İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Şube müdürü, 66 olarak verilen sicil notunu iptal ettirdi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 12 Ekim 2009 07:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

T.C.
ANKARA
10. İDARE MAHKEMESİ

ESAS NO : 2009/264
KARAR NO: 2009/1587

DAVACI_________: Kazım Kılıç

Cumhuriyet İlköğretim Okulu Almanca Öğretmem Ulucanlar / ANKARA DAVALI .................: Milli Eğitim Bakanlığı / ANKARA

DAVANİN ÖZETİ MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığında 29.8.2003 tarihinden itibaren şube müdürü olarak görev yapmakta olan davacının, 66 olarak düzenlenen sicil notunun; hakkında düzenlenen sicil raporlarının birer örneklerini 18.4.2006 tarihli dilekçesi ile istediği, ancak 22.4.2008 günlü e-bilgi yoluyla tekrar sicil raporlarını istediğinde davalı idarenin 29.4.2008 günlü yazısı ile 2004 yılı sicil raporunun intikal etmediğinin belirtildiği, 27.11.2008 günlü yazısı ile de sicil notunun 66 olduğunun bildirildiği, görev yaptığı 2003 yılından bu yana hakkında hiçbir soruşturma açılmaması, inceleme yapılmaması ve sözlü uyarı dahi almamasına rağmen sicil notunun orta olarak düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Sicil raporunun iptalinin istenilmediği, sadece sicil notunun tek başına iptalinin iptal davalarının niteliği yönünden iptal edilebilir bir işlem olmadığı, davacının iddialarının soyut ve dayanaktan yoksun olduğu, 2004 yılında 9 ayda sadece bir yazı yazdığı, görevde olduğu 2004 ve 2005 yıllarında program şubesinin görev alanı ile ilgili olarak bu tür bir çalışmasının bulunmadığı, başarıyı belirleyen kriterlerin sadece disiplin cezası almamak olmadığı, tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Ankara 10. idare Mahkemesi'nce, davalı idarenin usule ilişkin itirazı yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Dava, MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığında 29.8.2003 tarihinden itibaren şube müdürü olarak görev yapmakta olan davacının, 66 olarak düzenlenen sicil notunun iptali istemiyle açılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 115. maddesinde, sicil amirlerinin maiyetindeki memurların sicil raporları ile birlikte, bunların genel durum ve davranışları bakımından da olumlu ve olumsuz nitelikleri, kusur ve eksiklikleri hakkında mütalaalarını bildirecekleri, 119. maddesinin 2. fıkrasında, sicil raporlarındaki sicil notu ortalaması 60'ın altında olanların olumsuz sicil almış sayılacaktan, 61 -74 arasında olanların sicil notlarının orta olacağı, 75 ve yukarısında puan alanların sicil notlarının iyi olacağı hükmü, 121. maddesinde ise, Devlet rriemurunun mesleki ehliyetinin tespiti amacı ile sicilinde bulunacak bilgiler, ayrılış sicilinin verileceği haller, sicil raporlarının şekli, taşıyacağı sorular, düzenleme zamanı, uygulanacak not usulü've bunların derecelendirilmesi, muhafaza ile görevli makamlara dair esaslar ile itiraz ve bunu inceleyecek merciler; Vali ve Kaymakamların hangi memurların birinci, ikinci ve üçüncü sicil amirleri olduğu, hangi memurlar hakkında da ek sicil raporu verecekleri ve diğer hususların genel bir yönetmelikle düzenleneceği hükmü yer almıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 121. maddesi hükmü uyarınca çıkarılan Devlet Memurları Sicil Yönetmeliğinin 17. maddesinde, sicil amirlerinin sicil raporunu doldurdukları her memuru; a) dış görünüşü (kılık, kıyafet), b) zeka derecesi ve kavrayış kabiliyeti, c) azim ve sebatkarlık, dürüstlük, sır saklamada güvenirlilik ve beşeri münasebetlerdeki başarısı, d) alkol, kumar, vb. alışkanlıkları memuriyetle bağdaşmayacak ölçüde sürdürme, dedikodu yapma, kıskançlık, kin tutma gibi kötü huy davranışları, bakımından genel bir değerlendirmeye tabi tutacakları, sicil döneminde edinilen bilgi ve müşahedelerden yararlanılarak yapılacak değerlendirme sonuçlarına göre memurların olumlu ve olumsuz yönleri, kusur ve noksanları hakkındaki düşüncelerin sicil raporunun şahsiyet değerlendirilmesine ait bölümüne ayrı ayrı açık ve gereğine göre kısa veya teferruatlı olarak yazılacağı, sicil amirlerinin memurların genel durum ve davranışları hakkındaki düşüncelerinin, not takdirlerinde dikkate alınacağı; 19. maddesinde, sicil amirlerinin sicil raporlarını itinalı, doğru ve tarafsız bir şekilde düzenlerken, Devlete sadakat ve bağlılığı, memuriyet sıfatının gerektirdiği şeref ve itibar ile hizmetlerin süratli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini, güvenilir ve yetenekli memurların yükselmelerini, diğerlerinin ise kamu hizmetlerinden uzaklaştırılmaları gerektiğini esas alacakları; 20. maddesinde de, her derecedeki sicil amirlerinin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak memurlar hakkında sicil raporlarında yaptıkları değerlendirmelerin birbirinden bağımsız ve 16 ncı madde hükümlerine göre etkili ve geçerli olduğu, aynı maddede iki sicil amirinin verdikleri ortalama sicil notlarının arasında 10 ve daha fazla puan farkının olması halinde 3. sicil amiri varsa onun kanaatinin alınacağı, 3. sicil amiri yok ise ikinci sicil amirinin değerlendirilmesinin esas alınacağı hükme bağlanmıştır.

Değerlendirme bir sistem olarak, personele ilişkin uygulamaların dayanağını oluşturmakta olup, personelin değerlendirilmesi ise; personelin yükseltilmesi, gelecekte göstereceği gelişme potansiyeli, eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesi, başarı durumunun ortaya çıkması, ödüllendirilmesi, ücretinin artırılması, görev yerinin değiştirilmesi, görevine son verilmesi, emekliye ayrılması gibi amaçlara hizmet etmektedir.

Yukarıda belirtildiği şekilde yetkili sicil amirlerince düzenlenen sicil raporlarının doğurduğu hukuki sonuçların ağırlığı dikkate alındığında; her yıl için yeniden düzenlenmek suretiyle ilgili memurun o yıl içindeki mesleki bilgisini, deneyimini, tutum ve davranışlarını ortaya koyan ve tüm bu hususların değerlendirilmesinden sonra oluşan hukuki bir belge niteliği taşıyan sicil raporlarında, "Sicillerin Objektifliği" ilkesi çerçevesinde yetkili sicil amirlerinin kanaatinin oluşmasına etki eden hususların somut bilgi ve belgeye dayandırılmasının bir zorunluluk arz edeceği tartışmasızdır.

Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği uyarınca düzenlenen siciller, sicil amirlerinin memurun genel durum ve davranışları hakkındaki düşünceleri (şahsiyet değerlendirmesi) memurun mesleki ehliyeti hakkındaki notlan (görevde gösterilen başarının değerlendirilmesi), ve memurun yöneticilik ehliyeti hak kındaki notlarından oluşmakta ve bu değerlendirmelere ilişkin soruları içermektedir. Bu soruların kimilerine verilen yanıtların olumsuz olması halinde bu değerlendirmeye yol açan nedenlerin somut olarak ortaya konulması gerektiği açık ise de; soruların kimilerinin nitelikleri itibariyle gözlem ve kanaate dayalı cevapları gerektirdiğinden idareye bu sorulara verilen yanıtların gerçekliğini somut bilgi ve belgelerle kanıtlama zorunluluğu yükletılmesıne imkan bulunmamaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığında 29.8.2003 tarihinden itibaren şube müdürü olarak görev yapmakta olan davacının, 18.4.2006 günlü dilekçe ile, 2004 ve 2005 yılına ait sicii raporlarını istediği, ancak söz konusu talebe herhangi bir cevap verilmediği, 22.4.2008 günlü dilekçe ile, 1994-2007 tarihleri arasında hakkında düzenlenen sicil raporlarının birer örneklerini talep etmesi üzerine, davalı idarenin 29.4.2008 gün ve 30434 sayılı yazısı ile 1996, 2003 ve 2004 yılları haricinde diğer yıllara ait sicil raporlarının gönderildiği, gönderilmeyen sicil raporlarının ise kurumlarına intikal etmediğinin belirtildiği, 27.11.2008 gün ve 108234 sayılı davalı idare işlemi ile de, davacının 2004 yılı sicil notunun 66 olduğunun bildirildiği anlaşılmaktadır.

idari işlemin sebep ve maksat unsurları arasında zorunlu bir bağ mevcut olup, kanunda sebebin hiç gösterilmemesi halinde dahi, idari işlemin o işlemden beklenen amacı gerçekleştirmeyi mümkün ve gerekli kılacak bir sebebe dayanması zorunludur. Aksi yönde bir uygulama, mevzuatta açıkça sebebi belirtilmeyen işlemler hakkında idarenin somut bir olaya ve gerekçeye dayanmaksızın keyfi olarak hareket etmesine neden olur ki, bu da idare karşısında zayıf olan bireylerin hukuki güvenliğini sağlamak zorunda olan 'Hukuk Devleti' ilkesi ile tamamen çelişmektedir. Bu nedenle idari işlemin bir unsuru olan sebep, idareyi bir işlemi yapmaya yönelten etken, maksat ise o işlem ile ulaşılmak istenen nihai sonuçtur. Buna göre idare, ancak işlemden beklenen nihai sonucun gerçekleşmesini mümkün ve gerekli kılabilecek bir nedenin varlığı halinde işlem tesis edebilir.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerine göre hazırlanan Devlet Memurları Sicil Raporlarının gözlem ve kanaate dayalı bir takım sorulara dayanmakta olduğu görülmektedir. Bu soruların kimilerinin nitelikleri itibariyle gözlem ve kanaate dayalı cevapları gerektirmesine ve dolayısıyla idareye bu sorulara verilen yanıtların gerçekliğini somut bilgi ve belgelerle kanıtlama zorunluluğu yükletilmesine karşılık, sicil raporlarının, özellikle ilgilinin yürüttüğü görevdeki bilgi ve başarı düzeyi, sorumluluk duygusu, iş disiplini ve verimliliği gibi konularla ilgili sorulara verilen yanıtların olumsuz olması halinde bu değerlendirmeye yol açan nedenlerin ve bu olumsuzluğun hizmete etkisinin somut olarak ortaya konulması gerektiği açıktır.

Olayda, dava konusu edilen ve davacıya ait olan 2004 yılı sicil raporunun davalı idarece ibraz edilemediği, Mahkememizin 23.7.2009 günlü ara kararına verilen cevapta ise, 2004 yılında davacı hakkında herhangi bir takibat ve disiplin cezasının bulunmadığı, ancak davacının 2004 yılında sadece bir yazışma yaptığının belirtildiği görülmüştür.

Bu durumda; davacının 2004 yılı sicil raporunun dosyaya ibraz edilmek suretiyle dava konusu işlemin maddi dayanaklarının idarece ortaya konuiamadığı, öte yandan, davacı hakkında açılmış herhangi bir soruşturmanın veya disiplin cezasının bulunmadığı gibi, sicil raporunun orta olarak düzenlenmesine dayanak teşkil edebilecek herhangi bir tutanak veya benzeri somut bilgi ve belgenin de olmadığı, 6.10.2004 tarihinde Program Şubesi Müdürlüğüne atanan davacının 3 ay içerisinde sadece bir yazışma yapmasının sicilinin 66 olarak düzenlenmesine yeterli bir sebep olmadığı, dolayısıyla verilen notların objektif kriterlerin göz önüne alınarak takdir edilmediği sonucuna varıldığından, 66 olarak düzenlenen sicil notunda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu işlemin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 72,70-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Danıştay'da temyiz yolu açık olmak üzere, 9.9.2009 gününde oybirliğiyle ile karar verildi.

BAŞKAN

ŞEBNEM ÖZTÜRK 27878

UYE

MEHMET ÖZYİĞİT 94902

ÜYE

KADİR SAY 103142

YARGILAMA GİDERLERİ Başvurma Harcı Karar Harcı

Posta Gideri

TOPLAM

15,60-TL 15,60-TL 41,50-TL

72,70-TL

K.B 14.09.09

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber