ÖSYM Yine Yanlış Yaptı mı?

Haber Giriş : 02 Haziran 2003 22:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
ÖSYM Yine Yanlış Yaptı mı?
Genel yerleştirmelerde yanlış yapan, bu nedenle de yerleştirme işlemlerini yenileyen ÖSYM'nin yine yanlış yaptığı yönünde sitemize bilgiler gelmektedir. Bu seferki yanlışlıkların Devlet Hava Meydanlarının alacağı Hava Trafik Kontrolöründe yaşandığı belirtiliyor. Bize göre bu yanlışlar, yerleştirme işlemlerinin ÖSYM ile devam edemeyeceğini göstermektedir. Ayrıntılar için tıklayın.

Aşağıda yapmış olduğumuz açıklamalar kesinlikle bir kurum (bu bağlamda ÖSYM) hedef alınarak yapılmamıştır. Biz konuyu ayrıntılı olarak bildiğimiz için, yerleştirme işlemlerinin, bu işi bilen ve bu konulara hakim (657 ve ilgili mevzuat) uzmanlar istihdam eden Devlet Personel Başkanlığı tarafından yapılmasını istiyoruz.

Bu bağlamda bir noktanın da altını çiziyoruz. Bilgisayar makinesinin ÖSYM veya başka bir yerde çalışmasının hiçbir önemi yoktur. Bu teknik bir konudur. Optik okuyucusu olan her kurum (ÖSYM, MEB, DPB) bu işi rahatlıkla yapabilir. Çünkü iki husus çok önemlidir. Birincisi, işlemlerin optik okuycu ile yürütülmesi, ikincisi ise taban puanların açıklanmasıdır. Devlet Personel'in yapmış olduğu en büyük hata, taban puanları açıklayamaması olmuştur. Bunun sebebi de söylenildiği üzere, torpil değil bu kurumda çalışan bilgisayar mühendislerinin teknik kapsasitesidir. Önemli olan yerleştirme işlemlerindeki hukuki bilgidir. Aşağıda bu konuya ilikişkin sadece bir kaç örnek verilmiştir. ÖSYM'nin KPSS kılavuzunda yapmış olduğu hataların bunlarla sınırlı olmadığının bilinmesini istiyoruz.

--------------------------------------------------------------------------------

Bilindiği üzere Genel yerleştirmeler sırasında ÖSYM hata yaptığını kabul etmiş ve bu nedenle de yerleştirme işlemini yenilemişti. Bu yanlışlıktan dolayı 130 kişi mağdur oldu. Mağdur olan kişi sayının az çıkmasının sebebi açılan boş kadro sayısının sınırlı olmasındadır.

Biz bu yanlışlık üzerine ÖSYM'nin hiçbir hukuki altyapıya sahip olmadığını, bu nedenle yerleştirme işlemlerinde tek etkin kurum olmaması gerektiğini belirtmiştik. Çünkü memur yerleştirme işlemleri ÖSS sınavından farklı olarak hukuki altyapı gerekmektedir. Yani yapılan işlem basit bir bilgisayar programının çok ötesindedir.

Bizim edindiğimiz bilgilere göre yanlışlıkların büyük bir kısmı eski sistemden vazgeçilmesidir. Eski sistemde kişi tercihlerini yapar ve puan üstünlüğüne göre atanırdı ve bu noktada bilgisayar programı puan üstünlüğü ve öğrenim grubu(orta öğretim, lise, önlisans, üniversite) dışında başka bir unsuru dikkate almazdı. Ancak, ÖSYM'nin kullanmış olduğu sistemde yapılan bilgisayar programı ile her şey kontrol edilmek istenmektedir. Örneğin ÖSYM'nin yayınlamış olduğu kitapçıklarda kadrolara sadece belirli bölüm mezunlarının başvurmasına olanak tanınmaktadır. Bir örnek verecek olursak, "alınacak kadro mühendis ve gerekli şart ise Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olmak." Oysaki bu unvanı sadece bu bölüm mezunları değil, Kontrol ve Bilgisayar Mühendisliği ve burada bizimde belirtemeyeceğimiz çok sayıda bölüm mezunları da almaktadır. Bu durum diğer tüm unvanlar için geçerlidir.

Zaten bu kontrol mümkün olmadığından dolayı, tüm kitapçıklarda eşdeğer bölüm mezunlarının da başvurabileceği yazılmıştır. Ancak eşdeğer bölümlerin ne olduğuna orta öğretim de MEB, yüksek öğretimde ise YÖK karar vermektedir. Ne yazıkki tüm bölümler açısından bu tür bir belirleme yapılmamıştır.

Son ek yerleştirmelerde ise bize göre yine bir skandal yaşanmıştır. Çünkü ÖSYM Devlet Hava Meydanlarının alacağı Hava Trafik Kontrolörleri için öncelik uygulaması getirmiştir. Buna göre bu kadroya önce Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu Hava Trafik Kontrolör bölümü mezunu olup, Hava Trafik Kontrolör lisansını almış olanlar öncelikle atanmaktadır. Ancak, ÖSYM'nin bu uygulaması hem yanlıştır hem de bize gelen bilgilere göre bu şart işletilememiştir. Bu KPSS'nin eşitlik mantığına aykırıdır.

Yine bize gelen bilgilere ÖSYM, Devlet Personel Başkanlığının görüşünü almadan ek yerleştirme kılavuzunu yayınlamıştır. Bu olay bile başlı başına bir skandal ve bir yetki gaspıdır.

Bir diğer önemli konu ise ÖSYM'nin Ek Yerleştirme Kılavuzunda yazmış olduğu ?ÖSYM tarafından yerleştirilen adaylar, Devlet Hava Meydanları İşletmesi hariç kamu kurum ve kuruluşlarınca yerleştirme yapılan kadrolara başka bir sınav veya mülakat yapmaksızın doğrudan atanacaklardır.? ifadedir. Bu ifade Devlet Hava Meydanlarına yerleştirilen kişilere sözlü sınavı yapılacağını belirtmektedir.

ÖSYM'nin başlatmış olduğu bu uygulama ve askeri kurumların devam ettirdiği benzeri uygulamalar sistemin şimdiden alt-üst olması anlamına gelmektedir.

Burada yaşanan bir diğer önemli sorunun da dile getirilmesi gerekmektedir. Devlet Personel Başkanlığınca yapılan yerleştirmelerde kamu kurumlarına yerleşen, ancak kamu kurumlarınca şartları tutmadığı için ataması yapılmayan kişilerin bilgileri Devlet Personel Başkanlığına gelmekte, Başkanlık hukuki olarak uygun olmayan bazı talepleri reddetmekte ve kamu kurumuna atamayı yapmasını istemekteydi. Bu uygulama, konunun yıllarca sürecek mahkemelere intikal etmeden kısa yoldan çözümünü sağlıyordu. Ancak ÖSYM'nin yapmış olduğu yeni uygulamada kamu kurumlarının, nitelikleri tutmuyor diye geri gönderdikleri memur adaylarına ilişkin dosyalarda hiçbir işlem yapılmamakta ve konu direkt olarak yargıya havale edilmektedir.

Yukarıda yer vermiş olduğumuz iddialar ciddi iddialardır. Bir kişide dahi yanlış yapılmış olması halinde tüm atamaların yenilenmesi gerekmektedir. Ve yine bize gelen bilgilere göre yine yanlış yapılmıştır.

Yerleştirme işlemlerinde torpilin olduğuna inananların oranı sitemizin anketine göre %90 seviyesindedir. Bu oran Devlet Personel Başkanlığı için %82 idi. Dolaysıyla ÖSYM'nin yerleştirmelerde başarılı olduğunu kimse iddia edemez.

Vatandaşın kafasındaki torpil imajını silmek için yerleştirme işlemlerinin devredilmiş olduğu ÖSYM, ne yazık ki bu işlevini layıkıyla yerine getirememiştir. Bu nedenle, yerleştirme işlemlerinde ÖSYM'ye el çektirilmelidir. Yukarıda belirtmiş olduğumuz hususlar hakkında ise çok acil olarak bir soruşturma komisyonunu kurulması ve bu olayların soruşturulması gerekmektedir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber