Devlet Gelir Uzmanları Derneği'nin önerileri

Haber Giriş : 07 Mart 2005 17:32, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Devlet Gelir Uzmanları Derneği'nin 2 Mart 2005 tarihinde TBMM'ne sevk edilen Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'na ilişkin görüş ve önerileri aşağıda açıklanmıştır.

Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı'nın genel gerekçesinde, vergi sisteminin temel görevinin, kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için gerekli finansmanı vergileme prensipleri çerçevesinde en az maliyetle sağlamak ve ekonomik ve sosyal amaçları da dikkate alarak üst düzeyde kalitesi olan bir hizmet sunmak olduğu ve bunu sağlamak için de gelir idaresinin otonom veya yarı otonom, güçlü ve uzmanlaşmaya dayalı fonksiyonel bir örgüt yapısına kavuşturulmasının gerekli olduğu belirtilmiştir.

Genel Gerekçede belirtilen üst düzeyde kalitesi olan bir hizmetin hazırlanması ve planlanması merkez teşkilatında ancak Devlet Gelir Uzmanları marifetiyle gerçekleştirilmesi mümkündür.

Devlet Gelir Uzmanları 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36/A-11 ile 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 43. maddesi gereğince Gelirler Kontrolörleri ve Vergi Denetmenleri ile aynı hukuki statüye sahiptir.

Ne var ki Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı bu hususu göz ardı etmek suretiyle Gelirler Kontrolörleri ve Vergi Denetmenlerine tanınan bazı imkan ve haklardan Devlet Gelir Uzmanlarını mahrum bırakmaktadır.

Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı Taslağı'nın genel gerekçesinde de belirtildiği üzere, vergi kanunları ne kadar mükemmel yapılırsa yapılsın, kanunları uygulayacak olan idareye ve çalışanına gereken önem verilmezse vergilendirmeden ve vergi tahsilatından beklenen sonucun alınması mümkün değildir. Çağdaş, fonksiyonel, etkin bir gelir idaresi ancak uzman personel istihdamı ile mümkün olacaktır. Bu noktada ciddi bir açığı kapatan Devlet Gelir Uzmanlarının %49'u ücret politikası ve yetersiz özlük hakları nedeniyle kurumdan ayrılmak zorunda kalmıştır (280 kişiden 139 kişi ayrılmıştır). Bu durum ise Gelir idaresinin sürekli olarak kan kaybeden bir kurum haline gelmesine neden olmuştur. Gelir idaresinin yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak hazırlanan tasarı taslağının da Devlet Gelir Uzmanlarının hak ettikleri özlük hakları ve ücreti karşılamaktan oldukça uzak olduğu aşikardır.

Devlet Gelir Uzmanlarının Gelir İdaresine en etkili şekilde katkı sağlamasını teminen;

1. Dış Ticaret Müsteşarlığı Uzman ve Kontrolörlerinin eşit bir şekilde yer aldığı ek gösterge oranının bulunduğu sıraya Gelirler Kontrolörleri ile birlikte Devlet Gelir Uzmanlarının da dahil edilmesi amacıyla, Tasarının 35. maddesinin (a) bendine Gelirler Kontrolörlerinden sonra gelmek üzere; ?Devlet Gelir Uzmanları? ibaresinin eklenmesi,

2. Tasarının yasalaşmasından sonra üç sene içerisinde yapılacak atamaları düzenleyen Geçici 3. maddesinin;

(c) bendine, Gelirler Kontrolörü'nden sonra gelmek üzere ?Devlet Gelir Uzmanı? ibaresinin eklenmesi,

(d) bendinde yer alan ve 10 yıl olarak belirlenen gelir idaresi müdürlüğüne atanma süresinin 8 yıla indirilmesi,

(Devlet Memurları Kanununun 68 inci maddesi uyarınca ilk dört dereceye atanacaklardan 3 ve 4 üncü dereceli idari kadrolar için en az 8 yıl çalışmış olma şartı aranmaktadır. Birinci Dönem Devlet Gelir Uzmanları Şubat/2005 tarihi itibariyle ancak 8 yılını tamamladığından herhangi bir Devlet Gelir Uzmanının müdür olarak atanması mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla Tasarıda aranılan 10 yıllık çalışma şartı, Devlet Gelir Uzmanları için ölü doğmuş bir düzenleme olacaktır.)

gerektiği görüşündeyiz.

Yukarıda yer verilen önerilerin dikkate alınması halinde, Gelir İdaresi Merkez Teşkilatındaki uyumlu ve barışık çalışma ortamının devamlılığı sağlanabilecektir.

Arz olunur.

DGU-DER Yönetim Kurulu:

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber