Emekli ikramiyesinde yine çığ gibi dava açılacak

Anayasa Mahkemesinin emekli ikramiyelerine ilişkin kararı Resmi Gazetede yayımlandı. Karara göre daha önce memuriyeti olup da son defa sigortalı veya Bağ-Kur'lu olanlara emekli ikramiyesi ödenmemesi yönündeki hüküm Anayasa'ya aykırı bulunmuştur. Ancak mahkeme kararına göre iptal kararı, 5 Haziran 2010'da yürürlüğe girecektir. Hem bu tarihe kadar hem de bu kararın yayınlandığı 5 Haziran 2009 öncesine ilişkin olarak benzer durumda bulunanlar için acil bir yasal düzenleme yapılması gerekmektedir. Aksi halde harcırah olayında olduğu gibi çok sayıda dava açılacaktır.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 09 Haziran 2009 09:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Anayasa Mahkemesinin kararı 5 Haziran 2009 tarihli ve 27249 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

?VIII- SONUÇ

A- 24.5.1983 günlü, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 12. maddesinin birinci fıkrasında yer alan ?Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...? ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,

B- İptal edilen ibarenin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa'nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMÎ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,?

KARARIN YÜRÜRLÜK TARİHİ 5 HAZİRAN 2010

Karar verilmiş, kararın yürürlük tarihi 5 Haziran 2010 olacağı belirlenmiştir. Bu durumda, karar dikkate alındığında, devlet memuru hizmetleri olanlardan emekli olmak istedikleri tarihte sigortalı veya kendi nam hesabına çalışmakta olanlar, emekli olmak istediklerinde devlet memurluğunda geçen sürelerine emekli ikramiyesi alabilecekler mi yada bu karardan önce aynı durumda olan, ancak ikramiye tutarlarını alamayanlar emekli ikramiye tutarlarını alabilecekler midir?

Kararın esasındaki gerekçe, son defa sigortalı çalışanlara işveren tarafından kıdem tazminatı ödemesi yapılmasına rağmen bir anlamda işveren olan kamu kurum ve kuruluşlarına ikramiye ödemesinde aracı olan Emekli Sandığınca (Emekli Sandığı bu ödemeleri yaptıktan sonra Kurumlardan tahsil etmektedir) devlet memurluğunda geçen sürelere karşılık, son defa Emekli Sandığına tabi görevden emekliye ayrılmadıklarından ikramiye ödenmemesinin eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğudur.

KARAR, GEÇ ALINMIŞ BİR KARARDIR

Öncelikle, bu kararın geç alınmış bir karar olduğunu söylememiz doğru bir yaklaşım olacaktır. Bu karar ile, işçiler hakkında uygulanan İş Kanunu hükümleri ile devlet memurları hakkında uygulanan kanun hükümleri arasında, devlet memurları aleyhine bir duruma yol açan uygulama kaldırılarak, ikramiye ödenmesinin yolu açılmış oldu.

Ancak, kararın uygulanmasının ne şekilde olacağı belirsizliğini korumaktadır.

1- Kararın yürürlük tarihi 5.6.2010 tarihi olacaktır. Bu tarihten önce, emekli olmak isteyenler hakkında bu karar hükmü uygulanacak mı?

2- Anayasa Mahkemesi iptal kararları 4709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 153. maddesi hükmüne göre ve kural olarak geriye doğru yürütülmemektedir. Bu durumda kararın Resmi Gazete'de yayım tarihi olan 5.6.2009 tarihinden önce emekli olanlar bu karardan yararlanabilecekler mi?

KARAR GEÇMİŞE YÜRÜMEYECEK

Anayasada iptal kararlarının geçmişe yürümeyeceği hükmü olması ve kural olarak da Anayasa Mahkemesi kararlarının geçmişi kapsamadığından iptal kararından önce iptale konu uygulamadan ilgililerin yararlanmaları mümkün olamamaktadır. Ancak, idari yargıda gerek iptal gerekse yürütmenin durdurulması kararlarının geçmişe yönelik olduğu, dolayısıyla idari yargı kararlarının idarelerce uygulanmasında kişiler aleyhine uygulama sıkıntısı olmadığı da bilinmektedir. Olaya bu açıdan baktığımızda; Anayasa Mahkemesi kararı esas alınarak Yasama organınca, iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihten önce ilgililer lehine olacak şekilde bir yasal düzenleme yapması uygun olacaktır.

YASAMA ORGANI GEÇMİŞİ KAPSAR DÜZENLEME YAPMALI

Ayrıca, yapılacak olan düzenlemede iptal kararının resmi gazetede yayım tarihinden önce veya iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihten önce emekli olmuş kişileri de kapsayacak şekilde hükmün bulunmasının uygun bir düşüncemiz olduğunu söyleyebiliriz. Ancak Yasama Organınca geçmişi kapsar şekilde bir düzenleme yapılmaz ise iptal kararından, idari yargıda alınmış lehe bir karar olmadığı sürece, kimse yararlanmayacaktır.

Peki, iptal kararının yürürlüğe girmesinden önce emekli olacaklar, iptal hükmüne istinaden emekli ikramiyelerini alabilirler mi?

Karar dikkate alındığında iptal hükmünün tam anlamıyla yürürlüğe girmesi 5.6.2010 tarihinden sonra olacağından bu tarihten önce emekli olacaklara ikramiye ödemesi, yine Emekli Sandığınca yapılamayacaktır. Ancak, bu durumda olanların idare/İş mahkemelerinden alacakları kararlar neticesinde, ikramiye tutarlarını almalarının büyük ihtimalle mümkün olabileceğini söylememiz doğru olacaktır.

YASAMA ORGANI DÜZENLEME YAPARKEN, 5434'ÜN EK 82. MADDESİNİ DE KALDIRMALI

Dikkat çekmek istediğimiz bir hususu belirtmek gerekmektedir. Bu husus 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun yürürlük tarihi olan 2008 yılı Ekim ayıbaşından sonra devlet memuru olanlarla ilgili olan ve yürürlükte bulunan 5434 sayılı Kanunun ek 82 nci maddesinin varlığıdır.

Bu maddede, emeklilik ikramiyesi verilebilmesi için son defa devlet memurluğu görevinde bulunulması gerektiğini belirleyen hükümler yer almaktadır.

Yasama Organınca şayet iptal hükmünde yer alan gerekçeler doğrultusunda bir düzenleme yapılmak istendiğinde bu madde hükmünde de değişiklik yapılması zaruri olmaktadır. Şayet bu konuda da bir düzenleme yapılmaz ise eski memur yeni memur arasında eşitsizlik söz konusu olacak ve bu hükümlerin de büyük ihtimalle iptali söz konusu olabilecektir.

Diğer bir husus da hatırlatmakta fayda görmekteyiz. İptal kararının konusu olan 2829 sayılı Kanun esasında 5510 sayılı Kanunun 106 ncı maddesi ile yürürlükten kaldırmış, ancak bu kanunun geçici maddeleri ile de yürürlüğünü koruyan bir kanun konumundadır.

Konu emekli ikramiyesi olduğundan bu konuda daha önce yapmış olduğumuz değerlendirmemizi tekrar etmekte fayda görmekteyiz.

EMEKLİLİK İKRAMİYESİNE İLİŞKİN GENEL DEĞERLENDİRME:

Sigortalı çalışanlar ile devlet memuru olarak çalışanlara ödenen kıdem tazminatı ile emeklilik ikramiyesi hesaplama sistemi farklı olmaktadır.

Sigortalı olarak çalışanlarda uzun vadeli sigorta kollarına tabi yatırdıkları prim ? almakta oldukları ücretlerin tamamı üzerinden- esas alınmakta,

Memur olarak çalışanlarda ise emekli keseneklerine esas aylıklar üzerinden kesilen kesenek ve karşılık tutarları esas alınmaktadır.

Devlet memurları için yapılan bu hesaplamada yalnızca intibakları, taban aylığı, kıdem aylığı, en yüksek devlet memuru aylığına karşılık gelen ek göstergeler itibariyle belirli oranları dikkate alınmakta, ancak görevde iken alınan diğer ödeme ve yardımlar- görev ücretleri- esas alınmamaktadır.

Bu durum ise devlet memurları aleyhine olan bir fotoğrafı ortaya çıkarmakta, devlet memurunun 30 yıl üzerinden alacağı emeklilik ikramiyesi parası ile bir işçinin 30 yıla karşılık alacağı kıdem tazminatı parası arasında azımsanmayacak derecede farklı bir meblağ olmaktadır.

Ayrıca, 5434 sayılı Kanunun 89 ve ek 82 nci maddelerinde yer alan hükümlerle, devlet memurlarında emeklilik ikramiyesinin üst sınırı 30 yılla sabit kılınmış, görev yapılan ay küsuratlarına da emeklilik ikramiyesi tutarı ödenmemektedir.

Bu nedenle; günümüz şartlarına göre, kamu görevini yürütmekte olan bir devlet memuruna ödenecek olan emeklilik ikramiyesi tutarında esas alınacak hesaplama sisteminin değiştirilmesi ve görevde alınan ücretin karşılığı bir ödeme yapılmasının, Emeklilik ikramiyesi hesaplamasında ay küsuratlarının da dahil edilerek üst sınır olan 30 yıllık sınırın da kaldırılmasının,

Doğru ve haklı bir değerlendirme olacağını düşünmekteyiz.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber