4 katı adayın kaymakamlık sözlü sınavına alınması Anayasa'ya aykırı değil

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 23 Temmuz 2011 07:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01

23 Temmuz 2011 CUMARTESİResmî GazeteSayı : 28003

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

Esas Sayısı : 2009/63

Karar Sayısı : 2011/66

Karar Günü : 14.4.2011

İPTAL DAVASINI AÇAN: Anamuhalefet (Cumhuriyet Halk) Partisi TBMM Grubu adına Grup Başkanvekilleri Kemal ANADOL, Hakkı Suha OKAY ve Kemal KILIÇDAROĞLU (Esas Sayısı: 2009/63)

İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Ankara 14. İdare Mahkemesi (Esas Sayısı: 2010/95)

DAVA ve İTİRAZIN KONUSU: 25.6.2009 günlü, 5917 sayılı Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un:

1) 1. maddesiyle, 9.6.1930 günlü, 1700 sayılı Dâhiliye Memurları Kanunu'nun 2. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 2/A maddesinin;

a- Birinci fıkrasının dördüncü cümlesinde yer alan ? ? dört katı aday ?? ibaresinin,

b- Dördüncü fıkrasının ?Bunun dışında mülakat ile ilgili herhangi bir kayıt sistemi kullanılmaz.? biçimindeki ikinci cümlesinin,

V- ESASIN İNCELENMESİ

Dava dilekçesi, başvuru kararı ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, dava konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

A- 9.6.1930 günlü, 1700 sayılı Kanun'un; 25.6.2009 günlü, 5917 sayılı Kanun'un 1. maddesiyle eklenen 2/A Maddesinin Birinci Fıkrasının Dördüncü Cümlesinde Yer Alan ??dört katı aday?? İbaresinin İncelenmesi

Dava dilekçesinde; Danıştayın daha önce hukuka aykırı bulduğu bir düzenlemenin daha üst hukuk normu olan kanunla düzenlenerek yargı engelinden kurtulunmak istendiği, getirilen düzenlemenin hiçbir objektif gerekçesinin bulunmadığı, devlet memurluğuna alınmada kariyer ve liyakat ilkelerinin geçerli olması gerektiği, bu iki ilkenin temelinde, objektif kurallar çerçevesinde işin ehline verilmesi ve hak etme kavramının yattığı, yasaların kamu yararına dayanması gereğinin hukuk devletinin temel değerlerinden birisini oluşturduğu, yasakoyucunun takdir yetkisini kullanarak sosyal hukuk devleti olma bilinciyle ve kamu yararını gözeterek kişilerin mağduriyetlerine yol açmayacak şekilde makul ve adil çözümler getirmesi gerektiği, alınacak adayların dört katı oranındaki adayın mülakata çağrılmasıyla yazılı sınavın objektif sonuçlarının ortadan kaldırıldığı, düzenlemenin amacının yazılı sınavın etkisini azaltmak, bilgiye, ehil olmaya ve liyakata dayalı bir sınav yapmak yerine kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olmayan başkaca subjektif değerlendirmelere dayalı olarak bir seçim yapma amacına yönelik olduğu belirtilerek, kuralın Anayasa'nın 2. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

İptali istenen kuralda, kaymakam adaylığı yazılı sınavında başarılı olanlardan mülakat sınavına çağrılacak olanların sayısı düzenlenmektedir. Buna göre, yazılı sınavda yüz tam puan üzerinden yetmiş puanın altına düşülmemek kaydıyla en yüksek puan alan adaydan başlamak üzere, sınav ilanında belirtilen kadronun dört katı aday mülakata çağrılmaktadır. Mülakata çağrılan en son adayla aynı puanı almış bulunan diğer adaylar da kontenjan gözetilmeksizin mülakata çağrılacaktır.

Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Hukuk devletinde yasaların kamu yararı gözetilerek çıkarılması zorunludur. Yasakoyucu, Anayasa'ya ve hukukun genel ilkelerine aykırı olmamak kaydıyla her türlü düzenlemeyi yapmak yetkisine sahip olup, düzenlemenin kamu yararına, başka bir anlatımla ülke koşullarına uygun olup olmadığının belirlenerek takdir edilmesi yasakoyucuya aittir. Anayasa'ya uygunluk denetiminde, yasakoyucunun kamu yararı anlayışının isabetli olup olmadığı değil, incelenen kuralın kamu yararı dışında belli bireylerin ya da grupların çıkarları gözetilerek yasalaştırılmış olup olmadığının incelenebileceği açıktır.

Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrasında da memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük haklarının kanunla düzenleneceği ifade edilmiştir.

Kuralla, kaymakam adaylığı yazılı sınavında yetmiş ve üzeri puan alanların tamamı yerine sınav ilanında belirtilen kadronun dört katı oranında bir adayın çağrılması suretiyle mülakata çağrılacak aday sayısında belirli bir sınırlama yapılmıştır.

Devlet memurluğuna alınmada mülakat yapılmasının öngörüldüğü durumlarda, mülakata çağrılacak aday sayısını belirleme konusunda yasakoyucunun Anayasa'nın 128. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca takdir hakkına sahip bulunduğu açıktır. Esasen yazılı sınav ve mülakat biçiminde yapılan giriş sınavlarında, yazılı sınavı kazanan tüm adaylar yerine, belli sayıda adayın mülakata çağrılıp çağrılmaması yasakoyucunun takdirindedir. Zira, yazılı sınavda başarılı olanlar arasından söz konusu kişilerin sözel ifade yeteneklerinin, muhakeme güçlerinin, temsil niteliklerinin, genel ve fiziki görünümlerinin, ikna kabiliyetlerinin, genel yetenek ve genel kültürlerinin değerlendirilebilmesi amacıyla yapılacak mülakatta, idarenin mümkün olduğunca seçme şansına sahip bulunması için alınacak kadrodan daha fazla adayın mülakata çağrılması gerekmektedir. Ancak, yasakoyucu çağrılacak aday sayısını belirlerken mülakatı açıkça anlamsız kılabilecek veya yazılı sınavın nesnel sonuçlarını ortadan kaldırabilecek bir uygulama yapmamaya da özen göstermelidir. Kuralın gerekçesinden, söz konusu düzenlemenin yazılı sınavı yarışma sınavı haline dönüştürme amacıyla yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, iptali istenen kuralla getirilen düzenlemenin, yazılı sınavda başarılı olanlar arasından görevin gerektirdiği niteliklere sahip en iyi adayı seçebilmek amacıyla yapıldığı, mülakata çağrılacak aday sayısının mülakatı veya yazılı sınavı açıkça anlamsız kılacak bir oran niteliğinde bulunmadığı ve mülakata çağrılacak adayların yazılı sınavda en az yetmiş puan almaları zorunluluğunun bulunması nedeniyle bazı durumlarda mülakata çağrılacak aday sayısının alınacak aday sayısının dört katından daha aşağıya düşmesi olasılığı da dikkate alındığında, kuralın kamu yararına aykırı bir yönünün bulunmadığı açıktır.

Anayasa'nın 138. maddesinin son fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organların ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği kurala bağlanmıştır. Anayasa'nın 138. maddesinde öngörülen mahkeme kararlarının bağlayıcılığı ilkesi, yasakoyucunun Anayasa'ya ve hukukun genel ilkelerine uygun olması koşuluyla genel düzenleme yetkisini ortadan kaldırmaz.

Dava dilekçesinde, kuralın yargı kararlarını geçersiz kılmak amacıyla getirildiği ileri sürülmüştür. İptali istenen ibarenin de içinde bulunduğu kurallarla, daha önce Yönetmelik'le düzenlenen kaymakam adaylığı yazılı sınavı ve mülakatına ilişkin hükümler, yasa hükmü haline getirilmiştir. Kurala ilişkin gerekçede, yapılan düzenlemeyle kaymakam adaylığına giriş ile ilgili sınavların objektiflik, yerindelik, hesap verilebilirlik ve liyakat ilkelerine uygun olarak yapılmasının amaçlandığı ifade edilmiştir. Kuralın, kaymakam adaylığı sınavlarına girecek tüm kişiler için geçerli genel ve objektif bir düzenleme olduğu görülmektedir. Bu durumda, yargı kararlarına uyulmaması, değiştirilmesi veya yerine getirilmemesi söz konusu olmadığından kuralın, Anayasa'ya aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle iptali istenen ibare, Anayasa'nın 2. ve 138. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.

Osman Alifeyyaz PAKSÜT bu görüşe katılmamıştır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber