Erdoğan, 'izleme heyeti'ne hep karşıydı

AK Parti kurmayları, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın İzleme Komitesi'ne başbakanlığı döneminde de karşı çıktığını aktarıyor. Erdoğan'ın çevresiyle, "Görüşmeler, istihbarat örgütü tarafından yürütülür. Üçüncü bir mekanizmanın devreye sokulması sorunun çözümüne katkı sağlamaz" görüşünü paylaştığı dile getiriliyor.

Kaynak : Hürriyet
Haber Giriş : 21 Mart 2015 08:15, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Erdoğan, 'izleme heyeti'ne hep karşıydı

Nuray BABACAN

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan'ın neredeyse her yurtdışı gezisinde yaptığı açıklamalar, hükümet üyeleri tarafından "merakla izlenir" hale geldi. Bir parti kurmayı, "Cumhurbaşkanımızın her yurdışı açıklamasını yüreğimiz ağzımızda dinler olduk" esprisiyle, MİT Başkanı Hakan Fidan'ın kısa süren siyaset serüvenine Cumhurbaşkanı'nın müdahalesine atıf yaparken, psikolojilerini de özetlemiş oldu.

BİLGİSİ VAR AMA

Cumhurbaşkan Erdoğan'ın, günlerdir tartışılan Çözüm Süreci İzleme Komitesi'nin kurulmasına yönelik olarak, "Ben gazetelerde okuyorum. Böyle bir şeyden benim haberim yok. Bu olaya da ben olumlu bakmıyorum" sözlerini, "Saray gelişmelerden haberdar edilmemiş" şeklinde değerlendirmek, son derece yanlış bir bakış açısı olur. Çünkü, Çözüm Süreci'nin muhataplarının Erdoğan'a yakınlığı ve sık sık birlikte değerlendirmeler yaptıkları, siyasi kulislerde herkesin malumu. Hatta muhatapların Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndansa, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a daha yakın kişiler olması herkesin bildiği bir gerçek. Bu tabloda Erdoğan'ı kızdıracak tek şeyin, sıcak gelişmelerin kendisine zamanında aktarılmaması olabileceği belirtiliyor.

3. MEKANİZMA İTİRAZI

Parti kurmayları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İzleme Komitesi'ne karşı çıkmasının "yeni bir duruş" olmadığını dile getiriyorlar. Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, kendisinin de açıkladığı gibi hem Akil İnsanlar Heyeti'ne, hem de İzleme Komitesi fikrine her zeminde karşı çıktığı anımsatılıyor. Parti kurmaylarına göre, Erdoğan'ın karşı çıkışının "önemli" nedenleri bulunuyor. Kurmaylara göre, Erdoğan, sürece 'üçüncü bir mekanizmanın' dahil edilmesine hep itiraz etti. Erdoğan'ın çevresiyle, "Görüşmeler, istihbarat örgütü tarafından yürütülür. Siyasi muhatapları olan partiler de yasal zeminde üzerlerine düşenleri yaparlar ve kararlar alırlar. Üçüncü bir mekanizmanın devreye sokulması sorunun çözümüne katkı sağlamaz, tam aksine işi uzatır. Bir işin ne kadar çok bileşeni varsa, sonuç alınması o kadar zor olur" görüşünü paylaştığı dile getiriliyor.

Parti kurmayları, PKK Kongresi'nin toplanması olasılığı, silahların bırakılması gibi beklenen önemli adımlar nedeniyle hükümetin HDP'nin istediği bu projeye "evet" demesinin bir tercih olduğunu, Cumhurbaşkanı'nın itirazlarına rağmen verilen sözlerin yerine getirileceğini ve hükümetin "orta yol" bularak süreci devam ettireceğine inanıyorlar.

SEÇİM MANEVRASI İDDİASI

Siyasi kulislerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu çıkışını, "seçim manevrası" olarak yorumlayanlar da bulunuyor. Yapılan son anketlerde, milleyetçi oyların artması, MHP'nin özellikle Orta Anadolu'da oylarını yükselttiği iddiaları nedeniyle Erdoğan'ın "teslimiyetçi" bir görüntü vermemek için açıklama yaptığı ve Ak Parti'ye oy vermeyi düşünen milliyetçi tabana, "Sizden farklı düşünmüyoruz" mesajı göndemeye çalıştığı da iddia ediliyor.

İzleme heyetini doğru bulmuyorum

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Çözüm Süreci'yle ilgili bir izleme heyeti oluşturulmasını doğru bulmadığını belirtti. Erdoğan, 4. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısı için dün Ukrayna'ya gitmeden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde basın toplantısı yaptı. Çözüm Süreci kapsamında bir izleme heyeti oluşturulduğu haberlerine ilişkin soru üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

HABERİM YOK

"Ben gazetelerde okuyorum. Böyle bir şeyden benim haberim yok. Şunu da çok açık net söyleyeyim, bu olaya da ben olumlu bakmıyorum. Çünkü başbakanlığım döneminde de Akil İnsanlar içerisinden bir grubun gitmesine nasıl bakarsınız, nasıl değerlendirirsiniz dedikleri zaman bunları doğru bulmadığımı, böyle bir şey düşünmediğimizi o zaman da söylemiştim. Aynı şeyi şimdi de söylüyorum. Bunlar doğru şeyler değil. Bu konuda işin başından itibaren her ülkede olduğu gibi istihbarat teşkilatları bu işin birinci derecede süreci yönetenleridir. Onlarla bu işler yürür. Kaldı ki bizler ta o dönemde malum temsilcileri konumunda olan siyasi partiden 3 elemanı buraya gönderdik. Yine biz gönderdik, hükümet olarak gönderdik. Bunları da gizlemeye gerek yok. Bu sayının 3'ten 5'e çıkması, 7'ye, 10'a, 15'e çıkması veya ayrı bir grubun oraya gönderilmesi, bunlar neyi değiştirecek ki? Birilerini tatmin için bu işler yapılmaz. Eğer bu işin yönetimi hükümetteyse, hükümet de burada üzerine düşeni, gerekeni, başlattığı bir süreç üzerinde devam ettirmelidir.

ROMANCILAR GİTMİŞTİ

Zaman zaman biliyorsunuz ta dağa bile çeşitli roman yazarları gönderilmiştir, gitmişlerdir. Ne netice alındı? Herhalde yeni romanlar mı yazdırılacak, böyle bir adım mı atılacak? Bunlara gerek yok. Bunları da doğru bulmuyorum."

Sefa ÖZKAYA

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber