Devamsız vekillerle ilgili şok telif

Haber Giriş : 05 Mart 2005 10:07, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Erdoğan İskele Sancak'ta gündemle ilgili yaptığı açıklamada meclis çalışmalarına katılmayan milletvekillerinin vekilliğinin düşmesini teklif etti.

Başbakan Erdoğan İskele Sancak'taki açıklamalarında ilginç bir teklfite bulundu.

Başbakan Erdoğan tıpkı belediyelerde olduğu gibi meclis devamsızlığı olan milletvekillerinin yerine yedekteki ismin gelmesini istedi.

Milletvekillerinin istifası konusunda AK Parti'ye komplo kuruldu deniyor.

Abdestinden şüphe eden namazından da şüphe eder. Gitmek isteyen arkadaşların kendi takdirleridir isteyen gidebilir. başka yerde hizmet imkanları varsa gider orda hizmet ederler. Biz herşeye hakimiz. Partim ve tüm kurulları tüm samimiyeti ile ülkeye hizmet etmeyi sürdürecektir. Ben bugün burdayım Abdullah Bey Türkiye'de 4 bakan arkadaşım burda kendi muhatapları ile görüşmeler yapıyorlar. Türkiye'de en örgütlü parti AK Parti'dir. En küçük ilçeye kadar örgüt kurulmuştur. Kişiler partinin ilkeleri ile ters düşüyor ve partinin yetkili kurulları ile ters düşüyorsa o kurullar gerekli değerlendirmeleri yapar ve Parti Yürütme Kurulu da gerekeni yapar. Yapılanlar bana göre siyasi olarak kişisel tavırlardır. Elini sıkmadığım selam vermediğim bir durum ama böyle bir şey söz konusu da değil. Bizim siyasi yaklaşımımız tevazu üzerinedir. Bunu söyleyenler halka fildişi kulelerden bakanlardır. Bundan sonra da halka yuksekten bakmamakta kararlıyız.

RADİKAL TEKLİF
Ben seçilmişlerle ilgili birşey demiyorum. Gelecek seçimlerle ilgili Anamuhalefet partisi eğer birlikte ortak çalışalım derse parlamentoda devamlılığından yanayım. Parlamentoya devamsızlık edenleri gerekirse ihraç etme yetkisi olmalı. Çünkü milletvekilleri bunun için seçildiler. Bu da haftada üç gün. 4 gün kendilerine ait. buna rağmen iktidardan da muhalefetten de birçok milletvekili Meclis çalışmasına katılmıyor. Ben burda şunu düşünüyorum. Devamsızlık olduğu takdirde tıpkı belediye meclis üyelerinde olduğu gibi yedek listedeki kişi onun yerine geçer. Ben bunu bugün için değil yapılacak seçimler için öneriyorum.

Hükümet 17 Aralık sonrasında hız kesti. 17 Aralık sonrasında sanki hedef ve vizyon boşluğuna düştü deniyor.

Ben bunu söyleyenlere öncelikle insaf diyorum. Eğer bu tesbit doğru olsaydı. 17 Aralık 2004'e kadar kriterleri yerine getirirseniz size tarih veririz dediler. Biz seçim yapılma aşamında görev alır almaz Avrupa yollarına düşeceğiz. onlardan Türkiye'nin müzakere tarihi alınması için mücadele edeceğiz dedik. Ondan önceki hükümetler de bu konuda çalışmalar yapmışlar. Ancak bizim verdiğimiz mücadele hiçbir hükümetin verdiği mücadele gibi değildir. 17 Aralık'ta da bize nasıl bir görüşme sonrasında 3 Ekim 2005 tarihini verdiler. Biz bununla ilgili ne gerekiyorsa onu yerine getirmeye çalışacağız. 17 Aralık'a kadar verilen mücadele farklıydı şimdiki mücadele farklı. Bizim esas çalışmamız 3 Ekim sonrası daha fazla ağırlaşacak. Şimdi Troyka toplanacak ve geleceğe yönelik adımları tesbit edip onun sonrasında adımları atacağız.

Medya gelip başmüzakereci kim olacak diye ısrarla işin üstüne gidiyor. Bırakın da bu konuda hükümet gerekeni yapsın. Zamanı geldiğinde başmüzakerci kim olacaksa yanında kimler çalışacaksa onları tesbit edeceğiz. Medya bu konuyu magazinleştiriyor. Olayı bu kadar basit değil ciddi bir olay. Bu gelecekle ilgili bir olay bu kadar hafife alırsak bu olmaz.

Baş müzakerecinin tarifi

Öncelikle ferd olarak ikili ilişkilerde başarılı, kişiselleşmeden ekip çalışmasına yatkın, yabancı dil konusunda başarılı, Ekibiyle iyi çalışabilecek kişi olacak. Biz bu konuda büyük bir ekibin kurulacağını ve bu ekibin işleri yürüteceğini açıklamıştık.

Yoksulluk ve işsizlikle ilgili 2 yıllık çalışmalarınızı yeterli buluyormusunuz

Biz önümüze hedefler koyarak yola çıktık. Biz öncelikle o hedeflere ulaşmaya çalıştık. Enflasyon yüzde 34 dü şimdi yüzde 8'lerde Faiz yüzde 70'lerde idi şimdi. yüzde 17'ler dolayında. 2001 krizlerini bir kenara koyamazsınız. Şu anda ülke ayaklarını yere sağlam basan ve geleceğe güvenle yürüyen bir ülke konumunda. Dış ticaret hacmi 160milyar dolar dolayına çıktı. OECD ülkeleri arasında önemli bir noktaya geldi.

Türkiye bu yıl önüne koyduğu hedeflerle bugünkü gelişmelerle ulaşacağını görmekteyiz. Borsa 7 binlerde idi bugün 27-28'binler arasında. Hazine uzun süreli borçlanma yapamıyordu. Yabancı parada dahi borçlanma olmazken bugün Türk Lirası bazında bile 5 yıla kadar rahatlıkla borçlanabiliyor. Ki yanımızda Irak savaşı vardı. Savaş patladığında Türkiye'nin çok kötü noktaya gideceği belirtiliyordu. İşte geldiğimiz nokta.

Ben burda Habur'da kuyrukları ziyaret edenlere sesleniyorum. O geçişler önceden yoktu. Şimdi geçmeye başladı. Şimdi orada binlerce kamyon geçiyor. Ama riskli bir geçiş. Bu geçişlerle binlerce aile geçimini sağlamaya başladı. Orada binlerce kamyon atıl vaziyetteydi adeta kamyon mezarlığı oluşmuştu. Biz şimdi kamyoncuların sıkıntılarını da giderecek bir çözüm bulma arayışı içindeyiz. O çalımayı tamamlarsak o araç sahiplerini de biraz olsun sevindirebiliriz.

Dış ticaret açığının fazlalılığı sizi kaygılandırıyor mu

Bugün 25.5 milyar dolar dış ticaret açığı var. bunun ciddi kısmını turizmle çözdük. son aldığımız bilgilere göre cari açık 15 milyar dolar düzeyindedir. Bu telafi edilmeyecek bir konu değildir. Bu neden oldu konusuna bakarsak ara malları ve lüks tüketimde otomobili görüyoruz. Bu tür çığırtkanlıklar moral bozmaktan başka şey değil. Oturup görüştüğümüz insanlar halinden memnun. Halinden memnun olmayan kesim gücü olmayan kesim. Çünkü elinde birşey yok. Onun durumunu düzeltmek için de çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Konumumuzu biliyoruz. Sorunları aşabilmek için çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Eksikler yokmu biz dört dörtlük gibi sir savunmanın içinde değiliz.

Turizmde geçen yıl 17.500 bini açtı. Bunun bize yaklaşık 13 milyar dolar civarında bir giriş oldu. Yatak kapasitemizi artırmamız gerek. Turizmciler Ocak ve Şubat ayından bile memnunlar. Kapasiteyi daha da artırmamız gerikiyor. Geçen yıl bir ihale yapıldı. Ancak yer teslimi gerçekleşmedi. Biz bu yıl yarım kalan işleri tamamlayarak yatak kapasitelerini daha yukarıya çekmek için çalımalarımızı sürdüreceğiz.

Erkan Mumcu konusunda konuşmak istemiyorum. Bizim uluslararası arenada yaptığımız görüşmelerin getirisi budur. Bu münasebetler böyle bir sonuç doğruyor. Bugün turizmde ulaştığımız boyutta bu ziyaretlerin yadsınmaz payı vardır.

Türk lirasının çok değer kazanması, dövizin çok düşük olması piyasada tedirginliğe yol açtı. Yeni bir kırılma konuşuluyor

Gerek ihracatçılar gerek ithalatçılar bu konuda sıkıntısını dile getirenlere birşey demiyorum. Yıllarca Türk lirası değer kaybetti. Eleştiriler oldu. Şimdi değer kazanıyor yine sorun. Merkez Bankası para çeksin deniyor. Merkez Bankası üzerine ne düşüyorsa zaten yapıyor. Buna rağmen istenilen olmuyorsa piyasaya çok fazla dolar giriyor. Ya da başka bir sorun var. Bu konuda arkadaşlar çalışma yapıyor. Ancak sanayici veya ihracatçıya dövizle ilgili bir teminat verme durumunda değilim. Bir teşvik söz konusu olamaz. Biz ekonomik populizme de papuç bırakma niyetinde değiliz. Ancak iyi niyet çerçevesinde gerçekte iyi bir çözüm varsa bu konuda da önerilere açığız.

İşsizlik konusunda kat edilen mesafe nedir

Her yıl 500 bin kişi istihdam alanına giriyor. Bunun fazlası var azı yok. Biz göreve geldiğimiz zaman bu yüzde 20. 5 iken biz bunu 9.5'e düşürdük. SEKA'da 750 kişinin bir durumu var. SEKA gibi tesislerin devlete yük olmaktan başka bir yeri yok.

Her yıl 30 trilyon devlete maliyeti var. Kağıt ihtiyacını özel sektör rahatlıkla karşılayabilir halde. Ordaki çalışanları başka tesislere aktarmak istedik kabul etmediler. Şu anda aylık 2 milyara yakın ellerine geçen para var. Biz onlara ihbar ve kıdem tazminatlarını da hesaplarına yatırıldı. Şu anda ortalama 40 milyar tazminatları yatırılmış durumda. Buna rağmen iyi niyetimiz suistimal ediliyor. Biz o araziyi ranta yönelik bir kullanıma açılmasına müsade etmedik. Büyükşehir Belediyesine devasa bir park kazandırmak istedik. Dünyanın gelişmiş ülkelerindeki şehirlerde böylesine büyük parklar vardır.Geçmişte bu vardı ancak bugün bulamıyoruz. Ancak otoyol kenarlarında park alanlarında insanlar dinlenir hale geldi. Bu binaları da sanat galesi mi veya başka kültüre yönelik etkinlik olarak kullanılsın.

Bursada Merinos ve Otogar yeri vardı orayı da belediyeye verdik. bu tür aktiviteler yapılsın diye. 30 trilyonu bilsinlerki başka fakirlerin hakkında alıyorlar. bu 750 kişi istismarın kurbanıdırlar. Orayı siyasi rant merkezi yaptılar. Buna artık daha fazla müsade edemeyiz. Yürütme gerekli olan uygulamayı da yapmak durumundadır ve yapacaktır. Biz tüm taraflara tekliflerimizi ilettik. Tazminatları yatırılmış seçenekler bunlardır sendika olarak elinizden geleni yapın dedik. Çalışacak olan arkadaşlara iş bulmak için gerekirse ben bile devreye girerim.Ancak bu 2 milyar maaş olaz. Gerekirse onları 4-C denilen statüye sokabiliriz. Bunun dışında birşey yapamam.

haber7


Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber