 tarih ve 29327 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin temyize konu 32. maddesi ile 36. maddesinin 4. fıkrasının iptaline ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Öte yandan, Yönetmeliğin 32. maddesinde, ''Zorunlu yer değiştirmeye tabi olmayan taşra teşkilatında görev yapan şeflerin bulundukları yerde hizmet süreleri beş yıldır. Hizmetin gerekleri, özellikleri ile son görev yerlerinin ekonomik, sosyal, kültürel ve ulaşım şartları yönünden benzerlik ve yakınlık göstermesi hususları dikkate alınarak, beş yıllık hizmet süresi sonunda görev yerleri değiştirilir. Bu süre Başkanlıkça bir yıl uzatılabilir.'' düzenlemesine yer verilmiştir.

Davalı idareler tarafından; her ne kadar taşra teşkilatında görevli şeflerin grup ve sınıf hizmetine tabi olmadığı, bu nedenle Yönetmeliğin 32. maddesinde, 657 sayılı Kanun'un 76. maddesi uyarınca hizmet gerekleri bağlamında süre sebebiyle yer değiştirmenin düzenlendiği ileri sürülmekte ise de; mezkur Kanun'un 76. maddesinde grup ve sınıf hizmetine ilişkin bir hükme yer verilmediği gibi, Yönetmeliğin 38. maddesinde hizmet gereği görev veya yer değiştirmenin düzenlenmiş olması karşısında, davalı idarelerin bu iddiasına itibar etme imkanı bulunmamaktadır.

Daire kararının Yönetmeliğin 9. maddesinin 3. fıkrasının iptaline ilişkin kısmına gelince;

İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere kurulan Diyanet İşleri Başkanlığının, cami ve mescitlerin ibadete açılmasında ve yönetilmesinde görev, yetki ve sorumlulukları bulunmaktadır.

Öte yandan, kamu hizmeti, geniş tanımıyla, devlet ya da diğer kamu tüzelkişileri tarafından ya da bunların denetim ve gözetimleri altında, ortak gereksinimleri karşılamak ve kamu yararını sağlamak için topluma sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinliklerdir (Anayasa Mahkemesinin 10/03/2011 tarih ve E:2008/54, K:2011/45 sayılı kararından).

Bu bağlamda, hakiki ve hükmi şahıslar tarafından yapılan cami ve mescitlerin de yönetimi, buralara imkanlar nispetinde kadro tahsisi ve kadro tahsis edilinceye kadar buralarda görev yapanların mesleki ehliyetleri ile ilgili esas ve usulleri belirleme yetki ve sorumluluğu kanun koyucu tarafından 633 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile Diyanet İşleri Başkanlığı uhdesinde toplanmıştır.

Yönetmeliğin 9. maddesinin dava konusu 3. fıkrası ile de cami görevlisi (imam-hatiplik ve müezzin-kayyımlık) kadroları tahsis edilmemiş camilerde, ücreti, çalışma ve sosyal güvenceleri, muhtarlık, dernekler veya vakıflarca karşılanan geçici cami görevlilerinin görevlendirilme usulünün kurala bağlandığı görülmektedir.

Bu düzenlemeyle, kadro tahsis edilinceye kadar muhtarlık, dernekler veya vakıflarca ücreti, çalışma ve sosyal güvenceleri karşılanan cami görevlilerinin sosyal güvenlik primlerinin ödenmemesi nedeniyle mağdur edilmemeleri ve Diyanet İşleri Başkanlığına bu hususta açılan davaların sona erdirilerek mali yönden korunmasının amaçlandığı, bunun camileri yönetme görevinin bir gereği olarak illegal çalışmayı kontrol altına almayı ve karmaşayı ortadan kaldırmayı da sağladığı anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, söz konusu camilerde, sigorta primlerinin ödenip ödenmediğinin il müftülüğü tarafından takip edilmesi şartıyla il müftüsü veya kaymakamın teklifi üzerine valilik onayı ile cami görevlilerinin geçici olarak görevlendirilebileceği kuralının getirildiği Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin iptali istenilen 9. maddesinin 3. fıkrasında, hukuka ve mevzuata aykırılık görülmediğinden davanın bu kısmının reddi gerekirken, anılan hükmün iptali yolunda verilen Daire kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarelerin temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,

2. Danıştay Onikinci Dairesinin 26/04/2021 tarih ve E:2021/1925, K:2021/2368 sayılı kararının temyize konu, Yönetmeliğin 32. maddesi ile 36. maddesinin 4. fıkrasının iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA, 9. maddesinin 3. fıkrasının iptaline ilişkin kısmının BOZULMASINA,

3. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,

4. Kesin olarak, 16/05/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber