Adalet Bakanı'ndan HSYK açıklaması

Adalet Bakanlığı, görüşmeleri gergin geçen HSYK teklifinin, Anayasa'nın 2, 138 ve 159'uncu maddelerine aykırı olduğu yönündeki iddialara gerekçeleriyle yanıt verdi

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 13 Ocak 2014 08:34, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Adalet Bakanı'ndan HSYK açıklaması

Adalet Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yapısında değişiklikleri öngören kanun teklifinin Anayasa'ya aykırılığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Bakanlık açıklamasında üç madde ayrı ayrı değerlendirilerek, şu görüşlere yer verildi:

Anayasa madde 2: 'Hukuk Devleti' ilkesine aykırılık iddiası- Hukuk devleti ilkesi, devletin işlem ve eylemlerinin hukuk denetimine tabi olmasını amirdir. Teklifle, Kurul'un yargı denetimine zaten açık olan herhangi bir işlem ya da kararına karşı yargı yolu kapatılmamaktadır. Tam tersine bazı işlem ve kararlarda yetki Genel Kurul'dan, kurul başkanına alınarak bu işlem ve kararlara karşı yargı yolunun açılması öngörülmektedir. Kurulun görev alanına münhasır olmak üzere yönetmelik çıkarmak ve genelge düzenlemek yetkisinin kurul başkanına verilmesi de anılan düzenleyici işlemlerin yargı denetimine açılması sebebiyle hukuk devleti ilkesine aykırılık değil, uygunluk teşkil eder. Kurul üyeleri hakkında disiplin soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin de Genel Kurul yerine başkan tarafından yürütülmesi de bu işlemlerin yargı denetimine açılmasına hizmet edeceğinden hukuk devleti ilkesiyle çelişmez.

Anayasa madde 138: 'Mahkemelerin Bağımsızlığı ve Hakimlik Teminatı Esaslarına' aykırılık iddiası- Anayasanın 138'inci maddesi, "hüküm vermek" yetki ve görevine sahip hakimlerin görevlerinde bağımsız olduğunu belirtmektedir. Hüküm vermek ise kanunun öngördüğü usulle mahkeme önüne gelen uyuşmazlığı yargısal yetki kullanmak suretiyle yine kanunla öngörülen usulle ve maddi hukuk hükümlerine göre çözmeyi ifade eder. HSYK'nın "yargısal yetki" kullanmak suretiyle uyuşmazlık çözmesi ve hüküm vermesi söz konusu değildir. HSYK'nın görevleri tamamı idari niteliktedir. Öte yandan, Kurul'un mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulmuş olması, Kurul üyelerinin layüsel (sorumsuz) olduğu şeklinde de yorumlanamaz. Teklifle, dairelerin kararlarının kendilerini numara olarak izleyen daire tarafından denetleneceği hüküm altına alınmaktadır. Dolayısıyla bu tür kararların denetiminde de kurul başkanının söz sahibi olması mümkün değildir.

Anayasa 159'uncu madde 10'uncu fıkrasına aykırılık iddiası- "Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin olanlar dışındaki kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz" hükmü mevcuttur. Kurulun görev alanında bulunan tüm konular hakkında ilgililerin kararı veren daire veya Genel Kurul'a yeniden inceleme talebinde bulunma hakları vardır. Dairelerin, yeniden inceleme talebinin reddi kararlarına karşı Genel Kurul'a itiraz edilebilir ve Genel Kurul'un itiraz üzerine vereceği karar ise kesindir. Genel Kurul kararları hukuk denetimine tabi değildir. Bu kapsamda daireler ve Genel Kurul tarafından verilen tüm atama, terfi ve disiplin kararları neticede Genel Kurul tarafından kesin bir şekilde karara bağlanmaktadır. Bunun istisnası Genel Kurul'un meslekten çıkarma cezasına ilişkin kararlarıdır. Teklifle Kurulun yargı denetimine zaten açık olan herhangi bir işlem ya da kararına karşı yargı yolu kapatılmamaktadır. Tam tersine bazı işlem ve kararlarda yetki Genel Kurul'dan, Kurul Başkanına alınarak bu işlem ve kararlara karşı yargı yolunun açılması öngörülmektedir. Kurulun görev alanına münhasır olmak üzere yönetmelik çıkarmak ve genelge düzenlemek yetkisinin Kurul Başkanına verilmesi de anılan düzenleyici işlemlerin yargı denetimine açılması sebebiyle hukuk devleti ilkesine aykırılık değil, uygunluk teşkil eder.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber