Ankara yönetici atamaları ve süreç hakkında

Bugün, Ankara il Milli Eğitim Müdürlüğü yöneticilerinin almış olduğu kararlar neticesinde, yönetici atama işlemlerinin nasıl kilitlendiğini ve içinden çıkılamaz hale getirildiğine değinmek istiyoruz. Açılan davalar sonucunda, Ankara'da çok farklı bir durum ortaya çıkmış ve Ankara'da Müdürlük atamaları kilitlenmiştir. Hem sorun tespiti vem he çözüm önerisi için başlığa tıklayınız.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 01 Şubat 2010 10:27, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Konunun özeti;

MEB tarafından yayımlanan 24.04.2008 tarihli yönetmelikte gerek 30.06.2006 gerekse 26.03.2005 tarihli müdür yardımcılığı sınavını kazananların öncelikle atanmaları gerektiği hüküm altına almıştır.

30.06.2006 tarihli sınavın sonucu 24.07.2006 da açıklandığından yönetmelik gereği geçerlilik süresi 24.07.2008'de sona ermiştir.

26.03.2005 tarihli sınav sonuçları da 2 yıl geçerlidir fakat bu sınavın 11 sorusu yargı tarafından iptal edildiğinden bu sınav sonuçları 2008 yılında yeniden değerlendirilmiş ve bu sınavın sonuçlarının geçerliliği 2010 yılına ertelenmiştir.

24.04.2008 tarihli yönetmeliğe göre atamalar başlamışken bakanlık bir genelge yayımlayarak bazı okulların duyuru dışı tutulması, yönetici bulmakta zorlanılan mahallelerdeki okulların duyurulması yönünde talimat verilmiştir.(2008/50 nolu genelge)

Bu durumun hukuken yanlış olduğunu memurlar. net'te defalarca yayımlamamız, sendikaların defalarca uyarı yapmalarına rağmen bir sonuç elde edilememiş idare kendi bildiğini okumuştur.

Ankara'da bazı ilçelerdeki okullarda açık kadro bulunduğu halde duyuruya çıkılmamıştır. (8 ilçe).

Bir öğretmen Ankara Valiliği-İl MEM ne dilekçe ile başvurmuş ve tüm okulların duyuruya çıkarılması talebini iletmiş fakat idareden olumlu cevap alamamıştır.

Bu durum yargıya taşınmış ve yargı tüm okulların açık ilan edilmesi gerektiği kararını vermiştir.

Bunun üzerine yargı kararını uygulamak zorunda olan idare yaptığı tüm atamaları geri almış ve yeniden atama yapacağını açıklamıştır.

Bu arada yargı kararı, 30.06.2006 tarihli sınavın geçerliliğinin sona erdiği 24.07.2008 tarihinden sonra çıkmıştır.

Ankara Valiliği (İl Milli Eğitim Müdürlüğü) tüm okulları duyuruya çıkararak yeniden başvuru almaya başlamıştır. 22.12.2008 ?de aldığı bu başvurularda hem 26.03.2005 hem de 30.06.2006 tarihli sınavı kazananlara başvuru hakkı vermiştir. Ve atamaları gerçekleştirmiştir.

Öğretmenlerden birisi İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atamalar yapılmadan yani henüz duyuru aşamasında iken dilekçe ile başvurarak 2006 sınavının geçerliliğinin bittiğini, onların başvurularını kabul etmemesi gerektiğini belirtmiştir.

İdare bu istemi reddedince bu konu da yargıya taşınmıştır.

Yargı verdiği son kararda davalıyı haklı görmüş ve 30.06.2006 tarihli sınavın geçerlilik süresinin 24.07.2008 de sona erdiğinden onların başvurusunun alınmasının doğru olmadığına karar vermiştir.

Bu kararı verirken, daha önce yönetici bulmakta zorlanılan semtleri duyuruya çıkararak yaptığınız atamaları iptal etmenizi gerektirecek bir hüküm söz konusu değilken siz böyle bir işlem uyguladınız ifadeleri ile idari işlemin yanlışlığına da vurgu yapmıştır.

Bu kararın 13.01.2010 tarihinde Ankara Valiliği (İl Milli Eğitim Müdürlüğüne) tebliğ edilmesi üzerine Müdürlük atamaları da kilitlenmiştir. Nedenine gelince çünkü bu süre içerisinde görev yapan kişilerin görev sürelerinin hizmetten sayılıp sayılmayacağı tereddütü oluşmuştur. Bu durumda müdürlük atamalarının değerlendirilmesi süreci ertelenmiştir.

Burada sorun bu kişilerden (yani 2006 sınavına göre atananlardan) müdürlük isteyen varsa bunların yaptığı müdür yardımcılığı süresinin hizmet hesabından kaynaklanmaktadır.

Müdür atamaları için öneri;

Süreci bir hatırlayacak olursak 30.06.2006 müdür yardımcılığı sınavına daha önce müdürlük, asaleten müdür yardımcılığı, müdür yetkili öğretmenlik yapmış olanlar alınmamış oldukları görülecektir.

Yani bu kişiler ilk olarak 2008 yılında atandıklarından (İptal edilen atamalarda) A ve B tipi kurum müdürlüğü isteyebilmeleri mümkün değildir. C tipini isteseler dahi kıdemlerinin düşüklüğü gereği atanmalarının muhtemel olmadığını düşünüyorum.

Bu sürece dâhil olan yönetici sayısının çok olmadığı bilinmektedir. Çünkü iptal edilen atamalarda 153 atama yapılmıştır.

Ankara Müdürlük başvurularını aldığına göre, öncelikle Müdür atamalarında kimin hangi okulları istediğini şeffaflık adına ilan etmelidir. (Kapalı kapılar ardında bir şeyler oldu şüphelerini ortadan kaldırmak için)

Başvuru evrakları da idarenin elinde olduğuna göre bu sürece tabii olanlardan kaç tanesinin müdürlük için başvurduğu tespit edilmelidir. Bu tespitten sonra ilgililerin bu hizmet sürelerini çıkararak ve kabul ederek atamaları yapmalı ve kamuoyu ile paylaşmadan sonuçları karşılaştırmalıdır. Yani iki duruma göre sonuçların karşılaştırılması?

Bu sonuçlara göre büyük bir farklılık olacağını düşünmüyorum. Ola ki birkaç ufak tefek değişiklik söz konusu ise bu değişiklikler ilgililer çağrılarak konuşulmalı ve orta bir yol bulunmalıdır. Bir başkasının hakkı gasp edilmemek kaydıyla...

Yalnız son mahkeme kararını uygulayacak olan idareye bir davacının başka bir kurumda açtığı dava ile ilgili olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bir kararında yer alan;

?T.C. Anayasanın 125. maddesinde yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu kuralı nedeniyle, görevden çıkarma cezasından dolayı davacının 20.8.2001 tarihinden göreve başlatıldığı tarihe kadar yoksun kaldığı? Özlük haklarının? Ödenmesine hükmedilmesi gerekirken,?

İfadesini hatırlatmak isterim.

Yani ilk iptal edilen kararda ataması yapılanların o süreçten (2006,2005 sınavı fark etmez) bugüne kadar olan hizmetleri yöneticilikten kabul edilmelidir.

Ben bu karardan bunu anlıyorum. Fakat MEB hukuk müşavirliğinin görüşleri doğrultusunda hareket eden idarenin (Ankara valiliğinin) konuyu nasıl yorumlayacağını da merak ediyorum.

Müdür yardımcılığı atamaları için öneri;

Ankara MEM Mahkeme kararını uygulamak zorundadır. Hem de ivedilikle. 2006 sınavına girenleri nasıl mağdur etmekte ise 2005 sınavına girenlerin de sınav geçerlilikleri sona ereceğinden onları da mağdur edecek hatta ve hatta bu sürece 2009 sınavına giren müdür ve müdür yardımcıları da katılacaktır.

Son mahkeme kararında da belirtildiği gibi ki uygulanacak karar o dur. 2008 de yapılan (iptal edilen) atamalara geri dönmelidir. Çünkü son mahkeme kararında

?dayanak gösterilen Ankara 1. idare Mahkemesi'nin 05.02.2009 gün ve E:2008/1317, K:2009/146 sayılı kararında ise; yönetmelik hükümlerine göre' atama yapılması planlanarak ataması gerçekleştirilen Ankara İli'nin sekiz merkez ilçesi dışındaki ilçelere yapılan atamalar yönünden hukuka aykırı bir uygulama bulunduğuna ilişkin bir hüküm kurulmadığı, bahsi geçen kararda Ankara İl Merkezi'ndeki sekiz ilçede boş bulunan müdür yardımcılığı kadroları için ilana çıkılmamasına ilişkin dayalı idare uygulamasının hukuka aykırılığı hükmedildiği, dolayısıyla söz konusu mahkeme kararının gerekçe ve hükmünden davalı idare tarafından merkez ilçeler dışında yer alan ilçelere ilişkin yapılan atamaların iptalini zorunlu kılacak bir anlam çıkarılamayacağı görülmektedir.?

denilmektedir. Bu son mahkeme kararı bu şekilde uygulandıktan sonra yine aynı döneme dönülerek yeniden duyuruya çıkarılmalıdır. Bu duyuruya sadece 26.03.2005 sınavına tabi olanlara atanma hakkı verilmelidir.

Bu süreci 2008 yılı pozisyonuna getirerek yani zaman donmuşçasına hareket ederek yönetmelidir. O süreçte hak kaybına uğrayan, o sürece tabi olanlara hak verilmek suretiyle işlemleri gerçekleştirmelidir.

Tekrar söylüyorum ki 8 merkez ilçenin duyurulmadığı dönemde yapılan atamalara geri dönülerek aşağıdaki yöntemin uygulanması sorunun çözümüne katkı sağlayacaktır:

Şöyle ki; kişilere benim yönetici bulmakta zorlanılan okulları duyuruya çıkardığım dönemde 8 merkez ilçemde A,B,C? Okullarının müdür yardımcılığı açık bulunmakta idi. Bu okulları ve müracaatta bulunacaksanız bulunduğunuz kurumun (yönetici bulmada zorlanılan duyuruda atanmış ise o kurumun) duyuruda yer alacağı bir atamayı 26.05.2006 sınavını kazananlar için gerçekleştireceğiz. Doldurduğunuz kadronun duyuruya açılıp açılmayacağına karar verilebilmesi için müracaatta bulunmak isteyip istemediğinizi?/? /2010 tarihine kadar bildiriniz.

Yani kişi 8 merkez ilçe duyurulmadan yapılan atamalarda atanmışsa ve bu atamadan memnunsa yerinde kalmalıdır. Eğer memnun değilse dilekçe ile başvurmalı ve doldurduğu kadro da duyuruya çıkarılmalıdır.

2006 sınavına tabi olanlar mevcut yargı kararlarına göre ilk yapılan duyuruda 8 merkez ilçenin bulunmadığı duyuruda atanmış iseler oradaki konumlarına tekrar atanmalı ve orada kalmalıdırlar.

TABİİ Kİ KONUYU YARGIYA GÖTÜRMEK GİBİ BİR HAKLARI HER ZAMAN SÖZ KONUSUDUR.

Konunun gerçekten çok karışık olduğu açıktır. Fakat bu işi bu konuma getiren ne dava açanlar, ne de sınav kazananlardır. Bu işin tek sorumlusu idarenin kendisidir. Bu işi en sağlıklı bir şekilde çözmekle mükellef olan da idaredir.

İki yargı kararı ve sonuçları:

Biz birileri gibi yargı kararlarını yargılamak yolunu asla seçmeyeceğimiz gibi gerçeklerin er geç ortaya çıkacağına ve konuya son noktayı yine yargının koyacağına inanıyoruz. Valilik muhtemelen Danıştay'a temyize gidecektir ve asıl karar o noktada verilecektir. Verilecek bu kararın sonucu da tabii ki bazı konumları değiştirebilecektir.

İdare temyiz dilekçesine 30.06.2006 sınavını kazananlara 2006 yılından bugüne kadar başvuru hakkı verilmediğini bu noktada kusurun idarede olduğunu, bu adaylara başvuru hakkı verilmediği taktirde hak kaybına uğrayacaklarını belirtmelidir.

Ayrıca idare yeni sorunlarla karşılaşmamak için ilk iptalleri gerektiren yani tüm okulların duyurulmasına yönelik olan kararın bir an önce çıkması için gerekli girişimlerde bulunmalıdır. Çünkü Anakara 1.İdare Mahkemesinde görülen 2008/1317 Esas no'lu davada yürütmeyi durdurmaya ilişkin karar verildiği halde esastan karar henüz verilmemiştir.

Burada aslolan bir şey vardır. İnsanlar her hangi bir konuyu yargıya taşıyorlarsa hak kaybına uğradıklarını düşündükleri içindir. Yargı da mevzuat ve hukuk kuralları içerisinde kendisine Türk Milleti adına verilen yetkiyi kullanmaktadır. İdare mağduriyetlere yol açacak uygulamaya gitmeyip hak, hukuk, kariyer, liyakat, hizmetin gereği, hakkaniyet ilkelerine bağlı kalsa ve bu çizgiyi korusa insanlar da yargıya gitmeyecekler, gitseler bile haklı görülmeyeceklerdir.

Amaç hiç kimsenin zarar görmemesi, hak kaybına uğramaması olmalıdır bu sağlanamıyorsa zararı minimize etmeye çalışılmalıdır. Gerek 2005 gerekse 2006 sınavını kazananlar zaten yıllardır atama yapılmaması nedeniyle mağdur edilmiş zarara uğratılmışlardır. Hal böyle iken yeni sorunlar çıkarmak yerine bu konuyu sağlıklı bir şekilde çözmek için uğraşılmalıdır.

İnsanlara zarar vermeden bu işi çözmek ya da zararları minimize etmek mümkündür istendikten sonra (!)...

Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber